GÖLGE ŞEHİR-BAYAN PEREGRİNE’NİN TUHAF ÇOCUKLARI (ikinci kitap)-RANSOM GIGS
İthaki Yayınları- 2016
Kitabın asıl adı Hollow City
•Kitapla ilgili bir not: Kitap üç seri şeklinde yapılandırılmış. İlk kitap filme uyarlanmış. Yapımcılar eğer memnun kalırsa diğer projeleri de yayınlamayı düşünüyormuş. Kitabın bir de 2013’te yayımlanan çizgi roman uyarlaması var. Londra’da bir kovalamaca hikayesi.
Bizim asıl ihtiyacımız olan iyileşmiş bir Bayan P
Birinci kitaba göre “Tuhaf Çocuklar- Gölge Şehir” epey zorlama bir yapıt olmuş. Serinin birinci kitabı hem akıcı bir dile sahip hem de konu bakımından epey çarpıcıydı. Amma velakin “Gölge Şehir” olmamış ya. Dili evet epey akıcı, kelimeler yerli yerinde, düzen tam teçhizatlı; bunların yanı sıra konusu hiç merak uyandırıcı değil. Okumak için okuyorsunuz sanki. Benim gibi kitabı sevmeseniz de yarım bırakmayı gönlünüze konduramıyorsanız, kitabı okumayı tamamlıyorsunuz. Tabiri caizse -ki bence caiz- kitabı okurken taş dolu bir kovayı taşıyor hissine kapılıyorsunuz.
Öncelikle Sezar’ın hakkı Sezar’a. Romanın başlangıcında romanda geçen karakterlerin fotoğrafları, isimleri, özellikleri yer alıyor. Böyle bir düzenleme beni kitaba bağlayan ender özelliklerden oldu. En azından kimin kim olduğunu unuttuğum anlarda hemen dönüp ilk sayfayı inceleme fırsatım oldu. Karakterler tuhaf kişiler ve tuhaf olmayan kişiler olarak iki kısma ayrılmış durumda. Ayrıca sayfalar ara ara karakterlerin gerçek fotoğraflarıyla donanmış. Temel sağlam da, alt yapı sallanıyor.
Milard, hayran hayran haritaya baktığımı görünce, Tuhaf El Yazmaları’nı saymazsak Günler Haritası’nın bu baskısı tuhafların dünyasındaki en ince işçilik örneğidir. Bunu hazırlamak haritacılardan, sanatçılardan ve ciltçilerden oluşan koca bir ekibin çok uzun yıllarını aldı ve haritalardan bazılarını Perplexus Anomalous’un kendi elleriyle çizdiği söylenir.
Kitap hiç okunmayacak gibi değil. Sadece serinin birinci kitabıyla karşılaştırıldığında bende aynı hissi yaşatmadı. Beklerdim ki sayfalar ellerimden uçup gitsin, beklerdim ki Bayan Peregrine’yi kurtarmak yerine çocuklarla alakalı enteresan bir olaylar silsilesi yaşansın. Arzu ettiğim doneler de yok değil, azımsamamak lazım. Kelimelerin betimleme denizinde yüzmesi olayların gözümde canlandırılışını epey kolaylaştırdı.
Biz hortlak değil tuhafız!
Ayrıca tek mekan yerine dönüşümlü olarak mekanların verilip onların romana adapte edilme şeklini de sevdim. Olayların kısım kısım verilişi de muazzam sayılmasa da kayda değer. Kitabı okumayın demiyorum okuyun ama okurken benim gibi birincisiyle kıyaslayarak gitmeyin. Sonra demedi demeyin.
Kuş vücudunda hapsolan Bayan P’yi kurtarma işi tuhaf çocuklara düşüyor. Jacob ve Milard başta olmak üzere tüm çocuklar gölgelerin takibi altında olduklarının çok sonra farkına varıyorlar. Çocukların amacı döngüye geri dönüp Bayan P’yi hapsolduğu kuş vücudundan kurtarmak. Ama işler elbette ki yolunda gitmiyor. Çocukların girdiği döngü Jacob’ın dedesinden duyduğu hikayelere hiç mi hiç benzemiyor. Çocukların yaşadıkları yetimhane gölgeler tarafından basıldıktan sonra zamanda oluşan bir sapma ile kendilerini 1940 yılında buluyorlar. Savaşın, patlamaların ortalarında kalakalıyorlar. Bir şekilde savaşın olduğu adadan gölgelere görünmeden kaçmayı başarıyorlar. Ya da onlar öyle sanıyor.
Ee adadan kaçıyorlar da sonra yine bir şekilde kendilerini savaşın içinde buluyorlar. Bu seferki savaş ise İkinci Dünya Savaşı. Onca felaketin, koşturmacanın ortasında kalan çocukların kendilerini kurtarması için yapmaları gereken tek şey ybryne bulup Bayan P’yi iyileştirmek. Zaman döngüsü içinde sıkışıp kalan çocukların mücadelesi son bulacak mı?
Jacob: “Bayan Peregrine hortlaklar tarafından ele geçirilemeyen yegane ymbryne. Bayan Avacet’in anlattıklarını hatırlayın. Hortlaklar haftalardır döngüleri basıyor ve ymbryneleri kaçırıyorlardı. Bir döngü bulabilsek bile orada ymbryne olup olmadığını ya da o döngünün de düşmanlarımız tarafından ele geçirilip getirilmediğini bilmemizin imkanı yok.”