EKPSS DENEME SINAVLARI Testler

EKPSS ÖN LİSANS TÜRKÇE DENEME SINAVI 16

1.İzlediğimiz filmlere verdiğimiz yıldızlar veya onları o andaki beğenme düzeyimiz anlık bir değerlendirmedir. Hiç kuşku yok ki bu değerlendirmede o anki psikolojik durumumuz, yaşanan koşullar etkilidir. Bir başka gün aynı filmi farklı bir bakışla başka yanlarıyla veya bambaşka nitelikleriyle değerlendirebiliriz. Onu öncekine oranda daha az veya da çok sevebiliriz. Dolayısıyla izlediğimiz bir filmle ilgili olarak vardığımız yargı hiçbir zaman kesin bir yargı ya da o filmle ilgili söylediğimiz son söz değildir.
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemektedir?
A) Filmlerle ilgili değerlendirmelerimizin zaman içinde değişebileceğini
B) Sevilmeyen filmlerin zaman için unutulup gideceğini
C) Sinema filmlerini değerlendirebilmek için bir birikime gereksinim olduğunu
D) Filmlerle ilgili değerlendirmelerin, izleyicilere bir yararının olmadığını
E) Bir filmin her izleyişte farklı güzelliklerinin iyi görüldüğünü

2. Yazarlık, aslında yaşla doğrudan ilgili olmayan bir uğraştır. Çünkü yazarlık, genç olmanızla ilgili değildir. Duygu, düşünce, birikim ve heyecanınız var olduğu sürece yapabileceğiniz, bunlardan, yani kendinizi yazmaya iten güçten yoksun olduğunuzda da yapamayacağınız bir iştir yazarlık. Zaten bu durumda yazamazsınız, yazsanız da yazdıklarınız okunmaz. Demek ki belli bir yaşa gelip de hâlâ yazan ve okunan yazarlar, . . .
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) ancak sınırlı bir kesime seslenebiliyorlar
B) kendilerinde yazma gücü olduğu için yazıyor ve okunuyorlar
C) daha önce yazdıklarını yeni bir anlayışla genç kuşaklara aktarıyorlar
D) sağlıklarından bir şey kaybetmedikleri için yazabiliyorlar
E) yazmanın bir zaman ve dönem işi olduğuna inanıyorlar

3. Sinema eleştirilerim, roman tasarılarım, tamamlanmış öykülerim var. Bir dizi şiir yazdım, onlar da duruyor. Neden yayımlamadığıma gelince şu sıralar bir düş kırıklığı yaşıyorum. Zaman zaman bir ilgisizlik hatta sevgisizlik sezinliyorum genç meslektaşlarımdan. Yazmayı bırakmayı bile düşünüyorum. Onların beni sevmediğine, kendilerinin önünde engel gördüğüne dair bir kanaat oluştu bende. Eğer bu histen beni kurtaracak gelişmeler olursa kitaplarımı çıkarmaya yeniden devam edeceğim.
Bu sözleri söyleyen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Farklı türlerde ürün verdiği
B) Bir süredir eserlerini yayımlamaya ara verdiği
C) Genç yazarların tavırlarından memnun olmadığı
D) Kendisine yönelik olarak gençlerin olumsuz duygular beslediklerine inandığı
E) Eserlerinin, okurlarca beğenilmemesini içine sindiremediği

4. Bu sanatçımız, romanlarında olayların görünen yönlerinden çok, görünmeyen yönlerini, ortaya çıkışının gerisinde yatan gerçekleri araştırır. Her romanında yalın bir anlatım ve vurucu bir gerilim vardır. Bunları oluşturmada çok ustadır. Uyguladığı tahlilci ve irdeleyici anlatım tarzında, doruk noktaya ulaşmış bir sanatçıdır o. Anlattıkları çoğu kez kendi deneyimleri, daha doğrusu, başından geçenlerdir.
Bu parçada sözü edilen sanatçının romanlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Olayların arka planını irdelediğine
B) Sade bir dil kullandığına
C) Okurlarca çok beğenildiğine
D) Yaşadıklarını anlattığına
E) Çözümleyici bir yöntem izlediğine

5. (I) Tarihin belli dönemlerinde gezi yazı yazıları ilgi çekmiştir. (II) Çünkü gezi, çok az kişinin ulaşabildiği bir imkân olmuştur. (III) Bu imkânları elde edenler de gittikleri, gezdikleri yerleri yazılarına ayrıntılı şekilde konu etmişlerdir. (IV) Doğru bilgi ve gözlemlere dayalı gezi yazıları tarih, coğrafya, sosyoloji gibi bilim dalları için de yararlı bir kaynak olarak değerlendirilebilir. (V) Bu tür yazılar ayrıca okurların gelen kültürlerini geliştirmede önemli bir rol oynamıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde gezi yazılarının işlevinden söz edilmiştir?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve V.
D) III. ve IV.
E) IV. ve V.

6.(I) Tezhip sözcüğü altınlamak, altınla süslemek anlamına gelir. (II) Tezhip sanatı ise altın ve çeşitli renklerle, din, edebiyat ve bilimle ilgili el yazmalarını hat, levha ve albümlerini, ferman, tuğra ve cilt kapaklarını süsleme sanatıdır. (III) Bu sanat, aslında resim sanatının bir kolu sayılır. (IV) Tezhip sanatının günümüzde tekstilde de uygulandığını görmekteyiz. (V) Tezhipte kullanılan boyalar, guaj ve plaka boyalarıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde tanım vardır?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve V.
D) III. ve IV.
E) IV. ve V.

7. Diline sahip çıkmayan bir toplumun gelecek yüzyıllarda var olması mümkün değildir.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Toplumun yaşadığı coğrafi çevre, o toplumun dilinin oluşumunu etkiler.
B) Ancak kendi dilini koruyan uluslar gelecekte varlığını sürdürebilir.
C) Toplumların dilleri, yazar ve şairlerin katkısıyla zenginleşir.
D) Dilleri incelenerek toplumların yaşam tarzları ile ilgili bilgiler elde edilebilir.
E) Dillerine sahip çıkan toplumlar, diğer toplumların dillerinden etkilenmez.

8. (I) Her yazının mutlaka bir konusu vardır. (II) Üzerinde yazı yazılan olgu, o yazının konusudur. (III) Eğitim, teknik, sanat gibi geniş kapsamlı konular bir ana düşünceye bağlanarak ele alınabilir. (IV) Bir kompozisyonu kendimiz hazırlıyorsak konunun bilgi sahibi olduğumuz bir alanla ilgili olmasına dikkat etmeliyiz. (V) Konu hem bizi hem de hitap ettiğimiz kişileri ilgilendirmelidir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde şart anlamı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

9. (I) Sesin yazıya geçirilmesindeki en önemli güçlük, konuşma ile yazma arasındaki farktır. (II) Konuşma ile yazma arasındaki hız farkı kelimelerde harflerin, cümlelerde kelimelerin atlanmasına neden olur. (III) Bundan dolayı yazı alıştırmalarının bir yönü de bu farkı aradan kaldırmaktır. (IV) Yazılı anlatımda, anlatım içeriğinin planlanması, anlatım bütünlüğü sağlamaya yardımcı olur. (V) Bu planlama, anlatım içeriğini geliştirmede de yol gösterir. (VI) Ancak bu planın hazırlanması yazının ana düşüncesine bağlı olmalıdır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

10. Medeniyet ile uygarlık sözcükleri çoklukla aynı anlamda kullanılır. Ancak uygarlığın daha geniş bir anlam taşıdığını söylemek mümkündür. Çünkü medeniyet, belirli bir insan topluluğu veya topluluklarının belirli bir coğrafya üzerinde ve belirli bir zaman içinde ortaya koydukları değerlerle sınırlıdır. Uygarlık ise binlerce yıl devam eden gelişmeler sonunda, insan aklının, bilim ve teknolojinin katkısı ile ortaya çıkan tüm insanlığın eseri ve malı olan evrenselliği karşılar.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir?
A) Medeniyetin bütün insanlığa ait ortak değerleri karşıladığından
B) Uygarlık ve medeniyetin farklı kavramlar olduğundan
C) Uygarlığın belli bir coğrafyadaki insanların yaşayışını anlattığından
D) Medeniyetin, uygarlık kavramından daha kapsamlı olduğundan
E) Medeniyetin gelişmesinde teknolojinin payının olduğundan

11. Türk sinemasında kötü adam rollerinin aranan sanatçısı olan Erol Taş, İnce Cumali filminde zalim ve gaddar bir köy ağasını oynuyordu. Bu adam, başkasının çiftliğine sahip olmak için köydeki tüm insanları öldürüyor, şahit bırakmamak için tavukları bile kesiyordu. Film bitti. Galada film gösterildi. Filmin başrol oyuncuları sahneye çıkıp konuşma yaptı. Sıra Erol Taş’a geldiğinde ortalık karıştı. Sahneye şişe, taş yağmaya başladı. Bazı seyirciler, onun üstüne saldırıp sanatçıyı yumrukladı. Sanatçının üstü başı kan içinde kaldı.
Bu parçada sözü edilen olayda geçen seyircilerin tutumu ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Başarılı bulmadıkları sanatçılara tepkilerini çok sert gösterdikleri
B) Haksızlıklara hiçbir zaman tahammül edemedikleri
C) Sanatın kurmaca niteliğinin yaşamın gerçekleriyle karıştırdıkları
D) Sinema dünyasının yıldızlarını benimsemedikleri
E) Filmin anlattığı konuyu doğru bulmadıkları

12. “Küçük” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı anlamda kullanılmıştır?
A) Ustaların çatıda küçük bir işi vardı.
B) Mavi kasadaki elmalar çok küçüktü.
C) Yaptığımız kurabiyeler küçük olmuş.
D) Ali Bey küçük bir odada kalıyordu.
E) Bu küçük çakıl taşlarını nereden topladın?

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu seneki sınavlarda soruların çok zor olacağı söyleniyor.
B) Ben bu soruları galiba daha önce bir yerlerden görmüş gibiyim.
C) Bu güzel davranışı, arkadaşlarına da örnek olmuştu.
D) Lisedeki başarısını üniversitede de devam ettiriyormuş.
E) Öğrencilerin başarı grafikleri her geçen gün yükseliyordu.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem, şimdiki zamanın hikâyesi biçimindedir?
A) Yağmur yağmasaydı arabayı yıkayacaktık.
B) Siz geldiğinizde biz arkadaşlarla yemek yiyorduk.
C) Öğretmenimiz hafta sonu bizi maça götürmüştü.
D) Tatil günlerinde babasının yanında çalışıyormuş.
E) Hastalanmadan önce dedem bizim evde kalırdı.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne, zarf tümleci ve yüklemden oluşmuştur?
A) Safranbolu, cumbalı evleri ve taş döşeli sokaklarıyla her zaman beni büyülemiştir.
B) Yazarın son kitabını Ankara’da tatildeyken okumuştum.
C) Saatlerin ileri alınması, uyku düzenimi altüst etti.
D) Kağıttaki yazıyı okuyunca onun hakkında ne kadar yanıldığımı fark ettim.
E) Camı kıran çocuk, gözlerini yerden kaldırmadan duruyordu.

CEVAPLAR: 1.A, 2.B, 3.E, 4.C, 5.E, 6.A, 7.B, 8.D, 9.C, 10.B, 11.C, 12.A, 13.B, 14.B, 15.E

Yazdır

Yazar hakkında

admin

8 yorumlar

Murat Duymaz için bir yanıt yazın X