EVİM
Ahşap ev; camlarından kızıl biberler sarkan!
Arsız gökdelenlerle çevrilmiş önün, arkan!
Kefensiz bir cenaze, çırılçıplak, ortada…
Garanti yok sen gibi faniye sigortada!
Eskiden ne güzeldin; evdin, köşktün, yalıydın!
Madden kaç para eder, sen bir remz olmalıydın!
Bir köşende annanem, dalgın Kuran okurdu;
Ve karşısında annem, sessiz gergef dokurdu.
Semaverde huzuru besteleyen bir şarkı;
Asma saatte tık tık zamanın hazin çarkı…
Çam kokulu tahtalar, gıcır gıcır silinmiş;
Sular cömert, “temizlik imandandır” bilinmiş…
Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler.
Ölçülü uzaklıkta, yakın beraberlikler…
Seni yiyip bitiren, kırk katlı ejder oldu;
Komşuluk, mana ve ruh, ne varsa heder oldu;
Bir yeni nesil geldi, üstüste binenlerden;
Göğe çıkayım derken boşluğa inenlerden…
Seninle sarmaş dolaş, kökten bozuldu denge;
Vuran kimse kalmadı bu davayı mihenge…
Şimdi git, mahkemede hesap ver, iki büklüm;
Cezan, susuz, ekmeksiz, olduğun yerde ölüm!..
Evim, evim, vah evim, gönül bucağı evim!
Tadım, rengim, ışığım, anne kucağı evim!
Şiirin yapı özellikleri:
Şiir tek birimden oluşmaktadır.
14’lü hece ölçüsü ile yazılmıştır.
Kafiye şeması aa/bb/cc … şeklindedir. Bu kafiye şeması mesnevi nazım şekliyle yazılan nazım şeklinde de kullanılmıştır.
Şiirin içerik açısından incelenmesi:
Türk edebiyatında ev konusunu işleyen şair maalesef azdır. Yusuf Ziya Ortaç ve Behçet Necatigil bunun dışındadır. Behçet Necatigil’in evlerle ilişkisi başkadır. İçe dönük bir şair olan Behçet Necatigil evler şairi olarak tanınır. Biz burada Necip Fazıl Kısakürek’in “Evim” şiirini inceleyeceğiz.
Necip Fazıl’ın şiirinde ev sadece içerisinde oturulan bir ev değildir, toplumdaki değişim de anlatılmaktadır şiirde.
Ev çağdaş Vandallık tarafından kuşatılmıştır. Tüketilen değerler dünyasını da sembolize etmektedir şimdiki evler. Yani şair geçmiş ile şimdi arasında gider gelir. Bu ev geçmişin güzel günlerinin yaşandığı bir mekandır. Şairde tatlı hatıralar canlanır.
Aynı zamanda bu yozlaşmayan yenik düşmüş bir dünyanın değerlerini ve yaşam tarzını simgeler.
Bu şiirde ev sadece bir biçimden ibaret değildir, şairin duygularını, geçmişteki güzel günlerini paylaştığı yerdir.
Yeni dünyanın sembolü apartmanların yok ettiği, derinliği içinde sade, durağanlığı içinde dingin ve bütün içinde anlamlı, evrenle uyumlu ve onun küçük bir modeli olan, yozlaşmaya yenik düşmüş bir dünyanın değerlerini ve yaşama tarzını simgeler.
Şair aslında bu evin sonunun ne olacağını (yıkılacağını) daha önceden hissetmiştir.
İçinde bulunduğu toplumun kaybettiği değerleri dile getirirken beton ev ve ahşap ev ilişkisi içinde anlatır.
Şair Necip Fazıl iç huzuru bu evde, bu evde yaşadıklarında bulmuştur.
Bu şiirde şair evi anlatırken değerlerinden uzaklaştırılan toplumu anlatmak ve üzülmektedir.