10.SINIF TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI 1.DÖNEM 1.YAZILI SORULARI ( B GRUBU )
1.Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında kullanılan ölçütleri yazarak bunlardan ikisini açıklayınız.(10 puan)
2. Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatının dönemlerini yazınız.(10)
3. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere doğru kelimeyi/kelimeleri yazınız.(10)
a. Türkler tarih boyunca ……………………………, Uygur, ………………………, ………………………. ve ………………….. alfabelerini kullanmışlardır.
b. Koşuk, sav, destan gibi ürünler Türk edebiyatının ……………………………………………………. Dönemi’ne aittir.
c. Edebiyat; ………………………, ………………………, …………………………….. gibi bilimlerden yararlanır.
d. Türk edebiyatı ………………………………………………………….., ……………………………………………… ve …………… …………………………………………….. olmak üzere üç ana döneme ayrılır.
e. ………………………………………………….. Türk edebiyatının yazılı ilk ürünüdür.
f. Türk edebiyatında ……………….. yüzyıldan itibaren Yazılı Dönem başlamıştır.
g. Edebi eserlerden hareketle bir milletin duygu ve düşüncede geçirdiği evreleri inceleyen kişiye ………………… denir .
h. ……………. duygu, düşünce ve hayallerin söz ve yazıyla edebi biçimde ifade edilmesidir.
4. Destan devri edebiyatında şiir sazla söylenir. Henüz yazı yokken yüzyıllarca, sazla ve sözle söylenen bu şiir, Türk tarihinde bir sözlü edebiyat geleneği kurmuştur. Sözlü edebiyat geleneği o kadar köklüdür ki asırlarca taşlara kazınan yazılar, İslamiyet’ten sonra aydınların yazdığı kütüphaneler dolusu yazmalar, şiir divanları, halk şiirinin geçirildiği cönkler, nihayet Türk topraklarında matbaanın gelişmesi; özellikle halk arasında sazlarla dile getirilen bu sözlü geleneği durduramamıştır. Bugün hâlâ halk içinde yazıya geçmeden önce sazla söylenen şiir, bu kadar eski ve bu kadar köklü bir geleneğe bağlıdır. O kadar ki milletin karakterini öğrenmek isteyenler için geleneğe bu ölçüde bağlılık dikkat çekici bir özelliktir.
Bu parçadan hareketle Sözlü Dönem’le ilgili çıkarımlarınızı aşağıya yazınız.(10)
5., 6. ve 7.sorular aşağıdaki metne göre cevaplandırılacaktır.
Meğer bir gün köprüsünün yanında bir bölük oba konmuştu. O obada bir iyi güzel yiğit hasta düşmüştü. Allah’ın emriyle o yiğit öldü. Kimi oğul diye, kimi kardeş diye ağladı. O yiğit üzerine dehşetli kara feryat koptu.
Ansızın Deli Dumrul dört nala yetişti. Der:
(…)
“Ne ağlıyorsunuz, benim köprümün yanında bu gürültü nedir, niye feryat ediyorsunuz?” dedi. Dediler:
“Hanım, bir güzel yiğidimiz öldü, ona ağlıyoruz.” Deli Dumrul der:
“Bre yiğidinizi kim öldürdü?” Dediler: “Vallah bey yiğit, Allah Teala’dan buyruk oldu, al kanatlı Azrail o yiğidin canını aldı.” Deli Dumrul:
“Bre Azrail dediğiniz ne kişidir ki adamın canını alıyor, yâ kadir Allah, birliğin varlığın hakkı için Azrail’i benim gözüme göster, savaşayım, çekişeyim, mücadele edeyim, güzel yiğidin canını kurtarayım, bir daha güzel yiğidin canını almasın.” dedi. Çekildi döndü Deli Dumrul evine geldi. Hak Teâla’ya Dumrul’un sözü hoş gelmedi:
(…)
Benim birliğimi tanımıyor, birliğime şükür kılmıyor, benim ulu dergâhımda gezsin, benlik eylesin.” dedi.
5. Dede Korkut Hikayeleri’nden alınan yukarıdaki parçada altı çizili kelime gruplarının anlamını cümlenin bağlamından hareketle yazınız.(10)
6. Yukarıdaki parçadan faydalanarak Dede Korkut Hikayelerinin dil ve anlatımı ile ilgili hangi sonuçlara ulaşabiliriz?(10)
7. Yukarıdaki parçada bulunan fiilimsilerin ne tür fiilimsiler olduğunu belirtiniz.(10)
8. Aşağıdaki parçada geçen noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını açıklayınız.(10)
Bunu niçin böyle ederdi? Onun için ki: “Benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın, benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın” der idi.
9. Ali, Peygamber’in emrini bir an önce yerine getirmek için, askerin harekete geçmesini bile beklemeyerek tek başına yola çıkmıştı. Ordu safları arasında kahramanlığı dillerde destan olan İmam Ali’nin bu hareketi, askerlerin savaş isteğini sanki ateşlemişti. Fakat onun ne yapacağını kimse kestiremiyordu. Hayber Yahudileri, uzaktan tanımadıkları birinin belinde kılıcı, at üstünde dolu dizgin kendilerine doğru yaklaştığını görünce, şaşkınlık içinde kaldılar. Yirmi bin kişilik ordunun, ele geçirme konusunda çaresiz kaldığı bir kaleyi, acaba bu atlı adam tek başına ele geçirme sevdasına mı düşmüştü? Yahudiler, buna fazla bir olasılık vermemekle beraber, onun barış istemek için gelmediğini anlamakta gecikmediler. Fakat Hayber’in savunma düzenine o derece güveniyorlardı ki; tek atlı değil, on binlerce kişi bile hep birden saldırmış olsa, kalenin bir taşını bile yerinden sökemeyeceği konusunda hiç şüpheleri yoktu.
Yukarıdaki parça bir cenknameden alınmıştır? Bu metinden de yola çıkarak cenknamelerin özelliklerini yazınız.(10)
10. Aşağıdaki parçada geçen yazımı yanlış kelimeleri bulunuz. Bulduğunuz kelimelerin altını çiziniz.(10)
Bugün çok heyecanlı ve neşeliydi. Bütün gün bir köşeden bir köşeye gezip durdu. Sanki hayatında çok önemli birşey eklenmişdi. Sonra yavaş yavaş yorgunluğunu ve hayata karşı isteksizliğini üzerinden attığını his etti. Sabah kalktığında gördüğü karışık rüyalar bile onun bu günkü mutluluğunu bozamadı. Daha sonra adeta bir tüy gibi hafiflediğini farketti. Yaşadığı bu mutluluğun hemen ardından aldığı bir haber onun için büyük bir süpriz oldu. Uzun zamandır beklediği işe kabuledilmişti. Bu onu daha çok sevindirdi. İçinden gerçekten kapanan her kapının ardından başka kapıların açılabileceği inançını yitirmediğine şükür etti.
CEVAPLAR:
1.Coğrafi değişim, din değişikliği, medeniyet değişikliği, lehçe ve şive farklılıkları, kültürel değişim
Türkler tarih boyunca farklı coğrafyalarda yaşamış ve oralarda yaşadıkları kültürlerden etkilenmişlerdir.
Türkler İslamiyet’in etkisiyle İslam dinine ait kelimeleri çokça kullanmaya başlamışlar ve verdikleri eserler katlanarak artmıştır.
2.Tanzimat Edebiyatı, Servetifünun Edebiyatı, Fecr-i Ati Edebiyatı, Milli Edebiyat, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı
3. a. Türkler tarih boyunca ………..Göktürk……., Uygur, …..Arap………, ……..Kiril……….. ve ……Latin…………….. alfabelerini kullanmışlardır.
b. Koşuk, sav, destan gibi ürünler Türk edebiyatının ………….Destan…………….. Dönemi’ne aittir.
c. Edebiyat; ……..tarih………………., …….psikoloji……….., ………felsefe……. gibi bilimlerden yararlanır.
d. Türk edebiyatı …….İslam Öncesi Türk Edebiyatı…………., …..İslam Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı… ve …Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı…….. olmak üzere üç ana döneme ayrılır.
e. ………Göktürk Abideleri…………….. Türk edebiyatının yazılı ilk ürünüdür.
f. Türk edebiyatında …..8…….. yüzyıldan itibaren Yazılı Dönem başlamıştır.
g. Edebi eserlerden hareketle bir milletin duygu ve düşüncede geçirdiği evreleri inceleyen kişiye ……edebiyat tarihçisi… denir .
h.……Edebiyat…. duygu, düşünce ve hayallerin söz ve yazıyla edebi biçimde ifade edilmesidir.
4. Bu dönem Türklerin henüz yazıya geçmediği bir dönem olduğun için şiirler, sözlü gelenek içerisinde oluşturulmuştur. Köklü bir sözlü geleneğe sahip Türk edebiyatı Türklerin yazılı edebiyata geçmesiyle birlikte de etkisini günümüzde bile hâlâ hissettirmektedir. Şiirler genellikle saz eşliğinde söylenerek dilden dile dolaşmış ve kısmen değişerek günümüze kadar ulaşmıştır.
5.Dört nala: hızlıca, büyük bir hızla, süratle
Benlik eylemek: Kendi şahsiyetini daha üstün tutmak, kibirli davranmak.
6. Nazım nesir karışık olması ahengi sağlamıştır. Ses tekrarlarına sıkça yer verilmesi eserin özelliklerindendir. Eserdeki nesir bölümleri konuşma özelliği gösterirken karşılıklı konuşma bölümleri de nazım özelliği göstermektedir. Bu da eserin akıcılığını sağlamıştır. Sade, akıcı ve anlaşılır bir dili vardır.
7.diye: zarf fiil, dediğimiz: sıfat fiil
8. Soru işareti: Soru bildiren cümlenin sonuna konmuştur.
İki nokta: Bir cümleden sonra alıntı bir cümle geldiği veya bir söz aktarıldığı zaman iki nokta kullanılır.
Tırnak işareti: Doğrudan alıntıları göstermek için kullanılmıştır.
Kesme İşareti: Özel isme gelen çekim eklerini ayırmak için kullanılmıştır.
Virgül: Eş görevli sözcükler arasına konmuştur.
Nokta: Tamamlanmış cümlenin sonuna konmuştur.
9. Cenknâmeler; şekil bakımından nazım, nesir veya nazım-nesir karışık olarak kaleme alınmıştır. Hz. Ali, olaylarda sürekli sahnede kalan örnek cengâver-gazi tipini temsil etmektedir. Müslim-gayrimüslim mücadeleleri fikri üzerine kurulmuş cenknâmelerde Müslim ve gayrimüslim olmak üzere iki tip vardır. Somut veya hayalî varlıklar cenknâmelerde sürekli sahnededir. Cenknâmelerde, olağanüstü ögeler vardır.
10. Bugün çok heyecanlı ve neşeliydi. Bütün gün bir köşeden bir köşeye gezip durdu. Sanki hayatında
çok önemli birşey eklenmişdi. Sonra yavaş yavaş yorgunluğunu ve hayata karşı isteksizliğini üzerinden attığını his etti. Sabah kalktığında gördüğü karışık rüyalar bile onun bu günkü mutluluğunu bozamadı. Daha sonra adeta bir tüy gibi hafiflediğini farketti. Yaşadığı bu mutluluğun hemen ardından aldığı bir haber onun için büyük bir süpriz Uzun zamandır beklediği işe kabuledilmişti. Bu onu daha çok sevindirdi. İçinden gerçekten kapanan her kapının ardından başka kapıların açılabileceği inançını yitirmediğine şükür etti.
10.sinif-turk-dili-ve-edebiyati-1.donem-1.yazili-sorulari-b-grubu indir.