Türkler, 751 yılındaki Talas Savaşı’nda Çinlilere karşı Müslümanlarla aynı safta savaşmışlardır. Bu, Türklerle Müslümanları iyice yakınlaştırmış. Böylece Türkler İslamiyet’i daha yakından tanıma fırsatı bulmuşlar. Türkler Müslümanlarla askeri, siyasi ve ticari ilişkiler kurmuşlar ve Türkler İslam dinini kabul etmişlerdir.
Türklerin Müslüman olmasıyla sosyal, kültürel ve bilimsel anlamda çok değişimler yaşamışlardır. Yeni bir medeniyet dairesine giren Türklerin yerleşik hayata giriş süreci de hızlanmıştır. Bilim, sanat, edebiyat alanlarında büyük ilerlemeler kaydeden Türkler düşünce ve dil anlayışında da köklü değişiklikler yaşamışlardır.
11 ve 12. yüzyıllar arası Türkler için bir geçiş dönemidir. Arap ve Fars edebiyatının etkisiyle Türk edebiyatı biçim ve içerik açısından büyük değişimlere uğramış, zenginleşmiştir.
Bu yüzyıllarda Türk edebiyatı, İslamiyet’ten önceki sözlü kültürün etkisiyle İslam kültürünün bir arada bulunduğu bir dönemi yaşamıştır.
Bu geçiş döneminin özellikleri şunlardır:
İslamlık öncesi döneme ait kültür ile İslam sonrası kültür iç içedir.
İslami Devir Türk edebiyatının ilk eserlerinde insanları hırs, kin, bencillik gibi kötü sıfatlardan arındırma ve yeni Müslüman olmuş Türklere doğruluk, sabır, cömertlik gibi güzel davranışlar kazandırma ana tema olarak ele alınmıştır.
Halkın anlayabileceği bir dille eser verilmiştir.
Bu devir eserlerinde İslam dininin kurallarını topluma öğretme, halkı eğitme ve bilgilendirme amaçlanmıştır.
Arap ve Fars edebiyatından alınan yeni edebi türler, nazım şekilleri kullanılmaya başlanmıştır.
Türklerin İslamiyet’ten önce kullandığı dörtlük nazım biriminin yanında beyit nazım birimi de kullanılmaya başlanmıştır.
Şiirlerde hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsü de kullanılmaya başlanmıştır.
Eserlerde kullanılan dil yalınlıktan yavaş yavaş uzaklaşmış, eserlerde Arapça ve Farsça kelimeler kullanılmaya başlanmıştır.
Türkler, İslamlıktan önceki bazı gelenekleri İslam’dan sonra da devam ettirmişlerdir.
11.yüzyılda yazılan eserlerde, Uygur harflerinin yanı sıra Arap harfleri de kullanılmaya başlanmıştır.
Bu dönemdeki eserlerde sanat metinleri ve öğretici metinler iç içedir, kesin çizgilerle birbirinden ayrılmamıştır.
İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatının ilk eserleri Hakaniye Lehçesi (Karahanlı Türkçesi , Doğu Türkçesi) ile yazılmıştır.
İslamiyet Etkisindeki İlk Dil ve Edebiyat Eserleri:
Kutadgu Bilig:
Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır. İslami devir Türk edebiyatının bilinen ilk eseridir. Eser, mutluluk bilgisi anlamına gelmektedir. Hakaniye Lehçesi ile yazılmıştır. İnsana her iki dünyada mutluluk yollarını anlatmaktadır. Aruz ölçüsü ile beyit nazım birimi kullanılmıştır. Didaktik bir eser olan Kutadgu Bilig; bilgi, görgü, ahlak ve kültür ögeleri taşımaktadır. Siyasetname özelliği barındıran bir eserdir. Eserde ideal bir toplumun nasıl meydana geleceği ve devlet idarecilerinde bulunması gereken özellikler öğüt verici bir tarzda dile getirilmiştir.
Alegorik bir eser olan Kutadgu Bilig’de adalet, saadet, akıl ve devleti temsil eden dört kahraman konuşturulur. Küntogdı karakteri, hükümdardır, kanunu, adalet ve hukuku temsil eder. Aytoldı vezirdir, saadeti temsil eder. Ögdülmiş vezirin oğludur aklı ve zekayı temsil eder. Odgurmış karakteri vezirin kardeşidir, akıbeti temsil eder. Bu dört kişi çevresinde gelişen olaylarla devlet idaresinin ve toplumsal düzenin nasıl olması gerektiği anlatılır.
Mesnevi nazım şekliyle ve beyit nazım birimiyle yazılan eser 6645 beyitten meydana gelmektedir. Eserde 173 tane de dörtlük vardır. Kutadgu Bilig, aruz ölçüsünün kullanıldığı ilk Türkçe eserdir. Türk edebiyatındaki ilk mesnevidir. Aruzun feûlün, feûlün, feûl ( . – – / . – – / . – ) kalıbıyla yazılmıştır. Aruz ölçüsüyle ve mesnevi nazım şekliyle yazılması Arap ve Fars edebiyatının etkisini göstermektedir. Dörtlüklerde hece ölçüsü kullanılmıştır. Eser aa, bb, cc… şeklinde kafiyelenmiştir. Beyit ve dörtlüklerin kullanılması, aruz ve hece ölçüsünün kullanılması eserin geçiş dönemi olmasının en önemli göstergesidir.
Divan-ı Lügati’t Türk:
11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmut tarafından Hakaniye Lehçesi ile yazılmıştır. Eser Abbasi Halifesi Muktedî-Biemrillah’ın oğlu Ebul Kasım Bahadır Abdullah’a sunulmuştur. Türkçenin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabı olan bu eserde 7500 Türkçe kelimenin Arapça karşılığı verilmiştir. Eserin yazılma amacı Araplara Türkçeyi öğretmektir, Türklerin İslamla buluşmasını hızlandırmaktır. Kitapta bulunan Türkçe kelimelerin karşılıkları halk dilinden derlenmiş örneklerle zenginleştirilmiştir.
Eserde Türklerin boyları, yaşadığı yerlerle örf ve adetleri üzerine önemli bilgiler vardır.
O dönemde Türklerin yaşadığı yerleri gösteren bir de harita vardır eserde.Halka biçiminde olan haritanın çevresinde doğu, batı, güney, kuzey yönleri bazı deniz ve nehirler gösterilmiştir.
Eserde dil bilgisi kuralları da anlatılmıştır.
Divan-ı Lügati’t Türk sözlü olarak yaşatılan eserlerin yazıya geçirilmesi ve bunların günümüze ulaştırılması bakımından önemli bir eserdir.
Eserde Türk boylarının isimlerini nereden aldıklarına, Türk yer adlarına, Türk illerinin ve boylarının kullandığı ağızlara da yer verilmiştir. Sekiz bölümden oluşan eserde destan, sagu, sav ve çeşitli dizeler örnek olarak verilmiştir.
Bu eser sadece bir sözlük değil, aynı zamanda İslam öncesi Türklerin folklorunu, edebiyatını, mitolojisini, tarihini yansıtan bir eseridir.
Atabet’ül Hakayık:
12. yüzyıl başlarında kaleme alınmıştır. Hakikatlerin eşiği anlamına gelir. Eser aruz ölçüsünün feûlün / feûlün / feûlün / feûl kalıbıyla yazılmıştır. On dört bölümden oluşan eserde 46 beyit ve 101 dörtlük bulunmaktadır.
Eserde dini, ahlaki konular ele alınmıştır. Edip Ahmet Yükneki, erdemli ve mutlu bir insan olmak için gerekli olan nitelikleri, ana başlıklar altında ele almıştır. Bilginin faydası, bilgisizliğin zararı, dilin muhafazası, dünyanın dönekliği, cömertliğin övgüsü ve cimriliğin kötülenmesi gibi bölümler bulunmaktadır. Eser nasihatname özelliği göstermektedir.
Eserdeki beyitler aa/ba/ca… şeklinde kafiyelenmiştir. Asıl eser dörtlükler halindedir ve dörtlükler aaxa şeklinde kafiyelenmiştir.
Kutadgu Bilig’de eserin asıl kısmın beyitler oluştururken, Atabetü’l Hakayık’ta dörtlükler oluşturur. Kutadgu Bilig’e göre bu eserde, daha fazla Arapça ve Farsça kelime kullanılmıştır.
Divan-ı Hikmet:
İslami devir Türk edebiyatının en önemli eserlerinden olan Divan-ı Hikmet, Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır. Eser tasavvuf içeriklidir. Hikmet, Ahmet Yesevi’nin şiirlerine verilen isimdir.
Şiirler sade bir dille yazılmıştır. Ahmet Yesevi, İslam dinini halka öğretmek için söylemiştir şiirlerini.
Hakaniye Lehçesi’nin kullanıldığı eserde dörtlükler ve hece vezni kullanılmıştır. Hece ölçüsünün 4+4+4=12’li kalıbıyla söylenmiştir. Hikmetlerin bir bölümünde de aruz ölçüsü kullanılmış ve hikmetlerin bazıları beyit nazım birimiyle yazılmıştır.
Ahmet Yesevi, hikmetlerini yalın bir dille İslam dininin esaslarını, Hz. Muhammet’in hayatını ve mucizelerini, Allah’a ulaşma yollarını, tasavvuf adabını, dünya ve ahret hallerini anlatır.
Şiirlerin amacı öğretmek olduğundan sanat yönü zayıftır.
Ahmet Yesevi, hikmetleriyle tasavvuf edebiyatının temelini atmıştır. Şiirlerini inançlarından aldığı güçle şairlik iddiası taşımadan inandıklarını, düşüncelerini halka daha iyi anlatabilmek için yazmıştır.
11. ve 12.Yüzyıllarda İslamiyet ve Türk Kültürü adlı dosyayı indirmek için aşağıdaki linke tıklayınız.
11-ve-12-yuzyillarda-islamiyet-ve-turk-kulturu
Ayrıca Bakınız:
İslamiyetten Önceki Türk Edebiyatı