Bu kitabı okulda bir öğretmen arkadaşım hediye etmişti bana. Kapağındaki resim ve ciltlenmesi çok dikkatimi çekmişti. Umarım içeriği de aynı kalitededir diye başladım okumaya.
Uzun bir ön söz bölümünün olması beni açıkçası çok sıktı. Tamam, kitap hakkında bilgi veriyor ve dip notlara, örneklere yer veriyor ama – emin olun- çok sıkıldım.
Kitabın özetine gelince: Kahramanımız Gregor SAMSA bir sabah uyandığında kendini ağrı sızı içinde bulur. Yerinden kalkmak ister ama bir türlü kendine çeki düzen verip de yerinden kalkamaz. Vucüdunda acayip bir ağırlık ve tahmin bile edemeyeceğiniz derecede halsizlik vardır. Bunun dışında bir yandan da içini kemiren başka bir sıkıntısı vardır: patron korkusu. Kahramanımız hastalıkla cebelleşirken bir yandan da işe gitme telaşı ile yerinden kalkmaya çalışır ama bir türlü bunu başaramaz. İşe gitme saati geldiği halde hala odasından çıkmayan Gregor’u ailesi iyice merak eder ve kapıyı dövmeye başlarlar. Aynı saatlerde iş yerindeki patronu da Gregor’u kontrole gelir. Kapıyı açıp Gregor’un odasına girdiklerinde gözlerine inamayıp hayretler içinde kalırlar. Gördükleri manzara gerçekten inanılmazdı. Koskocaman bir böcek vardı odada ve konuşmaya çalışıyordu ama ne söylediği anlaşılmıyordu. Gregor’un bu halde olduğunu gören patron hemen evden atar kendisini, Gregor kendince patronunun arkasından yalvarır ama nafiledir.
Gregor’un en çok kortktuğu şey başına gelmişti. İşe gidemezdi artık. Patronu onu o halde görünce kesinlikle işe kabul etmezdi. Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da ailesinin geçimini nasıl devam ettireceğini düşünüyordu. Ama Gregor’un düşüncelerinin pek de önemi yoktu artık. Ailesi bir yolunu bulmuştu geçinmenin ama büyük bir sorunları vardı:Gregor…
Günler geçtikçe Gregor unutulmaya başlandı. Arada sırada kilitli odasını açıp yemek veren kız kardeşinden başkası ona bakmaya kimse cesarat edemiyordu. Sonuçta o kacaman bir böcekti. Verilen yemekleri de zaten yemiyordu.Günden güne iyice kötüleyen Gregor hastalanmaya başlamıştı. Bir gün odasının pislik içinde kaldığını gören kız kardeşi odasını temizlemek istedi annesiyle beraber ama annesi odada Gregor’u görünce korktu ve bıraktılar.
Samsa ailesi hayatını bir akışa tutturmuş giderken dairenin bir odasını kiraya verirler. Kiracıların memnun kalması için ellerinden geleni yapmaya çalışırlar. O günde yine öyle oluyordu ama Gregor açık kapıdan salona dalıp bunu da kiracılar görene kadar. Salonda acayip bir hava oldu, kiracılar bay Samsa’ya kızmaya başladı ve evden ayrılacaklarını bildirdiler. Bunun üzerine Gregor’ un kız kardeşi babasına o artık bir böcek, erkek kardeşim değil diyerek şikayette bulundu. Onu kardeşim gibi görme artık, o bu evden gitmeli diye babasına edindi. Sonra da Gregor’u odasına kapattı.
Zaten günlerdir sırtında çürük bir elma ile gezen Gregor artık iyiye zayıflamış ve hastalanmıştı. O olaydan sonraki sabah Gregor öldü. Bunu gören ailesi biraz hüzünlendiler ama biraz da sevindiler.ilk iş kiracıları kovdular daha sonra evden ayrıldılar…
Son kelam olarak: Bir insanı böceğe dönüştürerek anlatılan bu hikaye aslında çok şey anlatmaktadır. Gerçek bir dönüşüm olmasa da insanların ne kadar ve nasıl dönüştüklerini anlatan ibretlik bir hikayedir. Ailesi için gece gündüz çalışan, hasta iken bile işten kovulursam ailemin hali nice olur diye düşünen birinin onu nasıl bir son beklediğini bu romanı okuyunca anlayacaksınız. İyi okumalar.
AYDOĞAN KAZEL
Yukarıdaki yazıyı indirmek için aşağıdaki linke tıklayınız.