Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam kitabında hayatta tek derdi hayatının kadınını bulmak olan sorumluluk bilmeyen aylak bir adamın arayışlarını okumak mümkündür.
Kitabımızın baş kahramanı C’ işsiz güçsüz bir adamdır. Geçimini babasından kalan evlerinin kirası ile sağlamaktadır. Dertsiz, tasasız ve sıkıntısız bir hayat yaşamakta olan C, günlük hayatını arkadaşı Sadık’ın atölyesinde, mahalledeki kahvehanelerde, restoran vb. gibi meslek sahiplerinin iş yerlerini gezerek sürdürmektedir.
Günün büyük bir kısmını aylak aylak dolaşarak geçirmekte olsa da yine de bir arayış içinde olduğu gözlenmektedir. Kitaplar okur, çevreyi bilinçli olarak gözlemler. Ve hayatta ne yapabilirim diye düşünmektedir.
C’nin annesi o daha küçük bir çocukken ölmüştür. C’yi teyzesi büyütmüştür. Kahramanımız tanıştığı kadınlarda hep annesini aramaktadır. Bütün kadınların annesi gibi mükemmel olmasını istediği için, kadınlarda aradığını bulamaz. Bundan dolayı C, aşk konusunda da pek aradığını bulamamıştır.
C, bir gün bir kız ile tanışır. Ayşe adındaki bu kıza ilk defa bir şeyler hissettiğini fark eder. Ancak yetişme çağında geliştirdiği davranış kalıplarından dolayı Ayşe’yi sebepsiz yere kıskanmaya başlar. İş yerinde birlikte çalıştığı bir adamı Ayşe’nin sevgilisi sanarak ona ön yargı ile davranır ve kalbini kırar. Ayşe’den ayrıldıktan sonra yine aylak aylak dolaşmaya başlar.
Arayış içinde aylak aylak dolaşmakta olan C, yolda görmüş olduğu bir kızdan çok etkilenir ve onu takip etmeye başlar. Takip ettiği kızla tanışma imkanı bulan C, yine tatmin olmaz. Çünkü C, için hayatında yine bir şeyler eksiktir.
Daha sonra C’nin yolu bir pansiyona düşmüştür. Pansiyonda C, Ayşe ile karşılaşır. Ayşe’yi görür görmez ona karşı olan duyguları yeniden depreşir. Ayşe ile tekrar birlikte olmaya başlarlar. Ancak C, Ayşe’nin eskiden olduğu gibi yine beklentilerine tam karşılık veremediğini düşünür. Zaten Ayşe’de C’nin kendisine göre olmadığını düşünmektedir. Her iki gencin de düşünceleri aynı istikamette olduğu için ayrılmaya karar verirler.
C, yine aradığını bulamayan bir insanın üzgün tavırlarıyla sokakta aylak aylak dolaşırken bu defa da sokakta mavi yağmurluk giyinmiş bir kadın görür ve aradığı kadının bu olduğunu, bir anda kalbindeki sevgi eksikliğini doldurduğunu düşünür. Kadınla tanışmak ister ancak müstakbel sevgilisi otobüse biner, C kadını peşinden koşsa da kadını yakalayamaz. Hemen bir taksiye atlayarak otobüsü yakalamak ister. Taksici otobüsü yakalamayınca, taksici ile kavga eder. Hayalinin kadını sokakta kaybolup gider.
DEĞERLENDİRME: Aylak Adam, Yusuf Atılgan’ın ilk romanı olmasına rağmen çok güzel bir eserdir. İnsanların yetişme çağlarında yaşamış oldukları travmaların, tüm hayatlarını nasıl etkilediğini çok güzel işlemiştir.
Yazar, bu eseriyle modern Türk edebiyatı içinde önemli bir yere sahip olmuştur. Yusuf Atılgan, Aylak Adam ’da ve diğer romanı Anayurt Oteli ’nde yarattığı kahramanlarla yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işlemiştir.
Modernist romancılar; eserlerinde insanlarla sağlıklı ilişkiler kuramayan, toplumsal değerlerle çatışmalar yaşayan kahramanları sıklıkla işlemişlerdir. Okuduğunuz Aylak Adam ’ın kahramanı C. de yalnızdır. Babasından kalan mülklerin geliriyle herhangi bir işte çalışmadan yaşayan C., çağdaş bireyi bütün trajedisiyle yansıtmaktadır. C. yalnızlık, bunalım ve yabancılaşma temalarını temsil etmesiyle daha sonra yazılacak romanların benzer kişilerinin de öncülüğünü yapmıştır.
Aylak Adam’da bireyin iç dünyası başarıyla yansıtılırken modern psikolojiden de yararlanılmıştır. Romanda C.nin kadınlarla kurduğu ilişkiler, sert bir baba ve yumuşak anne/teyze kahramanlarına göndermeler yapılarak psikanalitik çözümlemeye yaslanacak şekilde anlatılmıştır.
Aylak Adam’da iç konuşma, geriye dönüş gibi modernizm akımının romanda sık kullandığı anlatım tekniklerine yer verilmiştir. İç konuşma; romanda kahramanın zihninden geçenlerin, anlatıcının aradan çıkarılarak aktarılması tekniğidir. İç konuşmada genellikle gramer kurallarının tam yansıtılmadığı, günlük konuşmanın doğallığı içindeki ifadelerle oluşturulan cümleler kullanılır. Modernist romanlarda işlenen yabancılaşmış bireyin, bunalımlı ve karmaşık iç yapısını ortaya koymak için iç konuşma tekniğinden yararlanılmıştır.
Geriye dönüş, modernist romanlarda bireyin iç dünyasını ve psikolojisini sergilemede işlevsel olarak kullanılan anlatma tekniklerindendir. Geriye dönüş, romanda kronolojik olarak genellikle ileriye doğru giden zamanın yer yer geriye dönüşlerle kesilmesidir. Bu teknik klasik romandan farklı olarak modernist romanlarda ben anlatıcının yani kahraman anlatıcının bulunduğu ortamdan, içsel kopuşlarla uzaklaşmasını ve kopmasını sağlar. Geriye dönüş tekniği bu yönüyle psikolojik ögelerin yansıtılmasında başarıyla kullanılır. Aylak Adam romanında kahraman C. yer yer kendi zihninde geriye dönüşler yaşar ve babası, teyzesi ve annesiyle ilgili anlık hatırlamalarıyla iç dünyasının sırları hakkında önemli ipuçlarını ortaya koyar.
Türk edebiyatında özellikle 1950’li yıllarda örneklerini görmeye başladığımız modernist anlayışla eser veren sanatçılar arasında Oğuz Atay, Ferit Edgü, Vüs’at O. Bener, Demir Özlü gibi isimler sayılabilir.