Anne-babalar, öğretmenler, sokaktaki amcalar, teyzeler, dedeler, nineler hemen herkes gençlerin akıllı telefonlar ve bilgisayar ile çok meşgul olduğundan şikâyet etmektedir. Gençleri bu halde gören herkes teşhisi yapıştırmaktadır: Bağımlılık! Sosyal medya bağımlılığı, telefon bağımlılığı, internet bağımlılığı vs. Madalyonun bir yüzü bu!
Peki diğer yüzü?
Gençler ne yapsın?
Büyüklerin istediği gibi bir hayat mı yaşasınlar? Onların istediği gibi mi davransınlar? Ama o zaman büyük olurlar, genç olmazlar ki! Onlar da büyüdükleri zaman yaşayacaklar zaten o hayatı.
Gençler sosyal medyayla hiç uğraşmasın mı? Bilgisayar oyunu oynamasın mı? Telefonu ellerine hiç almasınlar mı? Arkadaşlarıyla konuşmasınlar mı? Hep ders mi çalışsınlar?
Görüldüğü gibi durum oldukça karmaşık, içinden çıkılmaz bir halde. İnsanlık Sokrates’den beri, yaklaşık 2500-3000 yıldır aynı soruyu soruyor “Ne olacak bu gençlerin hali?”. Gençlerin ise hallerinden bir şikayetleri yok. Anne babalar, büyükler endişeli çünkü gelecek sorunları öngörebiliyorlar. Gençler rahat çünkü karşı karşıya oldukları bir sorun görmüyorlar.
Bu durumda ilk yapılması gereken ön yargıları, klişeleri ve ezberleri bir kenara bırakıp durumu analiz etmek gerek:
Soru 1: Bağımlılık nedir?
Bağımlılık, zararlı bir şeye düzenli aralıklarla ihtiyaç duymak, eksikliğini hissetmek demek. Onsuz yapamamak ve ona ulaşamadığı zaman rahatsız olmak, iradesi dışında davranışlar sergilemek demek. Eğer kişi sosyal medya, bilgisayar ya da telefonu olmadığı zaman bu belirtileri gösteriyorsa bağımlılık belirtileri taşıyor demektir. Bu sadece çocukların ve gençlerin sorunu mu? Elbette hayır, büyüklerde bu sorunla karşı karşıya olabilirler.
Soru 2: Sosyal Medya zararlı mı?
Bir şey zararlı ve bağımlılık yapıyorsa onunla mücadele edilmesi gerekir. Örneğin, uyuşturucu madde ve sigara zararlıdır ve bireyler ve devletler bunlarla mücadele ederler. Bu bağlamda sosyal medyanın zararlı olduğunu söylemek pek mümkün değildir. Çeşitli sosyal medya platformları insanlara pek çok öğrenme imkânı sunmaktadır. Örneğin bir konuda zorlanan öğrenci bir youtube kanalından eksik olduğu konuyu dinleyip, ücretsiz online testler sağlayan bir siteden soru çözerek öğrenmesini pekiştirebilmektedir.
Ancak şu da bir gerçek ki sosyal medya ve bilgisayar oyunları aracılığıyla zarar gören, istismara uğrayan hatta hayatını kaybeden çocuklar, gençler ya da yetişkinler var. Yıkılan aileler, dağılan yuvalar, kararan gelecekler var.
O halde zararlı olan ve mücadele edilmesi gereken ya da bağımlılık yapan şeyin doğrudan sosyal medya değil bireylerin yanlış alışkanlıkları olduğunu söylemek mümkündür. Sosyal medya sadece bunun ortaya çıktığı ortamdır.
Yanlış olan çocuklarımıza ve gençlerimize küçük yaştan itibaren, hobi sahibi olma, kendi zamanını yönetebilme, arkadaşlık kurma, paylaşma ve işbirliği yapma gibi sağlıklı sosyalleşme beceriler kazandıramamaktır. Dedikodu yaparken ya da ev işi yaparken küçük çocuğu telefonla, televizyonla susturan anne-babanın, akşam işten yorgun geldiği için ilgi bekleyen çocuğunu telefona ve televizyona havale eden anne-babanın gençlerin sosyal medya bağımlılığından şikâyet etmeleri en hafif ifadeyle bir tutarsızlık ve suçu başkasına atma çabasıdır.
“Sosyal Medya bağımlılığının nedenleri” ve “Sosyal Medya bağımlılığına karşı yapılması gerekenler” ilerleyen yazılarda ele alınacaktır.
Yani gençlere bir şeylerin zararını anlatacaksak veya onları zararlı alışkanlıklardan uzaklaştırmak istiyorsak öncelikle kendimiz bu zararlı alışkanlıklardan uzak durmalıyız.
Hocam, sosyal medyayı yararımıza nasıl kullanabiliriz konusunu da işleyebilir misiniz?
Sosyal medya çocuklarımızı anti sosyal yapıyor.
Bir şeyden vazgeçemiyorsak onu faydalı hale nasıl getirebiliriz. Bunu gerçekleştirebilirsek başarabiliriz.