Öğretmen performansı ile eğitim öğretim performansının ilintili olması sebebiyle her iki konuyu aynı anda değerlendirmeye çalışacağız. Daha önceki yazılarımızda öğretmen performansını artırma konusunda yapılan bazı yanlış uygulamalardan bahsetmeye çalışmıştık.
Öğretmen Performans Değerlendirme başlıklı yazımızda performans değerlendirme işlemlerini alanında uzman kişilerin yapması gerektiğini, veli ve öğrencilerin değerlendirme işlemlerini gerektiği gibi yapamayacağını vurgulamış, veli ve öğrencilerimize öğretmenlerimizi değerlendirtmenin faydadan çok zarar getirebileceğini söylemiştik.
Öğretmene Not Verme başlıklı yazımızda ise öğretmenlere not verme işlemlerinin öğretmeni rencide edebileceğini, aslında not verme işinin öğretmenlerin yapması gereken fiiller olduğunu, öğretmene not vermenin doktoru ameliyat etmeye benzeyeceğinden bahisle yine bu uygulamaların eğitim öğretimin performansını artırmaktan uzak olduğunu belirtmiştik.
Bu uygulamaların eğitim öğretimin kalitesini artıramayacağını anlattıktan sonra çözüm olarak neler yapılması gerektiğini bir başka yazıya bırakmıştık. Öğretmen performansını artırma konusu çok önemli bir konudur ancak bunun nasıl yapılabileceği ise daha da önemli bir konudur.
Öğretmenin Performansı Nasıl Artırılacak?
Öğretmen performansını artırmak için çeşitli faktörler vardır. Bu faktörlerden bazılarını sıralamaya çalışacağız.
Öğretmen performansını artırmada en önemli faktörlerden birisi Maslow’un ihtiyaçlar piramidine dikkatli bir gözle bakmak ve bu piramidi ülkemizin gerçeklerine göre güncelleyebilmektir.
Ülkemiz gerçeklerine göre fizyolojik ihtiyaçlar en önemli ihtiyaçlar arasında sayılabilmektedir. Çünkü günümüz ekonomik gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda öğretmenler için “geçinebilme kaygısı” çok önemli bir yer tutmaktadır.
Bir öğretmen için maddi olanaklar veya olanaksızlıklar çok önemlidir. Objektif bir değerlendirmeye tabi tutulan öğretmenlerin maddi olarak ödüllendirilmesi ciddi anlamda güdüleyici olabilir.
Öğretmen için objektif yapıldığı çok belirgin olmayan veli, öğrenci ve öğretmen gibi paydaşların yapmış olduğu değerlendirme hiçbir şey ifade etmezken; merkezi bir sınavdan geçirildikten sonra dil tazminatı benzeri bir tazminat ile ödüllendirilmesi çok motive edici olacaktır. Zaten bu uygulamanın bir benzeri “öğretmen kariyer basamakları” uygulamasında yapılmaya çalışılmıştır.
Öğretmen performansını artırmada bir diğer faktör de eğitim öğretim ile ilgili kararların eğitimciler tarafından alınmasıdır. Nasrettin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi “Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar.”
Bu konuda eğitimcilerden başkaca fikir sunanlar eğitim öğretimin kalitesinin artırılmasına fayda yerine zarar bile verilebilirler. Şöyle düşünelim: Mimari ile ilgili herkes fikir sahibi olabilir fakat bu işi en iyi “Mimar Sinan” bilir. Çünkü Mimar Sinan bu işi, işin içinde “yaparak yaşayarak” öğrenmiştir.
Ülkemizde eğitim öğretim ile ilgili pek çok bilim insanının yazılar yazdığını görmekteyiz. Tüm yazılanlar çok değerli yazılardır. Şunu da unutmayalım ki; eğitim konusunu eğitimciden başkası hakkıyla anlayamaz. Öğretmenin performansını artırmak ve eğitim öğretimin kalitesini gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarabilmek için eğitimcilerin görüşlerine daha fazla önem vermek gerekmektedir.
