Zehra Romanının Değerlendirilmesi
Nabızade Nazım’ın yazmış olduğu Zehra isimli bu eser; edebiyatımızda realist ve psikolojik romanlara örnek oluşturmaktadır.
Zengin bir ailenin çocuğu olan Zehra, çok küçük yaşta annesini kaybetmiştir. Anne sevgisinden mahrum büyüyen Zehra olumsuz kişilik özellikleri kazanır. Sinirli, kıskanç ve geçimsiz bir insan haline gelir. Asabi, somurtkan bir genç olmuştur.
Babası, Zehra’yı kendi iş yerinde katip olarak çalışmakta olan Suphi isimli bir delikanlı ile evlendirir. Başlangıçta kocasıyla iyi bir evlilik hayatı yaşayan Zehra daha sonradan kocasıyla bozuşmaya başlar. Kocasını bu olumsuz kişilik özellikleri sebebiyle canından bezdirir. Eşini kıskanan Zehra, kıskançlığın dozunu ayarlayamadığı için evde tartışma eksik olmaz.
Suphi’nin annesi kendisine ev işlerinde yardımcı olması için Hüsnücemal isminde güzel bir hizmetçi kız alır. Hizmetçi kızın güzelliği Zehra’yı çileden çıkarır. Karısının sıkıcı tavırlarından bunalan Suphi, Hüsnücemal’e gönlünü kaptırır ve sonunda onunla evlenerek Zehra’yı boşar.
Ancak Zehra, bu durumu kabullenemez ve Suphi’den intikam almak için planlar yapar. Bir Rum kadını olan Yosma Ürani isimli kadını Suphi’ye musallat eder. Ürani çok kısa zamanda amacına ulaşır ve Suphi’yi kendine bağlar.
Suphi için artık Hüsnücemal ikinci plana itilmiş ve Ürani Suphi’nin gözdesi olmuştur. Suphi, varını yoğunu Ürani’ye harcar. Elinde hiçbirşeyi kalmayan Suphi iflas eder ve Ürani ona sırt çevirir. Bu durumu kaldırmakta zorlanan Hüsnücemal ise intihar eder. Ürani, her ne kadar gereksiz harcamalarıyla Suphi’nin iflas etmesine sebep olsa da yine de Suphi, Ürani’yi unutamaz. Ürani’nin başka bir erkekle yaşadığını öğrenen Suphi, onları takip ederek ikisini de öldürür. Ancak delil yetersizliğinden serbest kalır ve Libya’ya sürgün edilir.
Suphi’nin arkadaşı Muhsin ile evlenen Zehra, aradığı mutluluğu bulamaz. Zaten yeni evlendiği kocası da bir süre sonra ölmüştür. Zehra bu durumda yapayalnız kalır. Suphi’ye her türlü kötülüğü planladığı halde yine de Suphi’nin düştüğü duruma üzülür. Suphi ile ayrılsa da onu bir türlü gönlünden atamamıştır.
Sokakta dolaştığı bir gün dilenci bir kadının yere yığılarak öldüğünü görür, dikkat kesilince bu kadının Suphi’nin annesi olduğunu anlar. Bu duruma çok üzülen Zehra, kadının üstüne kapanarak dakikalarca ağlar. Sonrasında hastalanarak yatağa düşen Zehra, bir ay gibi bir süre ateşler içinde hasta yatar ve ölür.
DEEĞERLENDİRME: Nabızade Nazım’ın yazmış olduğu Zehra isimli bu eserde olay örgüsünün mükemmel olduğunu söyleyebiliriz. Realist bir roman olması sebebiyle toplumsal değerlere paralel olarak ‘’Eden bulur’’ ana fikrini işlemiştir.