Aşk filan değil… Hani şu “rastlantı” dediğimiz, tarihi yapan...
Yazaradmin
Piç (Ömer Seyfettin)
Ah Mısır! Bazı Türkler oraya eğlenmeye, hava değişimine giderler! Bilmem o hayata, o manzaraya...
Niçin Zengin Olmamış? (Ömer Seyfettin)
“Bir Sultanî mualliminin hâtırat defterinden üç dört sahîfe” . . . . . . . . . . . . . ...
Nezle (Ömer Seyfettin)
-Hüseyin Rahmi Beye. Tek atlı arabasının pufla, ipek şiltesine uz kuş tüyünden, iri, pembe...
Nasıl Kurtarmış? (Ömer Seyfettin)
Kasabada Kadı İbrahim Efendi’den hazzeden kimse yoktu. Dört parmak siyah, çatık kaşlarıyla...
Namus (Ömer Seyfettin)
Daha geceydi. Çobanyıldızı derinlerden dünya üzerindeki uyumuş sürülere bakan tek bir göz gibi...
Nâdan (Ömer Seyfettin)
Nâdan ile sohbet etmek güçtür bilene; Çünkü nâdân ne gelirse, söyler, diline! İstanbul üç gündür...
Muhteri (Ömer Seyfettin)
—Fantezi— Kuruş kuruş kazandığım liraları avuç avuç harcetmek benim elimden gelmez. Masrafı...
Mehdi (Ömer Seyfettin)
“Ve likülli kavmin hâd” (Her kavme doğru yolu gösteren biri gelecektir. Kur’an- Kerim...
Kütük (Ömer Seyfettin)
Alacakaranlık içinde sivri, siyah bir kayanın belli belirsiz hayali gibi yükselen Şalgo Burcu...
Külah (Ömer Seyfettin)
Mıstık, katmerli bir göçmendi. Bulgaristan’da doğmuş, büyüyüp biraz aklı başına gelince...
Kurumuş Ağaçlar (Ömer Seyfettin)
Deli Murat, memleketin en azılı bir derebeyi idi! Fakat yaşlandıkça aklı başına geldi. İyinin...
Kaşağı (Ömer Seyfettin)
Ahırın avlusunda oynarken aşağıda, gümüş söğütler altında görünmeyen derenin hüzünlü şırıltısını...
İlk Namaz (Ömer Seyfettin)
Oh, bu sabah ne kadar soğuktu, yatağımın hararetlerini terkettiğim vakit, çılgın fırtınalarla...
İlk Cinayet (Ömer Seyfettin)
Ben hep acı içinde yaşayan bir adamım! Bu sıkıntı âdeta kendimi bildiğim anda başladı. Belki daha...
İffet (Ömer Seyfettin)
Bir doktor arkadaşım anlattı: “O sene Hicaz’da şiddetli bir kolera vardı. Belki günde...
Havyar (Ömer Seyfettin)
Handune hanım eski bir şeyhülislam haremidir. Yaşı bugün altmışı aşmak üzere…Gamsız...
Gizli Mâbed (Ömer Seyfettin)
Geçen gün Tokatlıyan’da Sermet bana genç bir Frenk takdim etti. Sorbon’dan arkadaşmış...
Forsa (Ömer Seyfettin)
Akdeniz’in, kahramanlık yuvası sonsuz ufuklarına bakan küçük tepe, minimini bir çiçek ormanı...
Fon Sadriştayn’ın Karısı (Ömer Seyfettin)
O gün İstanbul’da kalsam bile hiçbir iş yapamayacaktım. Müthiş, acı, anlatılmaz bir sinir...