Ses Bilgisi
Ünlüler: a, ı, o, u, e, é, i, ö, ü
►e>i değiimesi: ye->yi-
yana>yene>yine
►a>u değişmesi: Aslında “a”olan sesin kendinden önceki hecede mevcut yuvarlak ünlü dolayısıyla “u” şeklini almasıdır.
kopar->kopur-
►e>ü değişmesi: köter->kötür- “götür-, kaldır-, yok et- ”
ötger-,ötker->ötkür- “sürdür-, gönder-”
kökürçkun>kögürçken “güvercin”
ü>i değişmesi: mün->min- “bin-“
Ünlü düşmesi:
Vurgusuz orta hece vokalinin (ünlüsünün) düşmesi veya birleşik sözlerin oluşturulmasında hecedeki ünlünün düştüğü görülür.
ogrı<ogır-ı “hırsızlık, hırsız, gizli”
örileş->örleş- “yükselmek”
seksen < sekiz on
tokuz on < toksan
tutşı < tutaşı “yakın, komşu”
Ünsüzler:
Türkçe kelimeler taklidi olanlar veya yabancı kökenli olup Karahanlı Türkçesinde kullanılan kelime başında olanlar istisna c, f, ḫ,h,l, n, g, r, v, z sesleri ile başlamaz.
Sedalılaşma: “t,k” gibi sedasız konsonantların (ünsüzlerin) “d,g” gibi sedalı konsonantlara dönüşmesine denir. Sedalılaşmanın sebebi genel olarak herhangi bir sedasız konsonanttan iki vokal arasında kalmasıdır.
dag ol < tag ol “değil”
dakı < takı “dahi”
dal < tal “kol, şube, dal”
Yukarıdaki örnekler erken sedalılaşma içindir. Çünkü bunların sedasız olması gerekirdi.
Ünsüz Değişmesi:
b>m: Özellikle n ve ö gibi sesleri bünyesinde bulunduran kelimelerde görülür.
ben>men
biz>miz
biῆ>miῆ
p>m: Her ikisi de dudak ünsüzü olan bu seslerin birbirinin yerine kullanılmasıdır.
köp kök > köm kök
ç>ş: çaġıla->şaġıla- “bağır-, çağır-”
d>ḍ, ẕ>y değişmesi: adak>aḏak>azak>ayak
ḳ>ḫ değişmesi: ḫ konsonantı Türkçenin asli sesi olmadığı halde ḳ konsonantının zaman içerisinde ḫ şeklinde gelişmiştir.
kalaç>halaç “aç ve kal”
okşa->oḫşa- “okşa-, şakalaş-, benze- ”
g>y: eşgek>eşkek “eşek”
bög>böy “bir çeşit örümcek”
g>h: Nadir olarak rastlanır.
ügi>ühi “baykuş”
g/ġ >v: sugar->suvar- “sula-”
b>v: sub>suv “su”
g>n: g sesinin bünyesinde mevcut olan n sesinin hakim unsur şekline girmesi ve g sesinin erimesi neticesinde böyle bir değişme söz konusudur. ernek>erñek “parmak”
ng>g: yagan<yañan “fil”
r>l : İkisi de akıcı ünsüzdür. Yer değiştirme olayı vardır. arka->alka- “yokla-, arayıp tara-”
y-n ayrışma: Bu ses olayı aslında bir değişmeden ziyade birinin yerine diğerinin kullanılmasıdır. Bunun yanında Eski Türkçe döneminde y şeklinde olan çift sesin zaman içerisinde ayrılması sonucu bu gibi kelimeler bazen y’li bazen n’li şekilleri ile yapılmıştır.
koyu-konu “hangi, hani, nice”
çıgay>çıgay-çıgan “fakir”
Ünsüz türemesi:
Türk dilinde ünlü ile başlayan bazı kelimelerin başında h türemesi görülmektedir.
hana<ana “ana”, hata <ata “ata”
Ünsüz düşmeleri:
1. “r” düşmesi: Akıcı ünsüz olan “r” bazı kelimelerde düşmüştür.
bek<berk “sağlam, kuvvetli, muhafız”
kutul- < kurtul- “kurtul-, doğur-”
2. “d” düşmesi: Birkaç örnekte gördüğümüz bu olay akıcı ünsüzler arasında kalan “d” sesinin düştüğünü gösterirken, d’li şekli de mevcut olan bazı kelimelerde düşmüştür.
ken<kend “şehir, kale”
3. “y” düşmesi: Kelime sonunda mevcut “y” seslerinin düşürüldüğü örnekler vardır. Bunun yanında kelime ortasında bulunan “y”lerin de düştüğünü görüyoruz.
yokru <yokruy “yukarı”
katar- <kaytar- “kaytar-, geri gönder- ”
4. “g” düşmesi: Sen zamirinin yönelme halinde karşımıza çıkan bu şekli çok nadirdir.
sā<saña “sana”
Göçüşme (Yer Değiştirme, Metatez):
Kelime içindeki iki sesin yerlerinin değiştirilmesi hadisesidir.
torpak<toprak
kibi<bigi
Benzeşme:
Ayni kelime içinde yer alan benzer mahiyette olan veya yakın değerde olan seslerden birisinin diğerine benzemesi olayıdır.
bagışlal->bağışlan- “bağışlan-”
bekriş>bekreş-“ pekiş-”
Aykırılaşma:
siş<şiş “şiş”
suvşa<şuvşa- “söz fısılda-”
Ünsüz ikizleşmesi:
Bünyesinde r, k, s gibi ünsüz bulunduran kelimelerde telaffuz, vurgu ve şive özelliğinden dolayı, bu ünsüzlerin ikizleştiği görülür.
arrıg<arıg “arı, temiz”
ekki<eki “iki”
Hece Yutumu (Haploloji):
Genellikle benzer sesli hecelerden birinin telaffuz veya değişik sebeplerle düşmesi, yutulması olayıdır.
alma<alımla, almıla “elma”
ut<uvut “haya, ar, edep”
Hece birleşmesi (Kaynaşma):
Birleşme esnasında meydana gelen bir kaynaşmadır genellikle.
neçük <neçe +ök “neden, niçin”
nelik<nelük < ne+le+ök “niçin”
nerek<nere+ök “ne, neye, ne gerek”
seksen < sekiz+on
İsimden İsim Yapan Ekler:
-çı,-çi: Çok kullanılan bir ektir. Türkçe ve yabancı kökenli isimlerin üzerine gelerek herhangi bir işle uğraşma, durumunu veya mesleğini ifade ettiği gibi, bugün yazı dilimizde kullanılan –an, -en, -acak,-ecek ekleri ile teşkil edilmiş sıfatfiillerin anlamını veren isimler türetir.
al “hile” alçı, “hilekar, hile yapan”
asıg “fayda, kazanç”, asıgcçı “faydacı, karcı, kar gözeten
atçı “süvari”
avçı “avcı”
basımçı “zulüm eden”
basutçı <bas-u-t-çı “yardımcı”
başçı “başkan”
bedizçi “ressam”
borçı “içkiye düşkün”
basugçı “pusu kuran”
evçi “kadın”
iltgüçi “ileten, ulaştıran”
kodguçı “terk eden”
koyçı “çoban”
köçütçi “göçüren”
küçemçi “zalim”
külgücü “gülen kimse”
okçı “okçu, ok atan”
okıgçı “davetçi”
ölütçi “katil”
sakçı “nöbetçi”
sakışçı “hesap bilen”
yad “yağmur taşı” yadçı “yağmur büyücüsü”
-ç: İşlek değildir. Genellikle isme büyüklük ifadesi katar, bazı kelimelerde ise müstakil anlamda kelime türetir (küçültme, sevgi gibi).
anaç <ana-ç “küçükken büyük anlayış gösteren kız”
ataç<ata-ç “büyüklük gösteren çocuk”
begeç/begiç –beg-eç/beg-iç “büyük bey”
-ça/-çe: İsim hal eklerinden eşit hal eki olan bu ekler bazı kelimelerin üzerinde kalıplaşarak yapım eki fonksiyonu yüklenmiştir. Küçültme ve kuvvetlendirme bildirir.
barça<bar-ça “bütün, hep, tamamen” , bar “var, mevcut”
-çın/-çin: Az kullanılmıştır. Benzerlik ifadesi bulunan bu ek, renk isimlerine veya renk ifadesinde kullanılan isimler üzerine getirilir.
kökçin “mavimsi, gök mavisi gibi”
-daş/deş: Aynı özelliklere sahip veya bağlı olma durumunu gösterir.
koldaş “arkadaş”
köngüldeş “gönül arkadaşı, dost”
-an/-en: eren<er-en<er-e-n “yiğit”
oglan<ogul-an<ogul-a-n “oğlan,oğullar”
-lık/-lik/-luk/-lük: Üzerine getirilmiş olduğu ismin bünyesindeki ünlülere göre düz yuvarlak ünlü olmaktadır. Türkçe ve yabancı kökenli isimlerin üzerine gelerek genellikle soyut bazen de somut isimler yapar. Bir durum bildirdiği gibi mekan ifadesinde de kullanılmaktadır. Bazı kelimelerde sıfat eki fonksiyonundadır.
agılık “hazine”
agırlık “ikram, ağırlayış”
amulluk “sükunet, sakinlik”
arıglık “temizlik”
azlık “azlık, az olan, çok olmayan”
bagırsaklık “merhametlilik”
buşaklık “hiddet”
çınlık “doğruluk”
koşnılık “komşuluk”
odugluk “uyanıklılık”
ögelik “danışmanlık”
-lıg/-lig/-lug/-lüg: Genellikle sıfat yapar.
azıglıg “cesaretli”
başlıg “yaralı”
berimlig “verimli, borçlu”
beşiglig “emzikli”
-sıg/-sig: Eski Türkçe’de -çıg/-çig şekli de bulunan bu ek isimlerin üzerine gelerek “benzer, gibi” anlamında fonksiyon icra etmektedir.
arsıg “aldanmış gibi”
begsig “bey gibi”
kulsıg “kul gibi”
tangsuk “acayip, nadir bulunan”
-sız/-siz/-suz/-süz: Bu ek olumlu sıfat yapım ekinin olumsuz şeklidir.
Bu ek Aleksandr Von Gabain’in de işaret ettiği gibi -sı-/-si- isimden fiil yapım ekinin üzerine -z fiilden isim yapım ekinin getirilmesi ile oluşmuştur.
bakımsız “layık olmayan”
başsız “başsız, uçsuz, önsüz”
keçiksiz “köprüsüz, geçitsiz”
-kına/-kine/-kıya/-kiye: Bu ek kuvvetlendirme ve sayı ifadelerini ortaya koyan, isimden isim yapım ekidir.
közkiye “gözceğiz”
Fiilden İsim Yapan Ekler:
-ç: Bu ek -n- ile genişlemiş fiil gövdelerinden genellikle fiil isimleri yapmaktadır.
avınç<avın-ç “alışma, avunma”
ınanç<ınan-ç “inanma, inanç”
-ġ/g: Yer isimleri ve soyut isimler yapar. Yapılan işin sonucunda ortaya çıkan şeyi gösterir.
açıg<açı-g “acı, ıstırap”
açıg <açı-g “ihsan, bağış”
adıg< adı-g “ayık, uyanık”
agrıg “ağrı”, arıg “temiz” bag “bağ”
bal-ı-g “yaralı”
batıg<bat-ı-g “derin”
bış-ı-g “ pişmiş”
bil-i-g “bilgi”
biti-g “mektup”
bodug<bodu-g “boya”
boşlag<boşla-g “boş, avare”
buşug<buş-u-g “pusu, tuzak”
elig<el-i-g (il- “bağlamak” fiilinden yapılmıştır.)
ersig<er-si-g “erkek, yiğit”
isi-g “sıcak”
it-i-g “hazırlık”
kap-u-g “kapı”
karı-g “ihtiyar”
kat-ı-g “karışık”, katı-g “kuvvetli”
korı-g “küçük orman”, koru-g “korunma”
koy-u-g “derin”
körü-g “görülen
odug <odu-g “uyanık”
okı-g-çı “davetçi”
okşag <okşag “benzer” (okşa- “benze-”)
oldrag <ol-dur-u-g “yer, mekan, mevki”
otag “çadır”
ög “akıl <ö-g ö-“düşünmek”
ögret-i-g “terbiye”
ölüg <öl-ü-g “ölü, ölmüş”
örtüg <ört-ü-g “örtü”
ötüg <öt-ü-g “dilek, rica”
sakıg <sak-ı-g “serap”
tezig <tez-i-g “ürkek, ürkmüş”
tıd-ı-g “yasak,mania”
tıldag<tılda-g “mania,siper”
ülüg <ül-ü-g “pay, hisse”
yad-ıg “yayılmış, serilmiş”
yan-ı-g “cevap, karşılık”
-ġa/-ge: Somut isimler yapar.
bilge<bil-ge: bilgin, alim
kısga “kısa”
köl-i-ge “gölge”
ög-e “akıllı”
tilge “dilim”
yorıga “yürüyen”
-gı/-gi/-gu/-gü: İşlek bir ektir.
adınagu “başka, yabancı”
adına- “başkalaş-”
belgü “işaret, alamet, belge”
bel- “belli ol-”
bitigü “kalem” , biti-“yaz-”
kadgu “kaygı”
kana- “kanamak”, kanagu “kan alma aleti, neşter”
kedgü “giyecek, elbise”, ked- “giy-”
koltgu “ ihyitaç”, kolt- “iste-, istet-”
öl-gü “ölecek”
-guç/-güç/-kuç/-küç: Eski Türkçeden beri başlıca alet adları ve berkitme sıfatları yapmıştır.
ar-guç “insanların aldandığı nesneler”
-gun/-gün/-kın/-kun/-kün: Fiil kök ve gövdelerine gelerek genellikle –mış/-miş eki ile yapılmış sıfat fiil anlamını belirten bir ektir.
kodgun “konulmuş”
kökçün “göç eden”
ter- “der-, topla-”, terkin “birikmiş”
yadgun “yaygın, yayılmış”
-ḳ/k: Fiilden sıfat, soyut isimler, alet ve eşya isimleri yapar.
adır- “ayır-”, adruk<adır-u-k “farklı, fark”
aksak <aksa-k “topal, aksak”
anuk <anu-k “hazır”
bagırsa- “merhamet et-” , bagırsak “merhametli”
beze-“süsle-”, bezek “süs, nakış”
boz- “boz-,yık-”, boz-u-k “bozuk,yıkık”
bulga- “karış-”, bulgak “kargaşa, bulanıklık”
kör-ü-k “körük”
küçe-k “zorba”
-aḳ/-ek: Fiilden genellikle alet ismi yapan bu ek, -an/-en sıfat fiil ekinin anlamında kelimeler de türetir.
ad- “ayrıl-”, ad-ak “ayak”
bıç- “biç-, kes-”, bıçak “bıçak”
biç-“biç-”, biçek “bıçak”
iv- “acele et-”, ivek “aceleci, acele eden”
-ma/-me: Fiillerin ismini yapar. Sıfat fiil anlamında da kullanılmaktadır.
adma “salıverilen, başıboş”
kesme “kesilmiş saç, perçem”
tügme “düğme”
-m: İşlek bir ektir. Genellikle soyut kavram isimleri yapar.
kal-ı-m “kalma, kalış”
ked-i-m “giyim”
kon-u-m “konulan yer, konak, yurt”
ödrüm<ödür-ü-m “seçkin”
öl-ü-m “ölüm, ölme”
ör-ü-m “örülmüş”
sak-ı-m “seprap”
tıldam <tıl-da-m “hatip, güzel konuşan”
tildem <til-de-m “haberci, peygamber”
yadım<yad-ı-m “yayım, döşek”
yem<ye-m “hayvan yiyeceği”
yiyim <yiy-i-m <yid-i-m “yiyiş”
-man/-men: “sık-” , sıkman “üzüm sıkma zamanı”
-n: İşlek bir ektir. Fiilin yapılmasından sonra ortaya çıkan ürünü gösteren bir ektir. Bu ekle yapılan isimler, edat olarak, sıfat olarak kullanıldığı gibi, bağımsız kelimeler olarak da kullanılmaktadır.
ad- “ayrıl-”
adın<ad-ı-n “ayrılmış, başka”
yod- “yok ol-”, yodun<yod-u-n “yok olma, tükenmiş”
-ş: Çok işlek bir ektir. Bu ek soyut kavramlar ve fiilin ifade ettiği hareketi gösteren isimler yapar.
ag- “yüksel-”
agış<ag-ı-ş “yükselme”
bagda- “güreşte ayak yakala-”
bagdaş <bagda-ş <bag-da-ş “bağdaş”
bak- “bak-”, bakış<bak-ı-ş “bakış, bakma”
bil- “bil-”, biliş<bil-i-ş “bildik, tanıdık”
erdeş<er-de-ş “arkadaş”
kir- “gir-” , kir-i-ş “gelir”
koldaş<kol-da-ş “arkadaş”
sakış<sak-ı-ş “sayma, sayış, hesap”
tokış<tok-ı-ş “savaş, vuruşma”
uk- “anlamak”, ukuş <uk-u-ş “akıl, anlayış”
-t: adır-“ayırmak” adırt<adır-t “ayırma”
art-u-t “armağan”
bas-u-t “yardım, arka”
baya- “önce ol-, zaman geç-”
bayat “Tanrı’nın Kadim sıfatı”
kon- “kon-”, kon-u-t “konulan yer”
kü- “korumak” kütçi “koruyan çoban”
İkilemeler:
Birbirinin aynı, birbirine yakın veya birbirine zıt anlamlara sahip kelimeleri yan yana kullanmak suretiyle yeni bir kavram meydana getirmeye ikileme denir.
İkilemeler cümle içerisinde eğer bir ismi niteliyorsa pekiştirme sıfatı, sıfatı veya fiili niteliyorsa zarf olarak kullanılmaktadır.
bod-sin “boy, kamet”
hile-çare “hile, tedbir, çare, yardım”
il-kün “il, ülke, halk, memleket”
koy-sürük “koyun, sürü”
kü-çav “şöhret, şan, ses, ün”
yıldız-kök “kök, esas”
yil-büke “ejderha, büyük cin”
yir-suv “yer, toprak,su”
yürek-bagır “yürek, bağır”
Birleşik İsimler:
En az iki ismin yeni bir kavramı ifade edecek şekilde birleşip birlik oluşturmasıdır.
1.Aslını kaybederek birleşme:
neçük<ne-çe-ök “neden, niçin”
nelük <ne-le-ök “niçin”
nerek<ne-re-ök “neye, ne gerek”
toksan <tokuz-on “doksan”
2.Aslını kaybetmeden birleşme:
akılar başı, aşçı başı, ata hürmeti, ata pendi, baş agrıgı, er başı, halayık başı, il başı, kara baş “hizmetçi”, kök oyuk “Türkmen büyüklerine verilen ad”
İsim Çekimi:
İsmin Halleri:
Yalın hal: Eksizdir.
İlgi hali: -nıng, -ning,-nung,-nüng
Yükleme hali: -ġ/-g/-nı/-ni
Yönelme hali:-ka/-ke/-ga/-ge/-a/-e
Bulunma hali: -da/-de/-ta/-te
Ayrılma hali: -da/-de/-ta/-te/-dın/-din/-tın/-tin/-dun/-dün
Eşitlik hali: Cümle içerisinde üzerine getirildiği ismi zarf yaptığı gibi bazı kelimeleri edatlaştırır. Kalın sıradaki kelimelere –ça, ince sıradaki isimlere –çe şeklinde gelmektedir.
Gösterme hali: -garu/-gerü, -karu-/kerü>-aru-erü –ra/-re- ru-/rü
İsimlerde Çokluk:
-lar/-ler ekleri ile yapılır.
adınlar<adın-lar “başkalar, başkları”
asıglar<asıg-lar “faydalar”
yolçılar “yolcular”
yumıtmışlarıg<yumıtmış-lar-ı-g “toplanmışları”
nasihatların >nasihat-lar-ı-n “nasihatlarını”
öggüçiler <öggüçiler “övenler”
tengler “benzerler, akranlar”
İsimlerde Aitlik:
İsimlerin üzerine getirilen –kı/-ki eki ile yapılmaktadır. Özellikle bulunma hali üzerinde olduğunda kendisinden sonraki ismin sıfatı durumuna girer.
asrakı<asra-kı “alttaki, aşağıdaki”
aşnukı<aşnu-kı “önceki, evvelki”
naru-kı<naru-kı “sonraki”
kiçe-ki “geceki”
kün-ki “günkü”
küz-ki “güzki”
Zamirler:
İsmin yerini tutan, isimleri temsil veya işaret eden, isim gibi kullanılan kelimelerdir.
Şahıs zamirleri:
Birinci teklik şahıs zamiri:
yalın hali: men (ben)/min
Bu zamirin yalın hali fiil çekimlerinde birinci tekil şahıs eki olarak da kullanılmıştır. Bildirmede de kullanılmıştır.
İlgi hali: mening “benim”
yükleme hali: meni/mini :mini teg
yönelme hali: manga “bana”(Kök değişikliği olmuştur.)
bulunma hali: minde/mende “bende”
ayrılma hali: mendin/mindin/menden “benden”
vasıta hali: menin/minin “benimle”
eşitlik hali: mençe/minçe “bence”
yön gösterme hali: mangar/mangaru (Zamir kök değişikliğine uğrar.)
bulunmazlık hali: minsiz
soru hali: men mü
İkinci teklik şahıs zamiri: sen
yalın hal:sen
ilgi hali: sening. Bazı örneklerde ilgi hali eki üzerine isim hal eklerinden bulunma ve ayrılma ahl eki ile, isimden isim yapı eki –sız getirilmiştir.
sen-i-ng-de, sen-i-ng-din, sen-i-ng-siz
yükleme hali: seni/sini
yönelme hali: sanga
bulunma hali: sende/sinide. Bu örnekte ise bulunma hali üzerine yüklem getirilerek kullanılmıştır.
ayrılma hali: senden
vasıta hali:kullanılışı yok
yön gösterme hali: sangar
bulunmasızlık hali: sensiz
soru hali: sen mü
edatlarla kullanılışı: Kuvvetlendirme mahiyetinde kullanılmıştır.
Not: Aşağıdaki örneklerde isimden fiil yapan –le eki ile sen zamirinden fiil yapılmıştır.
senle-<sen-le- “sen diye hitap etmek”
senlet- <senle-t “sen diye seslenmek”
Üçüncü teklik şahıs zamiri: Ol “o”
yalın hal: Bu zamirin yalın şekli cümle içerisinde değişik görevler üstlenmektedir.
1.-dır/-dir/-dur/-dür anlamında kuvvetlendirme ve bildirme eki olarak
2.Cümlenin öznesi olarak
ilgi hali: anıng “onun”
İlgi hali üzerine bulunma, ayrılma hali ile –sız isimden isim yapım ekinin getirildiği örnekler de vardır.
yükleme hali: anı “onu”
yönelme hali: anga “ona”
bulunma hali: anda “onda, orada”
ayrılma hali: andın/andan “ondan”
vasıta hali: anın “onunla, onla”
eşitlik hali: ança “onca, öylece, o şekilde”
Şu örnekte eşitlik hali üzerine vasıta hali eki –n getirilerek kuvvetlendirilmiştir.
Birinci çokluk şahıs zamiri: biz
yalın hal: biz
ilgi hali: bizing/bizning “bizim”
yükleme hali: bizni
yönelme hali: bizge/bizke “bize
bulunma hali: bizde. İlgi ekinden sonra ayrılma hali anlamındadır.
Vasıta hali ve yön gösterme hali yoktur. Soru şekli ve eşitlik hali kullanılışı yoktur.
İkinci Çokluk Şahıs Zamiri: siz
yalın hal: siz
ilgi hali: sizing (Siz ekinin getirildiği örnekler de vardır. sizingsiz)
yönelme hali: sizge/silerke/sizlerke
Üçüncü Çokluk Şahıs Zamiri: olar/onlar “onlar”
yalın hal:olar, anlar
ilgi hali: olarnıng “onların”
yükleme hali: olarıg/olarnı “onları”
bulunma hali: olarda “onlarda”
ayrılma hali: olardın “onlardan”
Vasıta hali, yön gösterme hali, soru hali, eşitlik hali yoktur.
İşaret Zamirleri:
Bunlar nesneleri işaret etmek, göstermek suretiyle karşılayan kelimelerdir.
mu-bu, bular-olar işaret zamirleri kullanılmıştır metinlerde.
“bu” işaret zamiri:
yalın hal:bu
ilgi hali: munıng/munung “bunun”
yükleme hali: munı/munu, bunı “bunu”
munı teg>mundag (böylece, böyle, unun gibi)şekli mevcuttur.
yönelme hali: munga “buna”
bulunma hali: munda “burada, bunda”
ayrılma hali: mundın “buradan, bundan”
vasıta hali: munın “bununla, bundan dolayı”
yön gösterme hali: mungar “buna doğru, buna”
eşitlik hali: munka “bunca, bu kadar”
bular<bu-lar “bunlar” işaret zamiri:
yalın hal: bular “bunlar”
ilgi hali: bunlarnıng “bunların”
yükleme hali: bularnı/bularıg “bunları”
yönelme hali: bularka “bunlara”
bulunma hali: “bularda” bunlarda”
ayrılma hali: bulardın “bunlardan”
vasıta hali: buların “bunlarla” kullanılışı yok. Yön gösterme ve eşitlik halinin de kullanılışı yok.
olar “onlar” işaret zamiri
Dönüşlülük zamirleri:
Dönüşlülük zamirleri kendi ve öz kelimeleridir. Üzerlerine iyelik ekleri alabilmektedir.
İsim hal ekleri ile kullanılışları:
kendü “kendi, kendisi, bizzat”
yalın hal: kendü
öz: kendi, kendisi, bizzat
yalın hal: öz “kendi”
ilgi hali: özüng “kendinin”
yükleme hali: özüg/özni “kendini”
yönelme hali: özke “kendine”
bulunma hali: özde “kendinde”
ayrılma hali: özdin “kendinden”
vasıta hali: özün “kendisiyle”
İyelik ekleri ile kullanılışları: Kendü zamirinin iyelik ekleri ile kullanılışı bir yerde geçer (kendünge). “öz”ile ilgili örnekler.
a.Birinci tekil şahıs iyelik eki ile: özüm iyelik ekinden sonra gelmiş olan isim hal ekleri olan örnekler de vardır.
yükleme hali: özümni
yönelme hali: özümke
bulunma hali: özümde
ayrılma hali: özümdin
b.İkinci tekil şahıs iyelik eki ile: özüng
yükleme haile ile: özüngn,
yönelme hali ile:özüngke, özünge
bulunma hali: özüngde
ayrılma hali: özüngdin
c.Üçüncü teklik şahıs iyelik eki ile:
yalın hal:özi
yükleme hali:özin/özni
yönelme hali: özinge
bulunma hali: özinde
ayrılma hali: özindin
d.Birinci çokluk şahıs eki ile:
yalın hal:özümiz
yönelme hali: özümizke
çokluk eki ile kullanılışı: özler
-lıg yapım eki ile genişletilmesi:özlüg
Soru Zamirleri:
İsimlerin yerini soru ifadesi ile tutan kelimelerdir. Metinlerimizde “kim”, “ne” ve “kayu” zamirleri vardır.
kim:
yalın hal:kim
sen zamiri ile: bu söz kim sen aydıng bagırsaklık ol
yükleme hali ile: kimig/kimni/kimi
ilgi hali: kiming
Şu örneklerde ilgi halinin üzerine bulunma eki getirilmiştir: kimingde
yönelme hali: kimge/kimke
bulunma hali: kimde
kayu:
yönelme hali: kayuka
bulunma hali: kayuda/kayusında
Not: Bu şekil nerede manasındadır.
ayrılma hali: kayudın
ne:
yalın hal:ne
yükleme hali: neni
ayrılma hali ile: nedin
Belirsizlik Zamirleri:
adınlar “başkaları, herkes”
adnagu “yabancı, başkası”
barça/barçalar “bütün, hep, bütünü, hepsi”
barı/baru “bütünü, hepsi, tamamı”
biregü<bir-e-gü “biri, birisi, her biri”
bazıları “bazıları”
biri<bir-i, birisi<bir-i-si “biri, birisi”
ilgi hali: birining “birinin”
yükleme hali: birin/birni “birini”
yönelme hali: biringe “birine”
ayrılma hali: birindin “birinden”
vasıta hali: birin “biri ile”
birisi <bir-i-si “birisi”
yükleme hali: birisin/birisni
kamug/kamu: bütün, her, hepsi
ilgi hali: kamugnung “hepsinin”
yükleme hali: kamugnı “hepsini”
yönelme hali: kamugka “hepsine”
ayrılma hali: kamugdın “hepsinden”
kayu/kayusu: “bazısı, kimisi”
yükleme hali: kayunı/kayusın
yalın hal: kayu/kayusı “hangi, kimi”
Sıfatlar:
Sıfatlar tek başlarına isim olan kelimelerdir. Cümle içerisinde kendilerinden sonra gelen bir simi belirterek veya niteleyerek tamamlandıklarında sıfat görevi yüklenirler. Metinlerde geçen sıfatlar:
1.İşaret Sıfatları:
Bunlar yalnız başlarına işaret zamirleri olan isimlerdir. Fakat kendilerinden sonra bir ismi işaret yolu ile belirttiklerinde işaret sıfatı adını alırlar.
bu, ol, uş ol, uş bu
2.Niteleme Sıfatları:
Yalnız başlarına birer isim olan bu kelimeler cümle içerisinde kendilerinden sonra gelen isimleri niteledikleri için niteleme sıfatı adını alırlar.
a.İsimlerin niteleme sıfatı olarak kullanılması:
aceb “güzel, hoş”
agır “değerli, muteber, ağır”
akı “cömert, eli açık”
alçak “alçak gönüllü, yumuşak huylu”
araste “süslü, bezenmiş”
atik “eski, kadim”
ayıg “fena, kötü”
azad “azat, serbest”
azıglıg “azılı, cesaretli”
aziz “aziz, kıymetli”
bagırsak “merhametli”
basınçak “aciz, zayıf, güçsüz”
basutçı “yardımcı”
bedük “büyük”
berk “sağlam, kuvvetli”
boşlag “boş, avare”
boş “boş, serbest”
cefaçı “cefa eden , eziyet eden”
çıgay” fakir, yoksul”
edgü “iyi”
ediz “yüksek yer”
eski “eski”
esiz/isiz “fena, kötü”
esrük “sarhoş”
karı/karıg “yaşlı, ihtiyar”
kısga “kısa”
kurug “boş”
yalnguz “yalnız”
yaruk “aydınlık, parlak”
yavlak “kötü”
b. Renk isimlerinin niteleme sıfatı olarak kullanılması:
ak “ak, beyaz”
al “al renk”
ala “ala, alaca”
ar “kestane rengi, kumral, konural”
bayın “koyu kırmızı gelincik çiçeği rengi”
boz “boz renk”
çakır “gök gözlü, çakır”
çal “alaca, kır”
habeş “siyah ile beyaz arası, koyu esmer renk”
kara “kara, karanlık”
kır “kır rengi”
kırgıl “kırçıl”
kızıl “kızıl, kırmızı”
kök “mavi, yeşil”
kökçin “göğümsü, kır”
örüng “ak, beyaz”
sarıg “sarı, sarı renk
yagız “yağız, kızıl ile kara arası renk”
yaşıl “yeşil”
yipün/yipin “koyu kırmızı, kızıl, mor, menekşe rengi”
yipkil “erguvan renginde olan”
c. Pekiştirilmiş renk isimlerinin sıfat olarak kullanılması: Bu sıfatlar niteledikleri isimlerin sıfat derecelerini kuvvetlendiren kelimelerdir. Genellikle asıl sıfatın önüne bir hecelik ekleme ile oluşturulur.
kap kara “kap kara, sim siyah”
kıp kızıl “kıp kızıl”
köm kök “göm gök”
köp kök “göm gök”
yap yaşıl “koyu yeşil”
3.Sayı Sıfatları:
a.Asıl sayı sıfatları: Yalın olan sayı isimleri kendilerinden sonra gelen herhangi bir ismi nitelediklerinde asıl sayı sıfatı adını alırlar.
bir, iki, üç, tört, biş, yiti, sekkiz, tokkuz, on, ottuz, kırk, ellig, altmış, yüz, ming, tümen, hezar
b.Sıra sayı sıfatları: Asıl sayı isimleri üzerine getirilen –nç/-nçi/-nçü ekleri ile yapılmaktadır. Cümle içerisinde niteledikleri isimlerin sırasını ifade ederler.
ikinç “ikinci”, iki-n-çi “ikinci
üçünç <üç-ü-n-ç
törtinç<tört-i-n-ç, törtünç “tört-ü-n-ç”, törtünçi< tört-ü-n-çi
c.Sayı isimlerinden yapılmış isimler:
1.Sayı isimlerinden teşkil edilen isimler cümle içerisinde isim olarak kullanıldığı gibi belirsizlik zamiri olarak da kullanılmaktadır. Sayı ismi önce –e- eki ile fiil şekline sokulmakta, daha sonra isim yapan (veya sıfatfiil yapan) –gü- eki ile genişletilmektedir.
biregü<bir-e-gü “her birisi, birisi”
üçegü<üç-e-gü “her üçü
üçegün <üç-e-gü-n “her üçü” (vasıta hali eki ile genişlemiş)
Yalnız ünlü ile biten iki sayısınıa ek, -gü şeklinde gelir.
ikigü<iki-gü “her ikisi”, iki-gü-n “her ikisi, her iki”
2.-nti/-ndi eki ile yapılan isimler:
ikindi<iki-n-di “bazısı, öteki, ikinci”
ç.Üleştirme sıfatları: Asıl sayı isimlerinden –ar/-er ekleri ile türetilir.
birer<bir-er “birer, biraz, ara sıra”
4.Soru Sıfatları:
İsimleri soru şekli ile niteleyen veya belirten kelimelerdir.
kayu “hangi, ne”
ne “ne, nasıl”
neçe “nice, ne kadar”
5. Belirsizlik Sıfatları:
Yalnız başlarına birer belirsizlik zamiri olan bu kelimeler kendilerinden sonra gelen isimleri belirttikleri zaman belirsizlik sıfat görevini yüklenirler.
barça “bütün”
birkaç “birkaç”
bütün “bütün, hep”
tegme “her, bir bir, türlü türlü”
köp “çok”
kaç “kaç, birkaç”
kamug “bütün, hepsi, her”
her “her”
telim “çok, pek çok bol, fazla”
Zarflar:
Cümle dışında tek başına isim olan bu kelimeler cümle içerisinde bir fiilin veya sıfatın anlamını tamamlıyor veya niteliyor ise zarf adını alırlar.
a.Hal Zarfları:
agır “ağır, değerli, kıymetli”
akrun/akru “yavaş, yavaşça”
andag “öyle”
berk “sağlam, kuvvetli, mahfuz”
çıgay “fakir, yoksul”
çın “doğru”
edgü “iyi”
katıg “sağlam, kuvvetli, katı”
köni “doğru, gerçek”
mundag “böyle, bu şekilde”
munu tig / munung tig “bunun gibi”
terk “tez, çabuk”
uçuz “ucuz, değersiz”
yaguk “yakın”
yakşı “iyi, güzel”
yügrü “koşarak”
Bunun yanında –ça/-çe eşitlik eki –n, -la, -le vasıta hal eki, -layu/leyi zarf fiil eki ile genişletilmiş kelimeler de hal zarfı olarak kullanılır.
b.Miktar Zarfları:
artuk “fazla”
ked “çok, iyi, iyice”
biraz “biraz”
öküş “pek çok, fazla”
köp “çok”
beter “daha, kötü”
idi “pek, çok”
telim / ök telim “çok, pek çok, bol, fazla”
aşru “aşırı, çok”
eng “en, daha”
c.Yer Zarfları:
berü “beri”
tegre/tigre “etraf, çevre”
taşra “dışarı, dış”
kirü “geri, girerek”
yan “yan, taraf”
utru “doğru, karşı”
yokaru/yokkaru “yukarı”
arka/arkara “arka, arka taraf, art”
yakın “yakın”
d. Zaman Zarfları:
ara “bazen”
aşnu “önce”
burun “önce, ileri”
emdi/imdi “şimdi, şu anda”
erte “erte, sabah, erken”
kidin “arka, sonra”
kin “arka, geri, sonra”
öngdün “önden, önceden”
kiç “geç, uzun”
kiçe “gece”
naru “bir yana, sonra, başka”
kündüz “gündüz”
song “son”
tutşı/tutaşı “her zaman, devamlı”
tün “gece”
ulaş/ulaşu “daima”
ahır/ahur “son, sonunda, nihayet”
hergiz “asla, hiçbir zaman”
evvel “evvel, önce”
e.Soru Zarfları:
Kendisinden sonra gelen fiilleri soru yoluyla belirten zarflardır.
negü teg “ne gibi”
neçe “nice, ne kadar, kaç, nasıl”
nerek “ne, neye, ne gerek”
neteg “nasıl , ne gibi”
nelük “niçin, nasıl, neden”
nelek “niçin”
nelik “niçin”
neçük “neden, niçin”
Edatlar:
Edatlar tek başlarına anlamları olmayıp ancak cümledeki kelime ve kelime grupları arasında çeşitli ilgiler kurmaya yarayan alet sözlerdir, vasıtalardır.
Edatların gerek dilin bütünü içinde gerekse gramer unsuru olarak cümle içinde tek başlarına anlam taşımamaları ve çekime girmemeleri gibi onları isim ve fiillerden ayıran iki önemli özellik vardır.
Çekim edatları:
adın <ad-ı-n: “den başka”
ara “arasında”
arı “-e doğru, -den öte, -den ileri, -den”
artuk <art-u-k “-den başka, -den fazla”
asra <as-ra “aşağı, -den aşağı, -den öte”
isre “-den öte, -den aşağı”
aşnu <aşın-u “-den önce”
basa<bas-a “-den sonra, -den öte” bas- fiilinden a- zarf fiil eki ile teşkil olunmuştur.
berü<birü<beri “-den itibaren, -den beri”
bile<birle “ile, birlikte, beraber”
Türkçenin çeşitli devrelerinde hem kuvvetlendirme, hem çekim, hem de bağlama olarak kullanılmış olan bile, Eski Türkçeden beri hiçbir ses değişikliğine uğramamıştır.
burun<buru-n<bur-u-n “-den önce, ilk”
Bir zaman zarfı olan burun, Harezm, Çağatay, Kıpçak sahalarında çekim edatı olarak kullanılmıştır.
doġru<togru<togur-u “-a kadar, doğrusuna, istikametine, karşı, sularında, sıralarında”
Brockelmann bunu togur- fiilinin zarf fiil şekli olarak kabul etmektedir.
içre<iç-re “içinde, içine”. Daha çok mekan zarfı görevi görür.