Yayınevi: Dergah Yayınevi
Yazar: MustafaKutlu
1.Baskı: Eylül 2002
42.Baskı: Ağustos 2020
Sayfa sayısı: 210
Herkese, soğuk ama içimizi kitaplarla ısıtacak bir kış gününden selamlar. Bu yazımızda Mustafa Kutlu’nun Mavi kuş isimli eserini ele alacağız.
Dalmışım.. Öyle bir dalmışım ki kendimi Mavi Kuş’un içinde oturup yolcularla sohbet ederken buldum 🙂 Ha, Mavi Kuş’u tanıtayım size hemen. Mavi Kuş, Deli Kenan’ın şoförlük yaptığı, Şirinyurt kasabasının tek otobüsüdür. İstasyona yolcuları bırakıp geri döner Şirinyurt’a.
Şirinyurt köyü, farklı karakterde insanların bulunduğu bir köy işte. Ama bir köy deyip geçmek de olmaz tabii. Kitabın ilk 17 sayfalık ilk bölümü, Şirinyurt köyünün kasabını, lokantasını, kuyumcusunu ve çarşıyı gezdirmekle geçti. Bu bölümde biraz sıkılmaya başladıysam da sevgili Mustafa Kutlu tam da şöyle dedi “Ne kadar da gevezelik çukuruna düşmeden şu kasaba meydanını çepeçevre kuşatan binaları, dükkanları, insanları sayalım söyleyelim dediysek de lafı uzattık.”
İşta Mustafa Kutlu’yu bu yüzden seviyorum. Bizi alıp diyar diyar gezdirdiği, ani duygu değişimi yaşattığı, açık sözlü olduğu için galiba.
“Peki bu kitabın türü ne?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Durun da benden önce yazar cevap versin: “Bu, hikaye ile roman arasında bir kitap. Kayda kuyda bağlı. Girişi, gelişmesi, sonucu var. Altyapısı, üstyapısı, çatısı, bacası var. Göstereni, gösterileni, imi, timi var.”
Kitabın kapağı çok hoş. Sanki renk cümbüşü. Mavi, sarı, turuncu, yeşil derken tam ortada dolmuş tipli otobüs var. Dolmuş da ismini dolmuşun üzerinde bulunan mavi kuş objesinden almış. Deli kenan bu mavi kuşun tozunu almadan yolculuğa çıkmazmış.
Kitapta ne olmuş? Kısaca değinelim. Kasaba sıcaktı. Yolcular telaşlı, sabırsız Mavi kuşun kalkmasını bekliyorlardı. Bu hikayede nesneler, eşyalar değil de esasında Mavi Kuş’taki yolcuların hayat hikayeleri, içinden geçirdiği duygular ve düşünceler ön planda tutulmuştu. Derken derken kitap bitiyor. Son altı sayfayı okurken biraz hüsrana uğradım ama mükemmel bir kitaptı.
Gelin şimdi ön planda olan karakterleri tanıyalım.
Deli Kenan: Kedisi olmadan yola çıkmayan, deli ama şefkatli bir adam olan Kenan,yıllar önce en yakın arkadaşı Bilal’in kız kardeşine aşık olmuş ve bu aşkı sevdiği kız tarafından dalga konusu olmuştur. Zedelenen onuru sayesinde hiç evlenmemiştir.
Doktor Yahya: Şirinyurt kasabasının tek doktoru olup yıllık iznini İstanbul’da geçirmek için yolculuk yapan bir yolcudur. Aşırı bibliyoman olması nedeniyle karısından ayrılmak zorunda kalmış ve bir daha da evlenmemiştir.
Murat ve Neşe: Bu çiftimiz sorunlarıyla otobüse binmişlerdir. Sıkıntıları ise Neşe hanımın bin bir hayalle geldiği bu köyün hayaline hiç uymayıp eşine kızgın olmasıdır.
Erol: Yol boyunca otobüsün üstündeki garaj yerinde yolculuk yapmış, kaçak olarak İstanbul’a varmayı arzulayan bir çocuktur. Mavi kuşun muavini olan Seyfi, yol molasında Erol’u yakalasa da saf olduğundan Erol kendisini ikinci muavin olarak tanıtır ve Saf Seyfi de hemen inanır tabi.
Kitapta çok beğenip altını çizdiğim bir kaç cümle;
“Bizim sevmediğimiz kimse yoktur. Gönlümüze biraz serin gelenler vardır.”
Bu cümlenin nahifliği çok keskin😬
“Unutmak olmazsa insanoğlu nasıl yaşardı bunca acı ortasında.”
“Biz elbette biliriz ki aynada oluşan görüntüyü sağlayan şey aynanın arkasını kaplayan sırdır. O sır, bütün insanı ve hayatın her yanını kuşatmıştır.”
“Bir kalbi yoksa insan nereye gidebilir?”
Keyifle kalın, sevgiler…
Çok güzel bir tanıtım olmuş. Mustafa kutlu önemli yazarlarımızdan.
Teşekkürler.aynen öyle
Muhteşem olmuş eline sağlık mutlaka okuyacağım
Çok başarılı olmuş ellerinize sağlık👏
Çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar🌲
Elina sağlık gurban.
Keyifli okumalar kardeş..
Mükemmel bir yazı olmuş ellerinize gözlerine ayaklarınıza bileklerinize parmaklarınıza kulaklarınıza hele ki o güzel saçınıza sağlıklı ömürler dilerim iyi günler
Çok teşekkürler , ilginç bir yorum 😳
Sizi tanıyamadım ama isminizi alabilir miyim lütfen ?
Teşekküröer
Çok güzel bir anlatım olmuş emeğinize sağlık 😌
Teşekkürler🍁