Günlükler, günü gününe tutulan notlardan oluşan, notları tutan kişinin duygu ve düşüncelerini yansıtan, üzerinde yazıldığı günün tarihini taşıyan, konuşma diline yakın bir dille yazılan metinlerdir.
Günlükler (günce) kişisel ve özel bir metin olması, günü gününe tutulması onun samimilik ve inandırıcılığını etkiler. Günlükler genellikle başkası okunsun diye yazılmazlar. Günlükler günü gününe tutulduğu için yazarın olayı yaşarken sıcağı sıcağına neler düşündüğüne ile ilgili bilgiler verir.
Günlüklerde gözlem önemli olduğu için mekan, kişi ve nesnelerle ilgili fiziksel özellikler olduğu kadar ruhsal özelliklerin de iyi gözlenmesi gerekir.
Günlükleri içe dönük günlükler ve dışa dönük günlükler olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
İçe dönük günlüklerde yazar gördüğü ya da şahit olduğu olayları bire bir anlatmaz, olayların kendisi üzerinde bıraktığı etki ve izlenimleri anlatır. Burada yazar için asıl önemli olan, yaşanmış olan olayların yazarın duygu ve düşüncelerinde bıraktığı değişimler, sevinçler veya üzüntülerdir.
Dışa dönük günlüklerde yazar, kendinden çok çevresine, çevresindeki olay, kişi ve durumlara yönelir.
Bazı yazarların uzun seyahatlere çıktıkları zaman tuttukları günlüklere seyahat günlüğü denir. Bu günlükler, günlük biçiminde oluşturulmuş gezi yazılarıdır.
Bazı edebi metinler günlük biçiminde yazılmış metinlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulur. Jean Paul Sartre’ın Bulantı adlı romanı bu şekilde oluşturulmuştur.
Edebiyatçılardan bazıları bir kitap yazmaya başladıkları zaman aynı zamanda eserin oluşum sürecini anlattıkları bir de günlük tutarlar. Buna edebiyat günlüğü denir. Andre Gide’in Kalpazanlar adlı eseri ile Thomas Mann’ın Doktor Faustus adlı eserleri bu şekilde oluşturulmuştur.
Günlük tutan kişi edebi, siyasi, sosyal açıdan önemli bir kişiyse araştırmacılar tarafından büyük önem taşır. Çünkü yazılan günlüğün oluşturulduğu zamanla ilgili bilgiler edinir.
Anı ve biyografi türünde metin yazmak isteyenler açısından günlükler vazgeçilmez kaynaklardır.
Günlüklerde en çok öyküleyici anlatım kullanılır. Bunun yanında betimleyici anlatım, açıklayıcı anlatım ve söyleşmeye bağlı anlatım da kullanılır. Eğer günlükler düşünce havasında yazılmışsa açıklayıcı, kanıtlayıcı ve tartışmacı anlatım türleri de kullanılabilir.
Günlüklerde dil genellikle göndergesel ve heyecana bağlı işlevde kullanılır.
Günlük Türünün Tarihçesi
Dünyada ilk günlükler Japonlar tarafından oluşturulmuştur. Bir Japon kadın olan Sarashina (1009-1059) küçük yaşta başladığı günlük yazmayı kocasının ölümüne kadar sürdürmüştür.
Victor Hugo, Goethe, Tolstoy, Dostoyevski, Stendhal, Puşkin, Kafka gibi yazarlar Batı toplumlarında günlük türünün yaygınlaşmasını ve kökleşmesini sağlamışlardır.
Türk edebiyatında kitap olarak yayımlanmış ilk günlük Tanzimat dönemi yazarı Direktör Ali Bey’in yazmış olduğu Seyahat Jurnali’dir. Bu eser daha sonra düzenlenerek yeniden yayımlandığı için anı özelliği kazanmıştır. Yazar müfettiş olarak gittiği Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle Irak, Hindistan ve Mısır’ın çeşitli bölgelerinde seyahat yaparken yaptığı gözlemeleri, yaşadıklarını ve izlenimlerini anlatmıştır. Eser gezilip görülen yerlerle ilgili bilgiler üzerine kurulduğu için gezi yazısı özelliği de taşımaktadır.
Türk edebiyatında Batılı anlamda yazılmış ilk özel günlükler Şair Nigar Hanım’ın tuttuğu günlüklerdir. Bu günlükler Hayatımın Hikayesi adıyla 1959’da yayımlanmıştır.
Atatürk’ün Anafartalar Savaşı sırasında tuttuğu günlükler de Cumhuriyet öncesi günlükler arasında sayılır.
Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında günlük türünde yazılmış ilk kitaplar Salah Birsel ve Nurullah Ataç tarafından yazılmıştır.
İnternetin yaygınlaşmasıyla bloglar aracılığıyla insanlar gün içinde neler yaptıklarını yazmakta, bu şekilde milyonlarca kişiye ulaşmaktadırlar. Bu günlüklerin bir özelliği de görsel ve işitsel ögelere yer vermeleridir. Okuyucu yorumlarıyla da zenginleşmekte ve günlükler interaktif bir metne dönüşmektedir.
Günlük Türünde Yazılmış Bazı Eserler
Günce: Nurullah Ataç
Günlük: Oğuz Atay
Yazmak Doludizgin: Orhan Kemal
Anılarda Görmek: Oktay Akbal
Geçmişin Kuşları: Oktay Akbal
Yeryüzü Korkusu: Oktay Akbal
Kuşları Örtünmek: Salah Birsel
Yanlış Parmak: Salah Birsel
Damla Damla Günler: Adalet Ağaoğlu
Derviş Hüneri: Nuri Pakdil
Ölünceye Kadar: Mehmet Fuat
El Yazılarına Vuruyor Güneş: İlhan Berk
Pasaport Damgaları: Enis Batur
Bir Defterden: Melih Cevdet Anday
Hayat Gibi: Mustafa Ruhi Şirin
Jurnal: Cemil Meriç
Yaşamak: Cahit Zarifoğlu
Gece Defteri: Ahmet Oktay