Roman Yorum-Özet

Ayn Rand ve Atlas Silkindi Hakkında

1905 yılında Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Rusya’da dünyaya gelen Ayn Rand, küçüklükten itibaren Amerika’ya yönelik büyük bir merak ve ilgi taşıyor. 21 yaşında da Hollywood’da senaryo yazarı olma hayalini gerçekleştirmek üzere akrabalarını ziyaret edeceğini söyleyerek Rus hükûmetinden vize koparıyor ve Amerika’ya gelmeyi başarıyor.

Bu vize olayında elbette Yahudi cemiyetinin dünyaya dağılmış ve birbirine tutkun yapısının da bir etkisi vardır. Bu kötü bir şey değil. Yaşadıkları acı deneyimlerle alakalı. Ancak bugün bu sayede kulislerinin ve etki alanlarının geniş olduğu bir gerçek.

Ayn Rand’ın Hollywood macerası başlangıçta pek umduğu gibi gitmiyor ancak sonradan ortaya koyduğu ve büyük ses getiren yapıtları dilediği başarıyı ona getiriyor. Ancak bu sefer de tartışmaların tam göbeğine oturmaktan kurtulamıyor.

Eleştirmenler ve edebiyatçılar emek sömürüsü üzerine kurulu olduğunu düşündükleri kapitalizme ilişkin olumlu görüşleri nedeniyle Ayn Rand’ı topa tutuyorlar. Ayn Rand ise kapitalizmin mantıklı ve güzel bir sistem olduğunu belirtip bireyi ve çıkarlarını önceleyen objektivizm felsefesini kuruyor. Ayn Rand kitapları da bu felsefenin bayrak tutucusu bir kurguyla örülüyor.

Atlas Silkindi onun dünyaca tanınmasını sağlayan bu düşüncelerini de etraflıca tartışma olanağı bulduğu bir roman. Tezli bir roman olması nedeniyle bazı diyaloglar gerçeklikten uzak ve yapay ama kurgusu ilginç. Bir gün işçilerin değil de işverenlerin grev yaptığını düşünün diyor sanki bize Ayn Rand. Yeryüzündeki tüm patronların bir anda ortadan kaybolduğunu? İstediğinizin bu olduğundan emin misiniz?

Hollywood deneyiminden olsa gerek hacimli bir anlatıya yer yer çok güzel tempo kazandırmaya başarıyor ve insana kapitalizmin iyi olabileceği yerler de olduğunu düşündürüyor ama gene de yetersiz. Çalışmaktan sakatlanan, sokakta donarak ölen insanları görünce gene de bütünüyle ikna olamıyorsunuz anlattıklarına.

Ancak Atlas Silkindi kendisini okuduğunuza da pişman etmiyor sizi çünkü asıl sorunun kapitalizm olmadığına yolsuzluklar ve adaletsiz dağıtılan hükûmet fonları olduğuna ilişkin vurgusu da baskın.

Nitekim 21. yüzyılda bir ara çokça konuşulan sonra unutulan insani kapitalizm kavramı da tartışmaya değer yeni konulardan biri. Yüzyılımızı ve içinde bulunduğumuz çarkların kapitalist bir gözle nasıl yürüdüğünü anlamak için mutlaka okunması gereken bir kitap.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

1 yorum

  • Atlas Silkindi aslında kısaca devlet müdahalesinin artması sonucu işverenlerin greve gittiği ve böylece bir sistemin çöküşünü anlatan tezli bir roman. 1000 sayfadan fazla. Acayip sürükleyici ve nitelikli bir anlatı olabilecekken didaktik bir üslupla yazıldığı ve savunduğu tezi çok vurguladığı için gereksiz uzatılmış bir eser bence.
    He eleştirileri yerinde mi yerinde ama tarihsel açıdan önemli bir eser olsa da ilgi çekici konusuna rağmen anlatıldığı üzere edebi açıdan çok da yeterli değil bence.

Yorum yap