Testler

Paragraf Testi 8

PARAGRAF TESTİ 8

1.Dil-kültür ilişkisi bazen çok garip biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Mesela, ülkemizdeki bazı lokantaların ismi “ASPAVA” şeklinde bir “akronim”, yani birkaç kelimenin baş harflerinin veya ilk hecelerinin bir araya gelmesiyle oluşan bir kelimedir. Bu kelimenin anlamı ise şu şekildedir: “Allah’ım sıhhat, para, afiyet ver, amin.” Kaldırımda yürürken sirenlerini çalıştırmış bir ambulansın hızla yanınızdan geçtiğini görmüşsünüzdür. “AMBULANS” kelimesinin de ters yazıldığını fark etmişsinizdir. Bunun sebebi, önde giden araçların aynalarında bu ters ambulans yazısını düz olarak görmesini ve böylelikle daha çabuk yol vermesini temin etmektir.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) Ambulans yazısının tersten okunması işleyişi kolaylaştırmak amacıyladır.
B) Bazı insanlar iş yerlerine akronim yöntemi ile isimler vermektedir.
C) Dil ve kültür arasındaki ilişki ilginç şekillerde görülebilir.
D) Kültür ile dil arasında her zaman için sıkı bir ilişki vardır.
E) Dile yansıyan kültür insanların karakterini yansıtır.

2. Edebiyat gibi kültür ve dil de bir milletin tarihi ile yakından ilgilidir. Bundan dolayı onları tarihsel çerçeve içinde görmeyenler bunun anlam ve önemini kavrayamazlar. Türkiye’de bazı aydınların dil konusunda yanılmalarının başlıca nedeni budur.
Yukarıdaki parçaya göre yazarın vurguladığı kavramlar nelerdir?
A) Edebiyat, tarih, kültür ve dil
B) Kültür, dil, aydınlar
C) Dilin anlamı, tarihi olaylar
D) Edebi eserlerle kültür unsurları
E) Ulusal tarih, millet ve dil

3. Son yirmi yılda özellikle İngilizce kelimeler kullanmak, âdeta bir statü sembolü hâline getirildi. Kitle haberleşme araçları bu hastalığı salgına dönüştürmüştür. Fakat hiçbir devirde böyle bir şuursuzluk yaşanmadı. Hatırlanacağı üzere yabancı adlar önce dergilerde boy gösterdi. Argos, Rapsodi, Hey Girl vb. Daha sonraları yabancı televizyonlar ortaya çıktı: Magic Box, Show TV, Fox TV vb. Yüksek tirajlı gazeteler de Film Guide, TV Guide, Star gibi adlarla ekler vermeye başladılar. Bu televizyonları seyredip bu gazeteleri okuyanlar, eğer Türkçe konusunda hassas değillerse, eğer okullarda tarih şuuru ve ana dil sevgisi edinmemişlerse ne yaparlar? Çocuklarına Jane, Sem gibi isimler vermezler mi?
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yabancı adlar taşıyan televizyonların ortaya çıktığına
B) Hiçbir devirde, dilde bu kadar şuursuzluk yaşanmadığına
C) Okulların dil bilincinden yoksun olduğuna
D) Dil şuuru olmayan insanların çocuklarına yabancı adlar verebileceğine
E) İngilizce sözcük kullanmanın bir imaj meselesi kabul edildiğine

 

4. Avrupa’da halkın konuştuğu dille; bilim, felsefe ve edebiyatın dilini birleştirmek, diğer bir deyişle düşündüğünü konuşur gibi yazmak, ilk iş olmuştur. Rönesans dedikleri gelişme bir bakıma halk dilinin yazı dili olması demektir.
Bu parçadaki cümleler aşağıdaki görüşlerden hangisini desteklemek için söylenmiş olabilir?
A) Yazı dili ayrı konuşma dili ayrı kavramlardır.

B) Yazı dili konuşma diliyle aynı olmalıdır.
C) Bizde de bir Rönesans gerçekleştirilmiştir.
D) Kırsal dil, bilim diliyle bağdaştırılmalıdır.
E) Konuşma, yazmadan daha değerli ve yararlıdır.

5. (I) Yazılı edebiyat kültür dilinin en büyük hazinesini oluşturur. (II) Yazılı edebiyat, günlük dilden ve sözlü edebiyattan yüzlerce defa daha zengindir. (III) Bunun nedeni yazının binlerce yıllık sözleri saklaması ve biriktirmesidir. (IV) Atasözleri, “ata” kelimesinden de anlaşılacağı üzere geçmiş asırlardan bize kalan bir değerler manzumesidir. (V) Kültür denince özellikle yazılı eserler anlaşılır ki bunların arasında eski çağlara ait inanç ve ilim kitapları da vardır.
Numaralanmış cümlelerden hangisi, parçanın anlam bütünlüğüyle ilgili değildir?
A) I. B) II.     C) III.     D) IV.        E) V.

6. Stendhall, romanı cadde üzerinde gezdirilen bir aynaya benzetmiştir. Ona göre roman hayatta ne varsa bunları işlemeliydi. Çağdaş romancılar da Stendhall gibi, eserlerinde genellikle yaşamı yansıtmayı amaç edinmişlerdir. Böyle olunca hayatta ne varsa … Hatta bir romanın güzelliği, yansıttığı bu yaşamın zenginliği ile ölçülür olmuştur.
Bu parçaya göre noktalı yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun değildir?
A) romanlarda da bunlar işlenmiştir.
B) bütün bunlara romanlarda rastlayabilmekteyiz.
C) eserlerinde bunları yansıtmaya çalışmışlardır.
D) hepsi roman aynasında yansıtılmak istenmiştir.
E) romanlarda gereksizce kullanılmıştır.

7.
I.Tarih içinde asırlarca işlene işlene bu görünümü kazanan kültür gelişir, olgunlaşır.

II. Kültür, bir milletin tarih boyunca oluşturduğu eserlerle bir görünüm kazanır.
III. Dil, edebiyat, müzik, mimari ve sosyal yaşamda söz konusu gelişmeleri rahatlıkla fark edebiliriz.
Yukarıda numaralanmış cümleler, aşağıdakilerden hangisinde bir anlam akışı ve bütünlüğü oluşturacak biçimde sıralanmıştır?
A) I.-II.-III.

B) I.-III.-II.
C) III.-I. -II.
D) II.-I.-III.
E) II.-III.-I.

8. Piyano müzik aletidir diye, önüne oturup ellerini üstüne koyan her insanın onu çalacağını sanmak delilik olur. İnsan dili de piyanoya benzer. Yumruklamaya kalktınız mı dikkate değer hiçbir ses çıkartamazsınız. Gerçekten de öyle; kızdığım, sabırsızlık içinde kıvrandığım, hayretler içinde kaldığım zaman söylediğim sözlerin benim için hiçbir manası yoktur.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yazarın söylediği sözlerin anlam kazanmadığı durumlardan biri değildir?
A) Duygulara hâkim olunamadığı zamanlar

B) Piyano çalmaya başlandığı zamanlar
C) Sabırsızlık gösterilen zamanlar
D) Hayretler içinde kalındığı zamanlar
E) Öfkelenilen zamanlar

9. Dillerin söz dağarcığıyla toplumların yaşama ve kültür düzeyi arasında sıkı bir bağ vardır. Toplumsal yapıdaki değişmeler, oluşumlar dilin söz dağarcığında da gösterir yankısını. Yeni yeni söz değerleri, sözcük dizgeleri çıkar ortaya. Bir yandan bu yeni değerler dilin örgüsü içinde yerini alırken bir yandan da kimi sözcükler kullanımdan düşer.
Bu parçada savunulan asıl düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir toplum yaşadıkça dili de gelişmeye devam eder.

B) Toplumsal değişimler dili, dil de toplumu etkiler.
C) Toplumsal yaşamdaki değişiklikler dile etki eder.
D) Dil değişiklikleri toplumu geçmişinden uzaklaştırır.
E) Ölü sözcüklerin kullanımdan düşmesi doğaldır.

10. Devlet Planlama Teşkilatının ilk defa bindiğim asansöründe insanları İngilizce olarak günaydın, iyi akşamlar gibi sözlerle karşılayarak yine aynı dilde ayı, günü ve saati bildiren elektronik düzeneği görünce hayretler içinde kalmıştım. Ülkenin geleceğini planlayan bir kuruluşun ana dil üzerinde göstermediği hassasiyeti kimden bekleyebiliriz? Türk Hava Yolları dergisinin adı bile Skylife. Yoksa bir süreden beri devletin resmî dili Türkçe değil de bizim mi haberimiz yok!
Bu parçada özellikle aşağıdakilerden hangisi eleştirilmiştir?
A) Devlet Planlama Teşkilatının özensizliği

B) Türk Hava Yolları’nın dergisinin adının Türkçe olmaması
C) Resmî kurumların Türkçeye gereken önemi vermemesi
D) İngilizce sözcük kullanmanın bir moda hâline gelmesi
E) Tarihlerin Türkçe olarak değil de İngilizce olarak bildirilmesi

11. Gerçekten dil bir bahçeye benzetilebilir; gezmekle bitmeyen ve her iklimden başka renklerle yani kelimelerle bezenen bir bahçe… Bu bahçenin toprağı toplum, suyu düşünce ve çiçeği kelimedir. Kelimeler, öz suyu anlamdan ve kökleri sesten oluşan bir bitkidir. Her canlı gibi doğar, yaşar ve ölür. Yaşadıkları sürece de üzerlerine aldıkları görevleri tam anlamıyla yerine getirir; ancak yaşadıkları toprak, altlarından kaydığında kendileri de yitip gider.
Bu parçaya aşağıdakilerden hangisi en uygun başlık olarak getirilebilir?
A) Bilim ve Dil
B) Kelimelerin Hayatı

C) Dil ve Bitki Bilimi
D) Kelimelerde Anlam

E) Kelime ve Cümle İlişkisi

12. Demokritos sofrasına gelen incileri yerken bir bal kokusu almış ve hemen bir araştırmadır başlamış kafasında, o güne dek incirlerinden almadığı bu koku nereden geliyor, diye. Merakını gidermek için kalkmış sofradan, incirlerin toplandığı yeri görmeye gitmek istemiş. Sofradan niçin kalktığını duyan hizmetçi kadın gülmüş: “Boşuna zaman kaybetmeyin.” demiş. “İncirleri bal çanağına koymuştum toplarken.” Demokritos’un canı sıkılmış bu araştırma fırsatını kaçırdığı, bir merak konusu elinden alındığı için.
Yukarıdaki parçaya göre Demokritos’un en belirgin kişiliği aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) Özellikle bal, incir gibi tatlı yiyeceklere düşkündür.
B) Her şeye öfkelenen, sözden anlamaz bir ihtiyardır.
C) Araştırma merakı, öğrenme tutkusu olan biridir.
D) Kafasına koyduğunu gerçekleştirme peşindedir.
E) Merakı yüzünden başı sürekli derde giren biridir.

13. Dil tek tek şahısların değil, o dili konuşan ve yaratan topluluğun ürünüdür. Dilin kurallarını bilginler, sanatçılar değil, topluluk koyar. Birey seçimini özgürce yapar ve özgürce konuşur ama dili değiştiremez.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanlara ters düşer?
A) Dilin kurallarını ancak dil bilimciler, bilginler belirler.
B) Dili meydana getiren toplumdur.
C) Birey, sözcük seçimini özgürce yapar, özgürce konuşur.
D) Birey, dili değiştirme yetkisine sahip değildir?
E) Dil, değiştirilemeyen, işlevine dokunulamayan canlı bir varlıktır.

14. Arap dilinin bütün kelimelerini bile kullansam halel getirmem ona. Eğer herhangi bir yabancı dilden aldığımız bir kelime Türkçenin içerisinde sindiriliyor ise Türkçe zaten büyük bir dil demektir. Nitekim Türkçe büyük bir dildir ve böyle kelimelerimiz de sayısızdır. Bunları dilden atmak, tam manasıyla güvensizlik işaretidir. Bu bakımdan Türkçemize güvenmek zorundayız, ama insanlar kendilerine güvenemedikleri için kendi zaaflarını dile yüklüyorlar.
Bu parçaya göre yazarlarımızın Türkçeye güvenmemesinin asıl nedeni aşağıdakilerden hangisinde belirtilmiştir?
A) Türkçenin dil yapısındaki özellikler

B) Arapçanın dilimiz üzerindeki etkisi
C) Türkçenin büyük bir dil olduğunun bilinmemesi
D) Yazarlarımızın öz güven eksikliği
E) Yabancı dillerden aldığımız sözcüklerin yoğunluğu

15. Son yıllardaki moda deyişle medyada, bazı özel TV kanallarında yeni tip sunucular, haber ve spor sunucuları da moda oldu. Oysa sunuculukta dili doğru, düzgün ve pürüzsüz kullanma, fizikî güzellikten önce gelir, önce gelmelidir. Bu konuda başarılı olanlar elbette var; ama dil bilinci ve Türkçe sevgisi onlarda özellikle aranmalı, onlara özellikle kazandırılmalıdır. Çünkü bu kişiler her gün milyonlara sesleniyor, milyonlarla yüz yüze geliyor.
Bu parçaya göre bir sunucuda aranması gereken en önemli özellik nedir?
A) Dil bilincine ve sevgisine sahip olma
B) Fizikî bir güzelliğe sahip olma

C) İyi bir eğitime sahip olma
D) Doğru bir Türkçeye sahip olma
E) Pürüzsüz bir söyleyişe sahip olma

 

CEVAPLAR: 1.C, 2.A, 3.C, 4.B, 5.D, 6.E, 7.D, 8.B, 9.C, 10.C, 11.B, 12.C, 13.A, 14.D, 15.A

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap