MUTLULUK
Tutuşur içimin yangın yeri
Pencere önünde yağmur özleyen çiçeklerin
Uzayıp dokunamayan hasreti gibi
Bakmak sana,
Dokunmak toprağın sevincine
Bir çiçeğin sabahtan öğlene varan müjdesi…
Mabedidir ıssızlığımızın
İnandığımız kalp.
Işığıdır bunca körlüğümüzün,
Yolumuza çarpan bir çift göz.
Çırpınıp da kuramadığımız cümlesidir.
Suskunluğumuza ilişen bir söz.
Mutluluk bir kaza,
Bir damdan düşme hadisesi.
Bir yudum suyla uyanılan rüya…
Bir okşamayla dalınan uyku.
Ki herkes, bir çocuktur yastığında.
Anlatmalı mı şimdi bir başına,
Netleşirken aklın bulanıklaşan yolları?
Devrilen ağaçları,
Yağmurla toprağa karışan kederi…
O bir çift gözün uçurumuyla
Etrafında düşmeden oynayan çocukları…
Anlatmalı mı şimdi?
Anlaşılmayan, geçip gitmişken çoktan.
Ki herkes çocuk kalmıştır yastığında…
İnsan çatamıyor
Ömrünü bürümüş karanlık dumanlara,
Ağrıyan yerine çökmüş ağır zamanlara.
Mutluluk belki,
Bir günlük ömür,
İki kanat çırpımı bir kelebek.
Ansızın yiter,
Beyaz yelkenleriyle uzak geçen,
Sevdalar göçüren gemilerin ufkunda
İnsan,
Yalnızken kendine sığındığı limanda.
Ki uzak gemiler geçerken
Herkes bir çocuktur yastığında..
Bir gün,
O, artık yokken anlaşıldığımız,
Yitmişken keşfedildiğimiz çıkmazlarda,
Görmeyecek kimse kendine dökülen yaşları,
Umursamayacak kendine yazgı,
Başkasına sebep pişmanlıkları,
Yelelerinden tutulamayan çocukluğun
Çirkin bir gençliğe savrulan kayboluşlarını.
Mutluluk,
Üzerinden geçmiş atların gölgesi.
Sıçrayıp kalkmışken
Uçup giderler, hatırlanmayan rüyalarda.
Ki atlar kanatlanırken
Herkes, çocuk kalacak yastığında.
Memet UÇUNGAN
Günümüz insanları mutluluğu sürekli dışarıda arıyor, oysaki mutluluk insanın gönlünün derinliklerinde bir hazine misali bizi bekler.
Bize gerçek mutluluğu hatırlattığınız için çok teşekkür ediyorum…
😇