Gazel Örnekleri

Şeyhi’nin Gazelleri

Şeyhinin Gazelleri

Şeyhi, şiirlerinde tasavvufun düşünce ve mazmunlarından faydalanmıştır. Lirik şiirleri de güzeldir, duygu derinliği vardır şiirlerinde. Anadolu sahası din dışı edebiyatın kurulmasında önemli rol oynamıştır.

ŞEYHİ’NİN GAZELLERİ

1. GAZEL 

Ölme gönül firaak ile Îsâ-nefes gelür
Yanma ciger figaan ile feryâd-res gelür

Can bülbili teferrüc-i dîdâr kılmasa
Firdevs bostânı gözüne kafes gelür

Her bî-haber ne bile mahabbet safâsını
Nâ-merde aşk u derd hevâ vü heves gelür

Bilmez kimesne kaafile-i dûstdan haber
Geh geh budur kulaguma bang-ı ceres gelür

Şeyhî ko peşpeşeyi dahı şehbâzı kıl şikâr
Sîmürg-i himet olana âlem meges gelür

2. GAZEL 

Bahâr mevsimidür hemdem-i sabâ olalum 
Gül ile dost kuhusuyla âşinâ olalum

Çü devr-i lâledür ihlâs ile kadeh dutalum 
Nite ki nerkis olur mest-i bîriyâ olalum

Zamâne sırrını ko gonca gibi ser-best 
Çemen safâsına gül gibi dil-küşâ olalum

Cihan fütûhına Cem câmdur dimiş miftâh 
Gelün mülâzim-i câm-i cihan-nümâ olalum

Amelden ücret umunca gurûr-i tâat ile 
Günehde muhtazır-i rahmet-i Hudâ olalum

Bahâr tevbeye Şeyhî cünun dimiş âkıl 
Bugün muvâfakat et irte pârsâ olalum

Günümüz Türkçesiyle:

1. Bahar mevsimidir; tan yeline arkadaş, gülle dost ve kokusuyla bildik olalım.
2. Mademki lâle mevsimidir, o halde samimiyetle ele kadeh alalım ve nergis nasıl riyasız sarhoş oluyorsa, biz de öyle sarhoş olalım.
3. Bırak, yaşadığımız devrin sırrı konca gibi kapalı kalsın: Biz bağ, bahçe safasına gül gibi gönlümüzü açalım.
4. Cem, “dünyada neşe ve emel kapısının anahtarı kadehtir” demiş. Gelin, biz de içinde cihanı seyrettiren kadehten ayrılmayalım.
5. İbadetimize gururlanarak amelimizn karşılığını umacağımıza, günahımızın affı için Allah’ın rahmetini bekleyelim; ondan ümidimizi kesmeyelim.
6. Ey Şeyhî! Aklı başında olan, baharda edilen tövbeye deliliktir demiş. Gel bugün bu söze uy, içelim, keyfimize bakalım da yarın işi sofuluğa vururuz.

3. GAZEL 

Didüm visâline irmek didi hayâl-ı muhâl
Didüm cemâlüni görmek didi mübârek fâl
 
Didüm yüzümi yüzüne didi sürme yüzin
Didüm tozunı gözüme didi ki sürmedür al
 
Didüm ki kaametün âfet didi ne togru haber
Didüm ki kaşlarun eğri didi ne egri hayâl
 
Didüm yitürdi kemâlün didi eyâ noksân
Didüm irürdi cemâlün didi güneşe zevâl
 
Didüm ki Şeyhî’yi ışkun didi ki öldüriser
Didüm harâmi gözüne didi kanı halâl

Aruz kalıbı: Mefâilün feilâtün mefâilün feilün
4. GAZEL 

Çok durur şehründe ben kul düşmüşüm şâhâ garib
Cândan ayrı ten bigi nice olam tenhâ garib

Ülfet itmez hûriye dîdâr-ı yârından ırak
Vây iledür ger bulursa cennetü’l-me’va garib

Şâh-ı şirin-lebden ayru şem bigi zâr u gerd
Yakılursa nâle-y ile ney-sıfat n’ola garib

Dâr-ı gurbette gedâ-yı der-be-derdendür beter
Ger ola yâr u diyârından ırak dârâ garib

Şâh-ı gül-ruh ferş-i devletde haberdar ola mı
Yastanup döşendiğinden hâr ile hâcâ garib

Seyr iderken hüsni şehrinde gönül yüz can ile
Düşdenegi çâhına hoş didi kel-a’mâ garib

Zülfüni şâm-ı garibân gördi şeyhi dolaşıp
Kaldı yıllar dimedi bir gün ki kimsin yâ garib

Günümüz Türkçesiyle:

1.Beyit: Ey güzeller şahı, ben uzun zamandır senin şehrinde, can ile teni ayrı ve yalnız olan garipler gibi kulunum, esirim.

2. Sevgilisinin yüzünden uzak kalan bir garip, huriyle dostluk kurmaz; sekiz cennetten birini bulsa da oraya ancak üzüntüsünü gönderir.

3. Garip; tatlı dudaklı sevgiliden ayrı düştüğünden mum gibi solmuştur; ney gibi inleyerek yakılsa ne olur ki?

4. Ey güzellik hükümdarı; garip, memleketinden ve sevgilisinden uzak olursa, gurbette perişan bir fakirden daha beter demektir.

5. Gül yanaklı güzellik şahı, devletinin içinde garibin diken ve taşlara yaslanıp yattığından haberdar mı acaba?

6. Garip, senin şehrinde güzelliğini yüz can ile seyrederken kör gibi çene çukuruna düştü ve burası çok hoş dedi.

7. Şeyhi sevgilinin saçını gamlı bir akşam gördü ve ona tutuldu kaldı yıllarca; yine de sevgili, bir gün demedi ki ey zavallı sen kimsin?

5.GAZEL

Aruz kalıbı: mefûlü mefâîlü mefâîlü faûlün

Sen câna gözüm kılalı bir kez nazar iy dost
İtdi bu gönül iki cihandan güzer iy dost

Lâle yanagun gonce lebün yâdına her dem
Tolar gözümün câmına hûn-ı ciger iy dost

Kâr itmese gönlüne ne tan âhum u yaşum
Taşa idemez yil ile yagmur eser iy dost

Sini sevenün agladugına sevinürsin
Sakın ki işidüp işüne düşmen güler iy dost

Mihründen ura zerreleri topragumun raks

Senden sinüme irse nesîm-i seher iy dost

Dil âşıka sordugı lebün sırrını bu kim
Cân sırrına âlimler olur bî-haber iy dost

Cân mürgı uçar olsa felek üzre melekveş
Ger zülfüni salsan ana irer yiter iy dost

Devlet tozı irişmege bir dem kademünden
Hâk eyledi Şeyhî yoluna can u ser iy dost

 

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap