Ders Notları

Fabl, Özellikleri, Tarihi Gelişimi

FABL, ÖZELLİKLERİ, TARİHİ GELİŞİMİ

       Fabl; kahramanları çoğunlukla hayvanlardan seçilen, ders verme amacı güden, genellikle manzum bir edebî türdür.
Fabllarda bir öğüt yer alır. Bu öğüt, genellikle bir atasözü ya da özdeyiş yoluyla verilir.
Fabllarda soyut kavramlar, somut olaylar yardımıyla anlatılır.
İnsanların başından geçen her türlü olay fablın konusunu, iyilik-kötülük gibi çatışmalar olay örgüsünü oluşturur.
Kahramanlar genellikle hayvanlardır fakat insanlar da zaman zaman bu kahramanlar arasında yer almaktadır.
Hayvanlar fablda kurnazlık, cesaret, kibir, kıskançlık, kahramanlık gibi insani özellikleri temsil edecek şekilde yer alır; bunun için fabllarda genellikle teşhis ve intak sanatlarından yararlanılır.
Olaya dayanan diğer türlerde olduğu gibi fablda da öyküleyici anlatıma başvurulur.
Fabl türünde de masalda olduğu gibi yer ve zaman belirsizdir.
Ders verme amacı güdüldüğü için dili sadedir.
Zaman zaman kalıp sözlere yer verilir.
Masalda olduğu gibi fablda da “dostluk, dayanışma, korku, öfke, kurnazlık” gibi evrensel tema ve kavramlar işlenir.

       Fablın Yapısı

Fabllar bir olay merkezinde geliştiği için serim, düğüm, çözüm ve öğüt bölümlerinden oluşur.
       Serim: Olayların ve kahramanların tanıtıldığı giriş bölümüdür. Olay, yer, zaman ve varlık kadrosuna ilişkin temel bilgiler sunulur.
       Düğüm: Olay veya sorunların çıkmaza girdiği bölümdür. Ortaya çıkan sorunun nasıl çözüleceğine dair bir merak oluşturulur.
       Çözüm: Düğümün, çıkmaza giren olayların açığa kavuştuğu bölümdür. “Düğüm”de oluşan soruların cevapları burada açığa kavuşturulur.
       Öğüt: Olay veya olayların arkasında yatan mesaj ve öğüdün açıklandığı bölümdür. Burada verilen öğüt, olayların doğal akışından çıkarılan bir derstir.

       13. yüzyılda yaşamış İranlı şair Sadi’nin Gülistan adlı eserinde fabl özelliği taşıyan parçalara rastlanmaktadır. 17. yüzyılda Fransız yazar La Fontaine, Ezop ve Beydeba’dan esinlenerek fabllar yazmıştır. Amerikalı yazar Richard Bach’ın (Riçırt Bah) Martı, İngiliz yazar George Orwell’in (Corç Orvıl) Hayvan Çiftliği, Fransız yazar Antoine de Saint-Exupéry’nin (Antuen dö Sant Ekzuperi) Küçük Prens gibi eserleri fabl türünden etkilenilerek yazılmıştır.
Türk edebiyatında fabl niteliği taşıyan örnekler, Hint, Arap ve İran edebiyatından esinlenilerek oluşturulmuştur. XIII. yüzyılda Mevlana’nın Mesnevi’sinde fabl özelliği taşıyan parçalara rastlanmaktadır. Gülşehri’nin XIV. yüzyılda Farsçadan çevirdiği Mantıku’t Tayr adlı eser fabl özelliği göstermektedir. XV. yüzyılda Şeyhî’nin yazdığı Harnâme, Türk edebiyatındaki ilk fabl örneğidir. Şinasi, 1859 yılında La Fontaine’in (La Fonten) fabllarını Türkçeye çevirmiştir.
       Ünlü bir göz hekimi olan divan şairi Şeyhî’ye, Çelebi Sultan Mehmet’in göz hastalığını tedavi ettiği için Tokuzlu köyü tımar olarak verilmiştir. Şeyhî, Tokuzlu köyüne giderken tımarın eski sahiplerinin saldırısına uğramış; başına gelenleri Harnâme’de sembolik biçimde anlatmıştır. Dönemine göre yalın bir dille yazılan Harnâme, 126 beyitten oluşan bir mesnevidir. Sanatçı, bu eserde, insanlar arasında geçebilecek olayları teşhis ve intak sanatlarından yararlanarak hayvanlar aracılığıyla anlatmıştır. Anlatma, gösterme, iç konuşma, diyalog anlatım teknikleri ile betimleyici, mizahi, eleştirel anlatım tutumlarından yararlanmıştır.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap