Geçmişten Günümüze Türkçe Sözlükler:
1) Divanı Lügati’t Türk : 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Türkçenin ilk sözlüğü, ilk dil bilgisi kitabıdır. Yazarın amacı, bu eserle Araplara Türkçe öğretmek ve Türkçenin zenginliğini göstermektir. 7500 Türkçe sözcüğün Arapça açıklaması içinde yer alır. Arapça yazılmış olup örnekler Türkçedir.
2) Mukaddimetü’l Edep: Zemahşeri 12. yüzyılda Arapça olarak yazmıştır.
3) Codex Cumanikus: 13. yüzyıl sonlarında Latince yazılmıştır. Kıpçak (Kuman) Türklerinin söz varlığı ve sözlü edebiyat ürünlerinden oluşur.
4 ) Muhakemetü’l Lügateyn :15. yüzyılda Ali ŞirNevai Türkçenin Farsçadan üstünlüğünü ortaya koymak için yazmıştır.
5 ) Van Kulu Lügati: Van Kulu Mehmet Efendi 16.yüzyılda başka bir eseri çevirerek bu sözlüğü oluşturur.
6) Tuhfei Vehbi: Sümbülzade Vehbi 18. yüzyılda yazmıştır.
7) Lehçetü’l Lügat : Şeyhülislam Mehmet Esat Efendi yazmıştır.
8) Müntehabat-ı Türkiyye: J.Redhouse yazmıştır.
9) Müntahabat-ı Lügati Osmaniyye:J.Redhouse yazmıştır.
10) Lehçe-i Osmani: Ahmet Vefik Paşa yazmıştır.
11) Lügat-i Naci: Muallim Naci yazmıştır.
12) Radloff Lügati:W.Radloff tarafından yazılan 4 çiftten oluşan eserdir.
13) Kamus-ı Türkî: Şemsettin Sami yazmıştır.
14) TDK Sözlüğü: İlk baskısı 1945’te yapılmıştır. 10 baskı olmuştur.
15) Osmanlıca Türkçe Sözlük: Ferit Devellioğlu yazmıştır.
1928 Harf inkılabının ardından 1932’de kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu )Türkçenin gelişiminde ve kullanımında milat oluşturmuştur.
Kamus( sözlük), bir milletin hafızasıdır, yani kendisidir. Sözlük, geçmişle bugün; bugünle gelecek arasında bağ kuran en önemli kültürel kaynakların başında gelmektedir.
a- Milli ve Dini Duyarlılığı Yansıtan Hikayeler
Özellikleri:
– Hikayelerin kahramanları genellikle birçok yazarın yakından tanıyıp gözlemlediği Anadolu insanıdır.
– Toplumcu gerçekçiliğe uygun olarak Maupassant tarzı hikaye benimsenmiştir.
– Yine toplumcu anlayış nedeni ile realist(gerçekçi) bir anlayış benimsenmiş ve hikayelerde gözleme önem verilmiştir.
– Olaylar ve kişiler ayrıntısı ile betimlenmiş özellikle olayların anlatımında gerçekçiliğe bağlı kalınmıştır.
– Halka dönük bir edebi anlayışta oldukları için eserlerinde sade, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
– Temalar: aydın- köylü, batılılaşma, ilke ve devrimler, milli mücadele, vatanperverlik, hurafeler, dini sömürü.
TEMSİLCİLERİ:R.NuriGüntekin,H.EdipAdıvar,AkaGündüz,M.NecatiSepetçioğlu,BahaeddinÖzkişi,Emine Işınsu
b- Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Hikayeler
Özellikleri
– Olayların anlatımında bireysel bakış açısı kullanılmıştır.
– Kahramanların iç dünyaları ön plana çıkarılmıştır. Kahramanlar hayatlarında çıkmaz içindedir ve zor kararlar vermek durumunda bırakılırlar. Çevrelerinde gelişen tüm olaylar kendi yalnızlıkları ile şekillendirilir.
– Hikayelerde kahraman sayısı çok azdır. Ana kahramanın psikolojik durumu ayrıntısı ile betimlenir. Ruh çözümlemelerine yer verilir.
– Eserlerde sanat sanat içindir anlayışı benimsenir.
– Bilinç akışı, monolog gibi anlatım tekniklerinin kullanıldığı görülür.
– Sanatlı bir dil kullanılır.
TEMSİLCİLERİ:M.ŞevketEsendal,TarıkBuğra,HalikarnasBalıkçısı,A.HAMDİTanpınar,Sabahattin Kudret Aksal,MustafaKutlu,SevinçÇokum,Samiha Ayverdi
c- Toplumcu Gerçekçi Hikaye Özellikleri
Toplumun gerçekçi yazarlar; modernlik, bilim, batılılaşma, eğitim gibi temel kavramların karşısına alan cehalet, hurafe, gelenekçilik, bağnazlık gibi kavramları eserlerinde ele alır ve okura bu kavramlarla ilgili olumsuz örnekleri göstererek doğruyu öğretmeyi amaçlar.
– Sanatçı eseri toplumu aydınlatmak için bir araç olarak görür.
– Realist bir anlayış benimsenir. Gözlem son derece önemlidir.
– Dil halkın anlayacağı sadeliktedir. Kişiler ait oldukları zümreye ve yöreye göre konuşturulur.
– Sınıfsal farklar vurgulanır ve eleştirilir.
– Hikayelerde köylü – şehirli, zengin – fakir, güçlü – zayıf gibi çatışmalar ile töre, geçim sıkıntısı, cehalet, ağalık gibi temalar işlenir.
TEMSİLCİLERİ:SadriErtem,SabahattinAli,OrhanKemal,YaşarKemal,KemalTahir,FakirBAYKURT,SamimKocagöz,TalipApaydın,KemalBİLBAŞAR,AzizNesin,Muzafferİzgü
d- Modernist Hikaye
Modernist anlayışta insan (Kahramanlar) çok yönlüdür. Birçok gerçekliğin peşinde koşar. Her insanın kendine özgü değerli bir dünyası vardır. Bu dünyada kuşkular, bunalım, içinde bulunduğu toplumdan uzaklaşma, yalnızlık; bazen heyecan, sevinç ve korku bir aradadır.
– Hikayelerde helazonik (iç içe) zaman dilimi kullanılır. Kahramanların başından geçen olaylar kısa bir zaman diliminde geniş bir zamanı kapsayacak şekilde sunulur. Aynı zaman diliminde gerçekleşen olaylar bir arada sunulur.
– Hikayelerde bilinç akışı, ironi, parodi gibi modern tekniklere başvurulur.
– Kaotik bir dünyada yıkılmış insan teması romanların olduğu gibi hikayelerin de değişmez konusudur.
TEMSİLCİLERİ:Sait Faik Abasıyanık,HaldunTaner,YusufAtılgan,Vüsat O. Bener,BilgeKarasu,NeziheMeriç,AdaletAğaoğlu,FeritEdgü,Füruzan,OğuzAtay,TomrisUyar,Oktay Akbal ,Selim İleri…
e- Minimal (Küçürek) Hikaye
Modern hikayenin bir türü olan küçürek hikayeler bir şiir türü olan bercesteler gibidir. Bu hikayelerde yazar kısa bir metin ile okurun ilgisini çekmeyi, metinden yola çıkarak kendi duygu dünyasına dönüp uzun uzun düşünmesini hedeflemektedir.
3.Kazanım: Metnin türünün ortaya çıkışı ve metnin tarihsel dönem ile ilgili ilişkisini belirler.
4.Kazanım : Metinde milli, manevi ve evrensel değeer ile sosyal, siyasi ve
mitolojik ögeleri belirler.
5.Kazanım: Türün ve dönemin/akımın diğer önemli yazarlarını ve eserlerini sıralar.
Tanzimat Edebiyatı’nın getirdiği yeniliklerle edebiyatımıza giren hikâye türünün ilk örneklerini de bu dönemde görürüz. Ahmet Mithat Efendi’nin yazığı Letaif-i Rivayat adlı eser ilk hikâye olarak kabul edilmektedir. Servetifünun ve özellikle de Milli Edebiyat döneminde hikâye türü epey gelişme gösterir. Cumhuriyetin ilanıyla başlayan Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında hikâye türünde farklı anlayışlar ortaya çıkar.
1923-1940 yılları arasında “Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Hikâye” anlayışını görürüz. Bu dönemde hikâyelerde; Kurtuluş Savaşı’nın etkileri, Atatürk inkılapları, Anadolu insanı ve Anadolu coğrafyası, Öğretmen -imam çatışması vb. çatışmalar, sorunlar konu olarak ele alınır. Daha çok olay hikâyesi tercih edilir.
1940-1960 yılları arasında üç eğilimle hikâye türü gelişmesine devam eder.
-Toplumcu-Gerçekçi Hikâye Anlayışı
-Bireyi Esas Alan Hikâye Anlayışı
-Millî-Dinî Duyarlılığı Dile Getiren Hikâye Anlayışı
1960’lı yıllarda sosyal, siyasi ve tarihi gelişmelere bağlı olarak Türk hikayeciliğinde farklı eğilimler ortaya çıkar. Bu dönemde hikaye türünde eser veren yazar sayısı artar. Farklı eğilimleri yansıtan eserler kaleme alınır. Buna bağlı olarak hikayelerde ele alınan temalar da çeşitlenir.
Bu dönemde Türk hikâyeciliğinde tema ve kurgu bakımından tamamıyla yenilikçi gelişmeler yaşanır. Modernist ve sonrasında postmodernist hikâye anlayışı başlar.
Cumhuriyet döneminde 1960’tan sonra hikaye yazarları toplumsal sorunların yol açtığı kaygı ve bunalımları geleneksel anlatımın dışına çıkarak psikolojik çözümlemeler yoluyla yansıtmışlardır.
Alışılagelmiş tema ve kurgulama yönteminin dışına çıkarak yeni arayışlar içine girme 1960 sonrası hikaye yazarlarının ortak eğilimidir .Bu dönemde içerik (konu) olarak bireyin bunalımı , toplumla uyuşamama, huzursuzluk, yabancılaşma ,yalnızlık gibi temalar ele alınır.
Modernist hikâyeler yazılır.
Modernist hikâyenin yansıması olarak hikâyelerde bilinç akışı, iç konuşma, geriye dönüş gibi anlatım teknikleri kullanılır.
Modernist hikayelerde klasik hikayede esas olan olay, kişi, çevre ve benzeri unsurlar önemsizleştirilir.
Bakış açısı, çağrışım, imge ve ironi ön plana çıkarılır.
Modernist anlayışla kaleme alınan hikayelerde dün-bugün- yarın şeklinde ilerleyen klasik zaman akışı yerine zamanda geriye dönüşler ve ileriye sıçramalarla zaman zincirinin kırıldığı parçalı bir zaman akışı tercih edilir.
Türk edebiyatında Oğuz Atay, Yusuf Atılgan, Nezihe Meriç, Haldun Taner, Bilge Karasu, Adalet Ağaoğlu, Füruzan, Vüsat O. Bener, Latife Tekin, Leyla Erbil, Orhan Duru gibi yazarların eserlerinde modernizmin yansımaları görülür.
1980 ve Sonrası Türk Edebiyatı
Dünyadaki siyasal, ekonomik ve toplumsal değişiklikler ülkeleri de
etkilemiştir. Bu değişimler genelde sanata özelde ise edebiyata yansımış ve yön vermiştir. 1980’li yıllar dünyada ve Türkiye’de siyasal değişimlerin yaşandığı dönem olarak tarihe geçmiştir. 1980 ihtilali ile Türkiye oldukça karışık bir siyasal ve toplumsal ortamla karşı karşıya kalmıştır Bu dönem birçok şeyin başlangıcı olduğu gibi edebiyatımızda da yeni bir dönemi başlatmıştır.
Bu dönemde toplumcu edebiyat büyük bir yara alırken sosyalizmin çöküşü gibi dünyadaki önemli gelişmelerle birlikte ideolojilere karşı bakış açısı değişmiş, kimlik bunalımı ve buna bağlı olarak yeni arayışlar başlamıştır.
NEZİHE MERİÇ (1925 – 2009)
❖Toplum içinde bile kendi iç yalnızlığını sürdüren genç kız ve kadınları başarıyla anlatmıştır.
❖Çehov tarzı hikâyeye uygun eserler vermiştir.
❖Öykü, tiyatro ve roman türlerinde eserler yazmıştır.
Öykü: Bozbulanık, Topal Koşma, Menekşeli Bilinç, Dumanaltı, Bir Kara Derin Kuyu, Yandırma, Gülün İçinde Bülbül Sesi Var, Çisenti
Çisenti,
ROMAN:KorsanÇımazı,Mavide Boşluk
FERİT EDGÜ (1936-…)
❖Romancıdan çok öykücü-denemeci sayılması gereken bir sanatçıdır.
❖Yaşamından, gözlemlerinden yola çıkarak değişik dil ve anlatım biçimlerini denemiştir.
❖Toplumsal-bireysel gerçekleri, psikolojik derinlikleri araştırmıştır.
❖Aydın kesimin uyumsuzluğunu, yalnızlığını anlatan hikâye ve romanlarıyla tanınmıştır.
TOMRİS UYAR
Eserlerinde yeni teknikler denedi. Cemal Süreya ile beraber Papirüs dergisini çıkardı.
Hikayelerinde toplumsal ve siyasal değişimler ele almış, yozlaşan otoriter baskıyla karşı karşıya kalan ekonomik yönden sıkışmış insanları eleştirel bakışla işlemiştir.
Öyküleri: İpek ve Bakır, Yürekte Bukağı, Yaz Düşleri, Diz Boyu Papatyalar, Gecegezen Kızlar
ORHAN DURU
Eserlerinde doğal kaynakların tüketilmesi,kıtlık,dünyanın değişen koşulları gibi konuları işledi
Anlatımda devrik cümlelerden yararlandı;ironi,kara mizah gibi unsurları kullandı.
HİKAYE:Ağırİşçiler,Sarmal,Fırtına,YoksullarGeliyor,Şişe,Bir Büyülü Ortamda,Kısas-ı Enbiya
ROMAN:Az Roman
NECİP TOSUN
Hikayelerinde gerçek ve kurguyu iç içe verir.
Hikayelerine akıcı,şiirsel ve yoğun bir anlatımı vardır.
HİKAYE:Küller ve Uçurumlar,OtuzüçüncüPeron,AnsızınHayat,Emanet Hikayeler
SEVİNÇ ÇOKUM
Ders kitabınızda yazarın, Yeniden Bahar Olsa adlı hikâyesine yer verilmiştir.
Bu dönemde milli ve dini duyarlılıkla yazan Sevinç Çokum, Türk hikayeciliğinin 1970’ten sonraki önemli kadın yazarlarındandır.
Eserlerinde sosyal, siyasi ve kültürel değişimlerin bireyin iç dünyasındaki izlerini görmek mümkündür.
Yazar öykülerinde sokaktaki insanın yalnızlığına, sıkışmışlığına, çıkış arayışlarına umutlu bir bakış açısıyla dikkat çeker.
Yazar değişime ayak uyduran İnsanların karşısına yozlaşmış tipleri getirerek çatışma oluşturur.
Hikayelerini yaşadığı zamandan tarihi dönemlere kadar geniş bir yelpazede ele alır. Yazarın eserlerinde mekan, adeta canlı bir öykü unsuruna dönüşür. Yazarın mekâna bakışında eski ve yeni karşılaştırılırken eskiye özlem açıkça hissedilir.
Onun hikayeleri edebi kıymetinin yanında Türk insanının 1970’ten sonra yaşadığı değişimleri görmek açısından ayrıca öneme sahiptir.
Sevinç Çokum’un bazı eserleri: Eğik Ağaçlar, Rozalya Ana, Gece Kuşu Uzun Öter, Bir Eski Sokak Sesi( hikaye)… ; Bizim Diyar, Hilal Görününce, Ağustos Başağı, Lacivert Taşı, Tren Buradan Geçmiyor (Roman)…
MUSTAFA KUTLU
Ders kitabınızda Mustafa Kutlu’nun Uzun Hikâye adlı eserine yer verilmiştir.
Türk hikayeciliğinde yarım asırdır varlık gösteren Mustafa Kutlu, kendine has üslubuyla özgün bir anlayışa sahiptir.
Türk edebiyatında köyden kente göç, kentteki insanın sorunları gibi son derece önemli konuları eserlerine alan yazar, Türk toplumunun temel sosyolojik meselelerini, bir oturuşta yazma kıvraklığı ile dile getirir.
Mustafa Kutlu, Nurettin Topçu’nun hareket felsefesinden etkilenir. Yazar, Nurettin Topçu çizgisini geliştiren ve çeşitlendiren bir hikaye dünyası kurarak ilgileri üzerinde tutmayı başarır .
Mustafa Kutlunun hikâyeciliği dört dönem altında incelenebilir. Her dönemde farklı konulara değinir, farklı izlenimlerle eserlerini yazar.
Eserleri: Hikâye: Ortadaki Adam, Gönül İşi, Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk içimizde, Ya Tahammül Ya Sefer, Bu Böyledir, Sır, Arka Kapak Yazıları, Hüzün ve Tesadüf, Uzun Hikâye, Mavi Kuş
1960’ların sonunda yazmaya başlayan Mustafa Kutlu bu yıllarda dönemin varoluşçuluk, bunaltı gibi akımlarından uzak durur. Öykülerinin önemli bir bölümünde bu akınları benimsemesine karşın o, bu akımları yerlilik bağlamında uygun görmez. Mustafa Kutlu, bu dönemdeki bir başka yönelim olan bilinç akışı ile ilgili olumsuz düşüncelerini de sık sık dile getirmektedir.
Mustafa Kutlu’nun tüm hikayelerinde coğrafya olarak İstanbul ve Anadolu’nun bulunduğu görülür. Dünyada ve ülkemizde yaşanan birçok gelişme insanın ve toplumun hayata bakış açılarını ve yaşam biçimlerini değiştirmekte ve dönüştürmektedir. Mustafa Kutlu bu anlamda geçmişte günümüz arasında kültürel bir bağ kurmak istemektedir.
Mustafa Kutlu’nun bazı eserleri: Yokuşa Akan Sular, Ya Tahammül Ya Sefer, Hüzün, ve Tesadüf, Zafer yahut Hiç, Beyhude Ömrüm, Uzun Hikâye…(hikâye)
KÜÇÜREK ÖYKÜ
Dünya edebiyatında “anlık kurmaca” olarak tanımlanan küçürek öykü, Türk edebiyatında minimal öykü, çok kısa öykü, öykücük, küçük ölçekli kurmaca gibi isimlerle adlandırılır.
Küçürek öyküde genellikle beş yüz kelimeyi geçmeyecek bir anlatım örgüsü oluşturulur.
Küçürek öykü, nasihatte bulunmaz.
Karakter geliştirmez ve okuyucuyu yönlendirmez.
Bu türün en önemli özelliği okuyucuda şok etkisi yapmasıdır.
Küçürek öyküde yazar pek çok şeyi uzun uzun anlatmak zorunda değildir. Okuyucunun bildiği şeyleri ima ederek geçer ve pek çok ayrıntıyı anlatmaz. öyküde eksik bırakılan noktaları okurun tamamlamasını bekler. Bu bakımdan küçürek öykülerde okura da çok iş düşer.
Çoğu zaman yazar, imgeler kurar ve onların gücünden faydalanarak hikayesini anlatır.
Yazarlar küçürek öyküleri oluştururken özetleme tekniğine bolca başvururlar.
Türk edebiyatında 1960’lı yıllardan sonra yer bulan küçürek öyküleri birçok yazar kaleme almıştır. Bu yazarlar arasında Ferit Edgü, Haydar Ergülen, Mehmet Harmancı, Hulki Aktunç ,Tezer Özlü, Sadık Yalsızuçanlar gibi sanatçılar yer alır.
Ferit Edgü , Leş adlı kitabında bu tarz küçürek öykülerini toplar. Haydar Ergülen Fazlalıklar adlı eserinde yer alan “Kıssadan Hikaye” adlı küçürek öyküsünde bir anlamda küçürek öykünün tanımını yaparak türün özelliklerini sıralar.
Ders kitabınızda Haydar Ergülen’in Kıssadan Hikâye adlı küçürek öyküsüne yer verilmiştir.
FritEdgü’nün bazı eserleri: Kaçkınlar, Bozgun, Binbir Hece, Doğu Öyküleri… (hikaye); Kimse, O (Hakkari’de Bir Mevsim) (roman) ; Ah Min-el Aşk , Dağ Şiirleri (Şiir)
12.sinif edebiyat 1.donem 1.yazili notu indir.