1.Her gün yatmadan önce Kuranı Kerim ve mealini okumayı alışkanlık haline getirmişti Hacer. Bugün Hucurat suresini ve mealini okuyacaktı. Büyük bir huşu ve edeple okudu. Bir ayetin mealini okuduğunda ise gözleri bir anda yerinden çıkacakmış gibi açıldı. İçine bir ürperti doldu. Derinden sarsılmış, korkmuş ve irkilmişti. Onu sarsan ayetin meali şöyleydi.
“Ey iman edenler! Birbiriniz hakkında, yersiz zanda bulunmaktan kaçının. Çünkü bazı zan ve şüphe vardır ki, günahtır. Birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın ve birbirinizi arkadan çekiştirmeyin. Biriniz ölü kardeşinin etini yemek ister mi? Hayır, siz ondan iğrenirsiniz! Öyleyse adam çekiştirmekten de, öylece iğrenin ve yolunuzu Allah’ın kitabıyla bulmaya çalışın. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul eden ve acıyandır.”
Hacer o gün kendine bir söz verdi. Artık hiç kimse hakkında zan düşünmeyecek ve Allah’ın yasakladığı o davranışları yapmayacaktı. İçine bir huzur doldu. Biraz sonra derin bir uykunun kollarına kendini bıraktı.
Nisanur’un yapmayacağına söz verdiği o davranış(lar) hangisidir?
2. Elif Asya, teneffüs zilinin çalmasıyla okul koridoruna çıktı. Koridorun her iki yanındaki rengarenk panoları inceleyerek yavaş adımlarla yürüyordu. Günün yorgunluğunu atar gibi, panolarda özenle hazırlanmış yazıları gözden geçiriyor, farklı sınıfların hazırladığı çalışmaların detaylarına dalıyordu. İşte, sırasıyla tarih köşesi, doğa kulübü ve sanat panosu… Derken, yolunun sonunda bir pano dikkatini çekti: “Adab-ı Muaşeret.”
Elif Asya, bu panonun önüne geldiğinde üzerinde büyük harflerle yazılmış “Nezaket ve Görgü Kuralları” başlığını fark etti. Renkli kağıtlara özenle yazılmış kelimeler, ince bir düzen içinde sırayla dizilmişti. “Sabır”, “Nezaket”
,”Terbiye”, “Medenilik”, “Edep”, “Zarafet” gibi kelimeler Elif Asya’ya anlamlı, derin bir dünyayı çağrıştırıyordu. Tam gözlerini bir kelimeden diğerine gezdirirken, bir kağıdın yerde olduğunu gördü. Elif Asya eğilip kağıdı aldı ve boş kalan yere baktı. Eksik olan kavram vardı. Panoyu dikkatle süzerken aklından çeşit çeşit kelimeler geçti; ama yine de hangi kavramın eksik olduğunu çıkaramıyordu.
Elif Asya’ya yardımcı olalım ve hangi kavramın eksik olduğunu buraya yazalım.
3. Gün doğarken sahil kenarındaki kır lokantasında masalar yavaş yavaş doluyordu. Cem ve arkadaşları, yıllar sonra bir araya gelmenin heyecanıyla kahvaltı için toplanmışlardı. Masaya buğusu tüten simitler, taze peynirler, rengarenk reçeller ve ince belli bardaklarda çaylar dizildi. Cem, çay bardağını alırken bardağı masaya sertçe koydu; çayın sıcak damlaları etrafa sıçramıştı.
Yanındaki arkadaşı Fırat, masadaki zeytinlerden birkaçını aldı ve çekirdeklerini gelişigüzel masanın
üstüne bıraktı. Çekirdekler masada tek tek birikmeye başlarken diğer arkadaşları rahatsız bir ifadeyle gözlerini kaçırıyordu.
Bu sırada, Mert masaya dizilmiş domates dilimlerinden birini eliyle alıp ağzına attı, ardından parmaklarını bir güzel yalayıp temizledi. Biraz sonra o eliyle arkadaşına bir dilim ekmek uzattı.
Sessizlikle dolan masada herkes, bu küçük ama göze batan hareketlerin rahatsızlığını içinde saklamaya çalışarak çaylarını yudumladı. Güneş yükseldikçe, sofrada kalan kırıntılar, farkında olmadan bozulan adabın izlerini taşıyordu.
Biraz sonra Mete’nin telefonu çaldı. Arayan kadim dostu Metin’di. Telefonda o kadar yüksek sesle konuşuyordu ki masadakiler birbirleriyle konuşurken anlaşmak için ya bağırmak ya da söylediklerini tekrar etmek zorunda kalıyorlardı.
Yukarıdaki metinde göze batan ve adaba uygun olmayan davranışlar hangileridir?
4.Yıl 3024… Bir grup bilim insanı, Türkiye’nin Orta Anadolu bölgesinde, Şarkışla olarak bilinen bölgede bir kazı çalışması yürütüyordu. Katmanlarca toprağın altından çıkarılan parçalar, binlerce yıl öncesine ait sırlar barındırıyordu. Bu kazının en heyecan verici keşfi ise, beton adı verilen bir malzemeden yapılmış eski bir okul binasının kalıntıları arasında bulunan küçük bir defterdi. Defterin sayfaları yıpranmış olmasına rağmen, ilginç bir şekilde bazı bölümleri hâlâ okunabilir haldeydi.
Bilim insanları bu defterin bir öğrenciye ait olduğunu düşünüyordu. İlk birkaç sayfayı çevirdikten sonra titizlikle incelenen bir bölümde, kim olduğu bilinmeyen bir öğrencinin iç dünyasını yansıtan duygusal bir metin yer alıyordu. Uzmanlar, defterin okunabilen kısmını günümüz Türkçesi’ne göre çevirip çözmeye başladılar. Okumayı başardıkları metin şöyleydi:
“Bu sabah, telefonun ekranına boş gözlerle baktım. Kaç gün oldu yazmayalı? Kaç defa aradım da dönmedi? Bir selamını mı esirgedin benden, yoksa sesimde mi bir fazlalık vardı? Eskiden ne olursa olsun gelirdin; saatin, işin,[……] başka planların hiç fark etmezdi. Şimdi ise, [……] bahaneler dize dize… Yoğunmuşsun, başka işler çıkmış… Aslında biliyorum, mesele yoğunluk değil. [……….] insan, kıymet verdiğine vakit yaratır. O el, en ihtiyacım olduğunda yok şimdi. Ben ihtiyacın olduğunda hep yanındaydım ama sen, sen ihtiyacım olduğunda yıldızlar kadar uzaksın. Halbuki, sende bıraktığım ne çok şey var; içimdeki kırık dökük sırlar, neşeli anılar, sessiz anlar… Hepsi birer boşluk şimdi, birer boş vaat…”
Tarihte yaşamış bu kişi insanlarda hangi duyguların kaybolmasından şikâyet ediyor?
5. Esma, kişisel bakım ve temizlikle ilgili proje ödevi almıştır. Ödevinde kişisel bakım ve Temizlikle ilgili maddeleri açıklayarak yazması gerekmektedir. Bunun için önce liste hazırlaması gerektiğini fark eder ve bir liste hazırlar. Esma’nın hazırladığı listede şunlar vardır:
🗸 El ve yüz yıkama
🗸 Saçları temiz tutma ve tarama
🗸 Düzenli ve sık banyo yapma
🗸 Kıyafetlerini temiz tutma, kokan kıyafet giymeme
🗸 Temiz koku kullanma
🗸 Tuvaletten önce ve sonra elleri sabunla yıkama
Esma’nın listesinde unuttuğu maddeler var mı? Varsa hangileridir?
6. Eski arkadaşlar bir araya gelmişlerdi. Sağdan soldan konuşurken Feride geçmişte yaptığı ve pişman olduğu davranışların bahsetmeye başladı:
“Lisedeyken kopya çektim. Orta Öğretim Başarı Puanım yüksek geldi. Bu puan sayesinde belki de 10. Sıradaki tercihimi kazanacakken 5. Sıradaki tercihim geldi. Benim yüzümden on binlerce öğrencinin sıralaması değişti. Şimdi aklıma geldikçe bu davranışımdan utanıyorum ve Allah’a nasıl hesap vereceğimi düşünüyorum. Ben bu insanlardan nasıl helallik alacağım? Aklıma geldiğinde uykularım kaçıyor…”
Bunun üzerine arkadaşları Feride’yi teselli etmek istedi:
Seda: “Geçmişte hepimizin hataları oldu. Allah affedicidir. Sen tevbe etmeye devam et.”
Eda: Bu zamanda kopya çekmeden okulu bitiren mi var. Herkes kopya çekiyor. Asıl sen çekmeseydin sen mağdur olacaktın. Hesap sırası sana gelene kadar kimler var kimler!…
Nida: “Ben hiç kopya çekmedim. Bugün senin yaşadığın pişmanlığı görünce iyi ki de yapmamışım
diyorum.”
Ferda: “Dün bazı hatalar yaptın, evet. Mesleğini en iyi şekilde yapmaya çalış. İnsanlara yardım et, özellikle maddi durumu iyi olmayan öğrencilere maddi manevi destekler ver. Umulur ki affedilenlerden olursun.”
Hangi arkadaşın tavsiyesi hem insani hem İslami söyleme aykırıdır?
12.sinif adabımuaseret 1.donem 1.yazili sorulari a grubu İNDİR