Gıda Yönünden: Beynin daha iyi çalışması glikoz ve oksijene bağlıdır. Bu bakımdan ders çalışan kişilerin bilhassa belli miktar kuru üzüm ve bal yemesi ve temiz bir havada ders çalışması yeterli olacaktır. Sigara içen veya sigara dumanlarına maruz kalan bir kişinin zihni performansı düşecektir. Aynı zamanda nikotinin kanı pıhtılaştırma etkisi olduğundan kanın beyne gidiş hızı azalmaktadır. Bu sebeple beyin ve kalp enfarktüsü (bir organda, bir atar damarın, doku bozukluğu sonucu kan pıhtısı ile tıkanması) olabilir.
Midenin dolu olması kanın mide damarlarında birikmesine sebebiyet verecek yine beyne kanın az gitmesine, dolayısıyla uykunun gelmesine neden olacaktır.
Dişlerin temiz tutulması hafıza üzerinde daha iyi bir tesir bırakır.
Zaman Yönünden: Sabahleyin çalışılan dersler daha kolay hafızaya alınır. Öğleden sonra çalışılan dersler ise zor öğrenilir. Sabah öğrenilen dersler kısa süre hafızada kalır, öğleden sonra öğrenilenler ise daha uzun süre hafızada kalır. İlk çalışmaları sabahları, tekrarları ise öğleden sonra yapmalıdır. Gece ders çalışma verimsizdir. Bu vakitlerde daha basit dersleri, konuları çalışmalı veya tekrar etmelidir.
Çalışma Odası: Odanın temiz ve düzenli olması ruhta iyi bir tesir bırakır. Odanın havası temiz olmalı. Işığı loş, uyku getirici olmamalı. Duvarlarda poster vs. olmamalı. Zira tuttuğu takımın posterini asmış olan bir kimsenin bazen gözü ona takılır ve takımının o haftaki maçları, kaçırılan goller vs aklına takılır. Duvarda ve masada bazı ezberlenmesi gereken formüller veya çok önemli olan bazı bilgiler asılı olmalı. Öğrenci onları göre göre öğrencektir. Işığın sadece kitabı görmesi, başka şeylere dikkat edilmemesi için faydalı olabilir. (Ameliyat masasına ışık sadece ameliyat yapılacak yeri daha iyi aydınlatır, cerrahın daha iyi çalışması için.)
Ruhi Yönden: Bir kimsenin ailevi ve çevreye ait ya da şahsi sıkıntıları varsa bu da çalışma verimini düşürür. Bunları güvendiği kişilerle dertleşerek, fikir alışverişinde bulunarak bu konuda ihtisas sahibi kişilere danışarak halletmelidir.
Beyin Jimnastiği: İnsan beyni düşündürücü eserleri okudukça yeni hücreler yapılır. (18 veya 25 yaşına kadar) 16 milyar olduğu tahmin edilen hücreler 20 milyara kadar çıkabilir. 25 yaşından sonra ise beyin hücreleri sürekli ölmeye başlar. Bunu ne yaparsanız yapınız durduramazsınız. Bir günde 7-12 bin civarında ölme mümkündür. 20 milyardan azalmaya başlarsa 80 yaşlarında karar verebilen, hafızası mükemmel, enerjik olacaktır. Böyle olmayıp 16 milyarda azalma olursa bunama meydana gelecektir. Bu fırsatı kaçırmamış olanlar akıllı ise gereğini yapacaktır.
Düşünmeye sevk eden kitaplar okumak beyindeki hücreler arasındaki ağlarda temizlenme meydana getirir. Bu da pratik zeka üzerinde olumlu tesirler bırakır.
Öğrenilen bilgiler için hücreler arasında protein sentezi yapılıp bu bilgilerin bunlar üzerinde kaydolunduğu söyleniyor. Çok endişelenen kimselerde norepinerrin salgılanıp bu protein sentezini imha eder. Öğrenme azalır. Yapılan bir araştırmada üniversiteye hazırlananların çoğunun, ameliyat masasına yatırılan hastalardan daha çok endişelendiği tespit edilmiştir. Biraz endişe olmalı; ama moral yüksek olmalı ve kendine güven olmalı.
Çok su içmek uyku getirir. Fazla yemek yemek fazla su içmeyi gerektirir. Çok konuşma da insanın beynini yorar. (Çok ders anlatan öğretmenlere sorabilirsiniz.) Mecbur kalmadıkça fazla konuşmamak zihnin, dikkatin daha iyi olması için önemlidir.
Tembelliğin Sebepleri: Bazıları tembelliği dikkat ve irada noksanlığına, düşünme azlığına bağlamışlardır. Genellikle düşüncesiz insanlar tembeldir. Tembel insanlar yemeyi, içmeyi, eğlenmeyi ve uyumayı düşünürler. Bilim adamları çalışırken yemeyi vs. unuturlar. Öğrencinin sınıf arkadaşlarının tembel veya çalışkan olması da durumu etkiler. Bu yüzden herkes kendine zeki, çalışkan ve düzenli ders çalışan, prensip sahibi arkadaşlar seçmeli.
Bazı insanlar yarınları bugünden daha müsait farz eder. Böylece önemli işleri yarına bırakır. Oysa bunun tam tersi olarak, mesela yemek yerine su içme ve nefes alma. Bunlardan en önemlisini daha sonraya bırakabilirsiniz. Aynen onun gibi öğrenci için en önemli şey ne ise önce onu yapmalı. Her gelen gün kendi meşguliyeti ile gelir. Yarın işleri yürütmeyen ve kusurlu olanların günüdür.
Tekrar: Psikoloji : “Anlamanın en iyi yolu tekrar etmektir.” der. Eskiler ne demiş: “Ettekraru ahsen velev kene yüz seksen.” Yüz seksen defa da olsa tekrar iyidir.
Tv-müzik-telefon vs.: Bu gibi uyarıcıların veya başka bir deyişle uyutucuların ortadan kalkması ders çalışma verimini artırır. Televizyonu açmak, kolaydır ama televizyonu kapamak zordur. Önce haberler derken sonra heyecanlı filmler vs. devreye girer. Arada reklamlar derken zihin allak bullak olur. Aynı şekilde facebook’a, instagram’a girmek kolay, çıkmak zordur.
Temizlik: Ara sıra banyo yapma kan dolaşımını hızlandırır. Zira su vücuda dokununca damarlar genişler. Tıkanmalar önlenir, grafik normale döner. İnsan vücudunda elektriksel iyonlar mevcuttur. Sinirlerde uyaranlar bunlarla iletilir. Su ise iletkendir. Su ile yapılan temizlikle iyonlar boşaltılır, rahatlama olur. Aynı zamanda fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinde su kürü tedavi olarak reçetelere yazılır. Yine kaşıntı, kas ağrıları vs. sıcak bir banyo ile geçecektir. Yeryüzünde umumi bir temizlik, nizam ve intizam vardır. İnsanların da bu çarka ayak uydurması gerekir. Uydurmazsa çarkın dişleri arasında ezilir.
İyi Bir Dinleyici Olmak: Not tutma önemlidir. Not tutmak; eğitimin temel şartı olan aktif katılımı sağlar, unutmayı önler.
İyi bir dinleyici olmanın temel kuralı iyi not tutmak, iyi not tutmanın yolu da iyi bir dinleyici olmaktır. Dersi derste öğrenmek için öğrencinin elinde tek bir fırsat vardır. Söyleneni iyi dinlemek ve not tutmak duyu organlarını öğretmene yöneltmek gerekir. Her yerin ve her şeyin hakkını vermek lazım. Top sahasına çıkan sahanın ve oyunun hakkını veriyor, uyuyan yatağın hakkını veriyor, üstelik bu konuda taviz vermiyor. O halde sınıfta dersin hakkını da versin. Sınıfta uyuyorsa veya başka bir şeyle meşgul oluyorsa o zaman uykuda ders çalışsın, sahada da uyusun. Her şey yerli yerinde olmalı. Bir öğrenci okuduğunun %20’sini hatırlar. Önce okur, sonra dinlerse %40’ını; okur, dinler ve yazarsa %60’ını hatırlar.
Yatarak Çalışma: Psikolojik olarak yatağı görme veya uzanma insanın uykusunu getirir. Yatarak çalışma, tavsiye edilmeyen bir çalışma şeklidir. İnsan gerekirse kitabın başında uyumalı; ama yatağına girmemekte direnmelidir. Yıllarca başını bir kanepeye dayayıp uzanmadan istirahat edenler vardır, fakat bir günde üç cilt kitap bitirmektedirler.
Yatakta iken uyumadan önce uykuya dalarken çitten atlayan koyunları hayal edeceğimize o gün gördüğümüz konuları tekrar etmek faydalı olur.
Psikolojide yapılan araştırmalar göstermiştir ki ders çalıştıktan sonra uyunursa, ders çalıştıktan sonra normal işlere devam etmeye nazaran zihinde daha iyi yer ettiği görülmüştür. Uykuda hazmetme daha iyi olacaktır. 40-50 dakikalık derslerden sonra 10-15 dakika teneffüs hazmetme süresi olarak psikolojide tespit edilmiştir.
Öğrenci yatmadan önce 10 dakika süreyle o gün çalıştığı dersleri tekrarlayarak uykuya geçer ve sabahleyin de bir önceki gece yapmış olduğu 10 dakikalık tekrarı yaparak başlarsa öğrendiklerini korumak açısından çok önemli bir avantaj sağlamış olur.
Hızlı Okuma: Yavaş okumaktansa biraz süratli okuyup çok tekrar yapmak daha verimlidir. Dudakları kıpırdatarak okumak, okuma hızını düşürür. Tekrarlar kar topuna benzer. Tepeden aşağıya yuvarlandıkça büyür, büyüdükçe hızı artar.
Stres: Stresli durumlarda glukokortikord salgılanır. Bunun etkisiyle beyin hücreleri kan şekerini depolayamaz. Sonuçta çok stresli, endişeli insanlarda glukokortikord tarafından enerji destekleri tamamıyla kesilen bazı beyin hücreleri hayatiyetlerini kaybeder. Harplerde morali bozulan ordular hep yenik düşerler. Morali bozulan öğrenci de yenik düşecektir. Üniversite imtihanını bir harp olarak görürsek iyi strateji belirlemeli. Savaş, başlamadan kazanılır.
Ders nasıl çalışılır?
- Çok değil etkili çalışmalısın.
- Plan, belli bir süre ve düzen içinde çalışmak demektir.
- Hangi derse, nerede nasıl ve ne zaman, hangi kitaplarla çalışacağına karar vermelisin.
- Zor dersleri, derslerden en yüksek verim aldığın saatlerde çalışmalısın.
- Çalışma saatlerin, günün hep aynı saatlerine denk gelmeli.
- Ders çalışırken mutlaka belli yerlerde ara vermelisin.
- Planını mutlaka bir yere yazmalı ve herkesin gördüğü bir yere asmalısın ki bu planı herkes görüp seni teşvik edebilsin.
Başarının Sırrı:
- Çalışmadan bile başarılı oluyorum. Yoksa ben dahi miyim neyim?
- Derste dinlediklerim başarılı olmama yetiyor, ayrıca çalışmama gerek kalmıyor. Bende acayip zeka var.
- Başkaları iki kere çalışıp öğrenirken bir kerede ezberliyorum. Aklımı seveyim.
- Arkadaşlarım benden çok fazla çalışıyorlar, ama bir türlü sınavlarda beni geçemiyorlar. Ben ne kadar zekiyim.
- Az çalışıp çok dinlenmeliyim ki zihnimi yormayayım.
- Çok çalışmak değil, düzenli çalışmak faydalıymış. O zaman benim de çok çalışmama gerek yok.
İşte arkadaşlar, bu cümleleri içinden mırıldananlar başarıya biraz uzak olan öğrencilerdir. Başarılı olmanın tek yolu vardır: Çalışmak
Ama nasıl çalışmak? Ne zaman ve ne kadar çalışmak? Neleri çalışmak? Kiminle birlikte, hangi ortamda çalışmak?
Bütün bu sorulara mantıklı cevaplar verebiliriz. Fakat vereceğimiz her mantıklı cevabın yine de ilk kelimesi “çalışmak” olacaktır.
Uyuşuk uyuşuk oturanlar belki de başarılı olacaklarını zannederler. Hem de kendilerine yukarıda saydığımız bahaneleri mükemmel bir şekilde siper ederler.
Unutmayın!
Kendinize ilk kelimesi çalışmak olan bir sistem uygulayabilirseniz bu bahanelere gerek kalmayacaktır.