Nurdan Şahin
Ben de dahil kimsenin vazgeçilmez olmadığını öğrendim
Kadıköy Maarif Koleji’nde, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde okudum, yüksek lisans da yaptım. Çok iyi bir meslek hayatım oldu: Üniversitede asistanlık yaptıktan sonra yönetici olarak Unilever’de çalıştım; BNP-AK Bankası’nda 7 yıl yöneticiliğin ardından 1993’te genel müdür yardımcısı oldum, uluslararası ağda bu pozisyona gelen ilk kadındım.
2001 krizini çok yakından yaşadım. Pek çok tanıdığım işsiz kaldı. O sırada kendimize geldik. Herkes kendini olduğundan daha iyi durumda zannediyordu; borçlanmalar ve çok yüksek harcamalar alıp yürümüştü. İşten ayrıldığımda, sekreterim ve şoförümün ne kadar çok işi hallettiğini görüp şaşırdım! Uzak bir semtte bir villada oturuyordum; evi kiraya verip şehirde küçük bir daireye taşındım. Vakfa ilk başladığımda bir mimar arkadaşım, “Bu geçici bir heves; profesyonel gerçek hayata geri döneceksin” demişti! Ama yeni işimde çok çalışmama rağmen daha huzurluyum.
Eski işimi sevmiyordum diyemem ama seyahatler ve bazı arkadaşlarım dışında pek bir şeyi özlemiyorum. Bazen başarı için bütün şartları taşırsınız ama doğru yer, doğru zaman, ilişkiler, hatta şans gerekebilir. Kendine güvenenler başka yerlerde de başarılı olur. Koltuğunuzla bütünleşmediğiniz takdirde kaybettiğinizde dünyanız yıkılmaz.
Çok teknik işler dışında, belli bir zeka ve eğitime sahip herkesin neredeyse her işi yapabileceğine ve başta kendim olmak üzere hiç kimsenin vazgeçilmez olmadığına inanırım. Memur çocuğuyum; kredi kullanmam, borç almam. En önemli lüksüm seyahat etmek; bu da ertelenebilir.
Yazar: Yeşim ÇOBANKENT
Kaynak: http://Hürriyet