‘’Düşüncelerimiz mi bizi kontrol ediyor, yoksa biz mi düşüncelerimizi kontrol ediyoruz?’’ Önemli ve kadim sorulardan birisi de bu sorudur.
Tam bir ‘’Yumurta mı tavuktan çıkar, yoksa tavuk mu yumurtadan?’’ sorusu. Bakış açımıza göre hem ‘’o’’ hem de ‘’bu’’ diye cevaplayabileceğimiz bir sorudur.
Bu yazımızda ‘’Düşünce Kontrolü’’ üzerinde durmaya çalışacağız. ‘’Düşüncelerimizi nasıl kontrol edebiliriz?’’ sorusunun cevabını bulabilirsek, hayatımızda verimlilik patlaması yaşayabiliriz.
Düşünce kontrolünden kastımız, bilim adamlarının teknolojik alet ve yöntemleri kullanarak insanları istedikleri doğrultuda yönlendirdikleri düşünce kontrolü değildir.
Bizler eğitimciler olarak, ortalama bir insanın düşüncelerini kendi istediği doğrultuda yöneterek toplumsal ve bireysel anlamda kendisine faydalı davranış kalıplarını geliştirebilmesini kastetmekteyiz.
Pek çok insan duygu ve düşünce kontrolünü yapamadıkları için hayati konularda yanlış kararlar almakta, doğal olarak da istemedikleri sonuçlarla yüzleşmek durumunda kalmaktalar.
Beynimizin içinde gün içinde binlerce düşünce dolaşmaktadır. Bilim adamlarına göre bir gönde 50.000 düşünce zihnimizde gezinti yapıyor. Acaba bu düşüncelerden ne kadarını kendimiz yönetiyoruz?
Sizlere şaşırtıcı gelebilir ama bu düşüncelerden büyük çoğunluğunu kendimiz yönetmiyoruz. O halde yazımızın başındaki soruya cevaben şunu söylesek yanlış olmaz: Düşüncelerimiz maalesef bizleri yönetiyor. Yani kafamızdaki programlar bizi yönetiyor.
Bazı insanların zaman zaman sabaha kadar uyuyamadım dediklerini duymuşuzdur. Kafalarındaki düşüncelerden dolayı sabaha kadar uyuyamazlar. Yatağa yatarlar ama uyumak yerine sürekli kafalarındaki meseleyi düşünürler. Sonra da ben neden uyuyamadım diye kıvranıp dururlar.
Bu insanların uyuyamamaları çok normaldir. Çünkü o anda uykuyu değil kafalarını rahatsız eden meseleyi düşünmektedirler. Uyumayı düşünmüş olsalar, uykuya geçmeleri an meselesidir aslında.
İnsan başını yastığa koyduğunda o kadar çok meseleyle uğraşır ki; gün içinde düşünmeye fırsat bulamadığı ne varsa yatakta aklına gelir ve bu meseleleri düşünmeye başlar.
Yatakta yatarken kafasını meşgul eden meseleleri düşünmek isteyenlere diyeceğimiz yok, ancak bir de farkında olmadan düşünen insanlar var. İşte bizim ilgi alanımıza giren insanlar bunlar.
Uyumak istiyor ama bir türlü uyuyamıyor çünkü kafasındaki düşüncelerden kurtulamıyor. Daha doğrusu düşüncelerini kontrol edemiyor.
Böyle insanlar öncelikle kendilerini sorgulamalıdır. ‘’Ben şu an ne istiyorum?’’
Uyumak için yatağa giren insanların kendi kendilerine fısıldayacakları örnek cümlelerden bazıları şunlar olabilir:
- Şu an uyumak istiyorum.
- Dinlenmek istiyorum.
- Sabaha enerjik ve bomba gibi kalkmak istiyorum.
- Adeta şarj olmak istiyorum.
- Kuş tüyü yatağıma gömülmek istiyorum.
- Mışıl mışıl kendimden geçmek istiyorum.
Bu cümle kalıplarını dua formatında tekrar etmek de farklı bir yöntemdir.
Bu ve buna benzer cümleleri tekrar eden insanlar aynı zamanda hayal güçlerini de kullanarak kendilerini mışıl mışıl uyurken hayal ederlerse kendi kendileri programlamış olurlar. Yani düşüncelerini o an kendilerine gerektiği şekilde yönetmiş olurlar.
Kendilerini programlamayı alışkanlık haline getiren insanlar, zihinlerinden zararlı ya da faydasız düşünceyi de uzaklaştırmış olurlar.
Ne yaparsam yapayım kafamdaki düşüncelerden kurtulamıyorum, uykuya bir türlü geçemiyorum diyen insanlara kendilerini çok mutlu oldukları bir ortamda belki de bir tatil yöresinde ağaçların altında hamakta yatarken hayal etmelerini ve yukardaki telkin cümlelerini hamak bir baştan bir başa giderken hecelemelerini tavsiye ederim.
Düşüncelerimizi kontrol etmenin ön şartlarında birisi de inançlarımızı kontrol etmek daha doğrusu değiştirmektir. İnançlarımız çoğu zaman gerçeklerle hiç bağdaşmayan olaylar üzerinden kurgulanır.
Hayatında aldatılma vakası yaşayan bir insan, bütün karşı cinsin aldattığını düşünebilir ya da zengin insanlardan olumsuz bir davranış görmüş olan insan, paranın hayır getirmediğini düşünebilir.
Akşam yemeğinden sonra bir şey yemeye gerek yoktur. Diye düşünen insan kendisini böyle bir düşünce üzerinden programlamakta; akşam yemeğinden sonra bir şey yemeden duramam diyen insan ise, kendi düşüncesi doğrultusunda farklı bir program yapmaktadır.
Görüldüğü gibi insanlar kendi inançları doğrultusunda kendi kendilerini programlamaktadırlar. Bize düşen bizleri geliştirecek değerler üzerinde odaklanmaktır.
Yani her şey beyinde bitiyor.
Beyni kontrol etmek için irademize sahip çıkmalıyız.
Beyni kontrol etmek sanıldığından daha zor bence.
Aklıma Hz. Ömer’in bir sözü geldi: İnandıkları gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlar.