Yazılı Soruları

12.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 1.Yazılı Soruları C Grubu

12.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 2.DÖNEM 1.YAZILI SORULARI C GRUBU

1.“Aydın, entelektüel” kelimeleri size neyi çağrıştırıyor? Topluma yön veren aydınlarla halk arasında kopukluk nasıl oluşabilir? Düşüncelerinizi yazınız. (10)

2.Halide Edip Adıvar’ın, Kemal Tahir’in ve Mithat Cemal Kuntay’ın Kurtuluş Savaşı’nı işleyen romanlarına birer örnek veriniz. (10)

YABAN

Aşağıdaki parça, Ahmet Celal’in köylülerin kendisiyle ilgili düşüncelerinden bahsettiği bölümden alınmıştır.              

  (…) Gerçi köye geldiğim ilk günden beri, daima, herkesten ayrı      bir durumdayım. Gözle görünmez bir çember, bir nevi karantina kordonu beni aralarına karışmak istediğim bu küçük insan kümesinden ayırıp duruyor. Ne yapsam bu çemberi yaramıyorum. Zaten korkunç engin bir ıssızlıkla çepeçevre çevrilmiş               bir köyün içinde benim etrafımı ayrıca başka bir ıssızlık sarmış bulunuyor.

     Mehmet Ali olmasa hiç    kimse benimle konuşmayacak, benim  yanıma yaklaşmaktan çekinecek, bana köyün sokaklarında dikili        bir korkuluk gibi                bakacak. İlk günler çocuklar benden     ürküp kaçışmıyorlar mıydı? Köpekler arkamdan havlamıyorlar mıydı? Oysa, ben ne       acayip,    ne korkunçtum. Bilakis…            Ve buraya yabancılardan       kaçıp geldim; yabancının       cevrinden kaçıp geldim. Tâ ki, kendi kanımdan, kendi  canımdan bu küçük insan cemiyetinin içine karışayım, onunla haşır neşir olayım, onda kimsesizliğimi unutayım diye… Yolda, Mehmet Ali’ye durup durup şu sözleri tekrar ediyordum:

      “Anan, benim   anam;     kardeşlerin benim  kardeşlerim olacak. Bunu iyi bil.” Ve Mehmet Ali hiç cevap vermeksizin yağız erkek çehresinin ortasındaki o çocuk tebessümüyle gülümsüyordu.           

       O vakitten, bunun ne kadar imkânsız olduğunu düşündüğü için  midir ki öyle susup gülümsüyordu? Kim bilir, kim bilir… Türk köylüsünün ruhu, durgun ve derin bir sudur. Bunun dibinde ne var? Yalçın bir kaya mı, balçık yığını mı,  bir yumuşak kum tabakası mı? Keşfetmek mümkün değildir.           

      Onlara hitap ettiğim vakit hiçbir şey anlamaz gibi bön bön yüzüme bakarlar. Sonra kendi aralarında bir şeyler mırıldanırlar. Hissederim ki sözlerimi anlamışlar, fakat tasvip etmemişlerdir. Bazen bıyık altından bana güldüklerini de sezerim.

       Buraya gelişimin ilk haftaları, etrafıma yalnız    korku ve kuşku veriyordum.   Beni, hükûmet tarafından gönderilmiş herhangi bir memur, bir    tahsildar,  bir   öşürcü,    bir jandarma,         yoksa       bir           askerlik şubesi başkanı mı sandılar      bilmem   fakat       hepsinin                yüzünde  korku       ve            kuşku       belirtilerini açıkça görmüştüm.

       Sonradan benim ne o ne de şu olmadığım, benim bir hiçten ibaret olduğum anlaşılınca irkinti ile buruşan alınlar yerine hayretle     açılan gözler ve sinsi bir istihza ile bükülen dudaklar görmeğe başladım. Bana bakarken her birinin gözlerinde parlayıp sönen,  sönüp parlayan bir acayip ışık damlası beliriyordu. Şüphesiz, kökleri  benim erişemeyeceğim derecede  uzaklarda bir nevi gizli ve    şeytani    zekânın bir sızıntısı olan bu ışık kadar beni rahatsız eden bir şey hatırlamıyorum. O beni her yerde, her dakika izliyor, tek kurtuluş deliğim olan odama kadar sokuluyor; yıkanırken, giyinirken, soyunurken veya tıraş olurken bir an yakamı bırakmıyor.

       En basit, en sade, en tabiî hareketlerim onlara, bir sirk ortasında, bir soytarının takla atışları, sıçrayışları, yuvarlanışları kadar tuhaf geliyor.  

3. Yukarıdaki metinden yola çıkarak Yaban romanının temasını belirleyiniz. (10)

4. Ne yapsam bu çemberi yaramıyorum, ifadesinden ne anlıyorsunuz? Romanın temasını dikkate alarak açıklayınız. (10)

 5. Ahmet Celal’in nasıl bir psikoloji içinde olduğunu metinden hareketle açıklayınız. (10)

 6. Yaban romanında anlatılan olayların gerçeklikle ilişkisini değerlendiriniz. Yazarın anlattığı olayların yaşanmış olma ihtimali var mıdır? Yazınız. (10)

7. Millî Edebiyat zevk ve    anlayışını                sürdüren Halide     Edip   Adıvar,    Yakup      Kadri  Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit        Karay,      Tarık        Buğra,     Mithat     Cemal     Kuntay     gibi ünlü  yazarlar eserlerinde millî değerleri, vatan   sevgisini, halkın  sorunlarını işlemişlerdir. Anadolu         insanını   gerçek anlamda ilk kez romana taşımışlardır. Bu anlayışla yazılan bu romanlardaki ortak özelliklerden üçünü yazınız. (10)

8.Aşağıdaki paragrafta boş bırakılan bölümlere uygun noktalama işaretlerini getiriniz. (10)

Düşman kıtası (   ) köyü sömürmeye devam ediyor. Meğer bu kara kuru köyün ne kadar çok adamı ne çok zaman besleyecek özü varmış (   ) Emeti Kadın’ın yumurtaları bitip tükenmek bilmiyor (   ) İşittiğime göre, düşman hayvanları (   ) Salih Ağa’nın saman ve arpalarını yiye yiye hâlâ bitirememişler.

9.Aşağıdaki cümlelerdeki noktalama işaretlerinin kullanılış gerekçesini belirtiniz. (10)

Köye girdi. Aralıklarla bir kaç köpek hırladı.
Sen bekle… Gelince taşa tut. Ben seni Topal’ın bahçede beklerim, dedi. Yürüdü…

10. Bugün aklım Dorukısrak’a takıldı. Çifte gittim geldim, onu düşündüm. Dışarda kış geldim diyor. Ahırdaki saman belli, saçkı belli. Ben, öküzlerin tayın, kıratı yeygisini onunla paylaştıramam. Tayın arpasına ortak edemem. O, bu yıl çaresine bakacak. O, bu yıl “ Yılkılık…” Dağda ot kalmadı, çöp kalmadı. Köyün sığırı beş gün yaylıma ya çıkar ya çıkmaz. Nerde ise şimdi sığır döner. Harman yerinde yolunu kesersin, kısrağı çevirirsin. Burnunu dağa doğru dönderirsin sürersin tepeye kadar. Varsın başının çaresine baksın. Bahara sağ salim elimize geçerse ne âlâ.. Yook, bir dereyi doldurursa, o da onun bileceği bir iş… Bundan sonra onu ne çifte koşabilirsin ne düvene…
Bu paragrafta hangi anlatım biçimleri kullanılmıştır? (10)

     edebiyatsultani.com başarılar diler.

 CEVAPLAR:
1. Aydın veya entelektüel diye tanımladığımız kişiler, hem düşünür, hem gerçeği arar, hem de sorunlara çözüm arar. Analiz yapar, ileri görüşlüdür, öngörüleri büyük ölçüde doğru çıkar. Aydınlar kendi kabuklarına çekilip yaşarsa, halkla bağlarını koparırsa arada büyük bir uçurum oluşur ve aydın halkı anlayamadığı için halka tesir edemez. Çünkü toplumunu tanımayan aydın arada anlayış ve kültür farkı olduğu için ona nasıl yaklaşacağını bilemez.

2.Halide Edip Adıvar: Ateşten Gömlek
Kemal Tahir: Yorgun Savaşçı
Mithat Cemal Kuntay: Üç İstanbul

3. Aydın-halk çatışmasıdır.

4. Bu ifadeler Ahmet Celal’in yalnızlığını ifade etmektedir. Ahmet Celal o kadar uğraşmasına rağmen insanları anlamamakta, insanlar tarafından anlaşılmamaktadır. Bunun sebebini kendine sormasına rağmen herhangi bir cevap bulamamıştır. Kendisini halkın ruhundan farklı görmektedir.

5. Ahmet Celal üzgündür. Çünkü o Kurtuluş Savaşı’nı bu insanların aydınlanmaları ve mutlu yaşamaları adalet içinde yaşamlarını sürdürmeleri için veren orduda yer almıştır. Ancak köylülerin durumu, cahillik ve korku içinde yaşayarak kendisini dışlamalarından dolayı devamlı üzgün ve öfkelidir.

6. Gerçeklikle ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü o dönemde köylerimiz köylülerimizin yaşamı ile aydın kesimin arasındaki uçurum aynen romandaki gibi bir durumu oluşturmaktaydı.

7. * Kurtuluş Savaşı bu dönem romanlarında en sık işlenen temalardan biri olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin dönüm noktalarından biri olan Kurtuluş Savaşı’nın çok farklı roman karakterleri etrafında günümüze kadar çeşitli şekillerde  eserlere yansıdığı  görülür.

* Romanlarda genel tema Anadolu coğrafyası ve Anadolu insanıdır. Anadolu’ya açılan romanlarda insanların savaşa, yokluğa ve yoksulluğa rağmen sürdürdükleri yaşam mücadelesi realist bir çizgide aktarılmaya çalışılmıştır.        

* Bu dönem romanlarında bireysel konulardan sosyal konulara bir geçiş görülür. Köy, kasaba ve şehir yaşamındaki ahlaki bozulmalar, dine dayandırılan hurafeler, yanlış Batılılaşma, tarihî kahramanlıklar romanlarda ele alınan temel konulardır

8. Düşman kıtası (,) köyü sömürmeye devam ediyor. Meğer bu kara kuru köyün ne kadar çok adamı ne çok zaman besleyecek özü varmış (. ) Emeti Kadın’ın yumurtaları bitip tükenmek bilmiyor (.) İşittiğime göre, düşman hayvanları (,) Salih Ağa’nın saman ve arpalarını yiye yiye hâlâ bitirememişler.

9. • Köye girdi. Aralıklarla bir kaç köpek hırladı.
• Sen bekle… Gelince taşa tut. Ben seni Topal’ın bahçede beklerim, dedi. Yürüdü…

Biten cümlelerin sonuna nokta konulmuştur.

Bitmeyen ifade ve cümlelerin sonuna üç nokta konulmuştur.

Özel isme ek geldiği için kesme işareti kullanılmıştır.

10. Bu paragrafta betimleme ve öykülemeden faydalanılmıştır. Dorukısrak’ın özellikleri öyküleme tekniğiyle betimlenmiştir.     

 

12.sinif-turk-dili-ve-edebiyatı-2.donem-1.yazili-sorulari-c-grubu indir

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap