İçe dönük konuşmanın gücü isimli kitabında Shad Helmstetter beynin çalışma şeklini anlatırken şöyle der: Programlama inançları, inançlar tutumları, tutumlar duyguları, duygular eylemleri, eylemler sonuçları belirler.
Pek çok psikolog ve kişisel gelişim uzmanının ortak kanaati nasıl düşünüyorsak “o”yuz şeklindedir. Yani beynimizin içindeki inanç kalıpları bizim duygu düşünce ve eylemlerimizin oluşmasında en başat etkendir.
Duygu ve düşüncelerimizin eylem haline dönüşmesi ve hayatımızı etkilemesi için bunları devamlı olarak ve bilinçli bir şekilde zihnimizde beslemeli yani tekrar etmeliyiz.
Dinimizin vecibelerini yerine getirmeye çalışan insanlar yaptıkları ibadet ve dualarla kendi programlarını en azından günde 5 defa tekrar etmek suretiyle canlı tutmaya çalışmaktadırlar.(Ya da öyle olması beklenir) Bu ritüeller bir anlamda bu insanlar için bir terapi mahiyetindedir.
Kişisel gelişim uzmanları ve insanlara rehberlik yapma gayretinde olan yaşam koçları ise, her insanın kendisine faydası olacağını düşündüğü düşünce kalıplarını her gün sistematik olarak tekrarlamalarının ve ideallerini gözlerinde canlandırarak coşku yaratmalarının çok faydalı bir yöntem olacağını söylemektedirler.
İnançlarımıza duygu katmak ve coşku yaratmak, işin en önemli kısmıdır diyebiliriz. Çünkü pek çok insan yaptığı işi otomatik olarak, göstermelik bir şekilde yani –mış gibi yapmaktadırlar. Buna ibadet eden insanların birçoğu da dahil.
Eğitim öğretim hayatı boyunca vasat bir çizgi takip eden pek çok öğrencinin hayatındaki bazı küçük başarılar sayesinde kendi hakkındaki olumsuz kanaatlerini değiştirerek, çok başarılı bir öğrenci oldukları gözlenmiştir. Bu öğrencileri ateşleyen düşünce ben çalışkanım düşüncesidir. Bundan daha fazla ateşleyen ise kendi başarılı resimlerini ve ideallerini gözlerinde canlandırarak coşkularına coşku katmalarıdır.
Uzak hedef anlamında bilinçlendirilmemiş, kendisini sosyal ve sportif faaliyetlerle ispat etme imkanı bulamayan; tek hedefi onun bunun orasına burasına k….ymak olan ve coşkuyla sokak orasında küfreden gençleri gördükçe maalesef insanın geleceği adına kaygılanmaması mümkün değil.
İşin üzücü tarafı bu gençlerin inanç, duygu ve düşünce aşamalarını geçerek neredeyse son aşama olan eylem aşamasını dillerine dolamalarıdır. Bu derece coşkuyla küfreden gençlerin günün birinde şeytana uyarak fiiliyat aşamasına geçmeleri de mukadderdir.
Toplumumuzdaki cinsel istismar, sapkınlık ve benzer olayların önüne geçmek adına nasıl ki toplu yaşam alanlarında sigara içilmesini yasaklayabiliyorsak; küfür edilmesini de yasaklamalı hatta çok ağır cezai müeyyide uygulayarak bu konuda bir farkındalık oluşturmalıyız.
Fatih PINAR
Fatih Bey konuyu biraz daha geniş açıdan ele alsaydınız iyi olurdu. Başlık çok ilgimi cekti, ancak konuyu yeterince işlememişsiniz.
Her şeyin temelinin ailede olduğunu düşünüyorum.
Hocam konuyu din ve dil ile bağdaştırmışsınız ama bunun bir çok sebebi var. Daha geniş bir bakış açısı ile bakmak lazım açıkçası yazıdan benim çıkarımım ateist ve küfür eden biri cinsel istismarcılığa daha yatkındır. Dediğinizi çıkarmış oluyorum. Ama bence pek alakası yok. Açıkçası dini ritueller ile bastırmak bile ileride daha kötü sonuçlara neden olabilir. Bence bunun içerisinde belli başlı 3 şey var.
1. İnsanların karakterlerinin oturmaması. Aile ve toplumlarda sevgi duygusunun doğru aşılanmaması sonucunda toplumdan dışlanmışlık ve bunun sonucunda cinsel açlığını ön plana çıkartarak hayatın tek güzel yanının bu olduğunu düşünmesi.
2. Toplumsal tatminkarlık bugün suudi arabistan iran gibi devletlere baktığımız istismar en üst seviyede toplumu tamamen bu tür olaylarda bastırmaya çalışıyorlar bunun sorumlusunu genelde kadın olarak gördüklerinden kadına yükleniyorlar başta giyim olmak üzere bir çok özgürlüğünü kısıtlıyorlar. Öyle ki 21 yüz yıla içerisine girmişken suudi arabistanda kadında araba kullanabilmeli tartışması yapılmaya başlandı. Bu baskı büyük patlamaları neden oluyor sonuç olarak öyle ki kadınların tamamı kapalı olunca adamlar ayak bileklerine bakıyor oradan haz almaya çalışıyor gerçekten iğrenç.
3. Toplum içinde özendirme. Özellikle erkekler arasında berbat durumda şunu yaptım bunu yaptım diye dolaşıldığında çevresindekiler onlara özendiğinden bu durumları yapıyor.
Sonuç olarak geçenlerde izmirde bir otobüste cübbeli bir adam şort giydiği için bir kadını darp etti. Bu adamın bunu yapmasının sebebi aslında belli toplumun diğer kısımlarının bunu normal karşılarken kendinin bunu normal karşılamayamaması. Kendine yedirememesi sonucunda kıskançlığın oluşması. Neden onlar böyle şeyleri normal karşılıyor kadın bu şekil giyerek istismar etmemiz konusunda bizi zorluyor mantığını aklına oturtması. Oysaki bu adamda bu görüşün oluşmasının asıl sebebi kendini aşırı baskılaması ve bir yerde patlaması.
Tabi bu benim kendi gözlemlerim sosyal bilimler veya toplum üzerine çok fazla yazı okumadım. O yüzden kesin bu dediklerim böyle diyemiyorum.