Ders Notları

12.Sınıf Edebiyat Dersi Şiir Ünitesi Ders Notları

Cumhuriyet Sonrası Saf Şiir ( Öz şiir) Anlayışı :
*Ahmet Haşim ve Yahya Kemal ile başlayan bu anlayış şiirde dile önem verir.
*İdeolojiden uzak dururlar.
*Bireysel konulardan bahsederler.
*Estetik ve biçim kaygısı ön plandadır.
*Mistisizm( gizemcilik), sembolizm ve parnasizmden etkilenirler.
*Serbest şiiri tercih ederler. Hece, aruz, serbest ölçü ayrımı yapmazlar.
*Sanat onlar için form(şekil) sorunudur. Bu sebeple şiir mükemmel olmalıdır.
*”Sanat, sanat içindir.” anlayışını benimserler.
*Ölçü ve uyağa önem verirler.
*Temsilcileri: Necip Fazıl, Ziya Osman Saba, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Behçet Necatigil, Asaf Halet Çelebi, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sedat Umran.
*Şiir türü : Lirik
*Edebi sanatlar : Teşhis, Teşbih vb.
*Gelenek : Öz şiir anlayışı

“Bursa’da Zaman” Şiirinin incelenmesi
Bursa’da bir eski cami avlusu,
Mermer şadırvanda şakırdayan su;
Orhan zamanından kalma bir duvar…
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü
Bir rüyadan artakalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili, göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilahisi,

Bir zafer müjdesi burada her isim
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hala bu taşlarda gülen rüyanın
Güvercin bakışlı sessizlik bile
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle,
Gümüşlü, bir fecrin zafer aynası
Muradiye, sabrın acı meyvası,
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer,
Türbeler, camiler ,eski bahçeler,
Şanlı hikayesi binlerce erin
Sesi nabzım olmuş hengâmelerin
Nakleder yâdını gelen geçene.
Bu hayalde uyur Bursa her gece,
Her Şafak onunla uyanır, güler

Ahmet Hamdi Tanpınar

Tema: Zaman, Hayal, Rüya
Konu: Bursa’da Zaman
Ölçü: 11’li hece ölçüsü( 6+5 duraklı)
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Şiir türü : Lirik
Edebi sanatlar : Teşhis, Teşbih vb.
Gelenek : Öz şiir anlayışı
Açıklama: Bursa’da zaman şairi Bursa’yı bir medeniyet müzesi olarak ele alır Şair, şehrin kurucusu adına yaptırılan Orhan Camii’ni merkeze alarak eski zamanlara doğru yolculuğa çıkar. Onun için şehrin zamanı, dünden bugüne doğru iç içe geçer. Şair, şehirdeki tarihi eserler aracılığıyla o döneme gider. Zaman içindeki bu yolculuk bir çeşit rüya veya hayal alemine dalmak gibidir. Şiirde geçen Orhan zamanından kalma bir duvar, tarihi bir mirastır. Ahmet Hamdi Tanpınar eserlerinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişi ve medeniyet değişimini ahenk-zaman- rüya-hayal- bilinçaltı gibi imgeler üzerinden inceler.
Bu şiir estetik hazzın, estetik yargıya dönüşüm sürecini anlatan bir eserdir. Eserde, estetik hazzın kaynağı Bursa’dır.
Şiirin ahenk unsurları: Şiirde hece ölçüsü vardır. Kafiye ve redif kullanılmıştır.
Edebi sanatlar: Şiirde teşhis, tenasüp, teşbih sanatları fazlasıyla kullanılmıştır.
Şiir türü : Lirik – pastoral

“Olvido” şiirinin incelenmesi
Hoyrattır bu akşamüstüler daima!
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima!

Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh atılan oklarla delik deşik
İşte doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven
Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik
Ve cümle yitikler, mağluplar, mahzunlar…

Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
Kağıtlarda yarım bırakılmış şiir;
İnsan yağmur kokan bir sabaha karşı
Hatırlar gibi bir gün camı açtığını,
Duran bir bulut, bir kuş uçtuğunu,
Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı…
Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.
Ahmet Muhip Dıranas

Tema: Unutuş / Aşk / Pişmanlık
Konu: Unutmanın verdiği hüzün
Ölçü: 12’li hece ölçüsü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Açıklama: Unutuşun penceresinden hatıralar ormanına bakan söyleyici, kendi özel tarihinden hatırlayabildiklerini karmaşık biçimde dile getirir. Bu hatırlamayı şair akşamüstü yapar. Akşamüstleri hayrattır, yıpratıcıdır. Hatıralar bir bir ortaya çıkar. Eski aşklar hatırlanır. En sonunda unutuş, hatıralara galip gelir.

Sembolist Şiir
*Saf şiir anlayışını benimseyen şairlerin genellikle etkilendiği Sembolizm akımı, Fransa’da Parnasizme tepki olarak doğmuştur .
*Sembolistlere göre şiir, düşüncelere değil duygulara seslenir.
*Şiirde anlam kapalı olmalıdır ve herkes kendince yorum getirebilmelidir.
*Sözcüğün anlam değerinden çok müzikal değeri önemlidir. *Bol bol mecaz ve istiarelerin kullanılmasıyla dil ağırlaşır.
*Lirizm, bu anlayışın en önemli ögesi durumundadır.
*Şiirde anlatılamayanın sezdirilebileceğini savunurlar.
*Bu akıma göre şiirde renk, bilinç altına inme, ironi önemlidir.
*Türk edebiyatında bu anlayışın ilk uygulayıcısı Cenap Şahabettin’dir. Bu akımın en başarılı örneklerini veren şairimiz Ahmet Haşim’dir.

” Bu Eller Miydi ” şiirinin incelenmesi
Bu eller miydi masallar arasından
Rüyalara uzattığım bu eller miydi?
Arzu dolu, yaşamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan?

Bilyaların aydınlık dünyacıkları
Bu eller miydi hayatı o dünyaların?
Altın bir oyun gibi eserdi
Altın tüylerinden mevsimin rüzgarı

Topraktan evler yapan bu eller miydi
Ki şimdi değmekte toprak olan evlere,
El işi vazifelerin önünde
Tırnaklarını yiyerek düşünmek ne iyiydi
Fazıl Hüsnü Dağlarca

Tema: Özlem
Konu: Çocukluğa özlem
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest şiir
Nazım birimi: Dörtlük
Şiir Türü : Lirik şiir
Gelenek : Öz şiir anlayış
Edebi sanatlar : Teşhis, Teşbih, İstifham (soru), Tecahüliarif vb.
Açıklama: Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Bu Eller Miydi? şiiri sembolizmin izlerini taşır. Bir çocuğun gözünden çocukluk döneminin gözden geçirilmesi vardır.

Cumhuriyet Sonrası (1923-1960) Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir (Toplumcu Gerçekçi Şiir)
*1930’lu yıllarda Sovyet Rusya’da güçlenen Toplumsal Gerçekçilik Akımı, Türk edebiyatında 1930-40 arasında yayılmaya başlamıştır.
*Nazım Hikmet etkisiyle 1940’lardan sonra toplumcu gerçekçi şairler yetişmiştir.
*Mayakovski’den etkilenmişlerdir.
*Bu anlayıştaki şairler; toplumsal problemler, savaş karşıtlığı, barış özlemi, işçi hakları, yoksulluk gibi temaları işlemişlerdir.
*Geniş kitleleri harekete geçirme amacında olan toplumcu gerçekçi şiir, söylev üslubunu benimsemiştir. “Sanat toplum içindir.” derler.
*Toplumcu gerçekçi şairler, serbest şiiri kullanmışlardır. Ölçü de serbest ölçüdür.
*Şiirde biçim anlayışını reddetmişlerdir. Ne söyledikleri önemlidir.
*Toplumcu gerçekçi şiirin öncüsü olan Nazım Hikmet’in yazdığı şiirler diğer şairleri de etkilemiştir.
* Fütürizm akımından etkilenirler. Gelecek ve makineleşme üzerinde dururlar.
*Türk edebiyatında hemen hemen bütün toplumcu gerçekçi şairlerde Nazım Hikmet’in etkisini görmek mümkündür.
*Nazım Hikmet, Türk şairleri duygu yönünden Puşkin ve şekil yönünden Mayakovski ile tanıştırmıştır.
* Toplumcu gerçekçi şiir anlayışı Nazım Hikmet’ten sonra Attila ilhan’la yeni bir ivme kazanmıştır.
*Attila İlhan ilk dönem şiirlerinde Nazım Hikmet’in etkisiyle toplumcu gerçekçi bir anlayışa yönelmiştir. Şair, zamanla bireyselliğin öne çıktığı şiirler de yazmıştır. Şiirlerinde en çok aşk ve kendinden kaçış temasını işlemiştir. Attila İlhan, Mavi dergisi etrafında gelişen Mavi Hareketini de etkilemiştir.

Kerem Gibi

Hava kurşun gibi ağır
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum
Koşun
kurşun
erit-
-meye
çağırıyorum…
O diyor ki bana:
— Sen kendi sesinle kül olursun ey !
Kerem
gibi
yana
yana
” Deeeeert
çok,
hemdert
yok
Yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır…
Hava kurşun gibi ağır…

Nazım Hikmet Ran

Tema: Mücadele, çağrı
Konu: Toplumsal mücadele, çağrı
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi:
Gelenek : Toplumcu şiir anlayışı
Tür : Lirik – didaktik
Edebi sanatlar : Teşbih, Telmih, Teşhis, Tezat, Tekrir, Nida
Açıklama: Nazım Hikmet “Kerem Gibi” şiirinde geleneksel edebiyatımızda önemli bir yeri olan Kerem ile Aslı hikâyesini yeniden yorumlamıştır. Geleneksel edebiyatta bireysel bir aşk temasının kahramanı olan Kerem, Nazım’ın dizelerinde toplumsal bir mücadelenin kahramanı olmuştur. Şiirde şairin içsel çatışmaları, sıkıntıları görülür.

Duvar” Şiirinin İncelenmesi
ben bir duvarım hiç güneş görmedim
sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar
yüzümüz benek benek tahta kurusundan
ve sinemiz baştan başa ak üstünde karalar
–kelepçeden kahroldu kahroldu bileklerim
–sıyrılıp çıktım artık ölüm korkusundan
dilim dilim sırtımdaki yaralar
ben demirbaşım sığır siniriyle dayak yedim
biz de duvarız dinleyen duyan düşünen duvarlar
bizim kucağımız terk edilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar

Attila İlhan

Tema: Savaş / Acı / Suskunluk / Çaresizlik
Konu: Savaşın getirdiği acı ve çaresizlik
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Gelenek : Toplumcu şiir anlayışı
Tür : Lirik – epik – didaktik
Edebi sanatlar : Teşhis, Tezat, Tekrir, Teşbih
Açıklama: Duvar adlı eser, birbirini tamamlayan şiirlerden meydana gelmiştir. Şiirde Anadolu’nun yaptığı savaşlar, kahramanlıklar, yüce dağlar, toprak için verilen mücadele, insanların mekanla bütünleşen yaşam tarzları sergilenmiştir. Şiirde “biz” sözcüğüyle konuşan duvarlar işkencelere, idamlara şahittir ve bir şey yapamazlar.

Milli Edebiyat Anlayışını Yansıtan Şiir
*1911 -22 yılları arasında Milli Edebiyat Anlayışı Türkçülük akımının etkisiyle ortaya çıkmıştır. 1911’de Selanik’te çıkarılan Genç Kalemler dergisi çevresinde bir araya gelen Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp yazdıkları şiir ve makalelerle bu akımın ilkelerini ortaya koymuşlardır. Bu anlayış cumhuriyetin ilanından sonra da devam etmiştir.
*Cumhuriyet sonrasında Milli Edebiyat anlayışını yansıtan şairler; vatan, millet, tarih gibi kavramları şiirlerinde işlemişlerdir.
*Milli Edebiyat anlayışını sürdüren şairler arasında Arif Nihat Asya, Orhan Şaik Gökyay, Bekir Sıtkı Erdoğan ve Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu gibi şairler yer almıştır.
*Arif Nihat Asya’nın tarihimizin muhteşem ve şanlı sayfalarını şiirleştirdiği görülür. Asya, rubai türünün yeni Türk edebiyatında başarılı örneklerini veren şairlerden birisidir. Vatan ve bayrak onun mısralarında ustalıkla anlatılmıştır.
*Milli Edebiyat anlayışını sürdüren şairler, Türk tarihine ve Anadolu insanına yönelmişlerdir.
*Bu şairler halka ait destan, efsane, masal, halk hikayeleri ve türküleri örnek almışlardır.
*”Sanat, toplum içindir.” anlayışını savunurlar.
*Halk edebiyatı geleneği modern bir anlayışla yeniden ele alınmıştır.
*Yerel söyleyişlerden yararlanılmıştır.
*Milli edebiyat anlayışını sürdüren şiirde okuru heyecanlandırmak için söylev üslubu kullanılmıştır.
*Tarih , vatan, şehitlik, mücadele gibi kavramlar ana tema olarak seçilmiştir.

“Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor” şiirinin incelenmesi
Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs nefes almak için;
Rüzgar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?

Destanını yapmış, kasideye kanmış.
Bir el ki ahiretten uzanmış
Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!
Öpelim temizse dudaklarımız
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız
Rüzgârını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler.

Arif Nihat Asya

Tema: Kahramanlık / Bayrak
Konu: Vatan için kahramanlık gösterme / Bayrak sevgisi
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest Nazım
Nazım birimi: Bent
Gelenek : Milli Ed. anlayışını sürdüren şiir
Tür : Epik şiir
Edebi sanatlar : İstifham, mübalağa, istifham, mübalağa, istiare, teşhis …
Açıklama: Fikrin ağır bastığı şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük yer tutan Arif Nihat Asya’nın Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor şiirinde ahenk, kelime tekrarlarıyla sağlanmıştır. Şiirde sade ve açık bir dil kullanılmıştır. Bayrak şairi A.Nihat Asya, vatan toprağı için şehit olanların meçhul asker olamayacağını dile getirir.

I.Yeni Şiir Anlayışı ( Garip Akımı )
*Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday 1941 yılında “Garip” adlı ortak bir şiir kitabı yayımlayarak şiir anlayışlarını ilan etmişlerdir.
*Şiirde, şairane söyleyiş yerine günlük bir dil kullanılması gerektiğini savunmuşlardır.
* Sanatlı, imgeli bir şiiri savunan edebiyat geleneğine karşı çıkmışlardır.
* Gündelik yaşam, sıradan insanlar ve sıradan olaylar şiire aktarılmıştır.
*Serbest ölçü kullanılmış, kafiye gereksiz görülmüştür.
* Şiirde resim ve müziğe ait ögelere yer vermeye karşı çıkmışlardır.
* Okuyucunun ilgisini çekebilmek için nükteli, esprili, ironik bir üslup kullanmışlardır.
* Garip şiirinde yaşama sevincinin yanında hayat, çevre, doğa ve evren karşısındaki hayranlık ve şaşkınlık işlenmiştir.
* 1945 yılında Oktay Rıfat ve Melih Cevdet garip akımından ayrılmıştır. Orhan Veli ise 1950’de ölümüne kadar bu şiir anlayışını sürdürmüştür.
* Garip Akımı Orhan Veli’nin ölümü, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’in daha sanatlı şiir anlayışını benimsemesi, Mavi Akımı ve İkinci Yeni şiir anlayışının daha etkili olması dolayısıyla şiirdeki iddiasını kaybetmiştir.

Kitabe-i Seng-i Mezar şiirinin incelenmesi
I
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah’ın adını
Günahkar da sayılmazdı
Yazık oldu Süleyman Efendi’ye
II
Mesele falan değildi öyle
To be or not to be kendisi için
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duysalar öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince…
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.

Orhan Veli Kanık

Tema: Ölüm
Konu: Sıradan bir insanın ölümü
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Şiir türü : Lirik şiir
Gelenek : Garip şiir anlayışı
Edebi sanatlar : Mübalağa vb.
Açıklama: Orhan Veli, Kitabe-i Seng-i Mezar şiirini geleneksel şiir anlayışına karşı çıkmak amacıyla yazmıştır. Şiirde sıradan bir insan olan Süleyman Efendi konu edilmiştir. Büyük felsefelerle ilgisi olmayan bir kişinin gündelik yaşamı anlatılmıştır. Her sözcüğün şehirde kullanılabileceğini savunan Orhan Veli, “nasır” sözcüğünü bile şiire dahil etmiştir. Birçok yönüyle Orhan Veli şiiri, geleneğe bir başkaldırıdır. Şiirdeki söyleyici hayata bir pencereden bakmıştır. Bu yetinme duygusu, içinde bulunduğu sosyal sınıfla ilgilidir. Bu şiirde olduğu gibi Garip şairleri bilinçli olarak toplumun dikkat çekmeyen tiplerini konu edinmişlerdir.

“Eski Zaman Aşığı” şiirinin incelenmesi
Ben eski zaman aşığıyım
Sevda çeker düşünürüm ağlarım
Bazen tilki kadar kurnaz bazen akılsız
Bazen çocuk gibiyim bazen bakakalırım.

Herkes aşık olur sevdalanır
Bir yolu var gönül çekmenin de
Benimki sevda değil ateşten gömlek
Bir kor düşmüş ışıl ışıl yanar içimde

Ama ben eski zaman aşığıyım
Sevmek kadar kanatlanmak da gelir elimden
Gece hayalimde gündüz fikrimde
Ela gözlü o yâr çıkmaz gönülden

Oktay Rifat Horozcu

Tema: Aşk, özlem
Konu: Aşkın yakıcılığı, acısı
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Şiir türü : Lirik şiir
Gelenek : Garip şiiri
Edebi sanat : Teşbih, Tenasüp, Mübalağa, Tezat …
Açıklama: Garip Akımı temsilcilerinden Oktay Rıfat halk kültürünü, halk yaşamını, sıradan insanları ve basit konuları halk diliyle işlemiştir. Bu şiirinde şair, aşk temasını günlük bir dille ele alır. Kolay, basit ve günlük yaşamdan esinlenen şair, şiirde ahengi ses akışı ve doğal söyleyişle sağlamıştır. Garip akımının en büyük özelliği de zaten sıradan olayların doğal bir söyleyişle ifade edilmesidir. Şiirde, klasik ahenk unsurları olan ölçü, kafiye ve redif kullanılmamıştır.

II. Yeni Şiir Anlayışı
*Türk şiirinde I. Yeni ‘den (Garip Topluluğu) sonra ona karşı olarak 1954’ten sonra görülmeye başlayan İkinci Yeni şiir akımı, ortaya koyduğu iddialar ve toplu çıkışlarıyla dil ve değişimin bir halkası olmuştur.
* İkinci Yeni şairleri, savaşın bittiği ve farklı toplumsal kutupların bulunduğu bir dönemde sanat anlayışlarını ortaya koymuşlardır.
* Çağdaş Türk şiirinin en son ve en özgün atılımı olarak kabul edilmektedir.
* Şiirde soyut, anlamsız ya da kapalı olmaya önem verdiler. Şiirleri neredeyse yorumlanamaz özellik taşır.
* Özde ve biçimde deformasyona dayanma, okurdan kopmak, topluma sırtını dönmek, akıl dışına çıkmak, bilinç dışının olanaklarından yararlanmak genel özellikleridir.
* Garip akımının sadeliğine de karşı çıkmışlardır.
* II. Yeni şiir anlayışını benimseyen en önemli şairler İlhan Berk, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever ve Ece Ayhan’dır.
* II. Yeniciler edebiyat çevrelerince benimsendikleri kadar eleştirilere de maruz kalırlar. Bu eleştirilerin başında İkinci Yenicilerin savundukları sanat ve dil anlayışlarındaki alışılmışın dışındaki tutumlar gelir.
* II. Yenicilerde anlam soyut bir karaktere bürünür. Bu durum İkinci Yenicilerin şiirlerine soyut şiir, anlamsız şiir, kapalı şiir gibi isimler verilmesine yol açar.

” Çağrılmayan Yakup” şiirinin incelenmesi
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi
Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
O kadar çoktular ki doğrusu ben şaşırdım
Ben, yani “Yakup”, her türlü çağrılmanın olağan şekli
Daha hiç çağrılmadım
Biri olsun “Yakup” diye seslenmedi hiç
Yakup!
Diye seslenmedi ki dönüp arkama bakayım
Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
Sonra bir güzel yıkanayım da
Ben size demedim mi?

Edip Cansever

Tema: Yalnızlık / Ötekileştirilme
Konu: Yalnız insanın ruhsal durumu
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Şiir türü : Lirik şiir
Gelenek : II. Yeni şiir anlayışı
Edebi sanat : Mübalağa vb.
Açıklama: Bu şiirde Edip Cansever toplumda önemli bir yer edinemeyen sıradan bir insanı konu edinmiştir. İkinci Yeni şiirinin bir özelliği olarak bu şiirde öne çıkan dize ve ifadeler kullanılmıştır. Şiirin yazılmasından sonra “Çağrılmayan Yakup” bir ünvan olarak kullanılmaya başlanmıştır.

” İstanbul’dan” Şiirinin İncelenmesi
İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor
İnsanlar sokak sokak çarşı çarşı ev ev
İnsanlar sırt sırta omuz omuza verip durmuşlar
Boyunları bükük
Yorgun asabi kederli kindar
Yığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyor
Bir anda şehrin dört bucağına akacaklar
Bir anda iki ayrı kıtadaki insanlar gibi
Fatihliyle Beşiktaşlı sarmaş dolaş olacak

İlhan Berk
Tema: İstanbul
Konu: İstanbul’da yaşam
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Şiir Türü : Lirik şiir
Gelenek : II. Yeni şiir anlayışı
Edebi sanatlar : Teşhis, Tekrir vb.
Açıklama: İkinci Yeni şiir anlayışının önemli şairlerinden ressamca şiir yazan İlhan Berk’in şiirlerinde İstanbul önemli yer tutar. İlhan Berk, İstanbul’u sevmekle kalmaz, onu bütün semtleri ve sokakları ile şiire sokar. Tasvir ettiği bu yerleri ressamlığının etkisiyle okuyucunun gözünde canlandırmayı başaran şair tarihi semtleri en ince ayrıntısına kadar betimler.

Dini Değerleri, Geleneğe Duyarlılığı ve Metafizik Anlayışı Öne Çıkaran Şairler
*Bu şairler, Mehmet Akif ve Necip Fazıl’ın açtığı yoldan yürümüştür.
*Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt gibi şairler şiirlerinde dini değerleri ve metafizik anlayışı öne çıkarmışlardır.
*Şiirlerinde arka plan olarak dini ve mistik ögeleri kullanmışlardır.
*Modern yaşamın birey üzerindeki olumsuz etkileri mistik şairler tarafından sorgulanmıştır.
*Dini değerleri, geleneğe duyarlılığı ve metafizik anlayışı öne çıkaran şiirlerde din, inanç, mistisizm ve metafizik gibi kavramlar dile getirilmiştir.

“Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” şiirinin incelenmesi
IV

Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
Salome’nin Belkıs’ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Yıllar geçti saban ölümsüz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgelendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba

Sezai Karakoç
Tema: İstanbul / Sevgi / Ülkü
Konu: İstanbul özlemi / İstanbul sevgisi / İslam ülküsü
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Şiir Türü : Lirik – Epik şiir
Gelenek : Dini değerleri, geleneğe duyarlılığı ele alan anlayış
Edebi sanatlar : Nida, Tekrir vb.
Açıklama: Sezai Karakoç, Erdem Beyazıt’tan Cahit Zarifoğlu’na kadar birçok sanatçıyı etkileyen şair ve fikir adamıdır. Cumhuriyet döneminde eserler vermeye başlamıştır. Edebiyatımızda önemli bir yere sahip olan şair, çok yönlü kişiliği ile de kendi yolunu çizmiştir.
“Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” şiirinde şehirler birer semboldür. Diğer şiirlerinde olduğu gibi bu şiirinde de şair ‘sevgili’ imajına yer vermiştir. Şiirlerinde, İslami düşünceyi modern şiirdeki gerçeküstücülükle kaynaştırmıştır. Bu şiirde de İslami bir duyarlılık vardır. Şair, Diriliş ülküsünü bu şiirine yansıtmıştır. Peygamberler tarihini iyi bildiğinden bizleri o dönemlere ve onların kıssalarına götürecek telmihlerde bulunmuştur .

“Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” şiirinin incelenmesi
Telgrafın tellerini kurşunlamalı
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen
Haberler bilirim mektuplar bilirim

Gamdan dağlar kurmalıyım
Kayaları kelimeler olan
Kırkikindi saymalıyım
Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma
Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından
Baştan ayağa ıslanmalıyım
Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım

Erdem Bayazıt

Tema: Sevgi
Konu: Vatan, ülke, insan, Allah sevgisi
Ölçü: Serbest ölçü
Nazım şekli: Serbest nazım
Nazım birimi: Bent
Şiir türü : Lirik şiir
Gelenek : Dini değerleri, geleneğe duyarlılığı yansıtan şiir
Edebi sanatlar : Tezat, Tenasüp, Teşbih, Teşhis, Mübalağa vb.
Açıklama: Türkiye’de 1950 sonrasında hızlanan köyden kente göç edebiyatımızı da etkiler. Modern kente ve kentleşmeye tepkiyi şiirlerde kalıcı ve ısrarlı bir tema olarak işleyen şairlerden biri Erdem Bayazıt’tır. Onun şiirlerinde modern hayatı sorgulama, şehir üzerinden yapılır.
Erdem Bayazıt’ın bu şiiri, kentle yüzleşen, kentten bunalan ve kaçmak isteyen, kentin şart ve görünümlerine isyan eden bir şiirdir. O, modern kenti ; kalabalıklaşma, karmaşıklık, yabancılaşma, yalnızlaşma, teknolojik esaret, tüketim, bunalım ve bunaltı gibi durum ve olguların çerçevesinde algılar.

12.sinif siir unitesi ders notlari indir.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap