Genel Yaşam

DOSTLUK VE KİBİR 

Ayakları felç olmuş tekerlekli sandalyeye mahkum kalmıştı. Hayattan kopmuştu sanki. Hiçbir şey onu teselli etmiyordu. Bir süre hastanede kalması gerekti.

Yatırılmak üzere hastanenin bir odasına getirildi. Odada kendisi gibi biri daha yatıyordu. Onun yanı başındaki yatağa yatırılmıştı. Belli bir süre sessiz kaldı ikiside. Sessizlik bozuldu birbirlerinin isimlerini sordular, tanıştılar, konuştular ve samimi bir dost oldular…

Günler konuşarak koyu bir muhabbetle geçiyordu. Muhabbetin en iyi yeri arkadaşının ona, yatağının yanındaki pencereden dışarıya bakarak oradan manzaralar aktarmasıydı. Belki de onu teselli eden tek şey arkadaşı ve onun anlatıklarıydı.

Kendisinin yatağı duvar kenarında bulunuyordu. Ama arkadaşının anlattıklarını dikkatle dinliyor ve onu kıskanıyordu. Çünkü o kendi gözleriyle görüyor ve anlatıyordu.

Orada insanlar neler yapıyordu acaba? Denizin manzarası nasıldı? Kuşlar nasıl uçuşuyordu? Hava bugün nasıl olacaktı? O bunlara hep hasret kalmıştı.

Zamanla en yakın arkadaşını kıskanmaya başlamıştı. Belli bir zaman sonra en yakın arkadaşı onun için düşman kesilmişti. Ama arkadaşına sezdirmiyordu. Arkadaşı olanlardan habersiz büyük bir ilhamla dışardan manzaraları anlatmaya devam ediyordu.

Bir gün yine manzaralardan bahsediyordu arkadaşı kendisine. İlhamlı bir şekilde anlatırken uyuya kalmıştı. Ansızın bir öksürük krizine girmişti. Nefesi kesilmeye başladı arkadaşının. Hemşirelere haber vermesi lazımda zile basarak… O bunu yapmadı.

Arkadaşı ölecek ve pencere kenarındaki manzaralı yatak kendisine kalacaktı. Arkadaşı çok geçmeden son nefesini vermişti. Evet… artık o yoktu yatak kendisine kalmıştı… Servisten sorumlu hemşire;

– “İsterseniz sizi bu yatağa alabiliriz” demişti.

İstemezmiydi! O çoktandır bunu istiyordu zaten. Yatak kendisine verilmişti ve artık oda manzarayı seyredecekti. Yatağına uzandı şöyle bir dışarıya baktı. Baktı ama ne görsün! Öylece donakaldı. Pencereden bakıldığında yandaki binanın tuğlalardan yapılmış çatlak duvarından başka bir şey yoktu…

Arkadaşı sürekli kendisinin mutlu olmasını istemiş ve ona çatlak bir duvardan başka bir şey görmediği halde, güzel olan şeylerden, denizden, kuşlardan, havadan, çiçeklerden bahsederek dostuna moral ve destek vermişti. Ama o ne yaptı!..

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap