Duygu ve düşünceleri açık, anlaşılır bir şekilde anlatmayan, içinde gereksiz unsurların bulunduğu cümleler anlatım bakımından bozuk cümlelerdir.
Her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu aktarmak için kurulur.
Cümleleri oluştururken dil bilgisi kurallarına uymasına özen göstermemiz gerekir. Aksi takdirde anlatım bozukluğu yapmamız kaçınılmazdır.Oluşturduğumuz cümleyi okuyan veya dinleyen kişi eğer ne söylediğimizi net olarak anlamıyorsa anlatım bozukluğu yapılmış olur. Ayrıca kelimeler cümlenin anlamına uygun olmalıdır.
Anlatım bozukluklarının türlerini şöyle gruplandırabiliriz:
1. Gereksiz Sözcük Kullanılması: Gereksiz sözcük kullanımı cümlenin duruluğunu bozar ve anlatım bozukluğu yaratır.
Bir cümlede gereksiz sözcük bulunduğunu anlamak için, sözcük cümleden çıkarılır. Bu durumda cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma oluyorsa o sözcük gerekli, anlatımında bozulma olmuyorsa ise gereksizdir.
Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok
Ülkemizin sorunları bitmiyor ,tükenmiyor
O günleri daha henüz dün gibi hatırlıyorum
Bu gece ısı sıfırın altında eksi beş derece olacak.
Gülmesinin nedeni bugün iyi bir haber almasındandır.
Onunla ilk tanışmamızı unutamam.
Dün gece uyurken gördüğü rüyayı anlattı.
Sanki dalgasız bir deniz gibiydi yüzü.
Sana söyleyeceğim bu gizli sırlarımı kimseye söyleme.
2. Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması: Sözcükleri kendi anlamını yansıtacak şekilde kullanmamak veya uygun olmayan yerde kullanmak anlatım bozukluğuna yol açar. Böyle bir yanlışa düşmemek için hangi sözcüğün nerede kullanılıp nerede kullanılmayacağını çok iyi bilmek zorundayız.
Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasını sağladı.
Bu yıl babamın yüzünden sınıfı geçtim.
Annesi iyi çorap dokurdu.
Ektiğin fidanlar meyveye döndü.
3. Birbiriyle Karıştırılan Sözcüklerin Kullanılması: Kimi sözcükler aynı kökten türediği için yazılış ve okunuş olarak birbirine benzer; ancak bunların anlamları farklıdır. Bu sözcükler karıştırılıp birbirinin yerine kullanılırsa, anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
Geri kalmışlık Türkiye’ye özel bir durum değil.
Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
Bizden son öğretim durumunu gösteren bir belge istedi.
4. Kelimelerin Yanlış Yerde Kullanılması: Bir cümlede her sözcüğün yerli yerinde, başka bir deyişle her sözcüğün kullanılması gereken yerde olması gerekir. Cümle içindeki bir tek sözcüğün bile yerini değiştirmek farklı anlamlar, farklı yorumlar ve yargılar oluşturur.
Alınan bu karar, savaşta askerin daha çok ölmesine neden oldu.
Yorgun işten geldiğimden, onunla pek konuşamıyordum.
Yeni eve gelmiştim ki telefon acı acı çalmaya başladı.
Her yolda kalan insana yardım etmek isterdi.
5. Atasözü ve Deyimlerin Yanlış Kullanılması: Deyimler ve atasözleri, kalıplaşmış söz gruplarıdır. Bu kalıpların bozulması ve bir sözün yerine eş anlamlısının getirilmesi anlatım bozukluğu yaratır. Bir deyimin ifade ettiği anlamla, cümlenin taşıdığı anlam arasında bir uyumsuzluğun olması anlatım bozukluğuna neden olur.
Sen Ferda’nın sözlerini niçin kafana koyuyorsun?
Bu sınavı kazanabilmek için bütün zorlukları gözden çıkardım.
Çok acıktım midem zil çalıyor.
O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez.
Ona ayak bağı oluyor , işini çabuk bitirmesini sağlıyordu.
Ona yardım et elinden geleni ardına koyma.
6. Noktalama Yanlışları: Noktalama işaretlerinin eksik ya da yanlış yerde kullanılması; cümleleri bir anlam belirsizliğine sürükleyebileceği gibi cümleden birden fazla anlam çıkmasına da yol açabilir. Bu nedenle noktalama işaretlerinin anlama etkileri ve kullanıldığı yerler iyi bilinmelidir.
Çocuk ayakkabılarını dolaba koydu.
İhtiyar adama bir şeyler sordu.
Küçük ağacın etrafında oynuyor.
7. Tamlama Yanlışlıkları: Sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar. Çünkü isim tamlamalarında tamlanan iyelik eki aldığı halde, sıfat tamlamalarında tamlanan ek almaz. Dolayısıyla tamlananlar, niteliği farklı olduğundan ortak kullanılamaz.
Doğa ve toplumsal olayları inceledik.
Dün epik ve aşk şiirleri okuduk.
Askeri ve devlet okullarına giriş sınavı yapılacak.
Gençlik, duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor.
8. Eklerin Yanlış Kullanılması: Bir sözcüğe, gelmesi gereken ekin dışında yanlış bir ekin getirilmesi de kimi zaman anlatım bozukluğuna yol açar.
Bu çocuklar, Türkiye’nin zeki ama değişik sebeplerden dolayı okuyamamış çocuklardır.
Okuma sevgisi konusunda çocuklar, en çok anne ve babalarını örnek aldıkları unutulmamalıdır.
Bizi en çok sevindiren onun bu sınavı kazandığıdır.
9. Öğe Eksikliklerinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları:
a) Yüklem Eksikliği: Yüklem eksikliği daha çok sıralı ve bağlı cümlelerde ortaya çıkar. Öge ortaklığı bulunan böyle cümlelerde tek yüklem kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
Kahvaltıda peynir,ekmek ve çay içtik.
İçkiyi az sigarayı hiç içmem.
Kimin dürüst,kimin dürüst olmadığını biliyor.
Suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını söyle.
Baloya güzel bir elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
Çocuklarıyla bazen çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
b) Özne Eksikliği: Özne, cümlenin temel ögelerindendir. Cümlede özne bulunmaması anlatım bozukluğuna neden olur. Daha çok ortak özneli cümlelerde özne -yüklem uyuşmazlığı olur. Kişi ve sayı bakımından ortaya çıkan bu uyuşmazlık cümlede özne eksikliği yaratır.
Dernek müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.
O insanların sayısı azalıyor bulunmaz oluyor.
Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
Yaşlı adamın parası alınarak evine gönderildi.
Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
c) Nesne Eksikliği: Yüklemi geçişli eylem olan cümlelerde nesne bulunmalıdır, bulunmazsa cümledeki başka bir öge, nesne gibi görünerek anlatım bozukluğuna yol açar.
Size teşekkür etmek ve kutlamak istiyor.
*Yazıya özendiği,dikkatle yazdığı belliydi.
*Sana telefon açmış,merak ediyormuş.
*Evin onarımını haftaya bitirecek , sonra da satacak.
*Bu kuralların gerekli olduğunu biliyorum;ama uygulayamıyorum.
*Yardıma muhtaç olanlara yardım eder , doyururdu.
d) Dolaylı Tümleç Eksikliği: Her cümlede dolaylı tümleç olmayabilir; ancak kimi cümlelerde dolaylı tümleç kullanılmaması cümledeki başka bir sözcüğün dolaylı tümleç gibi anlaşılmasına yol açarak anlatım bozukluğuna neden olur.
Düşman kenti bombaladı ; ama giremedi.
Çukurova’nın toprağı insanı diriltir, umut verir.
Sizi önemseyen ve inanan insanlar var.
Gençlerden çok şey bekliyoruz;fakat değer vermiyoruz.
e) Zarf Tümleci Eksikliği: Her cümlede zarf tümleci olmayabilir; ancak kimi cümlelerde zarf tümlecinin kullanılmayışı kapalılığa yol açarak anlatım bozukluğuna neden olur.
Yeni yetişen sanatçılara yardım eder,ilgilenirdi.
Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
Arkadaşlarını aradı,sonra buluştu.
Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.
10.Düşünce ve Mantık Hataları:
İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun olması gerekir aksi takdirde anlatım bozukluğu yapılmış olur.
Bazı öğrenciler, değil 105 puan, 120 puan bile alamaz.
O değil yarın, bugün bile hastaneden taburcu olamaz.
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.
11. Ek Fiil Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları: Sıralı isim cümlelerinde ek fiilin kullanılmaması anlatım bozukluğu oluşturur.
O yazarımız geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi.
O yaşlı şair geleneklere bağlıydı, ama yeniliklere kapalı değildi.
Hava açık; ama sıcak değildi.
Hava açıktı; ama sıcak değildi.
Çok sevdim. Gayet yararlı bir site.