Jonathan Swift(1667-1745)’in hiciv tarzında kaleme aldığı bir romandır.
Güliver, bir gemide doktor olarak çalışırken çıkan fırtınada gemi parçalanır ve Güliver yüzerek karaya çıkar. Bitkindir, karaya ayak basar basmaz uyur. Uyandığında her tarafından bağlandığını fark eder. Onu bağlayanlar Liliputlardır. Liliputlar beş santimetre boyundadır.
Liliputlar, daha önce böyle büyük bir insan görmedikleri için hayrettedir. Liliputlar, Güliver’i zaman içinde çok severler, onunla dostluk kurarlar.
Liliputlara düşmanlarını (Blefuscu) yenmeleri için yardım eden Güliver, saray tarafından da çok sevilir. Güliver köleliğe karşıdır. Bundan dolayı Liliputlar tarafından öldürülmek istenir. Güliver Blefuscululara sığınır ve onlardan iyi muamele görür.
Bir gemi ile denize açılır. İngiltere’ye döner, çocuklarına ve karısına döner. Daha sonra Hindistan’a giden bir gemiye biner. Gemi yolunu kaybeder, Güliver kendini bu sefer dev gibi insanların arasında bulur. Bu insanlar son derece kaba ve çirkindir.
Bu insanlar Güliver’e iyi davranmaz. Onu kafese koyup onun sırtından para kazanmak isterler. Güliver hastalanır, kraliçeye satılır. Saraydaki herkes ona güler. Saraydakilere nasıl bir yaşam sürdüklerini anlatır. Onlar da böyle küçük insanların nasıl birbirleriyle savaştıklarını hayretle karşılar.
Güliver, saraydakilere göre küçük olduğu için her gün ölümle burun buruna gelir. Bir gün sarayın cücesi onu süt güğümünün içine atar, Güliver zor kurtarır canını.
Bu şekilde iki yıl boyunca tehlikeli bir hayattan sonra ülkeden kaçmayı başarır. Dev bir kuş onun içinde bulunduğu kafesi alıp götürürken denize düşürür onu gören bir gemi alır ve onu İngiltere’ye götürür.
Güliver’in denizlere açılma hayali yeninden depreşir. Bir yolculuğa çıkar, korsanlar gemiye saldırır, onu bir kayığa koyarlar ve denize bırakırlar. Güliver, Japonya yakınlarındaki Balnibardi adasına çıkar. Burada yaşayan Laputalılar normal büyüklükte insanlardır. İki şeyden hoşlanırlar: Müzik ve matemetik. Laputalılar soyut düşünürler; ancak ellerinden pratik hiçbir iş gelmez. Laputalı ilim adamları birçok aptalca proje üzerinde çalışır.
Güliver Glubbudrib adasına geçer. Oradaki insanlar başardıkları işler hakkında Güliver’in sorduğu soruları cevaplarlar. Anlatılanlar Güliver’i hayal kırıklığına uğratır ve Güliver resmi tarihin yalanlarla dolu olduğunu öğrenir.
Lugnagg adasına geçen Güliver buradaki insanların çok akıllı olduğunu sanır; fakat bir müddet sonra öyle olmadığını anlar. Onların aklı başında olmayan, hayata kötümser bakan insanlar olduğu sonucuna varır. Bu insanlar ölmüyor; fakat zaman geçtikçe yaşlanıyor, halsizleşiyor ve zaman geçtikçe bütün isteklerini kaybediyorlar ve ölmek istiyorlar.
Güliver, İngiltere’ye döner. Kısa bir süre sonra tekrar denize açılır. Geminin tayfası tarafından hapsedilir ve bir kayıkla denize indirilir. Güliver, Yahoo adı verilen leş gibi kokan, tiksindirici insanların yaşadığı yönetici atların olduğu bir adaya çıkar.
Houyhnhnm’ler adı verilen bu atlar çok medeni, akıllı ve kibardır. Güliver’i önce Yahoo’lardan biri sanırlar. Güliver onların ahırına yerleşerek yaşamını orada sürdürür. Onların süt, şifali bitkiler ve saman pastalarından oluşan yiyeceklerini sever.
Güliver onlara İngiliz yaşamından bahseder. Atlar yalanın ne olduğunu bilmez. Çünkü onlar için kelimeler sadece iletişim için işe yaramaktadır. Atların İngiltere’de yük hayvanı olarak kullanılmasını hakaret sayarlar. Houyhnhnm’le beraber insanın kötü ve şeytani bir varlık olduğunu kabul eder ve tamamen rasyonel olan bu toplumda atlarla birlikte mutlu bir hayat sürmeye başlar.
Bir süre sonra Güliver, Houyhnhnm meclisi tarafından Yahoo olduğuna, medeniyetleri için tehlikeli olduğuna karar verirler. Onun adayı terk etmesini isterler. Kendine bir kayık yaparak adadan uzaklaşır ve Pedro de Mendez kumandasındaki bir Portekiz gemisi tarafından kurtarılır.
Güliver artık insanlardan nefret eden birisi olmuştur. Mendez ona herkesin Yahoo’lar kadar kötü olmadığını anlatmaya çalışır. Güliver ailesinin yanına dönünce uzun bir süre onlara tahammül edemez ve atların yanında kendini mutlu hisseder.
Bu eserde insanların bencil, menfaatçi, zulmedici yönlerine ağır eleştiriler var. Güliver, dünyanın çeşitli yerlerine yaptığı gezilerde insanın hep aynı insan olduğun görür. Güliver romanın başlarında insanlarla rahatlıkla dostluk kurabiliyorken sonlarına doğru insan denen mahluku lanetler.
Güliver, yolculuğunun başında saf ve temiz bir insandır. Seyahatlerinin sonunda daha hüzünlü ve akıllı bir insan olur.
Jonathan Swift insanların birbirlerine yaptığı zulüm ve işkenceyi bazı sebeplerden dolayı tiksindirici bulur: İnsan düşünmesi kapasitesi olan bir varlıkken bunu yanlış kullanır veya hiç kullanmaz; çünkü insanoğlunun gururu buna engeldir.