Sait Faik 1906-1954 yılları arasında yaşamıştır.
Şiir, hikaye, roman ve röportaj türünde eserler veren Cumhuriyet Dönemi yazarlarındandır.
Modern hikayeceliğimizin öncülerinden olan Sait Faik, yaşadığını yazan bir şahsiyettir.
Konuya ve olaya pek önem vermemiştir.
Hikayelerinde yer alan kişiler çoklukla balıkçılar, yoksullar, avareler, serseriler ve tanıdığı kişilerdir. Bu kişilerin hayatlarına dikkat çekmiştir.
Durum hikayesinin edebiyatımızdaki en önemli temsilcisidir.
İkiyüzlü, çıkarcı, vurguncu açgözlülerden nefret eden Sait Faik, ezilenlerin tarafında olmuş. Ezilenlerin dramatik taraflarını şiirsel, etkili bir anlatımla vermiştir.
Kendine has bir anlatımı vardır. Kullandığı dil herkes tarafından anlaşılır. Süssüz, yer yer argoya kaçan, şaşırtıcı bir dili vardır.
Bir yerde yazmasaydım ölecektim diyen Sait Faik yazmadaki amacının daha iyi bir dünya hazırlamak olduğunu belirtir.
Şiir ve hikayeye öğrencilik yıllarında başlamıştır.
İlk hikayelerinde gözlemci bir yazar olarak beliren Sait Faik, sonraki hikayelerinde öyküyü olaydan sıyırmayı başarmıştır.
Ona göre her şey bir insanı sevmekle başlar. İlk dönem hikayelerinde Adapazarı ile İstanbul’daki çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlatan Sait Faik’in sonraki eserleri giderek şiirselleşir. “Lüzumsuz Adam”, “Mahalle Kahvesi”, “Havada Bulut” gibi yapıtlarında esnaf, işsizler gibi dertli insanlara, toplumun acı çeken kesimlerine yönelir. “Kumpanya” öyküsü ile öykü karakterlerinde artış görülür. Gezgin tiyatro topluluğu, cambazhane çalışanları, meyhaneler, sabahçı kahveleri, çımacılar ve garsonlar bu kişilerdendir.
Son Kuşlar adlı hikayesinde bir düş kırıklığı görülür.
Toplumsal düzendeki çirkinlikler, sahtelikler ve adaletsizlikler karşısında direnen insanın yalnızlığını keşfetmiştir. Sonraki eserlerinde bu karamsarlık artar. “Alemdağ’da Var Bir Yılan” adlı eseriyle gerçeküstülüğe yönelir.
Hikayedeki konu ve olay akışını iyice ortadan kaldırmış, öykülemeyi ruhsal değişiklikler yoluyla yapmıştır. Gerçeküstücü öğelerle kişinin yalnızlığını ve bunun yarattığı acıları irdelemiştir.
Sürekli kullandığı ana tema yaşama sevincidir. Sıradan insanlar, işsizler, hamallar, balıkçılar, sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, emekçiler ve küçük burjuvalardır. Sait Faik bu insanlarla evrensel insanı yakalamıştır.
Bir İstanbul öykücüsü olarak da niteleyebileceğimiz Sait Faik İstanbul’un doğal güzelliklerini de işlemiştir.
Toplumsal problemler onu bireysel yakınmaya iter. Bu anlarda karamsar tablo çizen Sait Faik’in toplumsal çelişkiler karşısındaki tavrı öfke, yenilgi ve kaçıştır.
Eserleri:
Öykü:
Semaver, Sarnıç, Şahmerdan, Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Havada Bulut, Kumpanya, Havuz Başı, Son Kuşlar, Alemdağ’da Var Bir Yılan, Az Şekerli, Tüneldeki Çocuk, Mahkeme Kapısı, Balıkçının Ölümü, Yaşasın Edebiyat, Açık Hava Oteli, Müthiş Bir Tren
Şiir:
Şimdi Sevişme Vakti
Roman:
Medar-ı Maişet Motoru, Kayıp Aranıyor, Yaşamak Hırsı