Türk edebiyatının başlangıcından bugüne kadar sözlü gelenek içinde devam eden edebiyata halk edebiyatı, bu edebiyatla oluşan şiire halk şiiri denir.
Halk şiirinin genel özellikleri şunlardır:
- Şiirlerde genellikle yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
- Şiirlerde genellikle dörtlük nazım birimi kullanılmıştır.
- Şiirler hece ölçüsü ile yazılmıştır.
- Halkın konuştuğu sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
- Aşk, tabiat, ölüm, savaş, yiğitlik, özlem ve dini tasavvufi konular işlenmiştir.
- Şiirler çoğu zaman saz eşliğinde söylenmiştir.
- Halk şiiri sözlü olarak oluşmuştur.
- Şiirlerde başlık yoktur, biçimiyle adlandırılır.
- Söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır, dolayısıyla somutluk hakimdir.
- Halk şairlerinin hayat hikayeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde toplanmıştır.
Halk edebiyatı nazım şekilleri üç grupta incelenir:
- Anonim Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri
- Âşık Edebiyatı Nazım Şekilleri
- Dini-Tasavvufi Halk Şiiri Nazım Şekilleri
1.Anonim Halk Şiiri:
Yazarı veya söyleyeni belli olmayan, halka mal olan eserlere anonim, bu eserlerin oluşturduğu edebiyata anonim halk şiiri denir. Anonim halk şiiri nazım şekilleri şunlardır:
a.Mani:
Nazım birimi dörtlüktür.
Maniler 7’li hece ölçüsüyle söylenir.
Maniler aaxa şeklinde kafiyelenir.
Manilerin ilk iki dizesi, son dizeyle yalnız ölçü ve kafiye bakımından ilgili olup doldurma sözlerdir.
Manilerde verilmek istenen mesaj son iki dizede olur.
Daha çok aşk ve sevgi konusunda söylenir. Her konuda söylenebilir.
Mani Türleri:
- Düz mani (Tam Mani)
- Cinaslı Mani (Kesik Mani)
- Artık Mani (Yedekli Mani)
- Karşılıklı Mani (Deyiş)
1.Düz mani (Tam Mani): Dört mısrada oluşur. Bütün dizelerinde 7’li hece ölçüsü kullanılır. “aaba” şeklinde kafiyelenir.
2.Cinaslı Mani (Kesik Mani): Kelimeleri arasında cinaslı kafiyenin bulunduğu manilerdir. İlk dize hece sayısı yönünden genellikle 7’den azdır. Cinaslı manide dize sayısı dörtten fazla olabilir.
3.Artık Mani (Yedekli Mani): Düz maniye başka dizeler ilave edilerek oluşturulan manilerdir. Artık maniyi cinaslı maniden ayıran nitelik, artık manide cinaslı kafiyenin çoklukla bulunmaması ve artık maninin ilk dizelerinin bir anlam taşımasıdır.
4.Karşılıklı Mani (Deyiş): İki kişinin karşılıklı söyledikleri manilerdir. Bu tür manilere bazı yörelerde karşı-beri mani de denmektedir.
b.Türkü:
Kendine özgü bir ezgi ile söylenen Anonim Halk Edebiyatı nazım şeklidir.
Şekil bakımından belli bir kalıba bağlı değildir.
Dize sayıları türküden türküye değişebilir.
Hece ölçüsünün 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla söylenir.
Belli bir nazım birimi yoktur.
Türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölüm bent, tekrarlara kavuştak veya bağlama adı verilir.
Türküler konularına, ezgilerine ve yapılarına göre üçe ayrılır.
Konularına Göre Türküler: Ninniler ve çocuk türküleri, aşk türküleri, tabiat üzerine türküler, kahramanlık türküleri, askerlik türküleri, iş türküleri, tören türküleri…
Ezgilerine Göre Türküler: Usulsüzler:Divan, koşma, hoyrat gibi uzun havalar. Usullüler: Oyun havaları.
Yapılarına Göre Türküler: Üçleme, dörtleme, beşleme diye adlandırılır.
2.Âşık Tarzı Halk Şiiri
Âşık tarzı halk şiiri, İslamiyet öncesi Türk şiirinin devamı niteliğindedir.
Halkın anlayabileceği yalın bir dille ve çoğunlukla saz eşliğinde şiirler söyleyen şairlere saz şairi (halk şairi, âşık), bu şairlerin söylediği şiirlere de âşık tarzı halk şiiri denir.
Âşıklar, köy köy, şehir şehir gezmişler, halkın toplu olarak bulunduğu yerlerde şiirlerini saz eşliğinde söylemişlerdir.
Şiirlerini duruma uygun olarak irticalen söylemişlerdir. Halkın duygu ve düşüncelerini seslendirmişlerdir.
Âşık tarzı halk şiirinin nazım birimi dörtlüktür.
Âşık tarzı halk şiirinde daha çok yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
İşlenen temalar özlem, aşk, yiğitlik, toplum sorunları, zamandan şikayet, ölüm.
Âşıkların bir kısmı köylerde, bir kısmı konar-göçer aşiretler içinde bir kısmı asker ocaklarında bir kısmı da kasaba ve şehirlerde yaşamış ve eser vermiştir.
Şairler şiirin son dörtlüğünde mahlaslarını söylemişlerdir.
Hece ölçüsüyle söylenmiştir.
Bu şiir geleneğinde şairler koşma, semai, varsağı ve destan nazım şekillerini kullanmışlardır.
Âşık Edebiyatı Nazım Şekilleri
a.Koşma:
Aşk, hasret, ölüm, toplum sorunları, kahramanlık temalarında söylenen şiirlerdir.
Nazım birimi dörtlüktür.
Birim sayısı 3 ile 5 arasında değişir.
Şairin mahlası son dörtlükte olur.
Hece ölçüsünün 11’li (6+5 veya 4+4+3) kalıbıyla oluşturulur.
Kendine has ezgi ile söylenir.
Koşmalar konu bakımından Divan edebiyatındaki gazele benzer.
Kafiye düzeni şu şekillerde olabilir:
abab/cccb/dddb…
abcb/dddb/eeeb…
aaab/cccb/dddb…
Âşık edebi yatında şairlerin yetişme tarzlarının, hayat anlayışlarının farklılığı bakımından âşıkları iki grupta toplayabiliriz.
a.Meydan Şairleri: Şiirlerini doğaçlama olarak, saz eşliğinde, sözlü olarak söyleyen şairlerdir. Karacaoğlan, Âşık Veysel bu gruba girer.
b.Kalem Şairleri: Doğrudan doğruya divan şairleri için kullanılan bir sözdür. Bunlar belli bir eğitimden geçmiş sanatçılardır.
İşlenen konulara göre koşmalar dörde ayrılır.
Koşma türleri:
- Güzelleme
- Koçaklama
- Taşlama
- Ağıt
1.Güzelleme:
Aşk, sevgi, ayrılık, hasret, tabiat gibi konuların ele alındığı koşmalardır.
2.Koçaklama:
Kahramanlık ve savaş gibi konuları yiğitçe bir eda ile işleyen koşmalardır. Coşkulu bir tonla söylenir. Bu türün en güzel örneklerini Köroğlu, Dadaloğlu, Kayıkçı Kul Mustafa vermiştir.
3. Taşlama:
Toplumsal bozuklukları, haksızlıkları, doğru olmayan insan davranışlarını eleştiren koşmalardır. Divan şiirindeki hicviyenin karşılığıdır. Bu türün ünlü şairi Seyrani’dir.
4. Ağıt:
Sevilen birinin ardında duyulan üzüntüyü dile getirmek amacıyla söylenen koşmalardır. Ağıtlar Divan edebiyatındaki mersiyeler ve İslam öncesi Türk şiirindeki sagularla konu bakımından aynıdır.
Söyleyeni belli olmayan (anonim) ağıtlar da vardır.
b. Semai:
Tabiat, güzellik, ayrılık, kavuşma gibi duygusal ve lirik konular işlenir.
Sekizli hece ölçüsüyle söylenir.
Nazım birimi dörtlüktür.
Kafiye düzeni abab, cccb,dddb… şeklindedir.
Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişir.
Kendine has bir ezgi ile söylenir.
Semaileriyle ünlü şair Karacaoğlan’dır.
c. Varsağı:
Kendine has bir ezgiyle ve yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenen koçaklama tarzı şiirlerdir.
Daha çok Güney Anadolu’da yaşayan Varsak boyu ozanlarınca söylenen şiirlerdir.
Nazım birimi dörtlüktür.
Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişir.
Varsağılarda “bre, hey, hey gidi, behey” gibi ünlemler yer alır.
Kafiye şeması xaxa, bbba, ccca… şeklindedir.
Daha çok hecenin 8’li kalıbıyla söylenir.
Halk edebiyatında en çok varsağı söyleyen şair Karacaoğlan’dır.
d. Destan:
Destanlarda savaşlar, ünlü kişilerin ve e ve eşkıyaların maceraları, deprem, yangın, salgın hastalık ve doğal afetler konu olarak işlenir.
Genellikle hece ölçüsünün 11’li kalıbıyla söylenir.
Nazım birimi dörtlüktür.
Şekil olarak Halk edebiyatının en uzun nazım şeklidir.
Kendine has bir ezgi ile söylenir.
Kafiye düzeni abab, bbba, ccca şeklindedir.
3. Dînî-Tasavvufî Halk Şiiri:
Dinî-tasavvufi halk şiiri İslamiyet’in ve tasavvufun etkisiyle oluşmuştur. Dini-tasavvufi halk şiirin ilham kaynağı Hoca Ahmet Yesevi’dir. Onun hikmetleri Orta Asya’da Anadolu’ya yayılmış ve 13.yüzyılda bu edebiyatın temelleri atılmıştır. En önemli temsilcisi Yunus Emre’dir.
Tekke şiiri olarak da adlandırılan bu şiirde asıl amaç, dinî tasavvufî düşünceyi yaymaktır.
Şair, mensup olduğu tarikatin ait olduğu düşünce sistemini, felsefesini yaymak için de şiiri araç olarak kullanmıştır.
Tekke edebiyatı şairleri dörtlük nazım birimini kullanmışlardır.
Dini tasavvufi halk şairleri hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsünü de kullanmışlardır.
Halkın anlayabileceği bir Türkçe kullanmakla beraber dilleri diğer halk şairlerine göre bazen ağır olmuştur.
Şiirler çoğunlukla tekkelerde zikir esnasında belli bir ezgiyle söylenmiştir.
Dini-Tasavvufi Halk Şiiri Nazım Şekilleri
a. İlahi:
Allah ve peygamber sevgisi ele alan şiirlerdir.
Belli bir ezgiyle söylenir.
Daha çok dörtlük nazım birimi kullanılır.
Hece ölçüsüyle yazılmıştır.
İlahi türü şiirlere Mevleviler “ayin”, Halvetiler “durak”, Gülşeniler “tapug”, diğer tarikatlar da “cumhur” veya “ilahi” demişlerdir.
İlahileriyle ünlü şairimiz Yunus Emre’dir. Eşrefoğlu Rumi, Niyazi Mısrî, Aziz Mahmut Hüdayi de ilahi denince akla gelen şairlerdendir.
b. Nefes:
Alevi-Bektaşi tekkelerinde söylenen şiirlerdir.
Hz. Muhammed’e ve Hz.Ali’ye duyulan sevgi işlenir.
Dörtlük nazım birimiyle ve hece ölçüsüyle yazılır.
Yunus Emre, Eşrefoğlu Rumi, Hatayi nefes söylemişlerdir. Ancak nefes denince ilk akla gelen şair Pir Sultan Abdal’dır.
c. Nutuk:
Tarikata yeni girenlere tarikatın ilkelerinin, kurallarının ve davranış tarzlarının öğretilmesi amacıyla söylenen şiirlerdir.
Nazım birimi dörtlüktür.
Hece ölçüsüyle söylenir.
Kaygusuz Abdal ve Pir Sultan Abdal’ın nutukları vardır.
d. Devriye:
Tekke şiirinde devir felsefesini ve insanın var oluşunu anlatan şiirlerdir. Devriye, kainatın ve insanın Allah’tan çıkıp, tekrar Allah’a döndüğünü savunan anlayıştır. Devriyelerde yaratılışın başlancı ve sonu, varlığın nereden gelip nereye gittiği ve gidiş geliş arasındaki aşamaların neler olduğunun tasavvufi anlatıldığı şiirleridir.
e. Şathiye:
Şath, Arapça’da alaylı söz demektir. Tasavvufta tasavvuf erbabının kendinden geçtiği sırada söylediği inançlara aykırı gibi görünen şiirlerdir. İnançlar farklı ve alaycı bir eda ile dile getirilir. İlk başta saçma görünen, Allah ve inançlarla alay eder gibi söylenen bu şiirler yorumlanınca tasavvufla ilgili derin anlamları olduğu görülür.
Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Eşrefoğlu Rumi, Niyazi Mısrî gibi şairler bu türde şiirler söylemişlerdir.