Anadolu’da adabı muaşeret kurallarına uymayan insanlar için kullanılan çok güzel bir tabir vardır ‘’İnsan ol’’ diye. Yani ortalama bir insanın uyması gereken davranışlar vurgulanır ve davranış kalitesi standartların altında seyreden insanlar bir nevi hayvana benzetilir ve kendilerini toplumun değerlerine uydurmaları beklenir.
Hayvanı hayvanlığından dolayı küçümsesek de hayvanların yaşantısından alacağımız dersler de mevcuttur.
Canlıları gözlemlediğimizde Cenabı Allah’ın her canlıya bir görev verdiğini ve canlıların kendilerine verilen rollere uygun olarak yaşamaya çalıştıklarını görüyoruz. Avcılar saldırmakta; avlar kaçmakta yani her canlı kendilerine uygun verilen görevi yapmaktadır. Hiçbir canlının kendilerine verilen görev dışında davrandığını göremeyiz. Hayvan gözünü kapatacağı son ana kadar mücadelesine devam eder.
Somon balıkları akıntıya karşı mucize bir şekilde yüzer. Hedeflerine ulaşmada öyle kararlı bir çabaları vardır ki; onların bu çabası insanlara ders verir mahiyettedir.
Oysa akıl sahibi ve en yüce varlık olarak yaratılmış olmakla övünen insan, maalesef yaratıcısı tarafından kendisine verilen rolünü hakkıyla eda edemez. İnsan hiçbir canlıya nasip olmayan akıl nimetiyle donanmış olduğu halde akılsız davranışlar sergileme ve kendisine verilen görevin tam tersi davranma konusunda ısrar eder. En küçük bir sorun karşısında hayata kahreder ve mücadele azim ve kararlılığını yitirir.
Hayatı algılamaya başladığımız andan itibaren mutluluğu arıyoruz, mutlu yaşamayı kendimize hedef olarak belirliyoruz. İşlerimiz ters gittiğinde ise hayata küsüp kendi kendimizi zehirliyoruz. Mutlu olmak için uzmanların bizlere tavsiye ettiği pek çok yöntem vardır ancak yazımızın konusu mutlu olama yöntemleri değil.
Nöropsikolojide, nöroplastisite diye bir kavram mevcuttur. Bu kavram beynin değişebilme ve yeniden yapılanabilme özelliğidir. Kısacası beynimiz sürekli olarak değişmektedir. Beynimiz mutluluğu, üzüntüyü ve stresle baş edebilmeyi öğrenmektedir.
Sınava tabi tutulmak için gönderildiğimize inandığımız şu alemde doğal olarak pek çok üzücü olayla karşılaşıyoruz.
Mutlu olmak için yapmamız gereken ilk şey: Hayvanların mücadele yöntemlerini modellemektir. Hayvanların, saldırı vb. başlarına gelen olumsuz olayları atlattıktan sonra hiçbir şey yokmuş gibi hayatlarına kaldıkları yerden devam etmeleri gibi bizler de yaşamış olduğumuz tatsız olaylardan hemen sonra bir durum değerlendirmesi yaparak içinde bulunduğumuz yeni duruma kendimizi adapte etmeli, hayatta her şeyin insanlar için olduğunu düşünerek mutlu olmaya çalışmalıyız.
