Ders Notları

SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ SANATÇILARI ÖZET

SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ SANATÇILARI

TEVFİK FİKRET (1867-1915)
Servet-i Fünun Edebiyatı’nın en büyük şairlerindendir. Şiirlerinde sağlam bir yapı, kendinden önceki şairlerde görülmeyen iç ve dış yenilikler, biçim, kafiye serbestliği vardır. Aruzu Türkçenin ahengini bozmadan başarıyla kullanmıştır. Edebi yaşamına Divan edebiyatı etkisinde yazdığı şiirlerle başlamış, 1899’da, ilk şiir kitabı Rübab-ı Şikeste’yi yayımlamıştır. Bir süre sonra Batılı sanat anlayışını benimsemiştir. Beyit bütünlüğünü kırmış, manzum hikayeler yazmış, şiiri düzyazıya yaklaştırmıştır. Parnasizm akımının etkisinde kalmış; serbest müstezadın yanı sıra Batı edebiyatı nazım biçimlerinden sone ve terza-rimayı kullanmıştır. Şiirlerinde yabancı kelime ve tamlamalara oldukça fazla yer vermiştir. Sanat anlayışındaki değişiklikten dolayı sanat yaşamı iki döneme ayrılır:
Birinci Dönem (1895-1901): Sanat için sanat anlayışını benimsediği bu dönemde, şiirlerinin başlıca konuları aşk ve tabiattır. Ayrıca günlük yaşamda rastladığımız bazı olayları konu alan şiirler de yazmıştır.
İkinci Dönem (1901-1915): Toplum için sanat anlayışını benimsediği bu dönemde Servet-i Fünun dergisinin kapanmasıyla Aşiyan’a çekilmiş, sadece toplumsal konuları işleyen gerçekçi şiirler yazmıştır. Sis adlı şiiri ile içinde yaşadığı çevrenin siyasal, sosyal ve ahlaki bozukluklarını sert ve ağır bir üslupla dile getirmiştir; İstanbul’a ağır hakaretlerde bulunmuştur.
Eserleri:
Rübab-ı Şikeste, Rübab’ın Cevabı, Haluk’un Defteri, Tarih-i Kadim: Aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerini içerir.
Şermin: Çocuklar için hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerini içerir.

CENAP ŞEHABETTİN (1870-1934):
Servet-i Fünun edebiyatının en önemli şairlerindendir. İl şiirlerinde Muallim Naci, Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan’ın etkisi vardır. Sanat sanat içindir, görüşünü benimsemiştir. Sadece kişisel konulardan, aşk ve tabiat temalarından yararlanarak lirik şiirler yazmıştır. Tabiatı renkleri, şekilleri ve hareketleri ile tasvir eden, bireysel duyguları anlatan, semboller ile yüklü yeni ve orijinal hayallerle dolu şiirler yazmıştır. Dili ağırdır. Yeni hayallerini, dilimizde Arapça ve Farsça’dan seçilmiş sözcüklerle dile getirilmiştir. Şiirde ahenge çok önem verdiği için sadece aruz ölçüsünü kullanmıştır. Nazım biçimi olarak daha çok serbest müstezadı kullanmıştır. Parnasizm ve sembolizmin etkisinde şiirler yazmıştır. Arapça ve Farsça sözlüklerden o zamana kadar kullanılmamış birtakım kelimeler bulup almış, yabancı sözcüklerle birtakım yeni isim ve sıfat tamlamaları ve birleşik sıfatlar kurmuştur. Hece ölçüsünün bir nazım ölçüsü olamayacağını ileri sürmüştür. Şiirlerinde müzikaliteye önem vermiştir.
Eserleri:
Tâmat: Şiir
Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları: Gezi yazısı
Tiryaki Sözleri: Özdeyişler
Yalan, Körebe: Tiyatro
Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh, Evrak-ı Eyyam: Makale, sohbet, eleştiri ve deneme yazılarını içerir.

HALİT ZİYA UŞAKLIGİL (1869-1945):
Servet-i Fünun edebiyatında, roman ve öykü türünün en önemli ismidir. Mai ve Siyat adlı eseriyle Batılı anlamda ilk romanı yazmıştır. Aşk-ı Memnu (1925) ilk büyük Türk romanıdır. Yapıtlarında alışılmışın dışında bir cümle düzeni vardır. Eserlerinde  ağır bir dil kullanmış, son eserlerini sade dille yazmıştır. Edebiyatımızda realizm akımının başarılı örneklerini ortaya koymuştur. Romanlarında, daha çok, aydın kimseleri anlatmakla birlikte, öykülerinin büyük bir kısmında aydın çevreler dışındaki halkın yaşayış ve âdetlerini vermeye çalışmıştır. Romanlarında yalnız İstanbul’u anlatan sanatçı, öykülerinde Anadolu ve köy hayatına, kasabalardaki yaşayışa yer vererek İstanbul dışına çıkmıştır. Edebiyat yaşamına çeviriler ve şiirlerle başlamıştır. Edebiyatımızda mensur şiirin ilk örneklerini vermiştir. Eserlerinde birçok yeni isim, sıfat tamlaması ve birleşik sıfatlar kullandığından dolayı, dekadanlık (imge için yeni sözücük uydurmak, alafrangalık ve dili bozmakla suçlanmıştır.
Eserleri:
Roman: Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası
Hikaye: İzmir Hikayeleri, Aşka Dair, Onu Beklerken, Kadın Pençesi, Solgun Demet
Anı: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi
Oyun: Kabus, Füruzan, Fare
Mensur şiir: Mensur Şiirler

MEHMET RAUF (1875-1931):
Eserlerinde realizmden etkilenmiş, daha çok, aşk teması üzerinde durmuştur. Yapıtlarını çağdaşlarından daha sade bir dille yazmış; genellikle romantik duyguları, hayaller ve romantik aşkları, aşktan başka kaygıları olmayan varlıklı kişilerin maceralarını işlemiştir. Sosyal yaşama pek yer vermemiştir. Yapıtlarında ruhsal betimlemeler önemli bir yer tutar. Romanlarının çoğunda aşk ve kadın konusunu işleyen sanatçının üslubu ve dili, dönemindeki yazarlara göre daha açık ve özentisizdir.
Eserleri:
Eylül: Edebiyatımızdaki ilk psikolojik romandır.
Ferda-yı Garam, Genç Kız Kalbi, Karanfil ve Yasemin, Son Yıldız: roman
Âşıkane, İntizar, Son Emel, Bir Aşkın Tarihi, Üç Hikaye: öykü
Pençe, Cidal, Sansar: Tiyatro
Siyah İnciler: mensur şiir

HÜSEYİN CAHİT YALÇIN (1874-1957):
Servet-i Fünun dergisinde öyküler, fıkralar, makaleler ile bir roman; bir yandan da değişik gazetelerde, yeni edebiyatı savunan makaleler yayımlamıştır. Realist bir görüşle birtakım gözlemlere dayanarak oluşturduğu Hayal İçinde ve Nadide romanları ile tanınmıştır. Öykülerinde, daha çok, zengin ailelerin yaşamlarını anlatmış, betimleme ve ruh çözümlemesine fazlaca yer vermiştir. Dili oldukça sade, anlatımı özenti ve süsten uzaktır. Özellikle yeni edebiyatı ve Doğu kültürüne karşı Batı kültürünü savunan makaleleriyle tanınmıştır. Fransızcada çevirerek yayımladığı Edebiyat ve Hukuk adlı makalesi, 2.Abdülhamit yönetimi tarafından kışkırtıcı bulunarak Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasına yol açmış, dergi kapatılınca da topluluk zorunda kalmıştır. Servet-i Fünun’un savunucusu olarak yazdığı eleştirilerini ve makalelerini Kavgalarım adlı eserinde yayımlamıştır.
Eserleri:
Roman:Nadide, Hayal İçinde
Öykü: Hayat-ı Muhayyel, Hayat-ı Hakikiye Sahneleri, Niçin Aldatırlarmış
Anı: Edebi Hatıralar, Malta Adasında, Meşrutiyet Hatıraları
Eleştiri, makale: Kavgalarım

SÜLEYMAN NAZİF (1870-1927):
Namık Kemal’in etkisinde şiirler yazmış, ilk şiirlerinde bireysel duygulanışların yanı sıra toplumsal içerikli ve özgürlükçü bir düşünceyi savunmuştur. Sonraları Servet-i Fünunculara katılmıştır. Yapıtlarında süslü bir dil kullanarak Osmanlıcanın ve aruz kalıplarının şiiri zenginleştirdiğini savunmuştur. Gazete yazılarıyla, İstanbul’u işgal eden ledüşman kuvvetlerini uyararak halkın böyle bir işgali kaldıramayacağını söylemiş, İngilizler tarafından Malta’ya sürülmüştür.
Eserleri:
Şiir: Gizli Figanlar, Firak-ı Irak, Malta Geceleri, Batarya ile Ateş (düzyazı-şiir)
Düzyazı:Çal Çoban Çal, Tarihin Yılan Hikayesi, İki Dost

HÜSEYİN SUAT YALÇIN (1867-1942):
Lirik şiirleriyle tanınmıştır. Cenap Şehabettin’in yönlendirmesiyle Servet-i Fünun topluluğuna girmiştir. 1908’den sonra şiirde lirizmden uzaklaşmış, hiciv ve mizaha yönelmiştir. Gave-i Zalim takma adıyla siyasi ve sosyal hicivler yazmıştır.
Eserleri:
Şiir: Lane-i Melal, Gave Destanı
Tiyatro: Şehbal yahut İstibdadın Son Perdesi, Kirli Çamaşırlar, Ahirette Bir Gün, Deva-yı Aşk, kayseri Gülleri, Küçük Kedi

HÜSEYİN SİRET ÖZSEVER (1872-1959):
Abdülhamit döneminde sürgüne gönderilmiştir. Avrupa’ya kaçmış, Jön Türkler arasında yer almıştır. Önceleri Tevfik Fikret etkisinde kalarak ağır ve sanatlı bir dil kullandıysa da daha sonraları yalınlaşan bir dille şiirler yazmıştır. Daha çok aşk, kadın, doğa ve gurbet temalı şiirler yazmıştır. Son şiirlerinde hece ölçüsünü denemiş; dilde sadeliği benimsemiştir. Bazı şiirlerinde Ömer Senih mahlasını kullanmıştır.
Eserleri:
Şiir: Leyal-i Girizan, Bağbozumu, Kıvılcımlı Gül, Kargalar

CELAL SAHİR EROZAN (1883-1935):
Servet-i Fünun dergisi kapatılıncaya dek bu toplulukta yer almıştır. Şiirlerinde aşk ve kadına çok fazla yer vermiştir. Milli Edebiyat akımında ise dilini sadeleştirmeye başlamış, aruz yerine heceyi kullanmış, toplum sorunlarıyla daha çok ilgilenmiştir.
Eserleri:
Şiir: Beyaz Gölgeler, Siyah Kitap

SAFVETİ ZİYA (1875-1929):
Edebiyata Servet-i Fünun’da yayımlanan Kadın Ruhu adlı öyküsüyle adım atmıştır. Eserlerinde genellikle bulunduğu dönemi ve etrafındaki insanları konu edinmiştir. Salon Köşelerinde adlı romanında sosyete yaşamını ele almıştır.
Eserleri:
Roman: Salon Köşelerinde
Öykü: Kadın Ruhu, Silinmiş Çehreler
Oyun: Haralambos Cankiyadis

FAİK ALİ OZANSOY (1876-1950):
Abdülhak Hamit’i taklit etmiş, edebiyatımızda “İkinci Hamit” olarak anılmıştır. Tevfik Fikret’le yakın ilişkisi kendi kişiliğini bulmasında önemli rol oynamıştır. Birinci Dünya Savaşı yıllarında bireysellikten sıyrılarak yurt sevgisini işlemiştir.
Eserleri:
Şiir: Fani Teselliler
Tiyatro: Payitahtın Kapısında, Nedim ve Lale Devri

ALİ EKREM BOLAYIR (1867-1937):
İlk şiirleri Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmıştır. Türk Yunan savaşını işleyen Vasiyet adlı şiiri büyük yankılar uyandırmıştır. Şiirlerinde toplumsal konulara yönelmiş, heceyi ilk kullananlar arasında yer almıştır.
Eserleri:
Şiir: Zilal-i İlham, Vicdan Alevleri
Oyun: Barla

edebiyatsultani.com

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap