Yaşam

Hayat Kırkında Biter

hayat-kirkinda-biter
hayat-kirkinda-biter

Klişe olmuş bir söz vardır: Hayat kırkında başlar diye. “Hayat kırkında başlar.” derlerse inanmayın. Ülkemiz şartlarında bir insanın ortalama yaşam süresi atmış beş yaş civarındadır. Biz bu rakamı aşağıya yuvarlayalım ve bir insanın ortalama yaşam süresinin atmış yaş olduğunu varsayalım. Yaşam süresinin üçte ikisini tüketmiş bir insan için hayat kırkında başlasa ne olacak. Hayat kırkında başlasa idi kırklı yaşları bulan insanlar gençlere özenir miydi?

İnsan için kırklı yaşlar hem bedenen hem de ruhen zorluklarla mücadelenin başladığı yaşlardır.

“Hayat kırkında başlar.” sözünü biz zevahiri kurtarmak babından geri kalan yılları verimli geçirmek için geliştirilen pozitif bir bakış açısı olarak görebiliriz. Kırklı yaşlar kaçan trenin son vagonlarına atlama gayretinden başka bir şey değildir. Aslında hayat ne kırkında başlar; ne de kırkından sonra, hayat hayatın anlamını kavradıktan sonra başlar.

İnsan, kendisinin fani olduğunu; bu aleme gelen her yaratılmışın zamanı geldiğinde dünyadan göçüp gideceğini, peygamberler, evliyalar ve sultanların bile bu dünyada sonsuza kadar yaşayamadığını kavradığı andan itibaren hayatı bilinçli yaşamaya başlar. Bu bilince ulaşmış insan artık kendisi için yaşamayı bir kenara bırakarak çevresine güzellikler katmayı hedef belirlemiştir.

Fakat yine de kırklı yaşlarda derin pişmanlıklar yaşamamak için genç yaşlarda dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. Bu yazımızda kırklı yaşlara geldiğimizde derin pişmanlıklar yaşamamak için yapılması gerekenleri araştırdık.

  • Kendinizi sevin. Kendini sevmemek ve kendisine verilmiş tüm özelliklerin farkında olarak kendini kabul etmek sağlıklı insan davranışıdır. Kendisini sevmeyen ve kabul etmeyen insan kompleksli insandır. Böyle insanlar hem kendilerine hem de yakın çevrelerindeki insanlara yaşamı zehir ederler.(Kendini sevme konusunda daha kapsamlı bilgi için sitemizde daha önceden yayınlamış olduğumuz “Kendini ve başkalarını sevmek üzerine” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.)
  • İlişki ağınızdaki insanların kıymetini bilin. İnsanlar yaşamdaki problemlerle tek başlarına mücadele edemezler. İlişkide olduğunuz başta akrabalar olmak üzere tüm insanların kıymetini bilin ve altından kalkamadığınız meselelerde onlardan destek alın.
  • Otantik olun. Karşılaştığınız sorunları görmezden gelmeyin. Bazı insanlar ilişki içinde bulunduğu insanları kırıp incitmemek için kendi içinden geldiği gibi değil de onların hoşlanacağı şekilde davranırlar. Böyle bir tutum insanların doğallığına gölge düşürür ve uzun vadede değersizlik hissi yaşatır. Başkalarının ne düşüneceğine bakmadan kendi içinizden geldiği şekilde yaşamayı bilin fakat bu işi dozunda yapmayı da ihmal etmeyin.
  • Seyahat edin. Seyahat etmek insanları maddi ve manevi anlamda tatmin eder. Geçen günlerin telafisi yoktur. İlerleyen yaşlarda pişmanlık duymamak için gezip tozmaktan kendinizi mahrum etmeyin.
  • Endişelerden kurtulun. Olmayacak şeyleri kafanızda büyüterek endişelenmeyin. Endişe insana hayatı zehir eder. İlginç olan şey ise endişe ettiğimiz pek çok şeyin bizim endişe ettiğimiz gibi sonuçlanmadığıdır.
  • Başkalarından beklenti içinde olmayın. Başkalarından bir şeyler almak yerine göre güzel şeydir; ancak sürekli olarak başkalarından bir şeyler beklemek bizleri bağımlı ve mutsuz insan yapar, mutlu olabilmek için başkalarından bir şeyler beklemeden yaşamasını bilmeliyiz.
  • Kendiniz için para harcayın. İnsanların pek çoğu gelecekte yaşamayı hayal ettikleri hayata hazırlanarak paralarını bu uğurda değerlendirirler, oysa gelecekte yaşayacağımız hayatın garantisi yoktur. Mutlu olmak için bugünümüze yatırım yapmalı ve yaşadığımız ana harcama yapmalıyız.
  • Küçük şeylerden mutlu olmasını bilin. Aç insanlar için bir kuru ekmek bile çok lezzetlidir. Küçük şeylerle mutlu olmasını bilen insanlar hayatın her aşamasından büyük keyif duyarlar.
  • İnsanları gözünüzde büyütmeyin. Çevremizde gördüğümüz insanların büyük çoğunluğu başka insanların kendisi hakkında ne düşündüğüne bakarak yaşamlarını şekillendirmeye gayret ederler. Oysa Nasrettin Hoca fıkrasında olduğu gibi ne yapsanız insanların dilinden kurtulmak mümkün değildir. Başkalarının kendi hakkınızdaki düşüncelerini gözünüzde büyütmeden yaşamayı öğrenin.

Yazdır

Yazar hakkında

Fatih Pınar

Yorum yap