Eğitimle İlgili Yazılar

ADAM OLMAK İÇİN TOKAT YEMEYİ BEKLEME

Halk arasında “Tecrübe insanların yediği kazıkların bileşkesidir.’’ diye bir söz vardır. Hoş bir söz olmasa da öğretici yanı fazla bir sözdür. İnsanlar genellikle yaşadıkları acı tecrübelerden sonra davranışlarını değiştirmektedirler.

Komşusu ile fazla samimi olan bir insan fazla samimiyetin verdiği sakıncaları gördükten sonra komşusuna mesafeli durmak gerektiğine karar verebilir.

Ya da insanlara ölçüsüz bir şekilde iyilik yapan bir insan bu davranışının sonucunda insanlar tarafından istismar edilebilir. Böylelikle insanlara daha mesafeli durması gerektiğini öğrenmiş olur.

Başkalarının davranışlarına göre davranışlarımızı düzenlemek mantıklı ancak maliyetli bir yöntemdir. Davranışlarımızı bize faydalı olacak şekilde değiştirmek için insanlardan olumsuz bir davranış görmeyi beklemeye gerek yoktur.

Kısacası davranış değişikliği yapmak için birilerinden “kazık yemek” ya da “tokat yemek”  gerekmemektedir. Davranışlarımızı kendi isteğimize göre ve kendimizi geliştirecek şekilde düzenlemeliyiz.

İnsanların algıladığı dünya ile gerçek dünya arasında dağlar kadar fark vardır. Kimi insanın “ölüm kalım meselesi” olarak gördüğü meseleleri diğer bazı insanlar hiç önemsemeyebilir. Trafikte kendisini sollayan insanı bazı sürücüler hiç önemsemezken; bu durum bazı insanlar için “kavga sebebi” olabilir.

Kimi insanlar yaşamlarındaki olumsuz bir tecrübeyi aşırı büyüterek ruh sağlıklarını bozarken kimileri de olaylara farklı bakma becerisini geliştirdiğinden krizleri fırsata bile dönüştürebilirler.

Olayların ve olguların önem derecesi kişiye göre değiştiğinden doğru ve yanlış kavramları da kişiye göre değişebilir. Bundan dolayı hangi davranışın sağlıklı hangisinin sağlıksız olduğuna evrensel kriterlere bakarak karar verebiliriz. İşte tam da burada “bilişsel davranışçı terapi” devreye girmektedir.

Bilişsel davranışçı terapi, insanların hem sorunlarını çözer hem de bütün yaşamları süresince sorunlarını çözmede kullanacakları bir takım becerileri de öğretir. Bu beceriler kısaca: Yanlış düşünceleri tespit etmek, inançları değiştirmek, çevre ile yeni ve faydalı ilişkiler kurma becerilerini geliştirmektir.

Bilişsel davranışçı terapinin temel mantığı insanlar için doğru ve işlevsel olan düşüncelere insanları inandırarak doğru davranış kalıplarını geliştirmesini sağlamaktır.

Kişisel iletişimde gülümsemenin önemini öğrenen bir insan, geçmişte gülümseme davranışına sahip değilse bile gülümsemenin önemini öğrendikten sonra bu davranışı yaşantısına katabilmelidir.

İnsanlar olumlu davranış değişikliğinin mümkün olduğunu öğrendikten sonra kendilerine faydalı kalıpları kendi kendilerine kodlayabilirler. Zaten bunu yapabilen insanlar hayatta başarı kazanma yol ve yöntemlerini kavramış olan insanlardır.

Yazdır

Yazar hakkında

Fatih Pınar

Yorum yap