ANLATIM TÜRLERİ
1.ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM:
Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olayların yer, zaman ve mekana bağlı olarak anlatılmasıdır.
Olaylar bir anlatıcı tarafından anlatılır. Bu olaylar, birinci şahıs ya da üçüncü şahıs ağzından anlatılır.
Öyküleyici anlatımla yazılmış metinlerde bir durumdan başka bir duruma geçiş yapılırken zamanda ilerleme sözkonusudur. Öyküleyici anlatımla yazılmış metinlerde bir olay akışı bulunur.
Olaylar bir tema etrafında gelişir.
Hikaye, roman, anı, biyografi, gezi yazısı, ve tarihi metinlerde kullanılır.
Öyküleyici anlatımla yazılmış metinlerde olay örgüsü bulunur.
Olay zinciri; biyografi, gezi yazısı, hatıra gibi kişisel yaşamı konu alan öğretici metinlerde bulunurken, olay örgüsü hikaye, roman gibi sanat metinlerde görülür.
Olay zincirinde hedef, okuyucuyu bilgilendirmektir.
Olay örgüsü sanat metinlerinde kişi, zaman ve mekan ögelerinin bir tema çevresinde bir araya gelerek bir düzen oluşturmasıdır.
2.BETİMLEYİCİ ANLATIM:
Betimleme, kelimelerle resim yapma sanatıdır.
Betimlemede kelimelerle okurun zihninde anlatılan nesne veya insan canlandırılmaya çalışılır.
Betimlemede önemli olan görselliktir.
Bir betimlemenin en önemli kaynağı gözlemdir.
Betimleyici (tasvir edici) anlatımda sıfatlardan çokça yararlanılır.
Tasvir ederken benzetmelerden, ad aktarmalarından sıkça faydalanılır.
Genel olarak iki tür betimleme vardır:
A)Sanatsal betimleme:
Betimlenecek varlıklara kişisel duygu ve düşünceler katılır.
Değişik duyulara seslenen ayrıntılar üzerinde durulur.
Özel veya genel ayrıntılar üzerinde durulabilir.
Ayrıntılar öznel olarak verilir.
B) Açıklayıcı Betimleme:
Betimlenecek varlıklara kişisel duygu ve düşünceler katılmaz.
Değişik duyulara seslenen ayrıntılar üzerinde durulmaz.
Kelimeler temel anlamlarında kullanılır.
Ayrıntılar nesnel olarak verilir.
Betimlemeleri ruhsal ve fiziksel betimleme olarak da ikiye ayırabiliriz.
Ruhsal betimleme: Kişilerin iç dünyalarının anlatıldığı, davranışlarının belirtildiği, izlenim ve sezgilerin ağır bastığı betimlemelerdir.
Fiziksel betimleme: Gözle görülenin veya kişilerin dış görünüşlerinin betimlenmesidir.
3.COŞKU ve HEYECANA BAĞLI ANLATIM(LİRİK ANLATIM):
Duyguların ve içinde bulunulan ruh halinin yansıtıldığı anlatımlardır.
Kelimeler daha çok mecaz anlamıyla kullanılır.
Zamirler sıkça kullanılır.
Dil heyecana bağlı işlevde kullanılır.
Anlatıcı, alışılmamış bağdaştırma ve uzak çağrışımlardan faydalanır.
Bu anlatım daha çok şiir, roman, hikaye ve tiyatro eserlerinde kullanılır.
Bu anlatımda genellikle soyut konular işlenir ve okurun duygu yönüne hitap edilir.
Devrik cümlelere,eksiltili cümlelere, kısa cümlelere ve soru cümlelerine çokça yer verilir.
4.DESTANSI (EPİK ) ANLATIM:
Bu anlatım türünde olağanüstü olaylar, olağanüstü özelliğe sahip kişiler, mekanlar bulunur.
Tarihi olayların anlatımında faydalanılır.
Anlatımda mübalağa, benzetme ve istiareden faydalanılır.
Hareket ön plandadır, bundan dolayı da fiiller çokça kullanılır.
Dil şiirsel işleviyle kullanılır.
Genellikle destanlarda kullanılır.
Ağırlıklı olarak şiirlerde ve destanlarda kullanılır.
5.EMREDİCİ ANLATIM:
Bir fiilin yapılmasının emir, rica, istek veya telkin şeklinde ifade edildiği anlatımlardır.
Bu anlatımda gaye öğretmek, açıklama yapmak, bir eylemi yaptırmak veya bir davranışı gerçekleştirmeye zorlamaktır.
Kanunlarda, yönetmeliklerde, trafik kurallarında, sınav kılavuzlarında, vasiyetnamelerde, prospektüslerde, toplum hayatının düzenlenmesinde kullanılır.
Emredici anlatımla oluşturulmuş metinlerde açıklama ve öğretme vardır.
Dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.
Emir, telkin, öneri ve teklif ifade eden kelime ve kelime grupları bu anlatımda sıklıkla kullanılır. Bu sebeple fiiller ön plandadır.
6.ÖĞRETİCİ ANLATIM:
Öğretici anlatımda öğretmek amaçlanır.
Dil göndericilik işleviyle kullanılır.
Kelimeler gerçek anlamlarıyla kullanılır.
Söz sanatlarına,yan anlam ifade eden kelime ve kelime gruplarına yer verilmez.
Öğretici metinlerde alıcının oluşturulan metni anlayabilmesi için verilen bilgiyi anlayacak bilgi düzeyine sahip olması gerekir.
Öğretici metinlerde ifadeler nesneldir.
Ders kitaplarına ve makalelerde sıkça kullanılır.
7.AÇIKLAYICI ANLATIM:
Bir konu hakkında bilgi verirken, bir problemi ortaya koyarken, o probleme açıklık kazandırırken kullanılan bir anlatımdır.
Açıklayıcı anlatımda yazar, fikirlerini açıklar.
Bu anlatımda yazar, konuya hakim olmalıdır.
Amaç okura bilgi vermektir.
Çözüme yönelik açıklamalara yer verilir.
Yazarın konusuna hakim olması gerekir.
Yazar konuyu anlatırken karşılaştırma, örneklendirme, benzetme gibi düşünceyi geliştirme yollarından yararlanır.
Sade ve açık bir anlatım tercih edilir.
Dil ağırlıklı olarak göndergesel işlevde kullanılır. Problemin çözümüne dönük ifadelerde ise alıcıyı harekete geçirme işlevi kullanılır.
Makale, deneme ve eleştiride çokça kullanılır.
Not: Öğretici metinde bilgi verilir, nesnellik ağır basar. Açıklayıcı anlatımda ise yazar, bir problemi çözerken kendi düşüncelerinden de faydalanır. Çözüme yönelik öneriler getirir.
8.TARTIŞMACI ANLATIM:
Bir fikri, bir davranış veya düşünceyi istenilen fikir, davranış veya düşünce biçimine yöneltmek amacıyla başvurulan bir anlatım biçimidir.
Bir yargıyı, bir düşünceyi ya da öneriyi çürütme, değiştirme amacı vardır. Bundan dolayı yazar, okurun fikirlerini değiştirerek onu kendisi gibi düşündürme amacındadır.
Yazar önce ortaya bir düşünce koyar, daha sonra fikrin doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılır. Bunu yaparken yazar tanımlardan, benzetmelerden, karşılaştırma ve tanık göstermelerden yararlanır.
Dil göndergesel işlevde kullanılır.
Düşünceler dile getirilirken sohbet ediyormuş gibi bir tavır vardır. Yazar, düşüncelerini soru ve cevaplarla, devrik cümlelerle ortaya koyar.
Nesnel yaklaşım, tartışmacı anlatımın inandırıcı olmasında etkilidir.
Dil yalın, kesin yargılar vardır.
Makale, fıkra, eleştiri, röportaj gibi yazı türlerinde bu anlatım türünden yararlanılır.
Not: Tartışmacı anlatımla açıklayıcı anlatımda bir fikir verilir. Tartışmacı anlatımda ileri sürülen düşünceye inandırılması amaçlanır. Yazar, bir görüşün başka bir görüşe göre savunuculuğunu yapar.
9.KANITLAYICI ANLATIM:
Bir fikri, tezi ispatlamak için yazılan yazılarda kullanılan anlatım türüdür. Öne sürülen görüş kanıtlanmaya çalışılır.
Bu anlatımda inandırma amaçlanır.
Yazar; belgelere başvurabilir, alanında uzman kişilerin fikirlerinden faydalanabilir.
Dil göndergesel işlevde kullanılır.
Makale, eleştiri, nutuk, röportaj gibi yazı türlerinde kullanılır.
Amaç okuru ikna etmektir.
Tanımlama, karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma gibi düşünceyi geliştirme yollarından faydalanılır.
Not: Tartışmacı anlatımda tez-antitez vardır. Yazar, hangi düşünceyi savunuyorsa onu öne çıkaracak, diğer düşünceyi ise çürütecektir. Kanıtlayıcı anlatım ise bilgi vermek, bir fikri ortaya koymak için yazılan yazılarda kullanılır. Kanıtlayıcı anlatımda yazar, önce görüşünü ortaya koyar, sonra bu görüşü kanıtlama yoluna gider.
10.DÜŞSEL (FANTASTİK) ANLATIM:
Olağanüstü olayların gerçek bir zemine oturtulması ile oluşan anlatımdır.
Olağanüstü olaylar ve kişiler vardır.
Gerçek kişilerin yanında hayaletlere, ruhlara ve düşsel varlıklara yer verilir.
Hikaye, roman ve masallarda düşsel anlatımdan faydalanılır.
Düşsel anlatımda zaman belli olabileceği gibi, belirsiz ya da olağanüstü de olabilir.
İnsan dışındaki varlık ya da kavramlar kişileştirilir.
Olay örgüsü, kişi, zaman ve mekan unsuru bulunur.
11.GELECEKTEN SÖZ EDEN ANLATIM:
Bu anlatımda gelecekten haber verilir.
Bu anlatımda yazar, daha sonra gerçekleşecek olaylar ve durumlarla ilgili tahminlerini ortaya koyar.
Bu anlatım varsayım üzerine kuruludur.
Bu anlatımlarda “belki, ihtimal, olabilir, farz edelim” gibi tahmin bildiren kelimeler kullanılır.
Fiiller genellikle gelecek zaman kipinde veya anlamında kullanılır.
Roman, hikaye, tiyatro, şiir ve deneme gibi yazı türlerinde kullanılır.
Not: Gelecekten söz eden anlatımda ve düşsel anlatımda kişinin hayalindeki şeyler vardır.
Gelecekten söz eden anlatım gerçeğe daha yakındır. Çünkü gerçekten yola çıkılarak yapılan bir tahmin vardır. Düşsel anlatımda ise, kişilerin, zaman ve mekanın gerçeklikle pek ilgisi yoktur.
12.SÖYLEŞMEYE BAĞLI ANLATIM:
İnsanların karşılıklı konuşturulmasıyla oluşturulan anlatımdır.
Bu anlatım türü konuşmaya bağlı olarak yazılmış eserlerde kullanılır.
Dil göndergesel veya sanatsal işlevde kullanılır.
Tekrarlar anlatımı kuvvetlendirir.
Karşılıklı konuşmaların seviyesi, bağlama ve konuşulan kişilere göre değişir.
Vurgu ve tonlama anlatımını etkisini artırır.
Tiyatro, roman, hikaye ve mülakatlarda kullanılır.
13.MİZAHİ ANLATIM:
Gülmece üzerine kurulu anlatımdır.
İnsanları güldürürken düşündürmek amaçlanır.
Toplumsal aksaklıklar, yaşamdaki gülünç durumları dile getirirken mizahi anlatımdan faydalanılır.
Mizahi anlatımın temelinde eleştiri vardır.
Mizahi anlatımda esprili ifadeler kullanılır.
Mizahi anlatımda gerçekten sapma, normal olandan sapma vardır.
Alay, mizahi anlatımda amaç değil, araçtır.
Bu anlatım türü tiyatro, fıkra, sohbet yazılarında kullanılır.
Dil sanatsal işlevde kullanılır. Heyecana bağlı işlev ve kanalı kontrol işlevinin de kullanıldığı olur.
Mizahi anlatımda kullanılan bazı terimler:
Kara mizah: Yalnız güldürmeyi değil, düşündürmeyi ve eleştiriyi de amaçlayan mizah türü.
Parodi: Ciddi sayılan bir eserin bir bölümü veya bütününü alaya alarak biçimini bozmadan ona bambaşka bir özellik vererek biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan gülünç etki yaran bir oyun türü.
İroni: Söylenen sözün tersini kastederek alay etme.
Humor: Ciddi bir tavırla söylendiği halde alay olduğu belli olan ince, hoş nükte.
Nükte: İnce, anlamlı söz, espri.
Komik: Gülme duygusu uyandıran, gülünç.
Karikatür: İnsan ve toplumla ilgili her tür olayı konu alarak abartılı biçimde belirten, düşündürücü ve güldürücü resim.
Hiciv: Bir kişiyi, bir yeri, bir şeyi kusurlu yanlarını alaycı bir dille eleştiren Divan şiiri türü.
Hazırlayan: Süleyman Kara
Anlatım türlerini indirmek için aşağıdaki linke tıklayınız.
Tasvirde başarılı olmak, gözlemlerin sağlam olmasına bağlıdır. Gözlemlerle elde edilen bilgiler, okuru gözü önünde canlandırılabilmelidir. Tasvir yapılırken dil, sade ve herkesin anlayabileceği tarzda olmalıdır. Ayrıca mübalağalı anlatımlardan kaçınılmalıdır. Okura gereksiz ve sıkıcı bilgiler verilmemelidir. Tasvirde anlatılanlar mutlaka bir sıraya konmalıdır. Önce genel özellikler, sonra ayrıntılar ele alınmalıdır. Öyle bir tasvir yapılmalıdır ki anlatılan yeri hiç görmemiş bir kişi bile tasvir paragrafını okuduğunda orayı gezmiş gibi olmalıdır.