Ders Notları Editörün Seçtikleri

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 1.Tema Özeti

SANAT ŞİİRİ ÜZERİNE
o Bu şiirle Faruk Nafiz kendi şiir poetikasını açıklamıştır.
o Sanat toplum içindir, anlayışıyla yazmıştır.
o Beş Hececilerden olan Faruk Nafiz, Anadolu’nun kültürüne ve değerlerine yönelmiştir.
o Konuşma üslubunun hâkim olduğu şiirde şair karşılaştırmalardan sıkça faydalanmış.
1. Dörtlük:
Şair burada seslendiği kişiye bütün güzelliklerin onun tanıdığı ve bildiği dünyada olmadığını, şairin dünyasının da birçok güzelliklerle dolu olduğu belirtiyor. Bu dörtlükte ve şiirin genelinde sen diye hitap ettiği kişinin temel özelliği öz değerlerine,millî kültürüne yabancılaşmış kişilerdir. Bu kişiler kendi kültüründen habersiz oldukları gibi, ait oldukları millete de yabancı, hatta onu küçümseyen bir bakış içerisindedirler.
2. Dörtlük:
Şair bu dörtlükte sen diye hitap ettiği kişiyle aralarındaki zevk ayrılığından bahsetmektedir. Kendi değerlerine yabancılaşan kişi tarihî bir eseri dolaşırken bir mozaik eser görmek heyecanı ile gezmektedir. Çünkü mozaik Avrupa kültürüne ait olan bir eser türüdür, bir güzel sanattır.
3. Dörtlük:
Şair bu dörtlükte iki kültürü karşılaştırmaya devam ediyor. Batı hayranı kişinin baleden, balerinlerin (beyaz kelebek) sahnede dans etmesinden hoşlanmasına karşılık; kendi kültürümüze bağlı insanların halk oyunlarından hoşlanacağı ifade edilmektedir.
4. Dörtlük:
Farklı kültürleri benimseyen insanların zevk ve anlayışlarının farklı olacağını dile getiriyor. Avrupa hayranı, Avrupa kültürünün etkisindeki kişi çok sesli müzikten son derece etkilenirken öz değerlerine bağlı kişinin kendi halkının acılarından ızdırap çekmelerinden etkileneceği ifade edilmiştir.
5. Dörtlük:
Avrupa kültürünün etkisinde kalarak kendi kültürüne yabancılaşan kişi, bir Avrupa şehrindeki kadın heykeline hayranlıkla bakarak onu inceleyip ondan zevk alırken kendi değerlerine, inancına, kültürüne bağlıkişinin, Anadolu ve Anadolu insanının yapısı ve yaşayışındanzevkalacağıdile getirilmektedir.
6. Dörtlük:
FarukNafizAnadolu’nun,Anadoluinsanınınyaşayışınınsırlarladoluolduğunu,güzelliklerle dolu olduğunu bu güzelliklerin keşfedilmemiş, kirletilmemiş olduğunu bunlara el değmediğini bundan büyük sanat tanımadığını dile getirmiş, sonra her şeyiyle Avrupa’ya bağlanmış, onun etkisinde olan kişiyle anlaşmalarının mümkün olmadığını, yollarının ayrıldığını dile getirmektedir. Heykel sanatı ile karşılaştırma yapıyor. Yabancı kültüre hayranlık dile getiriliyor.
(Kaynak:https://edebiyatsultani.com/sanat-siirinin-incelenmesi/)

FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
 Orhan Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy ve Yusuf Ziya Ortaç ile Beş Hececiler (Hecenin Beş Şairi) olarak adlandırılan grupta yer alır.
 İlk şiirlerinde sıklıkla kullandığı aşk temasını, memleket edebiyatı idealiyle yazdığı eserlerinde memleket sevgisiyle birleştirir.
 Eserlerinde Anadolu kültürünü, millî ve manevi değerleri yüceltir.
 Anadolu’yu ve Anadolu insanını sade bir dille anlattığı Han Duvarları şiiriyle Anadolu’ya gerçekçi bir gözle bakan ilk şairlerden biri olur.
 Anadolu insanının hayatını işlediğ iCanavar adlı tiyatro oyunu, hece ölçüsüyle yazdığı başarılı eserlerindendir.
 Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle Akın ve Özyurt piyeslerini yazar.
 Akbaba ve Karikatür dergilerinde Çamdeviren ve Deli Ozan takma adıyla mizahi şiirler yayımlar.
 Behçet Kemal Çağlar ile birlikte yazdığı Onuncu Yıl Marşı en tanınmış eserlerindendir.
 Faruk Nafiz Çamlıbel’in Sanat adlı şiiri ünlüdür.
Şiir: Şarkın Sultanları, Dinle Neyden, Gönülden Gönüle, Suda Halkalar, Bir Ömür Böyle Geçti, Han Duvarları…
Tiyatro: Yayla Kartalı, Dev Aynası, Kahraman… Roman: Yıldız Yağmuru…

SANAT NEDİR?
 Sanat, insan zihninde beliren duygu ve düşüncelerin bir esere yansıtılmasıdır. Bu eser; resim, müzik, edebiyat, mimari gibi alanlarda verilebilir.
 Sanat; geçmişle gelecek arasında bir köprü, insanı yaşama bağlayan bir bağ, insana zevk veren duygu ve düşüncelerin ifadesidir.
 Bu bakımdan sanatta amaç,sonsuz olan ideale ve estetik beğeniye ulaşmaktır.
 Sanatçı, sezgi ve algısıyla diğer insanların göremediklerini görür; eseriyle güzele ve estetik değere ulaşır.
 Sanat eserleri, bir sanatçının elinden çıkar ve bu eser; okuyan, dinleyen ve izleyenlerde estetik bir beğeni ve heyecan uyandırır.
 Sanatçı, güzel olana ulaşma kaygısı taşır. Sanat, bu özelliği ile insanı manevi açıdan yüceltir ve eğitir. İnsan, manevi açıdan bu gelişmeyi gösterirken estetik değerlerden yararlanır.

GÜZEL SANATLAR
• Sanatçılar, eserlerini oluştururken farklı malzemeler kullanır. Her sanatçı; hayatından, çevresinden, yaşadığı toplumdan etkilenerek duygu, düşünce ve hayallerini farklı malzemelerle yansıtır.
• Güzel sanatlar; kullanılan malzemeye, hitap edilen duyu organına ve sergilendiği yere göre üç ana gruba ayrılır: plastik (görsel), fonetik (işitsel) ve ritmik (dramatik) sanatlar

METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI:
Metinler,edebî metinler ve bilimsel metinler olmak üzere ikiye ayrılır.
Edebî metinler,kurmaca metinlerdir. Bu metinlerde dış dünyadaki gerçeklik olduğu gibi anlatılmaz.
Yazar yada şair, dış dünyadaki gerçekliği kendi süzgecinden geçirerek eserine aktarır.
Bilim insanı; bireserortaya koyarken eserinin konusu olan nesne, durum ya da olayla ilgili nesnel bilgiler verir; dış dünyadaki gerçekliği olduğu gibi eserinde yansıtır. Bilim insanının amacı okuru bilgilendirmektir.
Bir şair veya yazar; bir nesne, olay ya da durumla ilgili duygu, düşünce ve hayallerini eserinde anlatırken öznel davranır; bunlarla ilgili hislerini, sezgilerini ve bunların kendisinde uyandırdığı çağrışımları kurgulayarak okura aktarır. Okur, bilimsel bir eseri her okuduğunda aynı anlamı çıkarırken aynı edebî metni her okuyuşta farklı anlamlar çıkarır.
Edebî söyleyişin inceliğini yansıtan metinlerde sanatçılar; bazen günlük dile ait anlatım biçimlerinden, kalıplaşmışögelerden yararlanır. Budurum, metne içtenlik kazandırarakmetni ilgi çekici hâle getirir.
Ancak edebî metinlerde doğrudan doğruya günlük dil kullanıldığı da söylenemez. Bu metinlerin diliyle günlük dil arasında yakınlıklar olduğu gibi günlük dile aykırı kullanımlar da vardır. Bu kullanımın nedeni; şair ve yazarların duygu, düşünce ve hayallerini ifade ederken kelimelerin anlamlarını yetersiz bulmaları veya kelimeleri yeni bağlamlarda kullanmak istemeleridir. Kendini ifade etmek için dilden başka aracı olmadığından sanatçılar; dildeki kelimelere, söz kalıplarına, cümlelere farklı anlamlar yükleyebilir.

İMGE VE EDEBÎ SANATLAR

Sembol, duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işarete verilen addır.
Edebî söyley işininceliğini yansıtan metinlerde kullanılan dil, günlük dilden farklı olarak çok anlamlı bir yapıya sahiptir.
Sanatçılar; eserlerinde kelimeleri, kelime gruplarını ve cümleleri kendilerine özgü bir kullanımla farklı anlamlara gelecek şekilde dönüştürür. Bu dönüşüm sonucunda da imge ortaya çıkar.
İmgelerinşiirdekullanımıiseedebîsanatlarınoluşumunazeminhazırlar.

1. TEŞBİH(BENZETME):
Teşbih (benzetme), sözü etkili kılmak için aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki varlık ya da kavramdan nitelikçe zayıf olanı güçlü olana benzetmektir.
Tambenzetmededörtögebulunur.
Benzeyen:Nitelikçezayıfolan.
Kendisinebenzetilen:Nitelikçegüçlüolan. Benzetme yönü: Aktarılan özellik.
Benzetmeedatı:Gibi,kadar,sanki…

BenzetmeÇeşitleri
a. Ayrıntılı(Tam)Teşbih:Dörtögesidebulunanbenzetmedir. “Kuğu gibi narin çocuk”

b. Teşbihibeliğ:Sadecebenzeyen vekendisinebenzetilenileyapılan teşbihtürüdür.Güzelbenzetme de denir.
“Gümüşbirdumanlakapandıher yer”

2. İSTİARE(EĞRETİLEME):
a. Açıkİstiare:Sadecekendisinebenzetilenkullanılır. “Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?”

b. Kapalı İstiare:
Sadecebenzeyenkullanılır. Benzetmeyönüyledeyapılır.Teşhisolanheryerdekapalıistiare vardır. “Dağlara yaslanıp yatan güneşi
Yaralı,hastadır,yorgundursandım.”

3. TEŞHİS(KİŞİLEŞTİRME):
İnsana aitözellikleri insan dışı varlıklara mal etme sanatıdır.
“Bir yağmur başlar ya inceden ince
Bak o zaman topraktaki sevince”

4. İNTAK (KONUŞTURMA):
Kişileştirilen varlıkların konuşturulma sanatıdır. Her intak bir teşhistir ancak her teşhis sanatı bir intak değildir.
“Karga bu sözlere bitmiş:
—Şuna bir gak diyeyim de ses görsün, demiş.”

5. MÜBALAĞA(ABARTMA)
Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi gerçekte olduğundan daha büyük ya da küçük gösterme sanatıdır. “Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.”

6. TEZAT(ZITLIK):
Birbirine zıt iki kavram, durum ya da olayın herhangi bir ilgiden dolayı bir arada kullanılmasıdır.
“Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedavaya yaşıyoruz,bedava.”

7. MECAZIMÜRSEL (AD AKTARMASI):
Benzetme amacı gütmeden, bir sözün başka bir sözün yerine kullanılmasıdır.
Bu sözs anatında iki sözcük arasındaparça-bütün, genel-özel,iç-dış,yazar-eser ya da bir çağrışım ilişkisi bulunur.
“Karanlıkta bir çift göz bana bakıyordu.”

8. TENASÜP (UYGUNLUK):
Şiirde anlamca ve çeşitli yönlerden ilgili olan kelimelerin bir arada kullanılmasıdır.
“Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava,bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;”

9. TECAHÜLİARİF (BİLMEZLİKTEN GELME):
Anlam inceliği yaratmak için şairin çok iyi bildiği bir şeyi bilmiyor gibi görünerek söz söylemesidir.
“Dün gece yoktu ki / Bu dağ buraya nasıl gelmiş?”

10. HÜSNÜTALİL(GÜZELNEDENEBAĞLAMA):
Herhangi bir olayı gerçek sebebiyle açıklamayıp gerçek sebebe göre çok daha etkileyici ve güzel bir sebebe bağlayarak açıklamaktır.
“Sen gittin diye yaprak döktü ağaçlar.”

11. TELMİH(ANIMSATMA):
Söz arasında geçmişteki bir olayı, kişiyi, inancı hatırlatmaktır. “Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi!
Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi!”

AŞAĞIDAKİ DİZELERDE YER ALAN SANATLARI BULUNUZ.
a) Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım……………………………………………………………………………………………
b) Vapur, Samsun’a yanaştı……………………………………………………………………………………….………………………………….……
c) Gül dile geldi,bülbülün aşkından…………………………………………………………………………….…………………………………….
d) Güzel bir gün olsun diye, çiçeklenmiş tüm tomurcuklar ……………………………….………………………………….……..
e) Kafes gibi evde bir başına yaşıyor …………………………………………………………………………………………………………….…
f) Ne vakit gözlerini kapatsan / Geceyi üstüme örttün sanırım ………………………………………………………………..
g) Her ay çıkan dergide usta kalemler vardı ……………………………………………………………..………………………………….
h) Gökyüzünün başka rengi de varmış / Geç fark ettim taşın sert olduğunu ………………………………………….
i) Birçok gidenin herbiri memnunki yerinden / Birçok seneler geçti dönen yok seferinden …………………
j) Gönül, kondu bir çiçeğe geceyarısı ………………………………………………………………………………..…………………………
k) Bu yağmur niçin yağar ki/ Görmez mi bir çift göz suluyor yeri …………….……………………….……………………….
l) Toprağımın gözlerinden çöllerin yanağına / Süzülen bir damlayım ……………………………………………………………
m) Herkesle gül güzelim unutma ağlanmaz herkesle ……………………………………………………….…………………………….
n) Güğüm bir gün testiye, / “Yola çıkalım”dedi ………………………………………………………………….……………………………..
o) Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu/ Kerem’in sazına cevap veren bu ……………………………………………………….
ö) Gökyüzü kurşunla örtülü …………………………………………………………………………………………………………………
p) Ay, zeytin ağaçlarından yere damlıyordu ………………………………………………………………………………………………….
r) Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor ……………………………………………………………………………………………………….
s) Kömür gözlüm, gül dudaklım .……………………………………………………………………………………………………………… ş) Çatma çehreni ey nazlı hilal ………….…………………………………………………………………………………………………
t) Kurban olam beşikte yatan kuzuya …………………………………………………………………………………………………….
u) Aramazdık gece mehtâbı yüzün parlarken /Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken
………………………………………………
ü) Ekmek Leylâ oldu dostlarım / Mecnûn oldum peşi sıra giderim ……………………………………………………………..
v) Şakaklarıma kar mı yağdı ne var/Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
………………………………………………….
y) Küçük bir çeşmeyim yurdumun / Unutulmuş birdağında …………………………………………………………………………..
z) Sen gittin diye ağladı gökyüzü …………………………………………………………………………………………………………………

ÇAĞRIŞIM:
• Kelimelerin bilinen anlamları; bazen şair ve yazarların duygu,düşünce ve hayallerini ifade etmede yetersiz kalır. Bu nedenle şairler ve yazarlar, ihtiyaç duydukları zamanlarda edebî sanatlara başvurur.
• Şairin şiirde kullandığı edebî sanatı ya da sanatları bilmek; okurun şiiri anlamasını, şiirdeki açık ve örtük iletileri fark etmesini, şiirin anlam zenginliğini ve çağrışım gücünü kavramasını sağlar.
• Şair ve yazarlar tarafından edebîmetinlerde bir araya getirilen kelimeler; okurda farklı duygu, düşünce ve hayaller uyandırır. Bu metinlerde kelimelerin çok anlamlılığından doğan anlam katmanları vardır. Bu anlam katmanları, metinlerin çağrışım güçlerini yükseltir. Bu metinler; okurun ruh hâline, tahsiline, hayata bakışına, yaşına; eserin okunduğu sosyal ortama ve döneme göre farklı çağrışımlar uyandırabilir.
AÇIK VE ÖRTÜK İLETİ:
 Edebî metinlerde sanatçılar, anlatmak istediklerini bazen açıkça dile getirirken bazen okura sezdirme yoluna gider.
 Sanatçıların açıkça dile getirdikleri, metnin açık iletileri olarak nitelenirken sanatçıların okura hissettirdikleri, sezdirdikleri ve çağrıştırdıkları örtük ileti ya da iletilerdir.
NOT:
 Güzel sanatlarınana kollarından biri olan edebiyatın malzemesi dildir. Şairler ve yazarlar,dili kullanarak edebî eserler kaleme alır.
 Dili ifade vasıtası olarak kullanan edebiyatın diğer bilim dallarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkisi vardır.
 Edebiyat özellikle tarih,sosyoloji ve psikoloji ile yakından ilişkilidir.
Sanatçı;tarihî olayları eserlerinde kurgularken tarihten,eserindeki kahramanların ruhsal çözümlemelerinde psikolojiden, toplumla ilgili konularda sosyoloji biliminden yararlanır.

RASİM ÖZDENÖREN
Mavera dergisini kurar.
Kültürel ve sosyal değişimin bireyde ve ailede yol açtığı çarpıklıkları, çelişkileri, açmazları kendine has bir bakış açısıyla işler.
Şiirsel bir söyleyişe sahiptir.
Hikâye:Kuyu,Çözülme,AnsızınYolaÇıkmak,DenizeAçılanKapı…
Roman:GülYetiştirenAdam.
Deneme:İkiDünya,RuhunMalzemeleri,Yenidenİnanmak,KafaKarıştıranKelimeler…

DİL:
 Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir araçtır.
 İnsanlar; duygu ve düşüncelerini gözlemlerinden, bilgi birikimlerinden yararlanarak yazı sayesinde güzel,doğru ve etkili biçimde yansıtır. Bu yansıtma eylemi, sadece bilgi vermekle sınırlı değildir.
 Yazma eylemi, aynı zamanda okurların zevk almasını sağlamaya yönelik çok yönlü bir etkinliktir. Bu etkinlikler; şiir, deneme, fıkra, makale, hikâye, roman gibi türlerle yapılır.

DENEME:
 Deneme, yazarın seçtiği bir konu üzerinde kesin sonuçlara varmadan kişisel görüş ve düşüncelerini anlattığı metin türüdür.
 Denemede yazar; sanat,edebiyat,doğa,yaşam,dünya görüşü gibi insan ve insanla ilgili konulara değinir.
 Deneme yazarı, gözlemlerinden ve deneyimlerinden yararlanır; kendisiyle konuşur gibi içten ve yapmacıksız bir anlatımı yeğler.
 Denemeyi bir tür olarak ortaya koyan ve onu diğer türlerden ayıran Montaigne’dir.
 Türk edebiyatında Nurullah Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Suut Kemal Yetkin, Salah Birsel, Şevket Rado deneme türünün tanınmış temsilcilerindendir.

MÜLAKAT:
 Alanında ünlü kişileri çeşitli yönleriyle tanıtmak, önemli olaylarla ilgili düşüncelerini öğrenmek amacıyla zamanı önceden belirlenmiş sorulu cevaplı karşılıklı konuşmalara mülakat denir.
 Görüşmeci, mülakat yapacağı kişi hakkında önceden kısa biraraştırma yapmalı; bu kişi ile ilgili bilgi toplamalı ve sorularını hazırlamalıdır.
 Görüşme sırasında konuşmacının sözünü kesmemeye, sıkıcı ve gereksiz sorularla konuyu dağıtmamaya çalışmalıdır.
 Görüşmeci, sorularını hazırlarken yansız davranmaya özen göstermelidir. Sorularını okurun ilgisini çekecek ve öğrenme isteğini giderecek şekilde hazırlamalı ve aldığı cevapları değiştirmeden okura aktarmalıdır.
 Mülakatta ilk olarak konuşma yapılan kişinin mesleği, ilgi alanları, eserleri ve çalışmaları; görüşmenin amacı, görüşme yeri hakkında kısa bir bilgi verilir.
 Ardından mülakat yapılan kişinin çeşitli konulardaki görüş ve düşünceleri aktarılır.
 Görüşmeci, not alarak ya da ses kayıt cihazıyla kaydettiği konuşmaları ya olduğu gibi ya da vurgulamak istediği hususları öne çıkaran bir plan uygulayarak yayımlar.
 Metnin kurgusu yapılırken konuşmaların içeriği değiştirilip görüşler saptırılmamalıdır.

SES OLAYLARI
Ünsüz Benzeşmesi(Ünsüz Sertleşmesi):
Türkçede sert ünsüzle (p,ç,t,k,f,s,ş,h) biten bir kelime“c-d-g”yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir ek aldığında ekin başındaki c-ç’ye, d-t’ye, g-k’ye dönüşerek sertleşir.

aş-çı ağaç-tan seç-kin bit-ki

yap-tı
seç-tik-ler-im yurt-taş
çalış-kan

Ünsüz Yumuşaması(Ünsüz Değişimi):
Sonu “p, ç, t, k” sert ünsüzleri ile biten sözcükler, ünlü ile başlayan bir ek aldığında sözcüğün sonundaki bu sert ünsüzler yumuşayarak “b, c, d, g, ğ” ye dönüşür:
dolap-ı>dola-bı burç-u>burcu kilit-e> kilide köpek-in>köpeğin…
• Dilimize yabancı dillerden gelen bazı sözcükler bu kurala uymaz:
millet-in hukuk-a hürriyet-e devlet-in
• Dilimizdeki tek heceli sözcüklerin çoğu bu kurala uymaz:
at-ın ölç-er saç-ı…
• Sert ünsüzle biten özel isimler,ünlü ile başlayan bir ek aldığında yumuşama yazıda gösterilmez:
Burak’ın Zonguldak’a…

Ünlü Daralması:
• Sonu düz-geniş ünlü ile biten sözcükler “-yor”ekini aldığında sözcüğün sonundaki “a” veya “e” sesi daralarak “ı, i, u, ü” seslerinden birine dönüşür:
başla-yor>başlıyor gelme-yor>gelmiyor oyna-yor>oynuyor…
.“de-”ve“ye-”fiilleri“-yor”ekindenbaşkaekleraldığındadadaralmaya uğrar:
de-y-ecek > diyecek ye-y-ecek > yiyecek de-y-en > diyen ye-y-en>yiyen Bu durum y yardımcı ünsüzün daraltıcı özelliğinden kaynaklanır.

ÜnlüDüşmesi:
• Türkçede iki heceli bazı sözcükler ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecedeki dar ünlü düşer:
oğul-u>oğlu karın-ı>karnı fikir-i>fikri gönül-ü>gönlü…

• Bazı birleşik sözcüklerin oluşumunda ünlü düşmesi görülebilir:
kahve+altı>kahvaltı kayın+ana>kaynana ne+asıl>nasıl ne+için>niçin

• Dilimize yabancı dillerden gelen bazı sözcükler, yardımcı fiillerle birlikte kullanıldığında sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü düşebilir:
seyiret->seyret- keşifet->keşfet- sabıret->sabret-…

• Bazı sözcükler yapım eki aldığında ünlü düşmesi görülebilir:
oyun-a – > oyna- kıvır-ım> kıvrım yumurta-la->yumurtlamak ileri-le- > iler-le- çevir-e >çevre sarı-ar->sarar-

• “-idi,-imiş,-ise”ekfiilleri, sözcükle birleşirken kullanıma bağlı olarak“-i”sesi düşebilir:
güzelimiş>güzelmiş yorgunise>yorgunsa garipidi>garipti…

• “ile”bağlacı veya edatı sözcükle birleştiğinde “i”ünlüsü düşer: kedi ile>kediyle
ULAMA:
Sessiz harfle biten bir kelimenin son harfi sesli harfle başlayan yanındaki kelimenin ilk harfiyle konuşma sırasında birleşir.
Akşam–oldu. Elimden–aldı.

9.sinif turk dili ve edebiyati 1.tema ozeti indir

Hazırlayan: Yeliz Özge

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap