Şiirler

İNSAN MAVİSİ-ŞİİR

İnsan Mavisi

Yokluğun bekleyiş bırakıyor
Kitap ve ekmek aralarına.
Uzak gölgeleri,
Sessiz şahitlikleriyle sürünen bulutlardan,
Bir rüzgar salınıyor, yamacın göğsüne asılı,
Kırmızı tülbenti dalgalı gelincik tarlasına.
Geldi, gelecek yine seni sevdiğim mevsim,
Şu çalılardan görünür en çok leylak zamanı.
Ama bekleyişle de yetinmemeli,
Ve yırtmalı yazgıların demir perdesini.
İşte o zaman belirecek boylu boyunca
Gözlerimin çanlarını çalan kıblesi.

Dalgınıyız, onca mevsimin boranında,
Köşe başlarında, balkonlarda,
Çoklu masaların
Tekli sandalyelerinde bıraktığımız kederin.
Dalgınıyız, eli ayağı çekilmiş sokakların boşluğuna,
Her adımımızla tane tane dökülen kimsesizliğin.
Ve kaskatı kara taşlarıyla
Soğuk bir duvar gibi durur aramızda,
Hayatın bir neden bile bağışlamadığı bunca haksızlık.
Ama başkaymış,
Ağlamaya ramak kalmışken olan
O türlü türlü şey.
Başkaymış,
Yağmurla gelip koynumuza tüneyen güvercin.

Akşamın ve sislerin arasına
Sessizce gelip düşen “merhaba”
Kendini ustalıkla gizleyen kötülüğün,
Bilmediği o şeyi öğret bana
Sesinle çoğalır içimdeki insan mavisi.
Bak, ayı titreten bir yüz ayıyor geceye,
Sıyrılırız bu karanlıktan.
O narin parmakların önce nehri,
Sonra köprüsü olur atlı bir arabanın.
Devrilen en zayıf,
En güçsüz vagonunu düzeltir oyuncak bir trenin.
Soluğunla kurulanır,
Yüreğimdeki uçumsuz kelebeğin
Yorgun ve ıslak kanatları.

Zamana emanet edilemez tek hatıran bile.
Bir izahı yok gülüşünün.
Haritalarda geçmiyor susuşundaki okyanus.
Geçtiğin sulardan, okşadığın hayvanlara
Dokunduğun çiçeklerden, karıştığın renklere,
Gördüğün her güzellikten bir parça kalmış sende.
Örselenmemiş eski dünya gibi bakıyorum yüzüne.
Anlatılmamış çok eski bir masal serpiliyor,
Kuzeyli bir çocuğun soğuk ve uykusuz gecelerine.
Hala seni yazan sayfaların yazında en parlak güneş.

Düştük bir düşün ortasına,
Dünya temiz, düş güzel.
Ama korku, terleyen bir kabus sıçraması.
Islak yorganla dövünen yalnızlık…
Şeffaf sular, toprak ve kandaki tılsım…
Işığın neşteriyle çatlayan tebessüm,
Çürüdü belleğimizdeki ölgün ezber.
Uzak çağrışımlı bir kucaklaşma bulgusuyla,
Her parmak izimde sen,
Usumda iyesiz bir anlatı kalır.
Ama uzun, ama kısa, ama güzel…
Sevmekle yeşerdi bir çocuk umut.
Kırlangıç işçiliğiyle sıvandı yüreğimizdeki çatlak.
Sen orada,
Bir rüzgarla saçları selam eden,
Sessizce doğup batan insan mavisi.
Vurmuşsun içime bir kez.
Ben artık,
Hiçbir bana benzemez bir ben.

Mehmet Uçungan

Yazdır

Yazar hakkında

Mehmet Uçungan

5 yorumlar

  • Nasıl bu kadar etkileyici şiirler yazıyorsunuz hocam? Biraz ipucu verir misiniz?🌲

    • Teşekkür ederim. Hissettiklerimi yazıyorum. Bence bir şiiri güzel kılan kelimelerin samimiyetidir.

  • Çok güzel bir şiir yazmışsınız, kaleminize sağlık.
    Şöyle bir sorum olacaktı; şiir okumaya yeni başlayanlar için hangi şiir kitaplarını önerirsiniz?
    Teşekkürler.🌹

    • Merhaba,
      Dostoyevski’nin “Hepimiz, Gogol’un paltosundan çıktık.” diye bir sözü vardır. Bana göre günümüz modern şiirinde de en çok Nazım Hikmet ve İkinci Yeni ekolünün etkilerinden bahsedilebilir. Özellikle Edip Cansever’i ayrı bir derinlikli bulur, keyifle okurum. Bunun dışında Gülten Akın, Ülkü Tamer, Haydar Ergülen, Ahmet Telli, Birhan Keskin, Şükrü Erbaş, Didem Madak, Seyyidhan Kömürcü, aklıma ilk gelenler.

Fatma Zehra Karataş için bir yanıt yazın X