ANAHTAR ROMANININ ELEŞTİRİLMESİ
Sevgili Okuyucularım, bu yazımızda sizlere Refik Halit Karay’ın Anahtar romanı hakkında birkaç kelime karalamaya çalışacağım.
Romanın başkahramanı Kenan bir gün evinin anahtarını kaybediyor ve anahtarı kaybettiğini kimseye söyleyemediği için gizlice karısı Perihan’ın anahtarını alıyor ve anahtarı çoğaltmaya gidiyor. Aman Allah’ım bir de ne görsün! Yaptırdığı anahtar evlerinin kapısını açmıyor.
Kenan’ın yeni yaptırdığı anahtar evlerinin kapısını açamayınca hemen Kenan karısından şüphelenmeye başlıyor. “Acaba bu anahtar hangi erkeğin evinin anahtarı?” diyerek vesvese yapıyor. “Acaba Perihan bana hamle mi yapıyor?” diye düşünüyor.
Valla tam da burada koptum ben. Yahu Kenan! Allah aşkına sen nasıl bir adamsın yaa?
Anahtarını kaybedince ben anahtarımı kaybettim demeye çekinecek kadar kibar bir adamsın; ancak bir anahtar kapıyı açmadı diye o kadıncağızdan şüphe duyacak kadar da malsın. Yahu böyle şey olur mu? Neyse.
Lan oğlum tek derdin bu mu senin yaa? Kadının anahtarı kapıyı açmazsa açmasın, sen kendi anahtarına bak. Senin anahtarın kapıyı açıyor mu? Senin anahtarın kapıyı açıyorsa gerisini karıştırma. Anahtarın kapıyı açmıyorsa sen zaten bitmişsin oğlum. Anahtarından bile haberin yok senin. Devam edelim.
Bir de gidiyorsun karımdan şüphelendim diye dedektif tutup karını gözetletiyorsun. Allah göstermesin bu kadıncağızın bir yanlışı yoksa ne olacak? Elin adamı karının bütün mahrem bilgilerini öğrenecek, e-devletten alt üst soy bilgilerini sorgulatacak, dört nesil sülale bilgilerini öğrenecek. Allah aşkına böyle şey olur mu Kenan?
Dedektif araştırdı ve Perihan’ın sık sık gidip geldiği bir bayan arkadaşının apartmanına Perihan’ın daha önceden ayrılmış olduğu kocası Vecdi’nin taşındığını söyledi.
Artık Kenan’ın kafasında şüphe kalmadı. Hemen boynuz şakırtılarını kalbinin en derininde hissetmeye başladı. İşte değerli okuyucular ben bu durumlara acayip hasta oluyorum. Sen bu kadınla yıllardan beri birlikte ol. İyi günde kötü günde birlikte hayatı omuzlamaya çalış, ondan sonra da iki tesadüf bir araya geldi diye kadıncağızın günahını al. Öyle şey olur mu?
Kenan, anahtarı Vecdi’nin evine denemek için gidiyor ancak ne gitmek adamın kalbi yerinden çıkacak. Acaba karım bana bir falso yaptı mı? Diye acı acı düşünürken dayanamayıp Vecdi’nin kapısının önünde bayılıyor.
Hasılı kelam: Kenan hastaneye kaldırılıp tedavi ettiriliyor. Bütün olup biteni Perihan’ın kuzeni Rüstem, Perihan’a anlatıyor, Perihan çok üzülüyor; Kenan Perihan’a ettiğinden çok üzülüyor….
Arkadaş! Nasıl bir iş bu anlayamadım. Sen bir anahtarını kaybettiğini canı ciğer karına söyleme; senin hayatında olup biteni herkes bilsin. Rüstem olanları Perihan’a anlatsın. Olacak iş değil.
Valla ne derseniz deyin; Refik Halit Karay’ın Anahtar isimli bu romanı benim sinirlerimi altüst etti hatta beni depresyona soktu. Ne diyeceğimi bilemiyorum şu an. Yine de insanlara önyargısız yaklaşmamız gerektiği dersini çıkarsak bile kardır, diye düşünmekteyim.