Eleştiri Örnekleri

MADAM BOVARY ROMANININ ELEŞTİRİLMESİ

MADAM BOVARY ROMANININ  MİZAHİ YÖNDEN ELEŞTİRİLMESİ

Sevgili okuyucularım, bu yazımızda sizlere Gustave Flaubert’in Madam Bovary isimli eserinden bahsetmek istiyorum. Okuduğum eserlerdeki çelişkiler hakkında birkaç kelam etmeden duramıyorum. Madam Bovary değil; bildiğimiz ‘Yedi Kocalı Hürmüz.’

Romanımızın başkahramanı Charles Bovary, taşrada yetişmiş elinden pek fazla iş gelmeyen ve beceriksiz bir gençti. Annesi onu papazın yanına göndererek ders almasını sağladı. Charles, annesinin gayretiyle doktor olmuştu. (Valla elinden bir şey gelmeyen adam okuyup doktor oluyor da biz bir şey olamadık.)

Annesi oğlunun her ihtiyacını karşılamaya çalışmaktaydı. Oğlu yetişkin bir delikanlı olunca onu evlendirmeyi kafasına koydu. Oğlunun işlerini takip etmeyi alışkanlık haline getirdiği için onun fikrini bile almaksızın bir eş buldu. ( Bu anne nasıl bir anne anlayamadım! Oğlanın her işine karışıyorsun, evlendiği kadına da mı sen karışacaksın? Bu kadınla sen mi…?. Evleneceksin, yoksa oğlun mu?)

Oğluna ayarlamış olduğu Bayan Dubuk orta yaşlı, oldukça çirkin bir bayandı. ( Hem oğlunu seviyorsun, hem de çocuğa yaşlı ve çirkin bir kadın layık görüyorsun. Böyle sevgi olur mu Allah aşkına?)

Charles, Bayan Dubuk’tan fazla haz etmese de; Bayan Dubuk Charles’ı çok seviyor ve ondan ilgi bekliyordu. ( Tabii ilgi bekler; bulmuş filinta gibi oğlanı. Charles’da nasıl hazzetsin çirkin kadından; etrafta genç ve güzel kadınlar varken?)

Charles’ın ,tedaviye gittiği çiftliğin sahibinin Emma adında bir kızı vardı. Charles, çiftliğe gidip gelirken bu kızdan hoşlanmaya başladı. Ancak Charles’ın karısı Bayan Dubuk Charles’in çiftliğe sık sık gitmesinden hiç hoşnut değildi.( Tabii hoşnut olmaz; başına gelecekleri biliyor. Charles, çiftlikte Emma ile arayı bulursa ‘Yandı gülüm keten helva’)

Aradan uzun zaman geçtikten sonra Charles’in karısı Bayan Dubuk öldü. Charles çiftliğe tekrar gitmeye başladı ve zaten önceden ilgi duymakta olduğu Emma ile evlendi. (İnan isabet olmuş; zavallı Charles’da işine baksın genç güzel bir kadınla evlenerek hayatın tadını çıkarsın. Yazık ne çekti o Bayan Dubuk denen kadından.)

Ancak Charles eşini çok sevmesine rağmen Emma, Charles’den pek hoşlanmıyordu, ilişkilerinin çok monoton olduğunu düşünüyordu. Bundan dolayı Emma yeni arayışlar içindeydi. (Gariban charles’in yüzü bir gülmedi ki; senelerce yaşlı karısı Bayan Dubuk’a tahammül etti, bu defa da genç Emma’dan elektrik alamadı. Adamın bahtı kara demek ki.)

Emma ve Charles bir gün bir baloya gittiler. Baloda Emma Vikont isminde bir bey ile dans etti. Emma Vikont’tan çok hoşlandı. Adeta Emma’nın Vikont’a içi gitti. Eve döndüklerinde Emma çok huysuzlandı, yemeden içmeden kesildi. (Emma, Charles’i atlama tahtası olarak kullanıyor gibi.)

Emma bu dafa da Leon adında bir delikanlı ile ilgilenmeye başladı. Leon’da Emma’dan çok hoşlanıyordu ancak bu durumu bir türlü itiraf edemiyordu. (Emma bu işi meslek haline getirmiş gibi; hadi Vilkont denen adamdan hoşlandın, tasvip etmesek de anlayışla karşıladık ‘Beşer şaşar’ ama Leon neyin nesi?)

Bu arada Emma hamileydi ve Leon’a namuslu kadın rolü yapmaya başladı. Leon Emma’dan beklediği ilgiyi göremeyince Paris’e gitti. Emma, Leon’un gitmesine çok üzüldü. (Valla Emma hem hamilesin, hem Leon’a iş atıyorsun, hem adam gidince üzülüyorsun. ‘Bu ne perhiz; bu ne lahana turşusu?)

Emma daha sonra Bay Rodolphe adında birisiyle tanıştı. Fırsat buldukça bahaneler uydurarak Radolphe’ın yanına gidiyordu. Çünkü ondan çok hoşlanıyordu. Ancak Rodolpho Emma’ya pek ilgi göstermiyordu. ( Anladığım kadarıyla Emma atraksiyon istiyor. Böyle şey olur mu? Ondan hoşlandı, bundan hoşlandı?)

Rodolphe’dan yüz bulamayan Emma bu defa da kocasına dönmeyi ve onunla mutlu olmayı düşündü. (Hele şükür en başta yapması gerekeni yapmış. Eldeki imkanlara yönelmiş. Başka yerde ekmek yok.)

Kocasının ameliyatlara girerek ünlü olmasını istiyordu. Charles bir ameliyatta başarısız olunca Emma ona bağırdı ve tekrar Radolphe ile kaçmaya karar verdi. Ancak Radolphe Emma ile kaçma fikrinden vaz geçti. Bu durumu kabullenemeyen Emma yataklara düştü. ( Bu Emma’ya artık ne denir bilemiyorum? İçimden çok kötü şeyler söylemek geçiyor. Yataktan kalkamaz inşallah.)

Hiçbir şeyden haberi olmayan Charles, Emma’ya bir rahip getirdi ve ona dua ettirdi. Emma kendisini dine adadı ve iyi bir kadın oldu. Artık günlerini kocasıyla geçiriyordu.(Yanlış anlama da sevgili Charles, nasıl hiçbir şeyden haberin yok Allah aşkına? Kadının ‘kırdığı kabak kırkı geçti’, Boynuz şakırtılarını ‘Sağır sultan duydu.’ Mal mısın? Duygusal zekanı hiç mi kullanmıyorsun? Okumuşsun, lisans diploması almışsın. Yazıklar olsun sana.)

Charles ile tiyatroya gittikleri bir gün orada Leon’u gördü. Leon geçmişte Emma’ya aşkını itiraf edemediği için çok pişmandı. Emma’ya duygularını açıkladı ve ilişkileri tekrar başladı.( Bu kadının uslanacağı yok; bunu ancak teneşir paklar.

Emma, kocasından habersiz sevgilisini mutlu etmek için ona çeşitli hediyeler almaktaydı. Emma’nın bu hesapsız harcamaları yüzünden eve haciz geldi. Emma içine düştüğü bu durumdan kurtulmak için tanıdıklarından borç para bulmaya çalıştı ancak bu kadar fazla parayı hiç kimseden bulamazdı. İçine düştüğü durum karşısında çaresiz kalan Emma eczaneden zehir alarak içti. Karısının zehir içtiğini fark eden Charles ne yaptıysa da karısını kurtaramadı ve Emma öldü. Ölmeden önce kocasına bir mektup bırakmış ve tüm yaptıklarını anlatmıştı. Buna rağmen Charles karısına acımasız olmadı ve onun gelinliği ile mezara gömülmesini sağladı. (Helal olsun; çok olgun bir adammış Charles, adeta bir evliya. Bu zamanda böyle erdemli insan az bulunur.)

Sevgili okurlar, Gustave Flaubert’in Madam Bovary isimli bu eseri insanın hayal gücünü ne kadar geliştiriyor değil mi? İnsana beyin fırtınası yaptırıyor.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap