Genel

Ahmet Mithat Efendi’nin Romancılığı

Ahmet Mithat Efendi

Türk edebiyatının Batılılaşma sürecinde en büyük katkıyı yapan şahsiyetlerden biri de kuşkusuz Ahmet Mithat Efendi’dir. Ahmet Mithat Efendi hemen her alanda yazdığı yazılarıyla halkın Batılılaşması, çağdaşlaşması ve modernleşmesi için büyük uğraşlar vermiş bir aydınımızdır.
Bu yazımızda biz Ahmet Mithat Efendi’nin romancılığı üzerinde duracağız. Onun romanlarının özelliklerine geçmeden önce romanla ilgili görüşlerini belirtmek istiyoruz. Bunlar:
1.Romanın olgusu, her biri ayrı bir roman olgusu olabilecek büyüklükte parçalardan oluşmalıdır. Bu parçalardan her biri romanda önemli şekilde yer alan kişilerden birinin yaşamını verir. Bir romanda bir kişinin başından geçenleri anlatmak romanı tercüme-i hal (özgeçmiş) durumuna getirir.
2.Romanda önemli olan hacim değil, olgunun düzenlenişi ve anlatılış biçimidir.

3.Romanın kişileri karakter ve başlarından geçenler yönünden birbirine hiç benzemeyen kişiler olmalıdır.

4.Romanda en çok hoşa gitmeyen şeyler, inanılmayacak ölçüde garip olan olaylar ve uygunsuz rastlantılardır.

5.Roman kahramanlarının başlarından geçenler, romancının günlük gözlemleri ile pekiştirilebilmelidir.

6. Romanda geçen olaylar, aynı nitelikte olmamalı, yani okuyucuda hep aynı ruhsal durumu sürdürmeyip doğal yaşantımızda olduğu gibi kimi kez ıstırap kimi kez neşe vermelidir.


Ahmet Mithat Efendi’nin görüşlerine roman tekniği açısından bakılacak olursa tümüyle katılmak mümkün değildir. Yazar, elinden geldiğince çok insan ve onların başlarından geçenleri verirken daha geniş bir yaşam alanı tanıtmak düşüncesindedir. Okuyucuya elinden geldiğince çok şey öğretmek fikrindedir. Ahmet Mithat Efendi bunları yaparken yani okuyucuya bolca bilgi verirken olayların gerçekliğe uygunluğunu tam olarak sağlayamamıştır. Romanlarındaki hadiseler arasında inanılmayacak ölçüde garip olaylara rastlamaktayız. Olayların arasına sık sık giren Ahmet Mithat’ın araya girme nedenleri olaylarla ilgili olması, okuyucuda uyanabileceğinin kestirdiği sorulara kendiliğinden yanıt verme düşüncesidir. Bazen de romanın konusuyla hiç ilgisi olmayan birtakım bilgiler vermek için olayların arasına girmiştir.


Romanlarında olayların çokluğuna bağlı olarak kişi sayısı da çoktur.
Olayların geçtiği mekanlar İstanbul, Suriye, Fas, Cezayir, İspanya, İtalya, Paris, Balkanlar ve Anadolu’dur. Romanlarında olaylar arasında yerleştirilen bazı motifler, yazarın olayları işleyiş biçimi bakımından av öykülerine, masallara bağlı kaldığını göstermektedir. Bu motifler arasında resimde ya da düşte görüp aşık olma, sevdiği Müslüman gence varabilmek için birçok güçlükle karşılaşan Hristiyan kızı, celladın kendisine öldürülmek üzere teslim edilen fakat suçsuz olduklarına inandığı kimselerin canlarını bağışlayarak öldürdüğünü söylemesi gibi halk öykülerinde ve masallarda sıkça karşımıza çıkanları da vardır.
Yazarın hayal gücünün büyüklüğünü romanda görmekle birlikte onun hareket noktasının gözlem ve tarih olduğunu fark ederiz. Ahmet Mithat bazı tarihi olayları tarihi kişiler ve kendi hayal gücü ile birleştirerek yaşamda olduğundan bambaşka bir bileşim ortaya koyar.

Romanlarındaki olaylar ve kişiler, kendi gözlemine, işittiği bir kitap ya da gazetede okuduğu bir olaya bazen de tarihi bilgiye dayanır.
Özellikle macera romanlarında gördüğümüz olgu geniş hacimlidir. Olguyu oluşturan olaylar ilgi uyandırıcı bir biçimde düğümlenir. Olayların bağlanışındaki bu başarıya karşı sonuçların zayıf kalışında yazarın roman anlayışı önemli rol oynar. Yazar, belli bir düşünceyi aşılama amacıyla yazmaktadır çünkü.
Romanlarında adaletin yerine getirilmesine dikkat edilmiş, suçlu cezalandırılmış, suçsuz ödüllendirilmiştir.
Toplumsal yararı hedefleyen Ahmet Mithat, toplumsal yaşayışımızın aksak ve kötü yönlerini eleştirmiş ve onların yerine nelerin konması gerektiğini açıklamıştır.

Ahmet Mithat’ın romanlarını şöyle gruplayabiliriz:
1.Macera Romanları:
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar (1874)
Hüseyin Fellah (1875)
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş (1874)
Paris’te Bir Türk (1876)
Süleyman Muslu (1876)
Yeryüzünde Bir Melek (1879)
Dürdane Hanım (1882)
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar (1887)
Ahmet Metin ve Şirzat (1891)
Çingene (1887)
Nedamet mi Heyhat (1889)

2.Toplumsal Konulu Romanlar:
Felatun Beyle Rakım Efendi (1875)
Henüz On Yedi Yaşında (1881)
Karnaval (1881)
Vah (1881)
Jön Türk (1908)

3.Biyografik Roman:
Voltaire Yirmi Yaşında (1884)

4.Fenni Roman:
Acaib-i Âlem (1882)
Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları (1888)

5.Polis Romanı:
Haydut Montari (1888)

6.Doğalcı Roman:
Müşahedat (1890)


Ahmet Mithat Efendi’nin ele aldığı konular:
1.Tutsaklık sorunu: Hasan Mellah’taki temalardan biri de budur.
2.Batılılaşma hareketi: Batılılaşma hadisesi toplumumuzda iki boyutta görülür:
a.Esaslı ve gerçek
b.Yapmacık ve yüzeyde
Esaslı ve gerçek Batılılaşma aydın kesime, yapmacık ve yüzeyde Batılılaşma ise yarı aydın kesimde görülür. Ahmet Mithat Batılılaşmaya karşı değildir. Ancak bir aydın olarak bir davranışın iyi ve kötü yanlarını görebildiğinden Batılılaşma hareketinin yapmacı ve gerçek yönlerini halka göstermek amacıyla eserlerinde bu konuyu ele almıştır. Bu konudaki ilk denemesini 1875’te yayımladığı Felatun Bey’le Rakım Efendi romanında yapmıştır. Aynı temayı işleyen diğer romanları ise 1879’da basılan Karnaval ile 1882’de basılan Vah adlı romanıdır.
3.Toplumun vardığı yanlış yargılar:
Yeryüzünde Bir Melek’te (1879) sevgiye dayanmayan evliliğin sağlam olmayacağına, böyle evlenme yapmak zorunda kalmış olan bir kadının bir başkasını sevmeye hakkı olacağına, sevdiği erkeğin de evli bir kadına ilgi gösterdiği için ayıplanamayacağına, toplumun bu konuda eleştiri hakkın olamayacağına değinir.
Henüz On Yedi Yaşında (1880) adlı romanında Hristiyan bir kızla Müslüman bir erkeğin evlenmesine karşı toplumun takındığı olumsuz tavırla birlikte genç kızların düşmelerindeki nedenler belirtilmekte ve düşmüş bir kadının genellikle sonuna kadar kirli olarak kabul edilmesi eleştirilir. Aynı temalar daha sonra Servetifünun yazarları tarafından da işlenmiştir.
4.Kadının öğrenimi sorunu: Bu konu Diplomalı Kız ve Felsefe-i Zenan adlı büyük hikayelerinde ele alınmıştır.

Görüldüğü üzere Ahmet Mithat’ın romanları kişi ve toplum kompozisyonuna güzel birer örnektir. Romancı toplumsal olaylarda insanın payını ve rolünü kestirebildiği için romanlarında insan; ihtirasları, kinleri, umutları, kötümserliği, kısacası bütün psikolojik özellikleriyle karşımızdadır. Onun roman yazmaktaki amaçlarından biri de insan ruhunu çözümlemektir.

Ahmet Mithat romanlarında yazarların güzellik ve çirkinliği, iyi ile kötüyü bir arada vermeleri gerektiğini savunan yazar, kendi romanının günlük gözlemlere dayandığını belirtir. Natüralist yazarları özellikle Emile Zola ve çevresindeki, yalnızca içinde bulundukları toplumun kötü yanlarını yansıttıkları için eleştirir.

Ahmet Mithat romanlarının en önemli özelliklerinden biri de anlatış biçimindedir. Yazarın, halk öykülerini, özellikle meddah öykülerini anımsatan bir anlatış biçimi vardır. Romanlarında yer yer, laubaliliğe kaçan bir içtenlik görülür. Bir fikir aşılamayı amaç edinmesi, roman tekniğinin zayıf olmasına neden olduğu gibi, anlatımına özen göstermeyişi de doğurmuştur. Anlatımına özen göstermeyişi zamanla bir tepkiye yol açmış ve Namık Kemal ile başlayan sanatlı anlatımın doğmasına neden olmuştur.

Ahmet Mithat Efendi romanı amaca ulaşmak için bir araç olarak gördüğünden bu şekilde hareket ettiğinden romanları edebi nitelik taşımaz.
Batılı romanın ilk örneklerini vermesi, geniş bir kitleye okuma zevkini aşılaması bakımından edebiyatımıza ve genel kültürümüze yaptığı katkılar büyüktür.

Yararlanılan kaynaklar: Halit Ziya Uşaklıgil, Olcay Önertoy, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1995.

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

1 yorum

  • Aşağıdakilerden hangisi Ahmet Mithat Efendi’nin romanla ilgili görüşlerinden biri olmaz?
    A) Romanda okura bilgi verilebilir.
    B) Yazar, romanda kişiliğini gizlemelidir.
    C) Roman, genel ahlakın tayin ettiği yaşantılar içinde oluşur.
    D) Avrupa’nın kendi hayatımıza uymayan romanlarını örnek almamız yanlıştır.
    E) Milletin örf ve âdetleri, inanç ve davranışları romanı şekillendiren önemli unsurlardır.

    Cevap: B

Yorum yap