Genel

Kaygı Veren Dostluklar-Carlos Fuentes

kaygi-veren-dostluklar

KAYGI VEREN DOSTLUKLAR

Bu hikaye kitabındaki hikayeler şunlardır: Tiyatro Âşığı, Annemin Kedisi, Dostlar, Calixta Brand, Uyuyan Güzel, Vlad.
Meksika’nın saygın yazarlarından biri olan Carlos Fuentes’in bu hikayeleri fantastik edebiyatın önemli örnekleridir. Bu hikayelerde Meksika’nın çağdaş kimliğinin geçmiş tarafından nasıl şekillendirildiği anlatılırken toplumun kendine yabancılaşmasını da ele alıyor.

*Olduğum gibi ve olduğum şey olduğum için kabul edilmek istiyorum.

*Belki kaderimiz sadece bundan ibaret olacaktı. Birbirimizi uzaktan görmeye mahkumduk belki.

*Tutku insanı ele geçirdiği zaman, mantık ağlayarak ve tehlike konusunda uyararak onun peşinde gider: Ama insan durduğu anda… tutku ona bağırır: Peki ben ölecek miyim?

*Bazen hastalık insanları iyileştirir.

* Ne kadar arzu etsem de yapamayacağım tek şey, ondan özür dilemekti.

*Tutku ne akılcı ne de duygulandırıcı olarak açıklanabilir, tutku zihni bulandırır ve duyguları zihnin talepkar ve huzursuz arayışına tabi kılar. Tutku cezbeder. Zihni duygusuz ve duyguları akılsız bırakır. Cezbeder, çünkü kendine yeter.

*Yine de öyle bir an gelir ki insanın vicdanına boyun eğmesi için patronlarına başkaldırması gerekir.

* Çok yaşamanın avantajı, durumun gerektirdiğinden çok daha fazlasını öğrenmektir.

*Savaş sadece ölmüş olanın kökünü kurutuyor.

*Bu yokluk aslında varlıktı. Bu sessizlik çığlık çığlığaydı.

* Açıklanamaz üzüntüler bize nereden geliyor? Hepsinin ötesinde bir nedeni, bir kökeni olmalı. Biliyor musunuz, bizler bitip tükenmiş insanlarız, fazlasıyla savaş yaşandı, fazlasıyla kan döküldü ama hiçbir fayda sağlamadı… Bunca hüzün! Hepsi yozlaşmanın çekirdeğini barındırıyor. Buna nesnelerde bozulma deniyor, insanlardaysa, ölüm.

*Bazen teki bir sözcük bile bize bir ipucu verir, aklımızı başımıza getirir, eylemde bulunmak için harekete geçirir. Her zamankinden daha fazla değerlendirme yapmaya ve eyleme geçmeye ihtiyacım vardı, nasıl bu saçma açıklanamaz duruma düştüğümü düşünüp durmaktansa bir an önce bu durumdan kurtulmam gerekliydi, kendimi kurtarınca olanları anlayacaktım kuşkusuz.

*Bana saldıran yoğun bir hüzün duygusuydu: Aşkın en iyi anı, aynı zamanda hüznün, emin olamamanın ve kaybın da anı mıydı acaba? Aşkın mevcudiyetini en çok kıskançlığın saçmalıklarına, rutine, nezaketsizliğe, özen eksikliğine en az feda edilebilir olduğu zaman mı hissediyorduk?

*Yarım kalan her şey beni alt ediyordu. Olmamış ve asla olmayacakların özlemi bana ıstırap veriyordu. Bu korkunç günde neyi yitirmiştim? Aşkı değil, o her şeye rağmen sürüyordu. Aşkı değil, umudu.

 

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap