Roman Yorum-Özet

AYŞE KULİN- SON – Kitap Yorumu

 

 

‘’ Romanlar aynasıymış meğer hayatlarımızın.’’

 

Tanıdıklarımızın hikayesi: Son

Sağınızın solunuzun Ayşe Kulin karakterleriyle dolu olduğunu düşündürecek bir roman ile karşı karşıyayız. Tüm roman karakterlerini tek tek tanısak da, aradan yıllar geçmiş ve kahramanlarımızın hayatın olağan akışında dört bir yana savrulmuş durumda. Seneler önce kimi nerede bıraktıysak sanki hiçbir şey değişmemiş hissi veriyor ama çok şey de değişmiş gibi karna bıçaklar da saplanıyor, garip.

Derya ve Hakan ekonomik krizden nasibini almış genç bir çifttir. Kızları Ada’nın doğumu ile Derya’nın babasının köydeki evine taşınmak zorunda kalırlar. Tabi Hakan bu sıralarda hiç boş durmaz ve gördüğü duyduğu her yere özgeçmişini gönderir, iş başvurularının hızını kesmemeye kararlıdır. Her ne kadar kayınpederinden memnun olsa da ona yük oluyormuş düşüncesi içini yiyip bitiriyor. Evin kalabalık oluşu da cabası. Kayınpederi, evin yardımcıları, onların çocuğu vs derken artık kalıcı iş bulmak Hakan’a farz olmuştur. Ki zaten başvuru yaptığı yerler de hâlihazırda vardır.

Ve beklenen haber gelmiş Hakan işe kabul edilmiştir; ancak bu iş Şangay’dadır. Kabul etmekten başka çaresi olmadığı için işi kabul eder el mahkum. Derya başta biraz karşı çıksa da durumu kabullenmekten başka çaresi yoktur. Hakan hiç vakit kaybetmeden Şangay’a gider, işlerini yoluna koyduğunda Derya ve Ada’yı yanına aldırmak üzere. Önce kocası ardından babası evden giden Derya, evin yardımcısı Nebahat’in safsatalarından uzaklaşmak için çocuğunu da alıp sahile denize gitmeyi en iyi kaçış yolu olarak buluyor. Bunu da artık kendine adet haline getirmiştir.

‘’ Ben hiç sormadım, o da hiç anlatmadı hikâyesini.’’

 

Esra, eski sevgilisinin başına açtığı işlerden sonra Side’ye ailesinin yanına taşınmayı uygun bulmuştur. Komiser Vural sayesinde kurtulduğu suçlular dünyasına bir daha adım atmamak üzere sırt çevirmiştir. Ki zaten o dünyaya da bilerek girmemiştir ya neyse. Herkesten her şeyden elini eteğini çekmesini sağlayan Vural komiser ise işten güçten kendini soyutlamıştır. Son olanlardan sonra bir süre başını dinlemeyi yeğlemiştir. Esra ise ailesinin yanında artık sıkılmış olacak ki herkesten habersiz Urla’ya kafa dinlemeye gider. İşte orada tanışır Derya ve Ada ile. Sahil kenarında şezlongta bir ‘’merhaba’’ ile başlamıştır arkadaşlıkları. Yani arkadaşlık da denemez buna. Birbirlerinin isimlerini bile bilmezler. Derya, Esra’nın o anki samimiyetine güvenerek Ada’yı onun kucağına verir ve yüzmeye denize girer. Girmesiyle birlikte jetskinin altında kalması bir olur. Tek suçu Esra ile aynı kıyafete sahip olmasıydı, Esra’nın deyişine göre. Durumu hiç sorgulamadan kendi üzerine alıyor. Arıyor eskilerden Vural komiseri. ‘’Ben buldular, öldürmek istediler. Ama yanlışlıkla ben diye başkasını öldürdüler.’’ diyor. Atlayıp gidiyor Urla’ya Vural komiser, olayı araştırmak için. Esra’nın geçmişindeki karanlık adamların tekrar gün yüzüne çıkmış olması Vural komiseri tekrar uykusuz gecelere sürüklüyor. Esra ile konuşmasından sonra ölen kadının evine gidip ev halkıyla konuşuyor, araştırmasını Esra’nın üzerinde yoğunlaştırsa da yine de Derya’nın ailesi ile bağlantıyı da kesmiyor. Esra’yı her şeyden uzaklaştırmadan Çin’ e Şangay’a gönderiyor.

Aslında bu sıralarda kimsenin tahmin dahi edemeyeceği şey oluyor. Derya’nın eşi ve kızıyla uçakta yan yana koltuklarda denk geliyorlar. Daha doğrusu Esra öyle sanıyor. Meğerse Esra, Derya’nın kimliği ile Çin’e gidiyor. Hiçbir şeyden haberi yok. Bir de üzerine Ada ile arası iyi olan Esra, Hakan’ın yalnızlığını anlıyor ve yol boyunca Ada ile bolca ilgileniyor. Hakan da bu durumdan kendine pay çıkartıyor ve Şangay’da çocuğuna bakmasını rica ediyor. Esra her ne kadar Hakan’dan uzak durmak istese de yaşanan olaylardan kendini sorumlu tuttuğu için Ada’ya bakmayı kabul ediyor. Gün geçtikçe Hakan ile yakınlaşan Esra sonunda her şeyi Hakan’a anlatmaya karar veriyor. Vural komiser ise cinayeti çoktan aydınlatmıştır. Meğerse katil Esra’yı değil gerçekten Derya’yı öldürmek istemiş. Derya’nın babasının evinde çalışan Nebahat’miş. Ondan hoşlanmadığı ve onu kendine bir tehlike olarak gördüğü için sahildeki o anını kollamış ve onu jetski ile ezmiş. Aslında geçmişi çok da iyi anılarla dolu olmayan Nebahat, psikolojik ilaçlar kullansa da ilaçlarını düzenli içmemesi onu bu duruma kadar sevk etmiş. Vural komiser bu olayı da çözmüştür. Tek çözemediği ise Esra’ya olan aşkıdır. O da sessiz sedasız gömülmeyi beklemektedir.

Yazdır

Yazar hakkında

Aslı Cansız

Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni

Yorum yap