İzdiham dergisi 41.sayıyla karşımızda. Türkiye’nin tüm seslerini bulabileceğiniz dergi yeni bir tasarımla okur karşısında.
İki ayda bir yayımlanan derginin bu sayısında ilk yazı Cesar Vallejo’a ait “Umuttan Söz Etmek İstiyorum”. Cesar Vallejo yazısında acı çekmenin kendisinden bahsediyor.
Adem Maksatsız, Açığa Çıkmanın Kaçınılmaz Hafifliği ile karşımızda. Mahremiyetin önemine vurgu yaptığı yazısını “Yanılabileceğinizi kabul edin. Kendinize merhamet edin. Şefaat edinin.” şeklinde bitiriyor.
Turan Karataş, Harman Hasat Olurken adlı yazısında metni şeher çocuklarının anlamakta güçlük çekebileceği alt başlığıyla yaz aylarında, harman mevsiminde ekinlerin biçilmesi işleminden bahsederken hem çileli hem de keyifli bir eylem gerçekleştirdiklerini dile getiriyor. Saman ile cep telefonu arasındaki fark sadece zamandan ibarettir.
Emine Işık Çığlık adlı şiiriyle, Bülent Parlak ise Sen Kaç, Beni Tanıdılar şiiriyle karşımızda.
Oblomov’un Başarısız Hayat Deneyimi adlı yazısıyla Seda Nur Bilici bizi Oblomov’un erteleme davranışının sebepleri üzerine durmuş. Gonçarov’un Oblomov adlı romanının başkişisi olan Oblomov’un çabasızlığı sadece tembellikten değil, kazanmak için bir şeyler yapması engellendiğindendir. Seda Nur Bilici, Gonçarov’un Oblomov’un yetiştirilme tarzına da vurgu yaptığını belirterek bu konuda da bizi aydınlatıyor.
Sahneleri Arife’si Afife Jale adlı yazısıyla Yağız Yılmaz, Türk tiyatrosunun geçirdiği badireleri anlatırken kadın tiyatro oyuncularının ne zorluklarla bugüne kadar geldiklerini Afife Jale örneğinden yola çıkarak anlatıyor. İlk Türk tiyatro sanatçısı Afife Jale’nin karşılaştığı engellerden hastalığına, genç yaşta ölümüne kadar birçok şeyi anlattığı bu yazıda yazar, onun Türk tiyatrosunda kadının ve tiyatronun yarını olduğunu belirtiyor.
Ömer Çakıroğlu Şeytan ve Müzik adlı yazısında şeytan ve müzik arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor. Enstrümanı çalış şeklinin aslında şeytani olup olmamasına değiniyor.
Soruşturma bölümünde Rumeysa Çiftçibaşı “Hayallerinizden kaç lira maaş için vazgeçersiniz?” sorusunu soruyor ve alınan cevaplar okunmaya değer.
İbrahim Verelci, Müzik Hayatın Gerçeğini Yansıtır, Rap Daha da Gerçeğini adlı yazısıyla rap müzik üzerinde duruyor.
Esra Tarakçı’nın Kelebek Katilleri yazısı okunası yazılardan. Pasifiliğin suça intikalini ele alıyor.
Çağatay Hakan Gürkan Tuz Ekmek Dediğin Nedir ki Benim Babam yazısında Adana’daki bir anısını anlatıyor. Yapayalnız kalmış yaşlı bir adamla karşılaşmasını, onunla konuşmalarını dile getirirken adamın “Sahapsızlık çok zor benim babam” deyişini unutamıyor.
Daha bir çok yazıyla dopdolu bir dergi var karşınızda iyi okumalar diliyorum.
