Yazının başlığı biraz kışkırtıcı ama bu yazıyı okumak için kışkırtılmaya değer. Olması gereken doğru başlığımız ‘’Nasıl on kilo verdim?’’ olmalıydı. Fakat bu defa da yazıyı sıra dışı bir yazı olarak görmeyeceğinizden okumayabilirdiniz. Yazıyı okuyup bitirdiğinizde iyi ki de okumuşum diyeceğinizden eminim. Başlığımız doğru olsaydı Allah muhafaza ben zaten eksi on beş kilo olurdum.
Bu başlıktan dolayı herkes bize kızsa eminim edebiyatçılar kızmaz. ‘’O yalan, bu yalan, fili yuttu bir yılan bu da mı yalan?’’ gibi sanatsal söyleyişler zaten edebiyatımızda çokça mevcut. Etik mi derseniz: Yazarın amacı zaten okunmak değil midir? Lafı fazla uzatmayalım.
Sizlere kilo verme sürecimi aktarmaya çalışacağım. Bilmenizi istediğim şey: Bu yazının gerçek bir yazı olmasıdır. Eğer bu satırların yazanı seksen beş buçuk kilodan yetmiş iki kiloları görmemiş olsaydı Rabbimizin: Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz? beyanına istinaden bu satırları karalamayacaktım. Vermiş olduğum kilo miktarı on civarında ancak sistemi kavrayanlar bunun iki ya da üç katını rahatlıkla verebilirler. Benim kilo verme sürecim de devam etmektedir.
Bu yazının bilimsel bir yazı olmadığını bilmenizi isterim. Ortalama bir üniversite mezunu insanın okuyup araştırdığı bilgi kırıntılarını derleyerek kendine has geliştirmiş olduğu bir yöntemdir. Çok bilimsel olmasa da bilimden uzak da değildir.
Defalarca kilo verme teşebbüsünde bulunduğum halde bir türlü kilo verememiştim. Basında görmüş olduğum pek çok yöntemi denemek de dahil. Gerçi hiçbir zaman zayıflama hapları vs. kullanmadım ancak bazı bitkilerle zayıflamaya çalıştım.
Ne yapsam olmuyor, iyiden iyiye ümidim kırılıyordu. Yaptırmış olduğum kan tahlillerinde kolesterolüm sürekli yüksek çıkıyor, şekerim ise sınırda çıkıyordu. Bu durum beni psikolojik olarak çok rahatsız ediyordu. İleriki yıllarda ciddi hastalıklarla boğuşabilirim endişesi zihnimi fazlaca kurcalıyordu.
Yüz atmış üç santimetre(1.63 cm) boyunda bir insan olarak ciddi göbekliydim ve göbeğim beni eğilip kalkarken, ayakkabımı bağlarken öyle rahatsız ediyordu ki anlatamam. Beni rahatsız eden başka bir etken de eşimdi; horluyorsun diye her gece uykumu bölmesine çok bozuluyordum.
Öncelikle kilolarından mustarip bir arkadaşımla anlaşarak kilo vermeye karar verdik. Yanımıza bir arkadaş bulmanın faydası birbirimizi motive ediyor olmamızdır. Tek başıma defalarca karar aldığım halde pek uzun ömürlü olmadı.
Günde en az bir saat hızlı tempoda yürüyüş yapmaya karar verdik. Temel felsefemiz şuydu: Hareketimizi ikiye katlayacak, günlük gıda tüketimimizi yarıya düşürecektik. Bu kararımızı aksatmadan uyguladık.
Beslenme kısmına gelince, benim düşüncem asla şunu yiyelim, şunu yemeyelim tarzı dengesiz bir beslenme tarzı değildir. Zaten belirli gıdalara yönlendiren diyetler pek çok insan için mümkün de olmayabiliyor çünkü bazen o gıdaları bulamayabiliriz ya da imkansızlıklar sebebiyle alamayabiliriz alsak da bazen hazırlamaya üşenebilir ve programımızı aksatabiliriz. Tenceremizde ne kaynıyorsa onları yiyeceğiz fakat azaltmak kaydıyla.
Bilmemiz gereken ilk şey: Az yediğimizde ölmediğimizdir. Mide ameliyatı olmak suretiyle zayıflamaya çalışan insanların beslenmelerini izlediğimizde gerçekten insanlar iki lokma yiyecekle bile hayatlarını idame ettirebiliyorlar.
Gözümüzden kaçan bir diğer konu da her ne kadar ekonomik sıkıntılardan şikayet ediyor olsak da; sofralarımızın padişah sofralarını aratmıyor olasıdır. O kadar çok çeşit yemekle besleniyoruz ki; kilo almamak imkansız hale geliyor. Kilo vermede en önemli etkenlerden birisi yemek çeşitlerimizin azaltılmasıdır.
Sağlıklı kilo vermede bir diğer önemli farkındalıkta suni gıdalardan uzak durmaktır. Prensip olarak ben mümkün olduğunca paketlenmiş gıdalar, pastane işi tatlılar, kola- gazoz gibi içeceklerden uzak duruyorum. Tatlı ihtiyacımı üzüm, hurma gibi meyvelerden karşılamaya çalışıyorum.
Kilo vermede ekmek tüketimi önemli. Ekmeğin içindeki katkı maddeleri, ekmek yensin veya yenmesin tartışması bir yana, ekmek yediğim zamanlarda yemeği de fazla yediğimi fark ettim. Prensip olarak bir küçük kepekli pasta ekmek(50 gr.) ya da bir dilim tam buğday ekmeği ile doyabiliyorum. Ekmeği az yediğim zamanlarda yemeği de fazla canım istemiyor.
Sağlıklı kilo vermede dikkat etmemiz gereken en önemli faktör ise su tüketimidir. Günde yaklaşık üç-üç buçuk litre su tüketimini alışkanlık haline getirmeliyiz. Ben sabahları ve yemeklerden önce iki bardak ılık su içmeyi alışkanlık haline getirdim. Mide rahatsızlığı olmayanlar için suyun içine limon sıkarak tüketmek yağ yakımı için çok daha yararlıdır.
Yukarıda bahsedilen etkenler yavaş da olsa kilo verme sürecini başlatır. Ancak ben biraz sabırsızım yavaş değil biraz hızlı kilo vermek istiyorum diyenlerin ekstra efor sarf etmeleri gerekmektedir. Ben çok ağır sporları tavsiye etmesem de; hafif tempoyla koşunun çok faydalı olacağını tavsiye edebilirim.
İşin maddi yönü yukarıda anlattığım gibi. Kilo vermede psikolojik süreçleri de göz ardı etmememiz gerekmektedir. Kendi kendimizle konuşma şeklimiz çok önemli. Kilo verdirecek iç konuşmaları yani telkin cümlelerini unutmamalıyız. Ben kendi zayıf ve zarif bir görüntümü hayalimde canlandırarak kilo veriyorum, daha sağlıklı, daha mutlu oluyorum. Telkin cümlelerini sürekli içimden geçiriyorum. Kilo vermede iç konuşmalarımızın çok önemli olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Telkin cümlelerini inanmasak da tekrar etmeliyiz. Başlangıç da inanmadığımız bu cümlelere zamanla inanmaya başlarız.
Kilo verme süreci zorlu bir süreç kendimize belirli bir program belirleyip bu programı sabırla uygularsak ciddi anlamda kilo verebiliriz. Ancak gözümüzden kaçırmamamız gereken en önemli şey yaşam standardımızı değiştirmektir yani hayatımızda köklü değişiklikler olmalı. Mesela kola, gazoz, cips, paketlenmiş gıdalar, beyaz ekmek gibi gıdaları hayatımızdan mümkün olduğunca çıkarmalıyız. Eğer birkaç kilo verdikten sonra eski beslenme alışkanlıklarımıza dönersek vermiş olduğumuz kiloları hızlı bir şekilde almaya başlarız.
Şok diyetlerle ve kendimizi ciddi şekilde aç bırakarak kilo vermeye çalışırsak kısa zaman içinde ümidimiz kırılır ve en başa tekrar dönmek durumunda kalabiliriz. Bunun yerine yukarıda bahsettiğimiz konulara dikkat ederek, kendimizi belirli bir beslenme disiplinine sokarak kilo vermeye çalışmalıyız.
Bir Günlük Örnek Beslenme Tablosu
Sabah:
- Bir dilim tam buğday ekmeği veya bir küçük(50gr.) pasta ekmek
- Kibrit kutusu büyüklüğünde peynir
- Bir haşlanmış yumurta
- Şekersiz çay
- 7-8 tane zeytin
- Domates, salatalık vb.
Ara atıştırma:
- Bir avuç fındık veya fıstık veya ceviz vb.
Öğle:
- Hafif bir sebze yemeği
- Yoğurt
Ara atıştırma:
- Bir adet mevsimine göre meyve
Akşam:
- Çorba
- Bir tabak yemek ekmeksiz yenecek
Yukarıdaki beslenme tablosunu herkes kendi imkanına göre güncelleyebilir. Önemli olan kendimize yapmış olduğumuz bu programa harfiyen uymamız ve asla programımızı esnetmememizdir. Eğer ki ekmeği azaltıp hatta mümkünse hayatımızdan çıkararak günlük yürüyüşümüzü düzenli yapar , akşam yemeğinden sonra bir şey yemez ve programımıza harfiyen uyarsak ayda iki- üç kilo vermemiz kaçınılmazdır.