Testler

EKPSS LİSANS TÜRKÇE DENEME SINAVI 14

1.(I) Üç yanı duvarla çevrili zemin betonun üstünde küçücük bir kafes… (II) İçerisinde betonun üzerinde yatan bir aslan… (III) Sonra ayağa kalkan aslan, kafes telleri boyunca bir sağa bir sola yürümeye başladı.(IV) Kafesin etrafındaki ziyaretçilere, kızgın, öfkeli bakışlar fırlatıyor kalbi kırılmış aslan. (V) Arada bir, öyle bir ses çıkarıyor ki insanın içi parçalanıyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü edilen aslana, insana ait özellikler verilmiştir?
A) I.      B) II.      C) III.       D) IV.       E) V.

2.
I.Kedinin usluluğu fare görünceye kadardır.
II. Körler memleketinde şaşılar padişah olur.
III. Körle yatan, şaşı kalkar.
IV. Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.
V. Üzüm üzüme baka baka kararır.
Yukarıdaki atasözlerinden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) II. ve III.
B) III. ve IV.
C) III. ve V.
D) I. ve V.
E) II. ve IV.

3. Eserlerinin konusunu daima düşsel ögelerden seçerim; çünkü günümüz okuyucusunun eğilimini bu alandaki eserler oluşturur.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A) Beğenilen kalıcı eserler gerçeği olduğu gibi yansıtır.
B) Toplum meselelerini dile getiren eserler okuyucusunu bulur.
C) Günümüz okuyucusu, üslup yönüyle mükemmel yazarlara yönelmektedir.
D) Eserlerin ilgi görmesi usta yazarların okuyucuya yol göstermesine bağlıdır.
E) Günümüzü okuyucusu hayal ögelerine ilgi duyduğu için eserlerimde bunları anlatıyorum.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bildirilen işin önceden yapılıp yapılmadığı belli değildir?
A) Bu yaramazı yine mi getirdiniz?
B) Teyzen İstanbul’a yine mi gidiyormuş?
C) Yine öğleden sonra mı görüşeceğiz?
D) Siz bu parayı yine de okul idaresine teslim ediniz.
E) Bu makine yine arıza yapmaya başladı.

5. … Burası inkâr edilemez; ama sanatçı için dünyanın en anlamsız, en çekinilecek insanıdır.
Bu cümlenin başına aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) Sanatçıyı sanatçı keşfeder.
B) Eleştirmen diye bir bir şey olmaz.
C) Eleştirmen edebiyatta pek gerekli bir şahsiyettir.
D) Eleştirmenler daha çok sanatçıyla ilgilenir.
E) Nesnel eleştiri neredeyse yok gibidir.

6. Ancak yazıya geçmiş düşüncenin değeri vardır; geri kalanlar boş çırpınmalardan, rüzgârın alıp götürdüğü bir anlık hayallerden başka bir şey değildir.
Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) Hayallerin değeri, gerçekleştirilebilir olmasına bağlıdır.
B) Yazıya dökülmeyen düşüncelerin hiçbir değeri yoktur.
C) Yazılar, sanatçının çabasıyla değer kazanır.
D) Yalnızca yazıya geçirilen düşünceler gerçektir.
E) Yazmadan düşünmek, insanı hayalciliğe iter.

7. Sanatçı, nasıl gerçek dünyayı solur ve aktarırsa eleştirmen de yapıtların dünyasını solur. Böyle düşününce de bir eleştirmenin nasıl olması gerektiği beliriyor. Sanat bir ikinci doğadır. Eleştirmenin yaşamı da bu ikinci doğa olarak düşünülmelidir. Sanatçıyı yazmaya iten duygu ve düşünceler eleştirmende de vardır. Aradaki fark ise şudur: Eleştirmen yaşamın kendisi yerine yaşamın yansıyan bir görüntüsünü, yani yapıtları seçmiştir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Eleştirmenin içinde de yazma duygusunun olduğuna
B) Eleştirmenin eserlere yöneldiğine
C) Sanatçının, eserlerinde yaşananlardan yararlandığına
D) Eleştirmenin, kendisini gerçek dünyadan soyutladığına
E) Yapıtın, yazar ve eleştirmen için ayrı anlamlara geldiğine

8. Kimi yapıtlara hayran kalır okur. Okur, çok sevdiği ve defalarca okuduğu bu tür eserlere toz kondurmaz. Onu kendinden bir parça olarak görür. Eserlerinin el üstünde tutulduğunu gören sanatçı, kişiliği için de aynı şeylerin beklentisi içine girer. İnsanların kendisini çok sevdiğine, el üstünde tutulacağına inanır. Çevresindekilere tepeden bakmaya başlar. Ne var ki bir yazarın eserini göklere çıkaran okur, aynı düşünceleri yazar hakkında taşımayabilir. Eserini çok beğendiği bir sanatçının kişiliğini de beğenmek gibi bir sorumluluğu yoktur okurun.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her okurca farklı biçimde yorumlanabilen sanat eseri, gerçek sanat eseridir.
B) Bir eseri çok seven okurdan, aynı ölçüde yapıtın yazarını da sevmesi beklenemez.
C) Halkın sorunlarını dile getiren sanat eseri daha fazla okuyucu bulur.
D) Sanatçının çevresine tepeden bakması büyük bir yanlıştır.
E) Okur çok beğendiği bir sanat yapıtını defalarca okumak ister.

9. Dünün okuyucusu düşünceleriyle değil duygularıyla hareket ederdi. Sevgi konulu öykülerden, bir öksüzün türlü sıkıntılar çektikten sonra zengin birinin oğlu tarafından sevilip gösterişli konaklara girmesini anlatan romanlardan hoşlanırdı. Çünkü duygu, okurun yüreğine seslenirdi. O öyküler, romanlar onların içindeki duygu teline dokunur, o telleri artık uzun uzun inletirdi.
Bu parçaya göre eski okuyucu, aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?
A) Bir şeyler öğrenmeye çalışan
B) Özgün anlatımlı eserleri beğenen
C) Duygusal eserlerden hoşlanan
D) Okuduklarında toplumsallığa dikkat eden
E) Yararlılığı ön planda tutan

10. Mektup diğer yazı türlerine hiç benzemez, içten ve akıcıdır. Sanatçı nasihat etmeden yazar, içini döker, sere serpe anlatır düşüncelerini. Üslubunun rahatlığı ve doğallığı sizi kendine bağlayıverir. Mektup biraz anı, biraz günlük ve deneme kokusu taşısa da eninde sonunda bir konuşmadır. Bitmesi hiç istenmeyen bir konuşma… Okuyanı bunca etkileyişi, kendini sevdirişi konuşma tadı verişindendir. Bir sanatçı ile sohbet etmek isteyen onun mektuplarını okumalıdır.
Bu parçada mektup türü ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Düşüncelerin içten geldiği gibi yazıldığına
B) Üslubundaki rahatlığın okuyucuyu etkilediğine
C) Karşılıklı konuşma havası içinde yazıldığına
D) Doğal ve akıcı bir anlatımının olduğuna
E) Anı ve denemeye göre daha az yazılan bir tür olduğuna

11. Şiir, her zaman için yitik bir dünyaya duyulan özlem içinde gelişir. Şair ise dilin ve dille birlikte insana özgü her şeyin tehlikede olduğunu anlayan kişidir. Her gün kullanılan sözcüklerin bir güvencesi kalmamıştır artık. Sözcükler anlamlarını yitirdi mi her şey anlamını yitirmeye başlar. İşte şair, bu yitirilen anlamları sözcüklere yeniden kazandırmaya çalışacaktır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şair, sözcüklerin kaybolan anlamlarını şiirle yeniden ortaya çıkarır.
B) Her şiir, güzelliğe duyulan bir özlem içinde gelişir.
C) Günlük konuşmalardaki sözcükler anlamlarını yitirir.
D) Şairler, dilin tehlikede olduğunu önceden sezebilir.
E) Sözcükler anlamını yitirirse yaşam da anlamını yitirir.

12. “Ne” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Halbuki kendisiyle ne güzel anlaşıyorduk.” cümlesindekiyle aynı anlam ve görevdedir?
A) Az önce girdiği mağazadan ne aldığını bilmiyorum.
B) İsmet’in ne gün geleceğini biliyor musunuz?
C) Ne tür bir şiir yazsam bugünün anlamını belirtmek için?
D) Hiçbir şey olmamış gibi ne susuyorsun?
E) Ne rahat bir adamsın, pes doğrusu!

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem haber hem de dilek kipiyle çekimlenmiş fiillere örnek gösterilebilir?
A) İncimi kaybetmedim, kırılsa da sedefim.
B) Ovalar geçit verdi, boynunu eğdi dağlar.
C) Bir çınar devrildi, geçti fırtına.
D) Ya çıkar ya çıkmaz o kurt yarına.
E) Şöyle bir silkinir, ceylan olurlar.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, fiilimsi ek fiil alarak yüklem olmuştur?
A) Her şey toz dumandır zamanın tavında.
B) Bir dilim kuru ekmeği, acı suya banayım.
C) Her bahçede bir gül koklamaktı emeli.
D) Sus da, sükûtun nabzını dinle.
E) Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.

15.
Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu ağlardım
Beni sevmiyordun bilirdim
Bir sevdiğin vardı duyardım
Bu dizeler dil bilgisi bakımından incelendiğinde aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Bir sözcük çokluk, iyelik ve hâl eki almıştır.
B) Birleşik çekimli birden fazla fiil vardır.
C) Tamlayanı düşmüş isim tamlaması vardır.
D) Kişi zamirine yer verilmiştir.
E) Zarf fiil ve isim fiil kullanılmıştır.

 

CEVAPLAR: 1.D, 2.C, 3.E, 4.D, 5.C, 6.B, 7.D, 8.B, 9.C, 10.E, 11.A, 12.E, 13.A, 14.C, 15.E

Yazdır

Yazar hakkında

admin

9 yorumlar

  • Hocam 7.soruda cevap anahtarı D demiş ama cevabın E olması lazım.Cunku D seçeneğine Eleştirmen yaşamın kendisi yerine yaşamın yansıyan bir görüntüsünü yani yapıtları seçmiştir cümlesinden ulasilabilir.E seçeneğinden parçada söz edilmemiştir.

    • Eleştirmenin yaşamın görüntüsünü yani eseri seçmiş olması, eleştirmenin gerçek dünyadan kopuk olduğu anlamına gelmez. Aradaki fark şudur sözünden E seçeneğine ulaşırız. Sanatçının ve eleştirmenin bakış açıları farklıdır.Sanatçı yaşamdan beslenirken eleştirmen eserden beslenir.

  • Eleştirmenin yaşamın görüntüsünü yani eseri seçmiş olması, eleştirmenin gerçek dünyadan kopuk olduğu anlamına gelmez. Aradaki fark şudur sözünden E seçeneğine ulaşırız. Sanatçının ve eleştirmenin bakış açıları farklıdır.Sanatçı yaşamdan beslenirken eleştirmen eserden beslenir.

Murat Duymaz için bir yanıt yazın X