Roman Yorum-Özet

Ustam ve Ben Roman Özeti

Ustam ve Ben Özeti

Ustam ve Ben Özeti

Ustam ve Ben Romanının Özeti:

Hintli bir çocuk olan Cihan’ın üvey babasına-Cihan’ın amcasına-bir fil emanet edilir. Fil bir süre sonra hamile kalır, zorlu bir hamilelikten sonra beyaz bir fil dünyaya gelir. Cihan beyaz fili çok sever ve onun bakımıyla ilgilenir.

Hint Şahı Kanuni Sultan Süleyman’a alışılmışın dışında bir hediye göndermek ister, ünü her tarafa yayılan beyaz filin gönderilme kararı alınır. Cihan onu bırakmak istemediğinden onunla beraber İstanbul’a gitmek ister. Fakat ona engel olurlar. Cihan da kaçak yollardan gemiye biner ve İstanbul’a varır. Gemi yolda batar ve Cihan fille beraber başka bir gemi tarafından kurtarılır. Kaptan filin Sultan Süleyman’ın olduğunu öğrenir. Cihan da kendisini fil bakıcısı olarak tanıtır. Cihan’ın fil bakıcısı olarak saraya sızması ve onun için değerli bir şeyler kaçırması karşılığında onu serbest bırakır.

Cihan beyaz film ile birlikte sarayın hayvanat bahçesine yerleşir. Sultan Süleyman bir kez olsun fili görmeye gelmez fakat kızı olan Mihrimah her gün çıkıp fili görmeye gelir. Zamanla Cihan hikayesini ve uydurduğu hikayeleri Mihrimah’a anlatmaya başlar ve aralarında bir yakınlaşma olur. Fakat bir gün Hürrem Sultan çıkagelir ve filin marifetlerini öğrenmek ister. Cihan filin savaş fili olduğunu söyler. Söylemesi ile birlikte savaşa gönderilmesi bir olur. Kendisi daha önce hiç savaşta bulunmamıştır ve dahası fil de daha hiç savaşa dahil olmamıştır. Fakat kendilerini bir anda savaşa giderken bulurlar. Fakat ordu bir nehri geçemediği için beklemek zorunda kalır. Köprüler inşa edilir fakat hepsi yıkılıp gider. Bunun üzerine yeniçeri Sinan ortaya çıkar ve köprüyü inşa edebileceğini belirtir. Bunu fırsat bilen Cihan da Sinan’a fil ile birlikte ona köprüde yardım edebileceklerini belirtir. Böylelikle Cihan ile Mimar Sinan tanışırlar. Savaştan dönünce Cihan hayatına devam eder. Bir gösteri sonrası filmin kontrolden çıkması ve Sultan Süleyman’a saldıracağı düşüncesi ile okla vurulmak istenirken Cihan atlar ve okun hedefi olur. Ziyaretine gelenlerden biri de Mimar Sinan’dır. Mimar Sinan Cihan’ın ona gönderdiği mimarlık çizimlerinden etkilenmiştir ve onu okutmak ve yanına çırak olarak almak istediğini söyler. Böylece Cihan, Sinan’ın çıraklarından biri olmuştur. Cihan hem fil bakıcılığı görevini devam ettirmiş, hem kalbindeki aşkı gömmek zorunda kalmış hem de Mimar Sinan’ın inşaatlarında çalışmıştır. Süleymaniye, su bağlantıları ve Selimiye ile birlikte birçok inşaata imza atmışlardır. Fakat her inşaatta açıklanamayan kazalar olmaktadır ve Cihan bunların komplo olduğunu düşünmektedir.

Mimar Sinan’ın ölümünden sonra yerine Davud geçiyor. Cihan büyük hayal kırıklığı yaşıyor. Mimar Sinan’ın çıraklarından birinin sırrı ortaya çıkıyor ve İstanbul’u terk ediyor. Diğeri ise hastalanıp ölüyor. Fil de ölüyor. Mihrimah Sultan da hayata gözlerini yumuyor ve Cihan’dan son arzusu onun hakkında söylenecek kötü şeylere kulak asmaması oluyor. Cihan ilk başta bunun anlamını anlamıyor. Daha sonra Cihan kendini gerçeklerle yüzleşir bir vaziyette buluyor. Tabi bunu yaparken yine başını belaya sokuyor. Tüm gizemler ortaya çıkıyor. Cihan ülkesine geri dönüyor ve Tac Mahal’ın yapılmasında görevlendiriliyor.

Romandaki olaylar, Kanuni Sultan Süleyman, Sarı Selim (2.Selim) ve 3.Murat zamanlarında geçiyor.

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

1 yorum

  • Bazı okurlar için roman metniyle ilişki kurmak, tutkuyla düşlere dalmanın, umutlara kapılmanın ötesine geçer. Böyle okurlar; sayfada anlatılan dünyaya öylesine canlılık, öylesine hakikat yükler ki nesnel dünya onlar için geçerliliğini yitirir. Kendini kaptıran bu okurlar için hayal ile gerçek dünya birbirine karışır. Bu romanda ben biraz bunu hissettim galiba.

Yorum yap