Okulda başarı konusunda ne kadar yazı yazılsa meseleyi tam olarak açıklığa kavuşturamaz ve bu konunun cevabını tam olarak veremez ancak bu meselenin belki bir boyutuna açıklık getirebilir. Bunun sebebi meselenin hem çok boyutlu bir mesele olmasından kaynaklanmakta hem de bu konuya değinen yazarların bilgi birikim ve tecrübesi oranında değerlendirebilmelerinden kaynaklanmaktadır.
Okulda başarı konusunu değerlendirirken hem Maslow’un ihtiyaçlar piramidini gözden ırak tutmamalı hem de toplumsal gerçekleri göz önünde bulundurmalıyız.
Okul başarısının pek çok etkeni vardır ancak kurumsal bazda düşündüğümüzde o kurumda görev yapan tüm personel; okul müdürü idari personel ve öğretmeninden hizmetlisine kadar o kurumda olmaktan zevk almalı ve kendisini o kurumun değerli ve vaz geçilmez bir parçası olarak görmelidir. Kısacası kurumda biz bilinci gelişmiş olmalıdır.
Bunun için de başta sosyal ve sportif faaliyetler olmak üzere kurumdaki kaynaşmayı sağlayacak etkinlikler yapılmalıdır.
Okulda başarı konusunda tabii ki başat rol kurum yöneticisine düşmektedir. Okul müdürü ne yapıp edip her bir personeline değerli olduğu hissinin yaşatmalıdır. Öğrenci dahil bir kurum personeli bir gün okula gelmediğinde o günü kayıp bir gün olarak görmelidir.
Devlet kurumlarında imkanların sınırlı ve faaliyetlerin belli bir mevzuat doğrultusunda yapıldığını düşünecek olursak; kurum müdürü ne kadar etkili olabilir tartışılır ancak idareci olmak da böyle bir şeydir. İdareci tüm mazeretleri bir kenara bırakarak imkansızı imkanlı hale getirebilmelidir.
Kurum müdürü girişimci bir yapıya sahipse okul –veli işbirliğini sağlayabilir ve çevresindeki pek çok hayırseveri de okulun işleyişine katabilir. Kısacası kurum müdürü tam bir başarı adamı ve fırsatların avcısı olmalıdır.
Hocam yazını çok beğendim.Düşüncelerine katılıyorum.Her zamanki gibi gerçeklerden bahsetmişsin.İsabetli yazılarını bekliyoruz.