Yemekten kalkalı belki bir saat olmuştu. Karı koca, kahvelerini, her zamanki gibi yalının...
Yazaradmin
Yalnız Efe (Ömer Seyfettin)
Sabahtan beri yürüyorduk. Düşe kalka geçtiğimiz sarp keçi yolları bazen sel yarıkları içinde...
Vire (Ömer Seyfettin)
İki senedir Goça taraflarını alan, talan eden on altı bin kişilik Türk ordusundan şimdi, bu kalede...
Velinimet (Ömer Seyfettin)
«Aklı, insanin külahında bir çividir. Yumruk yemeden kafasının içine girmez…» Arnavut Meseli...
Tuhaf Bir Zulüm (Ömer Seyfettin)
Bilmem eski bir derebeyinin torunu olduğum için mi, Bulgaristan’da gezerken hep kendimi öz...
Tuğra (Ömer Seyfettin)
Garsona, “Bir bira daha” dedim. Bu, dördüncü oluyordu. Duygularım ile efkarımın...
Topuz (Ömer Seyfettin)
“Karamanın Koyunu Sonra Çıkar Oyunu” Küçük pâyitahtın karışık sokakları bugün çok...
Teselli (Ömer Seyfettin)
Batıdan gelen büyük düz yolun tâ ağzındaki taş konak, zairsiz bir türbe gibi sakindi. Yeşil boyalı...
Terakki (Ömer Seyfettin)
Yaz… Ramazan! Hava öyle sıcak ki… İndirilmiş perdelerin arkasında gizli gizli tutuşan...
Teke Tek (Ömer Seyfettin)
“…Türkler az söyler, çok yapar.” ...
Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür (Ömer Seyfettin)
Müverrih S… Bey’e mektup Son makale-i tarihiyenizi büyük bir dikkatle okudum. Sizi...
Rüşvet (Ömer Seyfettin)
Çarşı meydanının büyük çınar ağaçları, yere düşen gölgelerini alacalandırarak, fısıldıyorlardı...
Primo Türk Çocuğu (Ömer Seyfettin)
Serin ve karanlık eylül gecesinin yıldızsız seması altında Selanik, sanki gündüzkü heyecanlardan...
Pireler (Ömer Seyfettin)
Aşk filan değil… Hani şu “rastlantı” dediğimiz, tarihi yapan...
Piç (Ömer Seyfettin)
Ah Mısır! Bazı Türkler oraya eğlenmeye, hava değişimine giderler! Bilmem o hayata, o manzaraya...
Niçin Zengin Olmamış? (Ömer Seyfettin)
“Bir Sultanî mualliminin hâtırat defterinden üç dört sahîfe” . . . . . . . . . . . . . ...
Nezle (Ömer Seyfettin)
-Hüseyin Rahmi Beye. Tek atlı arabasının pufla, ipek şiltesine uz kuş tüyünden, iri, pembe...
Nasıl Kurtarmış? (Ömer Seyfettin)
Kasabada Kadı İbrahim Efendi’den hazzeden kimse yoktu. Dört parmak siyah, çatık kaşlarıyla...
Namus (Ömer Seyfettin)
Daha geceydi. Çobanyıldızı derinlerden dünya üzerindeki uyumuş sürülere bakan tek bir göz gibi...
Nâdan (Ömer Seyfettin)
Nâdan ile sohbet etmek güçtür bilene; Çünkü nâdân ne gelirse, söyler, diline! İstanbul üç gündür...