Yazılı Soruları

12.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 1.Yazılı Soruları A Grubu

12.SINIF TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI 2.DÖNEM 1.YAZILI SORULARI (A GRUBU)

       ÜÇ İSTANBUL

        Maliye Nazırı’nın kızıyla evlenmeye karar verdiğini söyledi. Sevincinden, Hoca’nın gözleri, yanakları yüzünden taştı. Fakat Adnan ertesi sabah uyanınca bir sevdiğinin ölüsünü hatırlamış gibi acı duydu: Süheylâ ile evlenmeye dün ne çabuk karar vermişti! Dağıstanlı Hoca, dün gece Maliye Nazırı’yla konuşacak, bu sabah Adnan’a cevapla gelecekti. Sokak kapısı çalındı. Adnan fenalaştı: Sarıklı kâbus Adnan’a ölünceye kadar bedbaht olacağını söylemeye gelmiş, kapıyı vuruyordu. Fakat boşuna telâş etmişti. Süheylâ Adnan’ı istememişti.
      …
      Terziden çıktığı zaman nikbindi; Epiktetos gibi, “İnsan isterse, karga bile fal-i hayırdır!” ve Spinoza gibi “Muvaffak olduğum için memnun değilim; memnun olduğum için muvaffakım!” diyordu.

      Artık her gün bir parça daha zengin oluyordu. Dahiliye Nazırı’yla köprüye beraber indikleri her gün Adnan’ın Eminönü’ndeki yazıhanesine birkaç kocaman dava geliyordu: Saray kadar, çiftlik kadar, memleket kadar büyük davalar. Salonunda bilardo, parkında tenis oynayacak kadar ucu bucağı görünmeyen davalar.. Fakat o, temiz avukattı. Ona Ceza Kanunu’nun bir tek kelimesini en usta hâkim tatbik edemezdi. Yalnız insanlar kıskançtılar. “Servetinin kendisi değil, miktarı cürümdür!” diyorlardı. Halbuki bu temiz adamın günahı yoktu: Memleketin havasında her işi onun yazıhanesine atan bir rüzgâr vardı. Her büyük dava mutlaka Adnan’ın yazıhanesinden geçecekti; bu bir “tabiat-ı eşya” idi. Ve bu acayip “tabiat-ı eşya” Adnan’ı her saat zengin ediyordu. Paranın sağındaki sıfırlar terliyor gibi, bir uzviyet vakasının tabiliğiyle artıyordu. Bu memleket bilmiyordu: Servetin zaman ölçüsü, Avrupa’da dakikaydı; Şarkta bütün bir ömür! Avrupa’da avukat bir mektupla, bir telgrafla, bir lakırdıyla beş dakikada zengin olan adam demekti. Bizde ihtiyarlamadan zengin olanı dağdan şehre inmiş kurt gibi taşlıyorlardı.
       Avukat Tevfik Hoca, Adnan’ın zengin olduğunu duyunca, onu da kendi gibi namussuz sandı, geldi, ortaklık teklif etti.
                      Mithat Cemal Kuntay

1. Aşağıdaki cümleler okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu cümlelerde yer alan altı çizili ifadelerin anlamını kullanıldıkları cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. 

Maliye Nazırı’nın kızıyla evlenmeye karar verdiğini söyledi. Sevincinden, Hoca’nın gözleri, yanakları yüzünden taştı.
Bizde ihtiyarlamadan zengin olanı dağdan şehre inmiş kurt gibi taşlıyorlardı.

2.Yukarıdaki metinde geçen “Bu memleket bilmiyordu: Servetin zaman ölçüsü, Avrupa’da dakikaydı; Şarkta bütün bir ömür!” cümlesinde anlatılmak istenen nedir? Metinden yola çıkarak düşüncelerinizi belirtiniz.

3. Üç İstanbul romanında İstanbul’un hangi dönemleri ele alınmıştır? Yazınız.

4. Okuduğunuz metinde yer alan Epiktetos’un “İnsan isterse, karga bile fal-i hayırdır!” sözüyle ilgili düşüncelerinizi açıklayınız”.

5. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun roman isimlerini yazınız.

Türk edebiyatında bir kişinin ya da ailenin değişimini kuşaklar üzerinden anlatan Üç İstanbul gibi başka romanlar da vardır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun …………………………………… romanı, Orhan Pamuk’un ……………………………………… romanı bu tarz romanlar arasında sayılabilir.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda birçok yazar, roman türünde eserler vermiştir. Bu dönem romanlarında öne çıkan konulardan biri Kurtuluş Savaşı’dır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban , Halide Edip Adıvar’ın …………………………………. ve Vurun Kahpeye , Kemal Tahir’in Yorgun Savaşçı , Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ………………………………. , Tarık Buğra’nın ………………………. adlı romanı aynı konuyu ele alan eserlerdir.

6. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda toplumcu gerçekçi anlayışı benimseyen Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar Üzerinde adlı romanında hangi konular üzerinde durulmuştur? Yazınız.

7. Modernist romanlarda geriye dönüş tekniğinin sağladığı romana sağladığı kolaylıklar nelerdir? Aylak Adam romanında geriye dönüş tekniğinin kullanımı hakkında bilgi veriniz.

8. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur ( ) kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi ( ) pırıl pırıldı. Herkesin, “—Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur.” demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben (  ) toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum (  ) Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın (  )
Yukarıdaki paragrafta ayraç içinde verilen yerlere hangi noktalama işaretleri getirilmelidir? Yazınız.

9. Aşağıdaki parçada yazımı yanlış kelimeleri bulunuz. Bulduğunuz kelimelerin altını çiziniz. “Yengemin anneme ısrarı üstüne köşkte bir kaç gece kalmaya mecburolmuştuk. Fakat herşeyi değişti. Münakaşa gecesinden sonra Nüzhetle dargın gibiydik. Ne geceleri havuz başında buluşuyor; ne gündüzleri kükürt serpmek için bağa gidiyorduk. Paşa’ya romanda okuyamıyordum, kitap yarıda kalmışdı.”

10. Aşağıdaki parçada geçen noktalama işaretlerinin parçadaki kullanım amaçlarını boş bırakılan yerlere yazınız.
“Şu kızın defterini elinden al, elime ver yarabbim!” diye dualar etti. Son son ruhunu teslim aldıkları gün gözleri açık kalırsa getirip defteri karnına koyması için Dirmit’e vasiyet üstüne vasiyet etmeye başladı. Dirmit’in şiir bulan yüreği taş kesildi. “Uzaktan olsun görsün, merakım biraz olsun yensin!” demedi. “Radyoyu kırdınız, çamuru ağlattınız, defterime mi geldi sıra!” dedi. Atiye’ye defterin ucunu bile göstermedi.

Ünlem :  ……………………………………………………………………………………………………..
Nokta :  ……………………………………………………………………………………………………..
Tırnak İşareti :  ……………………………………………………………………………………………………..
Virgül :  ……………………………………………………………………………………………………..
Kesme İşareti :  ……………………………………………………………………………………………………..

edebiyatsultani.com başarılar diler.

 CEVAPLAR:

1. gözleri, yanakları yüzünden taştı: çok sevinmek, çok mutlu olmak.
dağdan şehre inmiş kurt gibi: istememek, varlığından aşırı derecede rahatsız olmak.

2. Avrupa’nın ekonomisi ile Doğu toplumlarının ekonomik anlayışları ve zaman algıları karşılaştırılıyor. Avrupa’da insanların kolay ve çok kazandıklarını, servetlerini kısa bir zaman içerisinde büyüttükleri ifade edilir. Doğu toplumlarında ise servet kazanmanın zengin olmanın çok zor olduğu hatta bir ömür aldığı vurgulanmaktadır.

3. II.Abdülhamit Dönemi, II. Meşrutiyet Dönemi, Mütareke dönemi

4. İnsanoğlu içinde bulunduğu olumsuz durumlardan ders çıkararak olumluya ulaşabilir. Yani yaşadığı kötü şartlardan iyi bir işaret sonuç çıkarabilir. Yeter ki insan olumluyu düşünsün. Önemli olan olaylara bakış açısıdır. Niyeti hayır olanın akıbeti de hayır olur, demişler atalarımız.

5. Türk edebiyatında bir kişinin ya da ailenin değişimini kuşaklar üzerinden anlatan Üç İstanbul gibi başka romanlar da vardır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Kiralık Konak , Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları bu tarz romanlar arasında sayılabilir.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda birçok yazar, roman türünde eserler vermiştir. Bu dönem romanlarında öne çıkan konulardan biri Kurtuluş Savaşı’dır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ya ban , Halide Edip Adıvar’ın Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye , Kemal Tahir’in Yorgun Savaşçı , Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Sahnenin Dışındakiler , Tarık Buğra’nın Küçük Ağa adlı romanı aynı konuyu ele alan eserlerdir.

6. Tarımda makineleşmenin 1950’li yıllarda Çukurova ve çevresinde meydana getirdiği değişimler, emek-sermaye ve ırgat-ağa ilişkisi, köylü-şehirli farkı; Anadolu’da çalışmak için bir kasabadan Çukurova’ya gelen üç arkadaşın yaşadığı sıkıntılar çerçevesinde anlatılmıştır.

7. Geriye dönüş, modernist romanlarda bireyin iç dünyasını ve psikolojisini sergilemede işlevsel olarak kullanılan anlatma tekniklerindendir. Geriye dönüş, romanda kronolojik olarak genellikle ileriye doğru giden zamanın yer yer geriye dönüşlerle kesilmesidir. Bu teknik klasik romandan farklı olarak modernist romanlarda ben anlatıcının yani kahraman anlatıcının bulunduğu ortamdan, içsel kopuşlarla uzaklaşmasını ve kopmasını sağlar. Geriye dönüş tekniği bu yönüyle psikolojik ögelerin yansıtılmasında başarıyla kullanılır. Aylak Adam romanında kahraman C. yer yer kendi zihninde geriye dönüşler yaşar ve babası, teyzesi ve annesiyle ilgili anlık hatırlamalarıyla iç dünyasının sırları hakkında önemli ipuçlarını ortaya koyar.

8. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur ( ; ) kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi (, ) pırıl pırıldı. Herkesin, “—Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur.” demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben (, ) toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum (:) Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın (!  )

9. Aşağıdaki parçada yazımı yanlış kelimeleri bulunuz. Bulduğunuz kelimelerin altını çiziniz. “Yengemin anneme ısrarı üstüne köşkte bir kaç gece kalmaya mecburolmuştuk. Fakat herşeyi değişti. Münakaşa gecesinden sonra Nüzhetle dargın gibiydik. Ne geceleri havuz başında buluşuyor; ne gündüzleri kükürt serpmek için bağa gidiyorduk. Paşa’ya romanda okuyamıyordum, kitap yarıda kalmışdı.”

10. Aşağıdaki parçada geçen noktalama işaretlerinin parçadaki kullanım amaçlarını boş bırakılan yerlere yazınız. “Şu kızın defterini elinden al, elime ver yarabbim!” diye dualar etti. Son son ruhunu teslim aldıkları gün gözleri açık kalırsa getirip defteri karnına koyması için Dirmit’e vasiyet üstüne vasiyet etmeye başladı. Dirmit’in şiir bulan yüreği taş kesildi. “Uzaktan olsun görsün, merakım biraz olsun yensin!” demedi. “Radyoyu kırdınız, çamuru ağlattınız, defterime mi geldi sıra!” dedi. Atiye’ye defterin ucunu bile göstermedi.
Ünlem : ……………
Seslenme bildiren sözcüklerden veya cümlelerden sonra…………………………
Nokta : ………….
Anlamca tamamlanmış cümlenin sonuna………………………………………………
Tırnak İşareti :  …..
Başkasından aktarılan sözlerin başına ve sonuna…………
Virgül :  ………….
Sıralı cümlelerin arasında…………………..
Kesme İşareti :  …….
Özel isimlere getirilen çekim eklerini ayırmak için………

12.sinif turk dili ve edebiyati 2.donem 1.yazili sorulari a grubu indir.

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

3 yorumlar

  • 6.Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romandan iç konuşma ve ironi tekniklerine örnek birer paragraf yazınız.

  • Süleyman Kara abi ne olur bu sorun cevap istiyorum

    6.Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romandan iç konuşma ve ironi tekniklerine örnek birer paragraf yazınız.

Yorum yap